CıngıL Beng
target Love
1. Bayatladıklarında kek ve ekmek neden sertleşir de bisküviler yumuşar?
- Bu durum üzerine pek çok kitap yazılmıştır. Ekmek için asıl cevap, undaki nişasta kristalleriyle ilgilidir. Bu kristaller pişirme sırasında jelatin hâline gelir (su toplar ve yumuşaklaşırlar). Nişasta birkaç gün içerisinde geriye hareket adı verilen bir süreçten geçerek yavaşça yeniden kristalleşir, böylece ekmek sertleşir. Bisküvilerdeki nişasta da aynı süreçten geçer fakat çoğu bisküvi tarifinde bulunan şekerin etkisi bunun üzerine çıkar. Şeker atmosferden su toplar ve bu da dışarıda kalan bisküvilerin yumuşamasına sebep olur. Kekler tarifine göre her iki şekilde de bayatlayabilir ve bu iki yoldan birinde olması, tarifteki diğer içeriklerden de büyük ölçüde etkilenebilir.
2. Yıldırımdan enerji üretilebilir mi?
- Evet, bu yapılabilir. Ancak kuvvetle muhtemel pratik olmayacaktır, çünkü kısa süreli bir enerji kaynağından enerji saklayabilecek bir kapasitör tasarlamak gibi bazı problemler ortaya çıkar.
3. Helyum balonları bir uzay gemisinin yukarısına çıkabilir mi?
- Hayır, bir uzay gemisinde yukarısı diye bir şey yoktur, çünkü bize aşağının neresi olduğunu söyleyen dış çekimsel bir alan yoktur. Çekimin olmadığı yerde balonu itecek ya da çekecek bir kuvvet olamaz.
4. Kafamdaki bir metal plaka kafamın mıknatısa yapışmasına sebep olur mu?
- Hayır, çünkü prostetik amaçlarla kullanılan titanyum gibi metaller, demir-mıknatıssal olmayan alaşımlardır. Yani rahatlayabilir ve bir mıknatısa yapışma korkusu taşımadan kafanıza bir metal plaka taktırabilirsiniz.
5. Müzikte matematik var mıdır?
- Evet, matematik ve müzik arasında belli bir bağ vardır. Tellerin uzunluğundan Bachın kantatasında üretilen notaların simetrisine kadar uzanan bir ilişkidir bu.
6. Bilgisayarlar sahiden seçkisiz sayılar üretebilir mi?
- Evet ve bunun sebebi elektrikli unsurlardaki ısının içerideki elektronların tahmin edilmez biçimde hareket etmesine sebep olmasıdır. Bu hareket elektronik olarak yakalanabilir ve seçkisiz sayılar olarak bir dizi hâlinde sayısallaştırılabilir.
7. Tavuklar neden uçamaz?
- Yaban tavukları kesinlikle uçabilir ve uçarlar da. Ancak binlerce senedir boyutlarına göre yetiştirildiklerinden artık bir ağacın tepesine kanat çırpamayacak kadar ağırlaşmışlardır. Açık alanda yemlenen tavukların bir kanatlarındaki uçma tüyleri de aynı zamanda kesilir. Böylece tavuklar kısıtlı bir alanda uçabilirler ve bu da kaçmalarını engeller.
8. Güvercinler neden kafalarını sürekli oynatırlar?
- Bu konudaki en olası teoriye göre biz neden gözlerimizi döndürüyorsak onlar da bu yüzden kafalarını oynatıyor. Yani hareket ederken etraflarındaki görüntüyü sabitleştirebilmek için. Bir güvercin tekdüze yürürken çevresi nispeten aynı kalır ve kafasını oynatmaz. Ayrıca tüm kuşlar kafalarını oynatmaz, yani bu konuya tam olarak bir açıklık getirilememiştir.
9. Kaşınmak tam olarak nedir?
- Kaşınma ya da pruritisin sebebi boyutta yalnızca birkaç mikron olan hafif bir deri uyarısıdır. Büyük olasılıkla böcek ısırıklarını önlemek için bir uyarı mekanizması olarak gelişmiştir. Kaşıntı ani eşmeleri tetikler, çünkü size sıtma bulaştırmaya çalışan bir sineği öldürmenin en hızlı yolu budur.
10. Déjà vu açıklanabilir mi?
- 19.yüzyıl Alman çalışanlar déjà vunun bir çeşit bilişsel gaz olduğunu öne sürdü. Normalde aynı anda olan duyum ve algılama süreçleri bir şekilde senkronizasyonu kaybedince bu durum yaşanır. Modern insanlar bunu beyindeki geri getirme ve benzerlik işlemlerinin senkronize olmaması olarak algılar. Fakat daha pek çok teori vardır ve kimse cevabı tam olarak bilemez. Bu sebeple de cevap hayırdır.
11. Uçaklar kalkışa geçerken neden kabin ışıklarını karartırlar?
- Amaç yolcuların gözlerini karanlığa alıştırmaktır. Bu yalnızca rahatlık için yapılmaz aynı zamanda da bir güvenlik işlemidir. Uçak acil bir durumda boşaltılmak zorunda kalsa yolcuların gözleri dışarıdaki karanlığa bu sayede daha rahat alışır.
12. Neden beş el ve beş ayak parmağımız vardır?
- Bu büyük olasılıkla tesadüften başka bir şey değildir. Tüm tetrapodlar (memeliler, kuşlar, sürüngenler ve amfibileri de kapsayan omurgalı grubu) pendaktil bir soydan gelir. Pendaktil beş parmaklı anlamına gelir ve bu basit düzen o soydan gelen tüm hayvan gruplarında korunmuştur. Tetrapodların ortak ataları, Devon döneminde yaklaşık 365 milyon yıl önce yaşayan lob-kanatlı balıklardır. Fosil kayıtları ayrıca kanatlarında aynı anda altı ya da yedi parmağı olan balıkların varlığını gösteriyor fakat beş parmaklı formların hayatta kalıp karada yaşayan kalıplardan olmasının asıl sebebi bilinmiyor. Büyük olasılıkla daha az parmak kemiğinin olması her birinin daha kuvvetli olmasına izin verdi ve bu da sudan çıkarken sürünme konusunda yardımcı oldu. Ancak beş sayısının sihirli bir tarafı yok ve sıralı evrimsel baskılar pek çok türün parmakları birleştirerek çevrelerine daha uyumlu, daha kalın ve güçlü pençeler, ayaklar edinmesine sebep oldu.
13. Bira neden kahverengi, üstü de beyazdır?
- Kahverengi, arpa tanelerinin filizlenerek kavrulmasına izin verilmesiyle oluşan malttan gelir. Düşük bir kavrulma derecesi, açık renk bir biranın ortaya çıkmasının sağlar. Daha yüksek bir derece daha koyu renk bir bira elde edilir. Hancıların açık renkli biralarına konsantre sülfrik asit ekleyerek hemen kahverengine dönmesini sağlamak üzere şekere karbonat attığı, içinlerin midesinde ani sorunlara sebep olan 19.yüzyıl döneminde yaşamadığınıza şükretmek gerekir. Üstteki köpükler, ince bir sıra likit birayla çevrilidir fakat bu sıra öyle incedir ki beyaz ışığın etkisinin üstüne çıkabilecek kadar yeterli ışık ememez. Köpüklerin yüzeyinden yansıyan ışık, ayrıca beyaz kalır ve böylece biranın üst kısmı beyaz olur.
14. Peynir yemek insana kabus gördürür mü?
- Uykudan önce yediğiniz her ağır şey Hızlı Göz Hareketi (REM) uykunuzda daha fazla vakit geçirmenize dolayısıyla da daha fazla rüya görmenize sebep olur. Peynirin rüya görme konusunda ekstra bir etkisi olduğuna dair (iyi ya da kötü) bir kanıt yoktur.
15. Kainatın en soğuk yeri neresidir?
- Kainatın en soğuk yeri, yeryüzünden 5000 ışık yılı uzak bir toz ve gaz bulutu olan Boomerang Nebuladadır. -272 C°lik bir sıcaklığı vardır ve yaşlanan merkezi yıldızından kopan gaz ve tozların hızlı büyümesinden oluşur.
16. İnsanın kendi kendine konuşması sahiden delilik belirtisi midir?
- İnsanların özellikle stres anlarında ve yalnızken kendi kendileriyle yüksek sesle konuştukları özel konuşma denilen fenomen tamamen doğaldır.
17. Streç film nasıl yapışır?
- Streç filmler ya PVCden ya da yapışmasını sağlaması için işlemden geçen yüksek yoğunlukta polietilenden yapılır. Streç filmi açtığınızda bir katın yüzeyindeki elektronların bazıları bitişik kata çekilir. Bu pozitif ve negatif elektrostatik yük parçaları yaratır. Streç film iyi bir yalıtkan olduğundan bu yük uzunca bir süre için karşı koyar. Streç filmi kendi etrafına ya da bir başka yalıtkana (cam gibi) sardığınızda elektrostatik yük diğer yüzeyde karşıt bir yüke neden olur ve ikisi birbirine yapışır. Bunu metal gibi bir iletkende denerseniz yapışmaz çünkü yük dağılmış olur.
18. Büyük Patlamada ses çıktı mı?
- Ses yoğunluktaki dalga benzeri değişimlerden kaynaklandığından gerçek bir boşlukta herhangi bir şey duymanın olanağı yoktur. Böyle olabilse bile Kainatın ilk evreleri boşluk değildi; hidrojen ve iyonlaşmış gazlarla doluydu. Büyük Patlama sonucu ortaya çıkan ses, direkt olarak duyulamayacak kadar düşük frekansta olurdu fakat gerçek kozmik bilgiler kullanıp frekansı artıran Washington Üniversitesinden kozmolojist Profesör John Cramer sesin simülesini yaptı.
19. Uzay araçlarında yapay yer çekimi nasıl yaratılır?
- Uzun görevlerdeki astronot incelemeleri, ağırlıksızlığa uzun süre maruz kalmanın kas ve kemikleri zayıflattığını göstererek bilim adamlarının uzay araçlarında yapay çekim yaratma yollarını aramasına sebep oldu. İlk uzay yolculuklarından bile önce Werner Von Braun gibi öngörülü kimseler yer çekimini andıran merkezkaç etkisi yaratmak için uzay araçlarını döndürmeyi önerdi. Ancak 1960lar ve 1970lerde yapılan deneyler, 2 rpmden daha fazla olan rotasyon oranlarının insanların midesini bulandırdığını gösterdi. Bu kötü bir haberdi. Bu yavaş dönüş oranıyla, yeryüzündeki gibi bir yer çekimini taklit edebilecek bir etki yaratabilmek için uzay aracının yaklaşık 450 metrelik bir çapa sahip olması gerekirdi. Mühendisler hâlâ bu sorunu çözmeye çalışıyor fakat henüz çok az başarı gösterilebildi. Massachusetts Teknoloji Enstitüsünden bir grup, çekimsel jimnastik deneyi yaptı ve astronotların, kısa süreli yapay yer çekimini tadabilmesi için insan büyüklüğünde savurmalı kurutuclar yapıldı. Ancak böyle bir durumda rotasyon oranı uzay aracından yüksek (23 rpm) olmalı ki mide bulantısı problemi yaşanmasın. Uzay aracının kalıcı olarak 1G ya da doğal olarak kendi çekimini yaratabilecek kadar büyük bir bina veya aracı hızlandırmasını sağlamak gibi farklı yollar da var. Ancak her iki metod da şimdilik teknolojik yetilerimizden fazlasıyla uzak.
CıngıL Beng :
.................HackheLL..............