Tüm Fikralarimi Bu Bölümde Topladim ..

DeviLOmeR

New member
[BLUE]Dilenci el açmış dileniyor, hem de dua ediyor.


Bektaşi on para vermiş, "Duanı istemem!" demiş...


Dilenci şaşırmış:
"Niye duamı istemiyorsun?"


"Ulan senin duan beş para etseydi, kendini kurtarır, dilenmezdin!"


Vesaye


Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.
2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!...


Vesaye


Başıboş bir eşek nasılsa bir camiye girmiş, hoca eşeği döverek dışarıya çıkarmaya uğraşırken, oradan geçen bir Bektaşi babası bu hali görerek hocaya sormuş :


-Eşeği niçin dövüyorsun be hoca efendi?


Hoca hışımla cevap vermiş :


-Gelmiş camiye girmiş.


Bektaşi teskin etmek için şöyle demiş :


-Canım hoca efendi, onun aklı erer mi?Hayvan olduğu için yapmış bir yanlışlık, girmiş camiye, bak ben giriyormuyum hiç?.


Vesaye


Bektaşi ile bir hoca birlikte yola çıkmışlar, bir süre sonra hoca :


-Namaz saati! demiş, başlamış kılmaya...


Rekat üstüne rekat, selam üstüne selam... Bektaşinin beklemekten canı sıkılmış, hoca namazı bitirince sormuş :


-Yahu bu ne uzun namaz böyle?


-Kazaya kalmış namazlarım vardı, onları eda eyledim!


Bektaşi :


-Eh ben de bir namaz kılayım! demiş ve başlamış namaza...


Ama ne namaz, bitmiyor, sonunda hoca dayanamamış :


-Erenler, senin namaz da uzun sürdü!


-Önümüzdeki haftanın namazını kıldım!


Hoca şaşırmış :


-Yahu olur mu böyle şey?


Bektaşi gülmüş :


Allah senin veresiyeni kabul ediyor da, benim peşinimi niye kabul etmesin?


Vesaye


Softa, namazini bitirmis, selam verirken, komsusu olan ve onu yaptigi kötülüklerden iyi taniyan, Bektasi yanina iyice sokulup, "Aleykümselam" demis. Softanin cani fena halde sikilmis:


-Be adam! Sen de nereden çiktin? Namazimi berbat ettin.


-Selam verdin, ben de aldim.


-Yahu ben sana degil, meleklere selam verdim.


-Erenler, ben de melegim.


-Ulan defol git suradan!...Senden melek mi olur?


-Kizma birader!...Senin gibi Müslümanin benim gibi melegi olur...


Vesaye


Çok akıllı bir adamı elektrikli sandalyeye oturtmuşlar birazdan işini bitirecekler.
Adet ya son isteğini sormuşlar adama..
Bir bardak çay istiyorum diye cevap vermiş.
Getirmişler çayı bu arda biri kibarlık edip kaç şeker diye sormuş
Cevaba bakarmısınız) Siz manyak mısınız?
şeker hastası adama 2 şeker verilir mi.Öldürecekmisiniz beni?


Vesaye

TIMARHANEDE BIR DELI deliyi intihar ederken kurtarir..
doktorlar sasirir ve bu delinin taburcu olmasina karar verirler...
ve bir deli ile kahraman delinin yanina giderler ve söyle derler: BAK seni taburcu edicez ama önce su hastamizi emanet edicez oldumu.....KAHRAMAN DELI: PEKI !!!
NEYSE DOKTORLAR DELILERI yalniz birakirlar 5 saat..geldiklerinde sasirilar ve derlerki :sen ne yaptin adam kendisini asmis! hani sana emanet etmistik....
KAHRAMAN DELI söyle cevap veriri: ya adam havuza atladi kurtardim suydan.BENDE adamin kurumasi icin iple astim tavana)))))))))))))))

Klas bir kiz kolejinde biyoloji ogretmenligi yapan Bay Perkins sinifta sorar:

- Bayan Smythe, lutfen insan vucudunda uygun sartlarda gercek buyuklugunun 6 katina ulasan organin ismini ve bu sartlari soyler misiniz?

Bayan Smythe soruya bozulur ve sogukca:
- "Bay Perkins, bu sanirim bana sorulacak uygun bir soru degil. Ailemin bundan haberdar olacagindan emin olabilirsiniz." der ve kipkirmizi bir suratla yerine oturur.

Bay Perkins, istifini bozmadan ayni soruyu Bayan Johnson'a yoneltir.

Bayan Johnson sukunetle cevap verir:
- Los isikta goz bebegi.

Bay Perkins:
- Dogru! der.

- Ve Bayan Smythe size soyleyecek 3 seyim var.

Birincisi; dersinize calismamissiniz.

ikincisi; akliniz fikriniz kotu seylerde.

ucuncusu; birgun cok buyuk bir hayal kirikligi ile karsi karsiya kalacaksiniz.....







KARISI BirGUN Nasrettin Hoca'ya

-Benim yuzume bakarken sadece besmele cekiyorsun, demis.

Hoca sormus:
-Ne var bunda?
-imam efendi, karisinin yuzune bakarken yasin okuyormus.

Hoca gulmus:
-Ben o kadini gorsem, hatim bile indiririm

Adam kizina Barbie almak ister ve bir oyuncakciya girer.
- "Vitrindeki Barbie bebek kaç para ?" diye sorar.
Satici
- "Hangisi beyim ?" ve devam eder:
- "Barbie spora gidiyor 19.95 usd,
Barbie alisverisde 19.95 usd
Barbie discoda 19.95 usd
Barbie plajda 19.95 usd
Barbie bosandi 265 usd."
, Adam sasirir.
- "Neden hepsi 19.95 de, bosanmis olan 265 usd ?"
Satici cevaplar:
- "Cok basit bosanmis Barbie ile birlikte; Ken'in evini, arabasini, mobilyalarini da aliyorsunuz







Padisahin Biri;

-'Bana yalan soyleyebilene bir kup dolusu altin verecegim!' demis.

Yalancilar, hemen saraya kosusturup baslamislar yalana;

1-''Bir kus, aslani kapip yuvasina goturdu.''

Padisah,''Bunun neresi yalan?.. Kus kartaldir, arslan da kuzu kadar minik bir yavru.

Kapti mi goturur tabii!..''

2-''Komsu ulkede bir esegi kral yaptilar!..''

Padisah,''Ulkenin krali, pencereden bakinirken tacini dusurmus. Tac da pencerenin altindaki esegin basina gecmis. Tac kimin kafasindaysa, kral odur tabii!..''

3-''Padisahim, ben gokyuzune bir ok attim. Alti ay sonra geri dondu!''

Padisah,''Senin ok bir agacin ustune dusmustur.

Agac, sonbaharda yapraklarini dokunce, takilacak yer bulamayip yere inmistir.''

Boylece padisah, her yalana gercek bir bahane bulmus ve kimse padisaha bu yalandir dedirtememis.

4-Aradan zaman gecmis ve bir gun bir adam gelmis;

'Padisahim, sen benim babamdan borc olarak bir kup dolusu altin almistin.

Simdi geri almaya geldim.
Yalandir dersen odulumu ver.

Yalan degil dersen borcunu ode!..










Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında,

- "Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi." demişler...

Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve,

- "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler...
Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş,

- "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"









Adın ne senin bakem



Adamın biri bir gün yolda giderken bir çocuk görür ve
çocuğu çok sevimli bulur; çocuğa:
"Senin adın ne?"
Çocuk tam söyleyeceği sırada:
"Dur ben tahmin edeyim", diyerek sözünü keser,
ama ipucu olarak baş harfini söylemesini ister. Çocuk:
"Y" der, adam başlar saymaya...
"Yasin?"
Çocuk başını sallar.
"Yusuf?!."
Çocuk yine başını sallar.
Adam y harfi ile başlayan tüm isimleri sayar, çocuk
her seferinde başını sallar adam iyice sinir olur ve
kız isimleri de saymaya başlar; çocuk yine başını sallar.
Adam en sonunda:
"Bilemedim. Ne lan senin ismin?!."
Çocuk yanıt verir:
"Yamazan

Aziz Yıldırım bir gün antikacıya gitmiş.
antika bir lamba almış, eve getirmiş lambanın tozunu silerken lambadan bir cin çıkmış.
cin-dile benden ne dilersen demiş.
aziz-avrupadan amerikaya 6 şerit gidiş 6 şerit geliş bir otoyol istiyorum demiş.
cin-sayın yıldırım bu çok zor bir şey başka bir şey dile demiş.
aziz-o zaman fenerbahçe uefa kupasını alsın yada şampiyonlar liginde çeyrek final oynasın.
cin düşünmüş taşınmış oflamış puflamış aziz yıldırıma dönerek
-ŞU OTOYOL KAÇ ŞERİTLİ OLACAKTI demiş....


EMNİYET MÜDÜRÜ
-"alo efendim"
-"pardon galiba yanış numarayı çevirdim"
-"dikkat etsene geri zekalı "
-"geri zekalı sensin üstüne birde bit beyinlisin"
-"ne sen kiminle konuştuğunu biliyormusun "
-"hayır"
-"ben emliyet genel müdürüyüm"
(biraz sesizlikten sonra)
-"sen kiminle konuştuğunu biliyormusun"
-"hayır"
-"ohhh çok şükür"

her canım cicim diyene kanmayım

Genç adam yaşlı karı-kocanın evlerine misafir olur. 75 yaşındaki
amca karısından bir fincan daha çay isterken "Çiçeğim, bir bardak
daha verirmisin?" der.Sonra da "peteğim, hiç şekersiz lütfen" diye ekler
65 yaşındaki tatlı karısının getirdiği tavşan kanı çayı
alırken de "bebeğim, sana çok zahmet oldu" diye ekler.Genç adam, yaşlı
amcanın karısına kullanıdığı sevgi sözcüklerinden çok etkilenir
"Amcacığım, kaç yıllık evlisiniz?" diye sorar.Yaşlı ama dinç adam,"40
seneyi geçtik evladım"der.
Genç adam: "Vallahi maşallah, Allah muhabbetinizi arttırsın.
Sürekli çiçeğim, peteğim, bebeğim gibi güzel sözlerle hitap ediyorsunuz
galiba" Yanakları pembeleşmiş teyze "Doğru, bir kaç yıldır hep bana
böylehitap ediyor" deyip mutfağa doğru yöneldiğinde yaşlı amca genç adamın
kullağına doğru eğilerek:

"Şiişşt, çaktırma, 2 sene önce adını unuttum, hala hatırlayamıyorum









Ormanda bir ayı nefes nefese koşmaktadır.Onu gören kaplumbağa nedeninin sorar.Nasıl kaçmam der ayı ormana vergi memuru gelmiş.Bende kürk,hanımda kürk,çocuklarda kürk...bunun üzerine kaplumbağa da koşmaya başlamış.Onu gören maymun merakla nedenini sorar.Vergi memurundan kaçıyorum,bende ev,çocuklarda ev,hanımda ev der yoluna devam eder.Bunun üzerine maymun da koşmaya başlar.Sonra zınk diye durur.Ulen ben ne kaçayım vergi memurundan..Benim popom açık,hanımın açık,çocukların açık








Temel ve Dursun amerikanın ırak a savaş açmasını hazmedemeyip Amerikaya savaş açmaya karar vermişler.
ne yapıp edip Bush un telefonuna ulaşmışlar..
ve arayıp konuşmaya başlamışlar

Temel:sayın Bush siz Iraka savaş açtinuz bizde size açayruz
Bush:siz kimsiniz hangi ülkesiniz..
Temel:biz Rizeliyuz
Bush: peki asker sayınız kaçtır
Temel:ben ve arkadaşım Tursun toplam içi
Bush:silah sayınız kaçtır
Temel:benım dededen kalma çakıralmaz,Tursun unda bi tekkırma tüfek
Bush:buna karşılık bizim 20.000 askerımiz,5.000 uçaksavarımız,3000 gemimiz var
Temel:ben sizi tekrar arayacağum..Amerikalılar oturmuşlar aramışlar taramışlar sonunda Rize yi bulmuşlar,bakmışlar ufak bir yer şok olmuşlar
Temel tekrar aramış..

Temel:Sayın Bush biz size savaş açıyoruz
Bush:asker sayınız
Temel:ben,Tursun ve kahveden birkaç arkadaş toplam 5 çişiyuz
Bush: peki silah sayınız
Temel:benim çakıralmaz,Tursunun tekkırma,kahvedeki arkadaşlardan birunun çakısı bide biçerdöver
Bush:buna karşilık bizim asker sayımız 50.000 e ulaştı,10.000 uçaksavarımız ve 7.000 gemimiz oldu
Temel:biz sizi tekrar arayacağuz...bir müddet sonra Temel tekrar arar
Temel:biz savaştan vaz geçtuk
Bush:neden?
Temel: o kadar savaş esirunu barındıracak yerumuz yok

BİrgÜn Hoca Herzamankİ Gİbİ Namazini Kilmak İÇİn Abdest Almaya Hazirlanir.abdestİnİde KÖyÜn Meydanindakİ ÇeŞmeden Almaktadir. Hocayi Abdest Alirken İzleyen KÖylÜler Bakarlar Kİ Hoca Defalarca Üst Üste Abdest Almaktadir.ŞaŞirirlar Ve Sebebİnİ Merak Ederler Ve Hocayİ İzlerler.daha Sonra Hoca Namazini Kilmak İÇİn Camİye Gİder.hoca Namaz Kilarken GÖrÜrlerkİ Namaz Esnasinda İkİde Bİr GÜlÜp Duruyor Bunun Üzerİne Ahalİden Bİrİ Dayanamayip
-hocam,namazda GÜlÜyorsunuz Abdestİnİz Bozuldu Namazda Gİttİ Der
Hocanin Cevabi İse,
-yahu Önemlİ DeĞİl Yedekte Bİr KaÇ Abdestİm Daha Var Der

5 Dolar



New York`tan Los Angeles`e giden ucakta cingoz bir avukat ile sarisin aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. Kabul gorunce oyunu anlatiyor:

-Size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim.

Ve ilk soruyu soruyor:

-Ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?

Kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama uzatmis.

Soru sorma sirasi sarisina gelmis:

-Tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir?

Adam dakikalarca dusunmus... Yaniti bulamamis... Cuzdanindan 50 dolar cikarip kadina uzatmis. Kadin parayi kibarca alip cantasina koyarken avukat merakla sormus:

-Cevap ne?

Kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip adama uzatmis...

Sıradaki Fıkra

Dört arkadas barda muhabbete dalmistir. Içlerinden biri tuvalete gider. Üç arkadas sohbetlerine devam ederler.
Birinci adam oglundan söz eder, "Benim oglan araba yikamakla ise basladi. Bir baltaya sap olamayacagindan korkuyordum ama bir gün arabasini yikadigi adamlardan biri ona is teklif etmis. Sonra iyi bir araba saticisi oldu. Hatta o kadar iyi para kazandi ki geçenlerde bir arkadasinin dogum gününde ona Mercedes aldi !"
Ikinci adam da mevzuya girer, "Benim oglum da biraz problemliydi. Büyük bir emlak sirketinde çalisirken inanilmaz bir is kapti ve ondan sonra ilerledi acayip zengin oldu. Çalistigi sirketi de satin aldi. Bir arkadasinin dogum gününde ona bir ev bile hediye etti."
Digerlerini dinleyen üçüncü adam da heyecanla söz alir, "Aynen benimki de öyle. Ise bir borsa sirketinde temizlik elemani olarak basladi. Bir gün kendi kendine hesaplar yaparken patron tarafindan fark edilince broker oldu ve büyük basarilarla inanilmaz bir servete sahip oldu. Üstelik de en iyi arkadasina bir milyon dolarlik hisse senedi armagan etti !"
Bu sirada dördüncü adam tuvaletten çikmis ve sohbete katilmistir. Digerleri ona çocuklarindan bahsettiklerini söyleyince adam içini çekerek konusmaya baslar,
"Ehh...benim oglumun bir hayal kirikligi oldugunu itiraf etmeliyim. Dogru düzgün bir iste dikis tutturamadi, berber çirakligi falan yapti, eroine bulasti. Derken onun yoldan çikmis oldugunu fark ettim, maalesef homoseksüelmis ! Çok çok üzüldüm. Bir sürü erkekle birlikte oldugunu duydum."
Adam, gülümsemeye çalisarak konusmasina devam eder, "Ama ise iyi tarafindan bakmaya çalisiyorum. Geçen dogum gününde bu homoseksüel arkadaslari ona bir Mercedes, bir ev ve bir milyon dolarlik hisse senedi hediye etmisler !"

Temel, idris ve Dursun fizik dersindeler. Hoca sozlu yapmak icin Dursun'u kaldirmis.
- Kalk bakalim Dursun. Sicak bir gunde arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
- Cami acarim, hocam.
Hoca atlamis;
- Hah iste, o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir?
Dursun'da yanit yok tabii. Oylece kalakalmis. Sifirini almis oturmus. Bu arada Temel fizikcinin lazlara gicik oldugunu bildiginden sira kendine gelecek diye korkmaya baslamis. Hoca bu kez,
- Sen kalk bakalim, idris. deyince Temel iyice sinmis. Hoca,
- Soyle bakalim idris. Sicak birgun ve arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
- Ceketimi cikaririm, hocam.
- Daha sicak oldu.
- Cami acarim, hocam.
- Hah iste, o camdan giren ruzgarin ivmesi nedir?
Idris de yanit verememis ve sifiri alip oturmus. Temel'i iyice bir telas almis. Hoca Temel'e donup,
- Temel, kalk bakalim. Sicak birgun ve arabanla gidiyorsun. Sicak bastirdi. Ne yaparsin?
- Ceketimi cikaririm, hocam.
- Daha sicak oldu.
- Gomlegimi cikaririm, hocam.
- Daha da sicak oldu.
- Pantolonumu cikaririm, hocam.
- Oglum cok sicak oldu.
- Atletimi cikaririm, hocam.
- Oglum yaniyorsun sicaktan.
- Donumu cikaririm, hocam.
- Evladim, ter icinde kaldin.
- Herseyimi cikaririm, hocam.
- Sicak imanini gevretiyo yahu...
- Hocam, bosuna ugrasma, ebemi de ..kseler acmam o camı..

Bir zaman wampirler baloya katılmış garson gelmiş kanı nası alırsınız demiş

ilk vampir sek olsun demiş... ikincisi falan-filanlı olsun demiş

3. vampirde cebinden kanlı orkid çıkarmış demişki ben sallama içecem

Biyoloji dersinden yapilacak sinav için siniftaki herkes acayip çalismis,
notlar, kopyaliklar havada uçusmus. Daha sonra sinavin yapilacagi gün
gitmisler bir de bakmislar, ortada kagit kalem yok sadece sira sira
mikroskoplar.
Hoca;
-Bu mikroskop lam'larinda bir böcegin bacagi var, sinaviniz bacagindan böcegi tanimak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemis, hoca dedigi dedik. Ögrenciler
mikroskoplarin basina geçmis ama taniyamiyorlar… En sonunda biri dayanamamis,
kapiyi çarpip
çikmis.
Hoca arkasindan seslenmis;
-Kimsin sen, kapiyi çarpip çikiyorsun?
Kapi hafifçe aralanmis ve bacagini uzatmis,
-Tanisana hadi tanisana kim oldugumu…

---------------------------------------------------


Dört universite ogrencisi sabahleyin uyanamayarak matematik finalini
kacirirlar, sinav ertesinde hocalarini yakalayip, zarzor bindikleri
arabanin
lastigi patladigi icin sinavi kacirdiklarina ikna ederler.
Kadin, yalvarmalarina dayanamayarak, bu dört arkadasa sinavi 3 gun
sonra yapacagini soyler.
Sinav gunu geldiginde, matematik hocasi bizim dortluyu sinifin dört
kosesine
oturtur. Finali gecmek icin de en az 50 almak lazimdir, sinavda da 5
soru
vardir. Sayfanin onundeki 4 matematik sorusu basit sorulardir ve her
biri 10
puanliktir.
Kagidin arkasindaki soru ise 60 puanliktir ve de soru aynen soyledir
Hangi lastik patladi ??

--------------------------------------------


Okula yeni gelen ögretmen ilk dersinde ögrencilere ilginç bir çagrida bulunmus:
"Kendini geri zekali hisseden varsa ayaga kalksin..."
Sinifta çit yok. Nihayet biri kalkmis:
"Sen kendini geri zekali mi hissediyorsun?"
"Hayir", demis çocuk, "ama sizin tek basina ayakta kalmaniza gönlüm razi olmadi da…"


---------------------------------------------

Küçük Ali okuldan eve gelir ve üzgün bir sekilde, "Matematik dersinden 1 aldim" der.
Babasi hemen sorar, "Neden ?" "Ögretmen 3x2 kaç eder?" diye sordu, ben de "6" dedim.
Babasi hemen oglunu tasdikler ve "Fakat bu dogru" der. Ondan sonra da "ögretmen 2x3
kaç eder?" diye sordu.
"Has *iktir, ne farki var ki ?"
"Ben de ögretmene aynisini söyledim....

----------------------------------------------



Imam Hatip Lisesinde teftis yapan bir mufettis sinifa girer..Ders Kur'an-i Kerim'dir.
Bir ogrenciyi
kaldirarak ismini sorar. Ogrenci:"Fatih" diye cevap
verir..Mufettis : "Peki oyleyse yavrum Fatiha suresini
oku bakalim.."..cocuk sureyi okur. Sira baska bir ogrenciye gelmistir. Mufettis yine
sorar.."Ismin ne
cocugum?"..cocuk cevap verir: "Yasin ama arkadaslar
kisaca Kevser derler

------------------------------------------------

Ögretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus.
Dersin bitiminde çocuklara sormus:
-"Kim hangi madene sahip olmak ister çocuklar?"
Önce David cevap vermis: "Platin, ögretmenim. Onunla kendime bir Porsche alirdim."
Ardindan Mike cevaplamis: "Altin, ögretmenim. Altinlarimla kendime son model bir Cadillac
alirdim."
En son Küçük Joe yanitlamis: "Silikon, ögretmenim. Ablamda iki tane var, kapinin önündeki
arabalari hayal bile edemezsiniz!..."

--------------------------------------------------

tip fakültesinde profösör derse girer ve ögrencilere tipta önemli iki kuralin oldugunu
söyle...birincisi hiç bir seyden mideniz bulanmayacak hiç bir seyden tiksinmeyeceksiz...
simdi size uygulamali olarak gösterecem der ve masanin üzerinde duran cesedin anüsüne
parmagini batirir ve yalamaya baslar..daha sonra bu isi tüm ögrencilerin yapmasini ister.
bütün ögrenciler siraya girer ve cesedin anüsüne parmagini sokar ve yalarlar.bu is
bittikten sonra profösör "simdi gelelim ikinci kurala" der.
"tipta ikinci önemli kural gözlemdir" der ve ekler "ben cesedin anüsüne isaret parmagimi
soktum ama orta parmagimi yaladim"

---------------------------------------------------

Kucuk kiz sinifta Fen Bilgisi dersinde birden parmak kaldiriverdi:
"Ogretmenim ben bisey sormak istiyorum!!"
"Evet seni dinliyoruz..?"
"Benim anneannemin bebegi olur mu???"
Ogretmen tabi cok sasirmis ama "anneanneler bebek yapmak icin
biraz yaslidirlar" diye gülumsemis..
Bizim bidik yine sormus: "Peki annemin bebegi olur mu??"
Ogretmen cevaplamis: "Annelerin bebegi olur ama yaslari
ilerledikce
bebekleri olma ihtimali de azalir"
Derken kucuk kiz "Peki ogretmenim.."demis.. "ya benim bebegim olurmu??"
Ogretmen gulmus: "Canim senin yasin daha cok kucuk, olur mu
oyle sey??"
Bunun uzerine arka siralardan erkek cocuklardan biri
bagirmis:
"BAAAAAK!!! BEN SANA BISEY OLMAZ DEMEMIS MIYDIM".

--------------------------------------------------


Mezarlik?
Iki kisi arkadasi konusuyorlarmis :
- Nasil, is bulabildin mi ?
- Elbette, altimda 1500 kisi çalisiyor.
- Vay canina ! Ne isi bu ?
- Mezarlik bekçisiyim...

---------------------------------------------------

Yasli bir amca parkta bir banka çökmüs etrafi seyrediyormus....Derken yanina bir delikanli gelmis ki saçlari yesil, kirmizi, turuncu, mavi, sari renk boyali...
Adam çocuga bakakalmis....çocuk da küstah bir sesle:
- "ne var moruk, sen hayatinda hiç çilginca birsey yapmadin mi" demis.. Adam gülümsemis: "Yaptim.. bir seferinde çok sarhostum ve bir papagani becermistim.. simdi de yoksa bu çocuk benim oglummu diye merak ediyorum..."

-----------------------------------------------------

Bir Amerikali ile Japon safari'ye çikmislar. Her ikisi de son teknolojik silahlarida birbirlerine nazire yapmak için yanlarina almislar. Derken uzakta bir aslan görünmüs....
Amerikali lazer tüfegini dogrultmus ve aslana ates etmis. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfegini dogrultup ates etmis. Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri farkedince üzerlerine dogru gelmeye baslamis. Amerikali bir yudum viski içip aci sonu beklemeye baslamis. Japon hemen botlarini çikarip spor ayakkabilarini giymeye baslamis. Amerikali sormus :
-Ne o, aslandan hizli mi kosacaksin ?
-Yoo, senden hizli kossam yeter.

----------------------------------------------------

Askerde kamuflaj yarismasi var... Herkes cuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atiyor onlarda hayvan sesleri çikariyorlar komutan onayliyor... Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvali.... Ikinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene begeniyor.. Böyle on onbes çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapiyorlar... Enson çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Çuvaldan kan sizmaya basliyor.. Bes dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees, Patateeeeeees!!!"

----------------------------------------------------

Reha Muhtar türkiyenin en yasli adamini stüdyosunda anahaber bültenine çagirir.
Reha- Efendim bize basinizdan geçen güzel bir aninizi anlatirmisiniz.
Adam- Bir gün köyde komsumuzun esegi kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken aksam olmustu. Esek gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö burda olmaz efendim. Siz en iyisi bize baska bir aninizi anlatin.
Adam- Bir gün muhtarin kizi kayboldu. köyün gençleri olarak onu aramaya gittik. Geri dönerken aksam olmustu. Kiz gözümüze güzel göründü...
(Reha Muhtar hemen keser)
Reha- öhö öhö ayip oluyor efendim. siz en iyisi güzel anilarinizi bosverin basinizdan geçen kötü bir olayi anlatin bize.
Adam-BIR GÜN BEN KAYBOLDUM

----------------------------------------------------

Temel uzun yoldan gelir ve yol boyunca da esini hayal eder durur. Ama eve geldiginde çok yorgundur ve bu yüzden performansi ile ilgili tereddütleri vardir... Ya yorgunluktan birsey olmazsa, ya yapamazsam rezil olurum diye düsünür. Sonunda ne yapacagina karar verir ve fadimeye seslenir...
- Fadime suyu ocaga koy! Olmazsa çay demleruz!

--------------------------------------------------

Temel mahkemede hakimin huzuruna geçmis hakim sormus oglum ismin ne temel fakat *z* si yok demis. hakimde eeeee oglum *temel*isminde zaten *z* harfi yoktur. demis. temelde hemen karsiligini verir.. ,,ee biz ne dedik ,

---------------------------------------------------

1.Bir laz pilot ucagi nasil ucurur?..
Dinamitle.
2.Bir laz gülmekten katila katila ölmüs..
Otopsi yapmislar... Espiriyi bulamamislar.
3.Bir lazi sinifta nasil teshis edebilirsiniz?..
Ögretmen tahtayi silerken o da defterini siler...
4.Bir lazi cenazede nasil teshis edebilirsiniz?...
Sadece o hediye getirmistir...
5.Istanbul-Trabzon ucaginda nicin film gösterilmiyormus?...
Film bitince ucaktakiler arka kapidan cikiyorlarmis...
6.Dolapta iskelet ne anlama gelir?...
Laz saklambac oynamis...
7.Rize'deki köpeklerin burnu neden basiktir?...
Park etmis otomobilleri kovaladiklari icin...
8.Lazlar buz dolabinda nicin bos sise bulundurur?...
Icki icmeyen misafirler icin...

----------------------------------------------------

Temel bi gün kahveye girmis. Üstü basi yirtikmis. N'oldu diye sormuslar. Temel :
-Kaynanami gömdük.
Kahvedekiler:
-Iyi de bu halin ne?
-Biraz direndi de.

-----------------------------------------------------

Temel'in on ikinci oglunu askere çagirmislar, ondan önceki on bir tanesi askerde oldugu için Temel itiraz etmis,
- Söyleyin padisahiniza penum seyime güvenip saga sola savas açmasun.







Cennette nikah

Evlenme hazirligi icinde olan bir çift trafik kazasinda ölüp cennete
giderler. Damat adayi durumu gorevli melege anlatarak evlenip
evlenemeyeceklerini sordu. "Bir bakayim" dedi gorevli melek. Aradan 3 ay
gectikten sonra gorevli melek magdur cifte sevincli haberi vermek için
"Hersey ayarlandi. sizi evlendirebiliriz" dedi. "Sey... Biz dusundukde,
acaba evliligimiz yurumezse bizi bosayabilirmisiniz ?" dedi damat adayi.
Gorevli melek gok gürültüsü sesiyle son derece kizgin bir sekilde; "Siz
manyak misiniz Cennette bir imam bulabilmek icin 3 ayimi verdim.
Avukat bulmak ne kadar surer tahmin edebiliyormusunuz?"...











Doktor benim
acemi şoför yoldan geçen bir yayaya hafifçe çarpıp yere yıkmıştı.

hemen inip adamı yerden kaldırdı.
kaldırıma çıkmasına yardım etti, sonra:

bakın, dedi. yine şanslıymışsınız, şurada bir doktor muayenesi var.
İyi ki kaza burada oldu.

adamcağız halsiz bir şekilde gülümseyerek cevap verdi:
biliyorum...o doktor benim çünkü.






ATEIST bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş. "Evrim ne güzellikler yaratıyor!" diye düşünüp mest oluyormuş. Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış. Adam bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışta ayının daha yaklaşmış olduğunu fark ediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçısın sonunda adamın ayağı yerdeki dala takılmış, ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış. Tam vurmaya hazırlanırken adam; "TANRIM!!!" diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı dönmüş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş. Bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses adama: "Yıllarca bana inanmadın, yaratılısı kozmik bir kazaya bağladın,sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?"demiş. Adam utanç içinde: "Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biri olmayı istemem haksizlik,ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demiş. Ses: "Peki." diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Nehir tekrar akmaya başlamış. Herşey eski haline dönmüş.ayı pençesini indirmiş, iki pençesini de göğe doğru cevirmiş, ve konuşmaya başlamış: "Tanrım, senin rızkınla orucumu açıyorum,ham dolsun verdiğin nimetlere."










Fıkra Adı..oğanın Dengesi

Temel ormanda ağaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun;
-Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış;
- Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..

Fıkra Adı..:Temel'in Kaynanası

Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuşlar.
-Temel: "Kaynanamı gömdük."diye cevap vermiş.
- Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?"
-Temel: "Biraz direndi de."








Fıkra Adı..:Siyah Beyaz Kadın

Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika'ya gitmeye karar vermişler. Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını. ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış. Bir ara Temel rehbere seslenerek
- " Pardon burada hiç beyaz kadın var mı ? " diye sormuş,
- Rehber "Tabiî ki var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır" demiş.
- "Peki siyah kadın var mi?"
- "Eh bir kaç tane var bu civarda"
- "Pekİ siyah beyaz kadın var mı" rehber son derece şaşkın bir şekilde
- "Tabiî ki hayır ben hiçbir yerde rastlamadım böyle kadına" Cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun'a dönerek
- " Ula dursun yoksa dün akşamkiler penguen miydi??".









Fıkra Adı..:Temel Uçakta

Temel Londra'ya uçakla seyahat ediyormuş. Uçakta her şey normal iken birden pilotun sesi duyulmuş:
- "Sayın yolcular, uçağımızdaki 4 motordan bir tanesi bozuldu, ama biz 3 motorla rahat iniş yapabiliriz" Neyse rahatlar herkes. 15 dakika sonra bir anons daha:
- "Sayın yolcular maalesef 1 motorumuz daha bozuldu ama biz 2 motorla inişi yapacağız" Herkes rahat ama bir anons daha gelmesinden korkmaktadır. 20 dakika sonra bir anons daha gelir:
-"Sayın yolcularımız 2 motordan biri daha bozuldu ama biz en iyisiyiz ve 1 motorla inişi size garanti ediyoruz" Herkes ohh çeker rahatlar. Temel ise panik içinde:
- "Uyy bu motorda bozulursa havada kalacağuz








Fıkra Adı..:parmak

Temel oğluna parmakların isimlerini öğretiyormuş."Bak uşağum bu baş, bu işaret, bu orta, bu yüzük ve buda serçe parmak. Anladınmı?"oğlu kafasını sallayarak hayır demiş.Temel bir kez daha anlatmış ve tekrar sormuş " anladın mı uşağum?".Çocuk tekrar hayır demiş.Bir daha, bir daha derken en sonunda çocuk anladım deyince, Temel elini sallayarak "bak bakalım bir de karıştırarak sorayım" demiş







Fıkra Adı..ükürük Şampiyonu

Temel Almanya'ya işçi olarak çalışmaya gider. Uçaktaki koltuğunun hemen yanında dünya tükürük şampiyonu oturmaktadır. Adam bir tükürür ve tükürük Temelin kulağının yanından mermi gibi geçer.
- Adam: "Ben 96 olimpiyatları dünya şampiyonu Almanya'dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir müddet sonra adam bir daha tükürür ve tükürük Temelin kafasını sıyırarak gider.
-Hans: "Ben 2000 dünya tükürük şampiyonu hans"der. Temel artık dayanamaz ve Hans'ın suratının ortasına tükürür.
-Temel: "Daha acemiyim." der.









Fıkra Adı..üzme

Temel'in 8 tane çocuğu varmış. Ama hepsi de birbirinden salak, geri zekalıymış. Temel ve karısı Fadime doktora gitmişler, durumu anlatmışlar. Böyle böyle biz artık çocuk istemiyoruz demişler. Doktor bunlara 1
-2 kutu prezervatif vermiş. Nasıl kullanılacağını falan anlatıp yollamış. Neyse bunlar kullana kullana bir gün prezervatifleri kalmamış. Temel kara kara düşünmeye başlamış . Ne yapsak ne etsek diye Fadime " Dur ben sana dantelden örüvereyim demiş." Ölçüyü falan almış 1
-2 gün içinde örmüş. Aradan 9 ay geçmiş. Temel ile Fadime nin 1 çocukları daha olmuş . Zamanla çocuk büyümüş, 9
-10 yaşlarına gelmiş. Ama nasıl bir çocuk zeki mi zeki, fırlama mı fırlama . Önceki 8 ine hiç benzemiyor. Tüm sınavlarda birinci, sporda tüm şehrin en iyisi, köyün en zeki, en atılgan çocuğu olmuş. Bir gün Temel kahvede otururken sormuşlar. " Ya Temel senin 9 çocuğun 8'i deli mi deli bu sonuncusu nasıl oluyor da bu kadar akıllı oluyor? " Temel gerine gerine cevap vermiş. " Süzme o, süzme..!








Fıkra Adı..:Araştırmacı Temel

Temel hayvanları araştırma konusuna oldukça ilgi duymaktaymış. Bir gün bu merakını gidermek için laboratuarını kurarak çalışmalara başlamış. Örnek hayvan olarak bir PİRE almış. Çok hassas aletler ile bu işe başlayan Temel, eline çok hassas bir neşter alarak pirenin ayaklarının ucundan biraz kesmiş ve masanın üzerine bırakmış ve pireye ZIPLA BAKAYIM diye seslenmiş, doğal olarak zıplayarak dolaşan bir hayvan olan pire yarım yamalak da olsa zıplamış, o sırada Temel hemen yakalayarak ayaklarının tamamını yontmuş ve masanın üzerine tekrar bırakarak seslenmeye başlamış. ZIPLA BAKAYIM, ULA ZIPLASANA, ZIPLA BE HAYVAN. Fakat ayakları kesilen pireden hiçbir hareket yok..... Temel hemen kalem kağıdı alarak raporu yazmaya başlamış. PİRE incelendi. SONUÇ: "PİRE'nin ayakları kesilince kulakları duymamaktadır."








Fıkra Adı..:Telefon

Temel bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir. Amerikalılar anlatmaya başlar;
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. Sıra türkiyeye gelir ve Temel başlar anlatmaya
-Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama birşey bulamadık. Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır







Fıkra Adı..:Temel Balık Avında

Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar.Temel duva etmeye başlar. Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden. Hava bir zaman sonra düzelir. Temel evine dönmeye başlar. Birtaraftanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla, yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der.Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar. Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel kafasını gök yüzüne diker ve şöyle der."Haçen sen de şakadan hiç anlamiyusun."







Fıkra Adı..:Temel Eczane Açmak İsterse

Temel eczacılık fakültesini bitirmiş. Fakat eczane açacak parası yok, Girmiş bir eczaneye:
- Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormuş. Birgün eczacı Temel'e:
-Kardeşim senin derdin ne?
-Burayı bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmış,birkaç gun sonra Eczaneyi satan a dam içeri girmiş,Temel'e:
-Siz de soğan varmı? demiş... Temel adama 'biz de soğan var ama senin reçeten var mı?'demis







Fıkra Adı..:Temel ve Golf

Titanik battığında üç kişi kurtulur. (İngiliz,Fransız ve Temel)İngiliz sadece golf sopasını, Fransız sadece golf topunu, Temel de hamsi konservesini kurtarabilmiş. Bunların canları çok sıkılmış. Fransız hadi golf oynayalım demiş. İngiliz de katılmış. Temel de çok sevinmiş sonra da benim hamsiyi yeriz ,ama ben nasıl oynandığını bilmiyorum deyince ,çok kolay, Sopa, top ve delik lazım demişler. İngiliz: Bende sopa var. Fransız: Bende de top var. Temel: Ben oynameyrum.







Fıkra Adı..:Temel ve Cin

Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin'in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar. "Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz "Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız'a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin'e dileyini söyler. "Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der.







Fıkra Adı..:Temel Londrada

Temel Londra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor. 'Ulan' diyor, __Ben aşağıdan içki isterken Laz olduğum anlaşılır mı acaba? Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor... __Bana bir fvisku,,,,,yok böyle anlarlar __Bana bir raki......'yok' diyor 'böyle de anlarlar. __Bana bir bira.... Tamam diyor böyle iyi anlamazlar.... Ve aşağıya iniyor, masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor. Barmen bana bir bira. Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor: __Birader sen laz mısın? Temel _uuuy nasıl anladın diyor; _burası resepsiyon da bar karşıda









Fıkra Adı..:Temelin Freni Patlar

Temel kamyonuyla yokuş aşağı inerken freni patlar ve kamyonu son sürat gitmeye başlar, ve kamyon bir kavşağa gelir temel bir bakar sağ tarafta pazar kurulmuş yüzlerce insan ,soluna bakar bir tane çocuk. Pazara girip yüzlerce insanı öldüreceğine çocuğa çarpmayı tercih eder. Ertesi gün gazeteler şöyle yazar TEMEL KAMYONUYLA PAZAR YERİNE GİRDİ 20 ÖLÜ 50 YARALI. Temele sorarlar niye pazara daldın? Diğer yöne gitmedin?
-Temel cevap verir
-BENİM NİYETİM ASLINDA ÇOCUĞU EZMEKTİ. ÇOCUK PAZAR YERİNE KAÇINCA









Piyanist Temel ..

Temel Laz olduğu için kendinden nefret ediyormuş. Amerikaya gitmiş ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmiş, iyi şekilde İngilizce öğrenmiş ve meşhur bir piyanist olmuş. Birgün büyük bir topluluğa konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymuş:
-Helal sana hemşerum, çok iyi çalayusun da! Temel:
- Benim Laz olduğumu nereden anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum.
- Nasıl anlamayayım, demiş adam. Bütün piyanistler otururken sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu kendine çekeyusun da!!!!!!









Fıkra Adı..:Temel Uzayda

Nasa uzay araştırma merkezi, günlerden bir gün Mars'a gidebilecek bir mekik yapar. Bu mekiğe üç ayrı ülkeden üç astronot binecektir. Bunlar bir Fransız, bir Alman ve Türkiye'den de Temel'dir. Bunlara orada uzun süre kalacaklarını ve bu yüzden yanlarına en çok sevdikleri şeyi almalarını söylerler. Alman: "Ben içki içmeden yapamam bana içki verin der." Fransız: "Ben karım olmadan yapamam onuda götüreyim der." Temel: "Ben da sigarasuz edemam," der ve sigara ister. Aradan yıllar geçer artık mekiğin döneceği gün gelmiştir. Onlar için büyük bir tören düzenlenir. Önce Fransız iner mekikten yanında karısı ve iki küçük çocuğu vardır. Sonra Alman, gözleri kan çanağı gibi, sendeleyerek iner mekikten. En son Temel fırlar ve elinde bir sigara, bağırır: "Uyy hemşerum! Ateşi olan var mi??"






Fıkra Adı..:Oruçlu Temel

Dursun Temel'e sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun? Temal
- 100 tane demiş. Dursun
- Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin demiş. Bu espri Temel'in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun ? Cemal
- 50 demiş.
-Ha uşağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum demiş

--------------------------------------------------------------------------------



Fıkra Adı..:Beyin Fuarı

Amerika'da bir beyin fuarı açılmış. Burada ünlülerin beyinleri kavanoz içinde sergilenip kavanozun üzerine fiyatları yazılıymış. Amerikalı bir aile bu fuarı gezerlerken garip bir şey farketmişler ve danışmaya gidip demişlerki:
-Efendim... Her şey mükemmel Einstein'in beyni on bin dolar..güzel.. George Washington 'un beynini de yirmi bin dolara kavanoz içinde satıyorsunuz... Bunlar meşhur insanlar, fakat yüzbin dolarlık bir beyin gördük. Bu kişiyi daha önce hiç duymamıştık. Meşhur olduğunu da pek sanmıyoruz. Niye yüz bin dolar. Üzerinde şöyle bir yazı vardı. "Türkiye'nin Karadeniz Bölgesinden TEMEL" kim bu?. Ve niye bu kadar pahalı? Görevli cevap vermiş.
-Efendim. Bu beyinlerden yüz tanesini kesiyoruz ancak bir tanesi dolu çıkıyorda ondan

Fıkra Adı..:Temel ve Dursun Avda

Temel ile Dursun Trabzon'un dağlık bölgesinde ava çıkmışlar. Uzun uğraşlardan sonra elleri boş dönmek üzere iken oldukça iri ve heybetli bir geyiğe rastlamışlar. Her ikisi de epeyce uğraştıktan ve kovaladıktan sonra köye 5
-6 kilometre kala geyiği vurmuşlar. Aslında küçük hayvan avına çıkmış olan iki arkadaşın yanında geyiği taşıyabilecekleri herhangi bir araç veya alet olmadığından düşünce üretmeye başlamışlar. Temel ,Dursun'a "Ula dursun habu hayvanın bir boynuzunu sen tut diğerini ben diyerek çektirmeye başlamışlar. Tahmin edileceği gibi çok zor olan bu şekilde köyün yolunun başına kadar kan ter içerisinde gelirlerken köyden birine rastlamışlar. Onların bu halini gören arkadaşları "Yahu siz delimisiniz bu böyle taşınır mı? Sizin kafanız hiç çalışmıyor kardeşim, ikiniz bir olun şu hayvanı kuyruğundan çekin daha rahat taşırsınız " önerisini yaparak yola devam etmiş. Bu fikri çok uygun bulan iki kafadardan biri olan Temel yaklaşık yarım saat sonra Dursun'a dönerek "ULA DURSUN BU HAYVAN BÖYLE ÇOK KOLAY ÇEKİLİYORMUŞ, AMA ANLAMADUĞUM BİR ŞEY VAR BUNU KUYRUĞUNDAN ÇEKTUĞUMUZDAN BERİ KÖYDEN GİTTİKÇE UZAKLAŞIYRUK.!!

Fıkra Adı..:Ajan Temel

MİT eleman alımı için duyuru yapar. Üç kişi başvurur. MİT binasında adayların hepsiyle tek tek görüşmeler yapılmaktadır. İlk adam içeri alınır ve su sorular sorulur. "Karını seviyormusun?" "Evet, efendim" "Ülkeni seviyormusun?" "Evet , efendim" "Pekala , biz karını da getirdik. Şu an yan odada." denir ve masanın üzerine bir tabanca konur. "Şimdi odaya gir ve karını öldür.!" Adam silahı alır yan odaya geçer. 5 dakika hiç ses duyulmaz. Adam tekrar ilk odaya geri döner. Kravatı gevsemiş, ter içinde kalmıştır. "Yapamıyacağım efendim." der ve orayı terk eder. İkinci adam içeri alınır. Aynı sorular sorulur. Aynı yanıtlar. Ve ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Adam yapamayacağını söyler ve ayrılır. Son adam Temel girer. Aynı sorular. Aynı cevaplar. Ona da içeri girip karısını öldürmesi söylenir. Temel içeri girer. 5
-10 saniye sonra içerden silah sesleri gelmeye başlar. BAM,BAM,BAM,BAM,BAM,BAM .... Derken kısa bir sessizlik ve ardından gürültülü bir cam kırılması duyulur. Temel içeri girer , biraz terlemiştir. MİT personeli sorar "Ne oldu ?" Temel cevaplar.. "Efendim bana verdiğiniz silah kurusıkı çıktı, o yüzden onu pencereden aşağıya atmak zorunda kaldım

Temel Ölünce

Temel ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Karısı fadimeye sorar
-Fadime, ben ölünce yeniden evlenecekmisin ? Fadime de Temel üzülmesin diye evet cevabını verir. Bunun üzerine Temel
-Onu benim kadar sevecekmisin ?
-(ağlayarak) Evet
-Onu eve alacakmısın ?
-Evet
-Ona güzel yemekler yapacakmısın ?
-Evet Temel'im.
-Ona sarımsaklı yoğurtlu mantı da yapacakmısın ?
-O SEVMEZ.

Fıkra Adı..:Mavi Maymun

Bir gün Amerikalı bir bilim adamı mavi maymunları incelemek üzere Türkiye'ye gelir. Mavi maymunların da en sık olduğu bölge Temel'in köyünün olduğu bölgedir. Bilim adamı köye gelir ve köy kahvesinden birine köyün en iyi nişancısının kim olduğunu sorar. Adamın biri bu köyün en iyi nişancısının Temel olduğunu söyler. Bunun üzerine bilim adamı Temeli çağırtır. Temel gelir bilim adamı bir bakar Temel'in bir tane eski tüfeği bir tanede uyuz köpeğinden başka bir şeyi yoktur. Kendi kendine en iyi nişancı buymuş neyapalım der. Bilim adamıyla Temel ormana giderler. Temel bilim adamına "Bak şimdi ben ağaca çıkacağım ve sallayacağım, maymun düşerse sen bir şey yapma köpek onu becererek bayıltır. Bilim adamı merakla sorar "Peki tüfek ne işe yarayacak." Temel " Ağaçtan maymun yerine ben düşersem o silahla köpeği vuracaksın

Fıkra Adı..:Temel ve İcatları

Temel,Amerikalı ve Japon oturuyor. Birden bir telefon çalar. Temel bakar çalan yeni aldığı cep telefonu değil. Amerikalıya bakmış elini kulağına koymuş kendi kendine konuşuyor. Temel herhalde deli diye düşünmüş. Meraktan sormuş.
-Abi sen delimisin nesin kendi kendine konuşuyorsun. Amerikalı
-Bizdeki teknoloji sizdekinden gelişmiştir. Elimize bir mikrochip koyup konuşuyoruz. Temel düşünmüş acaba kendi telefonunun modası geçtimi diye. Oysaki o kadar da para vermişti son model diye. Bozulmuş haliyle. Bir daha çalmış telefon. Bakmış Temel in telefonu değil. Amerikalının da değil. Bakmışlar ki Japon kendi kendine konuşuyor.Temel gülmüş. Konuşma bittikten sonra sormuşlar.
-Delimisin sen arkadaş diye. Japon da kendi teknolojilerinin dünyadaki en gelişmiş teknoloji olduğunu söylemiş. Ağza ve kulağa bir chip koyarak konuştuklarını söylemiş. Temel ile Amerikalı bozulmuş.Kazıklanmanın verdiği moral bozukluğu ve sabah yediği kuru fasulyeyle soğanın etkisiyle bir gaz bombası atmış. Amerikalı ile Japon sormuşlar Temele
-Kardeş ne yaptın sen demişler o neydi? Temel de
-Fax çektim demiş!!!!

Fıkra Adı..:Temel Hacda

Temel ve karısı hacca gitmeye karar verirler ve anneleriyle vedalaşmaya giderler.Annelerinin ikisi de bizleri de hacca götürün diye yalvarınca dayanamayıp onları da yanlarına alırlar.Hac da günahlarının affı için dua ederlerken Temel dayanamayıp ne için dua ettiklerini dinler.Kayınvalidesi,annesi ve karısının dualarının aynı olduğunu işitir.Üç kadın da "Allahım,beni affet kocamı 3 veya 5 kez aldattım" demektedir.Temel kulaklarına inanamaz ve koşa koşa dua etmeye gider. "Allahım çok büyük günah işledim,bu 3 ******yu huzuruna getirdiğim için beni affet

Fıkra Adı..:Allahın Hikmeti

Nasrettin hoca bir gün köyden şehre giderken yorulmuş tarlanın kenarındaki Ceviz ağacının altında dinleneyim demiş.Şöyle bir etrafına bakınıp ağacın altına uzanmış. Ve şöyle düşünmüş.Ey Allah'ım gücüne sual olmaz amma,incecik kabak sapında kocaman kabak var, koskocaman ağaçta küçücük ceviz var, bu nasıl iş deyip uykuya dalmış.Ağaçtan bir ceviz hocanın kafasına düşüvermiş.Ve kafada ceviz büyüklüğünde bir şiş olmuş. Hoca hiddetle uyanmış ve Yarabbi sen en iyisini bilirsin demiş. Simdi o kabak ağaçta olsaydı benim halim ne olurdu.

Pratik Zeka

Adamin biri, bizim doktor Temel in yanina gelmis. - Tohtor bey, kotiyim. Benim derdime bi çare, demis. Temel : - Neyin var, anlat, deyince : - Tohtor bey, ben ne yesem oni çikarayrum, yani elma yiyrum elma çikay, armut yiyrum armut, lahana yiyrum lahana vs. vs. ne yapacaam tohtor bey diye dert yaninca, Temel: - "Himmmmm. Sen B.K YE o zaman, demis...

Usta Avcı Temel

Temel alemin en iyi avcisi ve avlanmayi ogrenmek isteyenleri belli bir para karsiliginda Afrika ya safariye götürüyor; onlara avlanmayi ögretiyor. Safarinin ilk günü Temel önde kafile arkasinda avlayacak hayvan ariyorlar. O sirada önlerine bir delik cikiyor. Temel hemen atiliyor ve "Bu bir tavsan yuvasi yatin ve bekleyin." diyor. Kafile onu dinleyip yere yatiyor. Iki dakika sonra gercekten de Temel' in dedigi gibi delikten bir tavsan çikar. Avci adaylari büyük bir mutlulukla tavsani vurur ve yollarina devam ederler. Yolda bu sefer daha büyük bir delik çikar. Temel bu sefer bunun bir tilki yuvasi oldugunu ve yere yatmalarini söyler. Gerçekten de Temel haklidir ve çikan tilkiyi kolaylikla vururlar. Çok geçmeden önlerine bir in çikar; Temel çabuk yatin ayi ini bu der. Avcilar dedigini yaparlar ve çikan ayiyi da büyük bir gururla vururlar. Artik hepsi kusursuz awcilardir. Geri dönmeye karar verdiklerinde bu sefer karsilarina ayi ininden daha büyük bir oyuk çikar. Temel saskinlik içinde "hayatim boyunca böyle bisi görmedim siz yine yatin da görelim bakalim hangi hayvan çikacak." der. Diger gün Afrika gazetelerindeki mansetler hep aynidir. - Avci kafilesi tren altinda kalarak feci sekilde can verdi!

Deli fıkrası

Delinin teki timarhanenin bahçesinde yürürken bakmis baska bir deli agacin altinda oturmus kahkahalr atiyor...hemen yanina kosmus..ve sormus "hey sen neye gülüyorsum öyle?", öbür deli "hiç ben hep kendi kendime fikra anlatirim ama bu seferki ni duymamistim"

Matematikçi Deli
Matematikcinin biri kafayi usutmus. kendini diferansiyel operatoru zannetigi icin herkesin onune cikip "ben senin turevini aliyorum" diye bagirip korkutuyormus. bunu timarhaneye kapatmislar. Hastanede milleti korkutmaya devam ederken, birgun baska bir deliyi korkutmaya calistiginda diger deli hic tepki vermemis. Bizimki sinirlenip tekrar soylemis: "senin turevini aliyorum!". Obur delide tik yok. Bizimki iyice sinirlenip avazi ciktigi kadar bagirmis: "senin turevini aliyorum!". Diger deli sakin sakin yanit vermis: - Aaaal, bana komaz. Ben e uzeri x'im.

Önce Kaçanlar

Akil hastanesinden iki deliyi salivereceklermis. Doktorlar kendi aralarinda "Sunlara son bir test yapalim da gorelim akillari baslarina gelmis mi."demisler. Bunun uzerine iki deliyi bir masa basina cagirmislar. Masanin uzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canli hamambocegi dokmusler ve "Buyrun beyler, yiyiniz." demisler. Delirlerden bir tanesi hemen zeytinlere saldirmis, otekisi araya girmis, "Once kacanlari yiyelim, oburleri nasil olsa duruyor!" (fora)[/FONT]
 

HTML

Üst