- Katılım
- 6 Mar 2007
- Mesajlar
- 5,674
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Son yaşanan olaylar hükümet tarafından adeta olağan bir hal olarak topluma sunulmaktadır.
Ancak, toplumun büyük bir çoğunluğu ülkenin kaos ve kargaşa içinde olduğunu düşünmektedir. Yaşanan olaylar, ülkenin kurumlarının Hükümet ile büyük problem yaşadığını açık bir şekilde göstermektedir. Daha önceki yazılarımızda hükümetin psikolojisinin bozulduğunu ifade etmiştik. Ancak, iktidara mensup milletvekillerinden bazılarının (fişleme yapmaya başladıkları ve kanı bozuk) ifadelerini duyduktan sonra artık ölçünün kaçmaya başladığı iyice ortaya çıktı.
İktidarın içinde bulunduğu ruh hali açıklamalarına da yansıyor. Sayın Başbakan gazete sahiplerinin gazetelerindeki yazarlarından hesap sormalarını, piyasada meydana gelen olumsuz gelişmelerden hükümetin değil onların sorumlu olduğunu söylüyor. Sayın Başbakan Yardımcısından birisi de doğu illerindeki işsizliğin ve yoksulluğun terörü desteklediğini, Denizli'yi Diyarbakır'dan ayrı tutmanın mümkün olmadığını bir yılda 30.000 işçinin işini kaybettiği Denizli ilinde söylüyor. Mantıklı düşünen herkes bunların yanlış olduğunu iktidar yanlısı olsa bile ifade etmeye başladı. Daha da kötüsü yaptıkları işin iyi olduğunu tek taraflı beyanlarla iktidar partisi milletvekilleri ve devlet memurları ile birlikte basına açıklamaları gibi bir garabeti ortaya koyuyorlar. Ankara'da olup bitenler, vatandaşların Anadolu illerinde yaşadıkları baskıları örtmektedir. Sesini çıkarmayı ve duyurmayı başaranlar ise tehdit edilmektedir.
Ülkenin temel problemi Hükümetin ülkeyi idare edemez hale gelmiş olmasıdır. Daha da vahimi bu durumu Hükümetin de fark etmeye başlamasıdır. TBMM'nde 340 milletvekiline sahip bir iktidarın ülkeyi yönetemediğini fark etmeye başlaması iktidarın hırçınlaşmasına ve olmayan sağduyusunu iyice kaybetmesine neden olmaktadır.
Hükümet millete gerçek gündemini unutturuyor. İşine böyle geliyor. Vatandaşın derdini dinlemiyor. Yandaş ekonomisi uyguluyor.
Ekonominin eski hastalıklarının; iç ve dış açığın devam ettiği görülüyor.
İç ve dış borçlar atma eğiliminde.
Enflasyon hedefinin şimdiden kadük olduğunu ifade etmek mümkün.
2009 Bütçe performansı perişan. Bütçede artan açık son derece endişe verici. Araştırma kurumları 2009 bütçe sonuçlarına ilişkin endişelerini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca, Ocak ayı Bütçe uygulama sonuçları açığın sürdüğünü gösteriyor.
Ocak ayında dış ticaret açığı yüzde 160 artıyor. İhracat binde 3 azalıyor. İthalat yüzde 24 artıyor. Kasım ve Aralık ayında cari açık 5 milyar dolar. Dış ticaret açığı ihracattan daha hızlı artmaya başladı.
İşsizlik oranında müspet bir gelişme yok. 6 milyon kişi işsiz. Her üç gençten biri işsiz.
Hükümet kaynak arayışı içinde. Ancak, kaynaklar suyunu çekti. Hükümet yollara, hastanelere göz dikmeye başladı. Sıra suya geliyor.
E.Haluk AYHAN
*Askerle kasıtlı çıkarıldığına inandığım kriz,elinde avucunda küçük yatırımlarla ahyatına yön vermeye çalışan vatandaşa pahalıya patladı.Borsadaki 3 günlük kan kaybının geri gelmesi zaman alacaktır.Dikkatinizi burada çekmek isterim.Bosada kağıtları küçük yatırımcının eline veren baronlar,daha kan kaybı başlamadan zararsız para çıkışı yapmışlardır.Tüm flaş haberleri istihbarat teşkilatlarından bile önce veren malum medyadaki gibi,bu baronları ikaz eden kimlerdi?Yada bu baronlar kendileri mi?
*Memlekette satılacak yer kalmadığını malum herkes bilmektedir.Bu yüzden,bacası tütmeyen fabrikalar kapılarına kilit vurma yarışına girmişlerdir.Ekonomideki yalancı bahar (tamamen illüzyon) erken açan çiçekler gibi milletin başına kar olarak yağacaktır.Bu gün tariş'in İzmir iplik fabrikası da kapandı.Millete memleketi güzel göstermeye çalışan iktidar ve onların sevgili yalakaları;biliyoruz keselerinizi doldurdunuz.Size birşey olmaz ama şu insanların sesine kulak verin desek de yapmazsınız.Amacınızın,dervişin fikri ve zikri sözüne uygunluğunun gayesi olduğunu bu halk biliyor yada öğreniyor.
*Üç gün önce Ankara valisi kameralar önünde tekel işçileri için 2 gün içinde olumlu olaylar gelişecek derken,henüz danıştay kararını açıklamamıştı.Şimdi yargının açıklamadığı bir kararın müjdecisi olan bu hikmet sahibi devlet memuru müneccimmidir?Yada yargı ADİL olarak tescillenmişmidir?Köyün öte tarafında ise her ne kadar haklarını arayan emekçi kardeşlermiz olsada,yargı ve düzenleme sürecinde bir fabrikası ve bir işi olmayan çalışana ödenecek milyon dolarları bu milletin hak sahipleri helal edecekmidir?
Tekelin özelleştirilirken 20.000 dolar farkla işçileri çıkaracağını söyleyen firmaya satılması ne kadar doğrudur?Halbu ki;ikinci firma 3000 işçinin tamamını çalıştırmayı taahhüt ederken,buradaki zaman zarfında işçilere ödenen ücret ve tazminatların farkı 100 milyon doları geçmiş bir fark olarak devlete yani yine bize dönmüştür.
Ekonomiden ve özelleştirmeden bu kadar iyi anlayan adama birde anayasayı değiştir,izin var dersen,
birdahaki seçimde imralı itini başında cumbaba bulursun!!!!
Ancak, toplumun büyük bir çoğunluğu ülkenin kaos ve kargaşa içinde olduğunu düşünmektedir. Yaşanan olaylar, ülkenin kurumlarının Hükümet ile büyük problem yaşadığını açık bir şekilde göstermektedir. Daha önceki yazılarımızda hükümetin psikolojisinin bozulduğunu ifade etmiştik. Ancak, iktidara mensup milletvekillerinden bazılarının (fişleme yapmaya başladıkları ve kanı bozuk) ifadelerini duyduktan sonra artık ölçünün kaçmaya başladığı iyice ortaya çıktı.
İktidarın içinde bulunduğu ruh hali açıklamalarına da yansıyor. Sayın Başbakan gazete sahiplerinin gazetelerindeki yazarlarından hesap sormalarını, piyasada meydana gelen olumsuz gelişmelerden hükümetin değil onların sorumlu olduğunu söylüyor. Sayın Başbakan Yardımcısından birisi de doğu illerindeki işsizliğin ve yoksulluğun terörü desteklediğini, Denizli'yi Diyarbakır'dan ayrı tutmanın mümkün olmadığını bir yılda 30.000 işçinin işini kaybettiği Denizli ilinde söylüyor. Mantıklı düşünen herkes bunların yanlış olduğunu iktidar yanlısı olsa bile ifade etmeye başladı. Daha da kötüsü yaptıkları işin iyi olduğunu tek taraflı beyanlarla iktidar partisi milletvekilleri ve devlet memurları ile birlikte basına açıklamaları gibi bir garabeti ortaya koyuyorlar. Ankara'da olup bitenler, vatandaşların Anadolu illerinde yaşadıkları baskıları örtmektedir. Sesini çıkarmayı ve duyurmayı başaranlar ise tehdit edilmektedir.
Ülkenin temel problemi Hükümetin ülkeyi idare edemez hale gelmiş olmasıdır. Daha da vahimi bu durumu Hükümetin de fark etmeye başlamasıdır. TBMM'nde 340 milletvekiline sahip bir iktidarın ülkeyi yönetemediğini fark etmeye başlaması iktidarın hırçınlaşmasına ve olmayan sağduyusunu iyice kaybetmesine neden olmaktadır.
Hükümet millete gerçek gündemini unutturuyor. İşine böyle geliyor. Vatandaşın derdini dinlemiyor. Yandaş ekonomisi uyguluyor.
Ekonominin eski hastalıklarının; iç ve dış açığın devam ettiği görülüyor.
İç ve dış borçlar atma eğiliminde.
Enflasyon hedefinin şimdiden kadük olduğunu ifade etmek mümkün.
2009 Bütçe performansı perişan. Bütçede artan açık son derece endişe verici. Araştırma kurumları 2009 bütçe sonuçlarına ilişkin endişelerini açık bir şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca, Ocak ayı Bütçe uygulama sonuçları açığın sürdüğünü gösteriyor.
Ocak ayında dış ticaret açığı yüzde 160 artıyor. İhracat binde 3 azalıyor. İthalat yüzde 24 artıyor. Kasım ve Aralık ayında cari açık 5 milyar dolar. Dış ticaret açığı ihracattan daha hızlı artmaya başladı.
İşsizlik oranında müspet bir gelişme yok. 6 milyon kişi işsiz. Her üç gençten biri işsiz.
Hükümet kaynak arayışı içinde. Ancak, kaynaklar suyunu çekti. Hükümet yollara, hastanelere göz dikmeye başladı. Sıra suya geliyor.
E.Haluk AYHAN
*Askerle kasıtlı çıkarıldığına inandığım kriz,elinde avucunda küçük yatırımlarla ahyatına yön vermeye çalışan vatandaşa pahalıya patladı.Borsadaki 3 günlük kan kaybının geri gelmesi zaman alacaktır.Dikkatinizi burada çekmek isterim.Bosada kağıtları küçük yatırımcının eline veren baronlar,daha kan kaybı başlamadan zararsız para çıkışı yapmışlardır.Tüm flaş haberleri istihbarat teşkilatlarından bile önce veren malum medyadaki gibi,bu baronları ikaz eden kimlerdi?Yada bu baronlar kendileri mi?
*Memlekette satılacak yer kalmadığını malum herkes bilmektedir.Bu yüzden,bacası tütmeyen fabrikalar kapılarına kilit vurma yarışına girmişlerdir.Ekonomideki yalancı bahar (tamamen illüzyon) erken açan çiçekler gibi milletin başına kar olarak yağacaktır.Bu gün tariş'in İzmir iplik fabrikası da kapandı.Millete memleketi güzel göstermeye çalışan iktidar ve onların sevgili yalakaları;biliyoruz keselerinizi doldurdunuz.Size birşey olmaz ama şu insanların sesine kulak verin desek de yapmazsınız.Amacınızın,dervişin fikri ve zikri sözüne uygunluğunun gayesi olduğunu bu halk biliyor yada öğreniyor.
*Üç gün önce Ankara valisi kameralar önünde tekel işçileri için 2 gün içinde olumlu olaylar gelişecek derken,henüz danıştay kararını açıklamamıştı.Şimdi yargının açıklamadığı bir kararın müjdecisi olan bu hikmet sahibi devlet memuru müneccimmidir?Yada yargı ADİL olarak tescillenmişmidir?Köyün öte tarafında ise her ne kadar haklarını arayan emekçi kardeşlermiz olsada,yargı ve düzenleme sürecinde bir fabrikası ve bir işi olmayan çalışana ödenecek milyon dolarları bu milletin hak sahipleri helal edecekmidir?
Tekelin özelleştirilirken 20.000 dolar farkla işçileri çıkaracağını söyleyen firmaya satılması ne kadar doğrudur?Halbu ki;ikinci firma 3000 işçinin tamamını çalıştırmayı taahhüt ederken,buradaki zaman zarfında işçilere ödenen ücret ve tazminatların farkı 100 milyon doları geçmiş bir fark olarak devlete yani yine bize dönmüştür.
Ekonomiden ve özelleştirmeden bu kadar iyi anlayan adama birde anayasayı değiştir,izin var dersen,
birdahaki seçimde imralı itini başında cumbaba bulursun!!!!