chuckies
_-€X-_
SUUDİ
Suudi Arabistanlı vatandaş vize almak için ABD konsolosluğuna başvurmuş.
Görevli sormuş Suudi yanıtlamış:
"Name?"
"Abdul Rauf Bin Selam"
"Sex?"
"5 times per week..."
"No no! Male or female?"
"Male, female, sometimes camel.."
----SİNCAP----
Temel ile Dursun Amerika'da yaşarlar ve orada kürkü çok pahalı bir sincap
çeşidi bulurlar. Türkiye'ye gelirken bundan getirip, üretip, çok zengin olmayı
tasarlarlar. Dursun sincabı sırt çantasına koyar ve havaalanından içeri sokar
Temel de hemen arkasından havaalanına gelir ve uçağa binerler. Bir süre
sonra Dursun uyur kucağında bulunan çanta yere düşer ve sincap çantadan
dışarı çıkar. Hemen Temel'in kucağına gelir onunla oynar ve sonra Temel
sincabi öldürür. Dursun uyanıp sincabı ölmüş görünce hemen Temel'e sinirle
sorar:
"Ne oldi buna?"
Temel cevaplar:
"Sincap çantadan çıktı kucağıma geldi oradan pantolonuma girdi aleti
yakaladı bir sağa salladı bir sola salladı kaldırdı üzerine çıktı indi çıktı indi
çıktı sesimi çıkarmadım. Sonra biraz aşağı indi taşakları buldu oynadı,
tokuşturdu ceviz zannetti oynadı ellemedim. Biraz daha aşağıya indi deliği
buldu yuva zannetti galiba girdi çıktı girdi çıktı yine ellemedim, ama ne zaman
cevizleri yuvaya taşımaya kalktı işte o zaman öldürdim oni.
Kör Adam
Kör adam bir gün bir tane eğitimli köpek alır ve hemen çarşıya gezmeye çıkar.
Trafik ışıklarının oraya geldiklerinde köpek durur. Fakat yeşil ışık yandığında
karşıya geçmez. Bu böyle 4-5 ışık devam eder, köpek karşıya geçmediği gibi
birde adamın bacağına işer. Bunun üstüne de kör adam çıkarıp köpeğe bir
tane bisküvi verir. Çevrede bulunanlar da meraklı gözlerle kör adamı ve
köpeğini seyrederler. Son olaydan sonra içlerinden birisi dayanamayıp körün
yanına yaklaşır ve:
"Kardeşim senin köpek yeşil ışık yandığı halde geçmedi, bir de bacağına işedi
üstüne üstlük birde sen kalkmış bu köpeğe bisküvi veriyorsun." der.
Kör adam cevaplar:
"Ben onun ağızını tespit ediyorum, az g.tüne koyacağım da..."
Sabun
2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar yahudileri toplama kamplarına götürüp
orada sabun yapıyorlarmış. Kampta Avrupanın her tarafından esirler varmış.
Bizim Temel'i de yanlış bir ihbar üzerine esir kampına götürmüşler.
Tüm esirleri odalara tıkıştırıp tek tek sabun fabrikasına götürüyorlarmış.
Nazi subayları esirleri teker teker götürürken esirler bağırıyorlarmış.
"Durun beni bırakın, bana acıyın.." ama ne çare hepsinden sabun yapıyorlarmış.
Temelin odasındaki tüm esirleri sırayla götürmüşler. Sıra Temel'e gelmiş,
iki asker kollarından tuttukları gibi sürüklemeye başlamışlar.
"Haçan etmeyun uşaklar, pen Lazum, yapmayun, etmeyun, aciyun bana, çoluk
çocuğum var daa" diye yalvarıyormuş ama nafile.
Askerler "Kes sesini, sen de sabun olacaksn!" diye bağırınca ç****izlik
içindeki Temel iyice dellenmiş:
"Yapin lan. Haçen köpürenin .mina koyaiyiim!"
Menemen
İzmir'den trene binen yaşlı teyze, kondüktöre Ege şivesiyle "Menemene
gelence beni haber et yavrıım, unutma" der.
Gecenin ilerleyen saatlerinde kondüktör Menemen’i geçer geçmez yaşlı
teyzenin Menemen'de ineceği aklına gelir, hemen makiniste gidip haber verir.
Makinist de gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda indiremeyeceğimize göre
geri geri gideceğiz, soran olursa "tren makas değiştiriyor" deriz der.
Bir yarım saat geri geri giderek Menemen'e gelinir ve kondüktör gidip
teyzeye haber verir "Hadi teyze Menemen'e geldik" diye.
Teyzem "Sağol yavrıııııııııım" der ve çantasını açıp ilacını içer...
Çapkın Temel
Bizim Temel ile Cemal bir gün lüks bir otelin lobisinde harika bir hatun görürler.
Temel der ki, "Ula Cemal, gidip bir bakayim, bu kadindan iş çikar mi?"
Temel yaklaşır kadına, sorar:
"Benimle bir yemek yemek ister misiniz?"
Kadın Temel'i şöyle bir süzerek:
"Bahse girerim şu kapıdaki Mercedes sizin değil..."
"Değildir."
"Şöyle iyi durumda bir banka hesabınız da yoktur sanırım?"
"Yoktur."
"Karadeniz kıyılarında şöyle iki katlı bir çiftlik eviniz de yoktur heralde?"
"Yoktur."
"Hadi o zaman çek arabanı!"
Temel boynu bükük döner Cemal'in yanına:
"Ula Cemal, benim Limuzini sana versem Mercedesini bana verir misin?"
"Veririm Temelim..."
"Bir telefon etsem kendi bankamda bana hesap açarlar mi?"
"Açarlar Temelim..."
"Tamam o da kolay da, heralde bizim peder üçüncü kati yikmama izin vermez..."
Sevk
Doğuda devlet hastanelerinden birinde mecburi hizmetini yapan bir doktorun
başından geçer olay. Doktorumuz jinekologdur. Bir gün içeri çarşaflı bir kadın
ve kocası gelir. Adam "Karımın bir şikayeti var!" deyip çıkar dışarı...
Doktor kadına uzanmasını söyler ve normal muayenesini yapar. Muayene
bittikten sonra da hastanın SSK'li olduğunu düşünerek sevk kağıdının olup
olmadığını sorar ve "Sevk aldın mi?" der.
Kadın utanarak cevap verir:
"Acuk aldım"
Kumar
Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve Las Vegas'ın
yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel
yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon
eder:
"Hayatım, evde misin?"
"Evet kocacığım."
"İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3
milyon dolar kazandım."
Kadın sevinç dolu bir cığlık atar.
"Ayyyyyyyyyyy harikasın! Hemen hazırlanıyorum. Peki ama nereye?
Paris? Karayipler? Acapulco? Guney Amerika?..."
Adam cevap verir:
"Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol."
Domatesler
Mary ne kadar uğraşsa da bahçesinde yetiştirmeye çalıştığı domateslerin
karşı komşudaki kadar güzel kızarmasını başaramaz ve çareyi komşusu
John Bey'e işin sırrını sormakta bulur. Komşu da işin sırrını şöyle açıklar;
"Ben her sabah fideleri suladıktan sonra pantolonumu aşağı indirip bir müddet
karşılarında dururum, domatesler de utançlarından kıpkırmızı olurlar."
Mary hemen uygulamaya geçer ve bir hafta sonra bu kez John sorar:
"Nasil bir gelişme var mı domateslerde?"
Mary cevap verir:
"Domateslerde bir değişiklik yok ama, salatalıkları bir görmelisin!"
Depresyon
Adamın biri bir gün bara gider ve barmenden 8 bira ister ve barmen adama
"Beyfendi herhalde zor bir gün geçirdiniz?" der.
Adam "Bugün oğlumun eşcinsel olduğunu öğrendim." der ve biraların hepsini
bir dikişte içer kalkar.
Yine aynı adam ertesi gün aynı barmenden 8 bira ister ve barmen yine aynı
soruyu yöneltir. Adam "Bugün erkek kardeşimin eşcinsel olduğunu öğrendim
der ve biraları yine bir dikişte içer ve kalkar.
Ertesi gün aynı adam aynı barmenden 8 bira ister ve barmen sorar:
"Beyfendi sizin ailenizde hiç kadından hoşlanan yok mu?
Adam efkarlı bir şekilde cevap verir:
"Var. Karım."
Çıplak Temel
Temel bir gün denize girmiş ama çırılçıplak. Köyün çocukları şaka olsun diye
Temel'in bütün elbiselerini alıp kaçmış, zavallı Temel de denizde öylece
kalakalmış. Beklemiş gelen yok giden yok. Yardım edecek kimse de yok.
Hava biraz kararınca ne yapsın bizim Temel çıkmış denizden. Hemen az
ilerdeki otların arasından usulca köyüne doğru gitmeye başlamış.
Otlak bitince evine de az kaldığı için on tarafını eliyle kapatarak evine doğru
koşmaya başlamış. O sırada onu gören babası bağırmış:
"Ula salak uşak oranı kapayacağına yüzünü kapasana, kim tanıycak oranı?"
Yılan
Temel ile Dursun tarlada çalışırken Temel'i penisinden yılan sokmuş.
Dursun hemen saglık ocagına telefon ederek doktora sormuş: "Temeli yilan
sokti ne edelum?" Doktor "Yılan sokulan yeri emip emip tükürün" demiş.
Temel merakla "Uyy Tursun, toktor ne diyi?" diye sorunca Dursun cevap
vermiş:
"Ölsün pezevenk diyi."
Nane Şekeri
Polisin yaptığı baskında yakalanan çok sayıda fahişe karakola sığmaz ve
dışarıda sıra olurlar. Tek tek ifadeleri alınmaktayken yoldan geçen yaşlı bir
nine uzun kuyruğu görünce merak eder ve
fahiselerden birine sorar; "Bu ne kuyruğu evladım!"
Kızlardan biri dalga geçerek; "Nane şekeri kuyruğu nine" der.
Nine'nin hoşuna gider ve "İyi çok severim, ben de alayım..." diyerek kuyruğa
girer.
Polis herkesin ifadesini alırken, sıra nineye gelir. Polis memuru karşısında
yaşlı başlı kadını görünce şaşırır ve; "Nine sende mi yedin bu naneyi? " diye
çıkışır.
Yaşlı kadın hemen cevap verir; "Ah!! Bende nerde o diş evladım. Ben sadece
emiyorum!!!"
Pusu
Rus askerleri dağda bir mağarayı kuşatır... Mağaradan bir ses gelir:
"-Bir Çeçen 10 Rus'un hakkından gelir..."
Rus komutan, mağaranın içine 10 asker yollar... Çatışma sesleri duyulur ve
ardından bu kez yeni bir ses duyulur; "Bir Çeçen 30 Rus'un hakkından gelir..."
Komutan sinirlenir ve hemen 30 asker daha gönderir... Yine silahlı çatışma
sesleri duyulur... Bu defa mağaradan: "Bir Çeçen 50 Rus'un hakkından gelir"
narası duyulur...
Komutan iyiden iyiye küplere binmiştir ve mağaraya 50 asker daha yollar...
Silah seslerinin ardından sürünerek gelen kan revan içinde bir Rus askeri
görünür... Asker komutana seslenir: "Sakın gitmeyin... Bu bir pusu... Tuzağa
düşürüldük... Mağarada bir değil, tam iki Çeçen var..."
Maymun Avcısı
Amerikalılar çok nadir görülen bir tür maymunun peşine düşerler.
O kadar teknolojiye sahip olmalarına rağmen maymunu yakalayamazlar.
Dünyaca ünlü maymun avcısı Temel'in yanına gelip yardım isterler.
Temel; "Yeminliyum ama son jubilemi sizinle yapayum." der.
Eline bir tüfek ve birde köpeğini yanına alır, hazırım der. Amerikalılar
şaşkınlıkla "Biz bu kadar aletle yakalayamadık. Bu nasıl yakalayacak." diye
kendi aralarında tartışırlarken Temel'e sorarlar işin sırrı ne diye; "Marifet
köpektedur. Ben ateş edup maymuni düşürurum o da aşağıda etkisuz hale
getirur" der ve güler.
Yolculuk başlar, maymun bulunur. Çok yüksek bir ağacın tepesindeki
maymunu düşürmeye çalışırlar. Ama olmaz. Temel "Ben yukari çikup ağacı
sallayayum. Maymun düşerse sorun yok, ama ben düşersem
VURUN HABU KÖPEĞİ!"
Sünnet
Temelin çocuğu 20 yaşına basar ama hala sünnet olmamıştır. Komşuları
dayanamaz ve bir gün Temel'e sorar; "Temel hayırdır... Çocuğun 20 yaşına
bastı neden halen sünnet ettirmedin?"
Temel duraksamadan yanıt verir; "Banene yahu... Evlenince karusu istediği
kadar kestursun..."
Üstüne Çay İçerük
Temel Fadime'yi arar ve biraz sohbet ettikten sonra Fadime akşam evde
kimsenin olmayacağını yalnız kalacaklarını söyler. Bunun üzerine Temel
Fadime'ye; "Eyi öyleyse! Suyi atese ko, üstine pen geluyrum."
Fadime;"Seni ahlaksız gelip beni becerecen mi?" der.
Temel: "Yav sen hele suyi ko, üstine olmadi çay içeruk!.."
Nargile
Berberin biri dükkanında çalişirken radyodan bir anons duyulur: Dikkat! Akil
hastanesinden bir deli kaçmıştır, çok tehlikeli ve saldırgan olduğundan sakın
tartışmaya girmeyin ne derse yapın....
Berber hay Allah neler oluyor derken birazdan içeri biri girer koltuğa oturur:
"Beni traş et..!"
Berber:"Nasıl olsun efendim?.."
"Kafamın tam tepesini traş et yanlar kalsın..."
Berber:"Amma cins adam der..Traşı yapar..bitirir."
Adam:"Şimdi git biraz tütün ve köz getir...Çırağı gönderip getirtir.."
"Şimdi tütünle közü traş ettiğin tepeme koy..."
Berber:"Eyvah deli bu galiba...Ç****iz denileni yapar"
Deli:"Şimdi nargileye benzedimmi...."
Berber biyik altindan gulerek:"Evet!" der
Deli ayağa kalkar,fermuarını indirir...
"ÖYLEYSE, ÇEK BAKALIM!.."
Vaaz
Camii hocası kadınlara vaaz veriyormuş. Kadınlardan biri sormuş;
"Hocam, bir mühendisle yatarsak onun cezası ne kadar?"
Hoca; "3 sene" demiş.
"Avukatla yatarsam?"
"5 sene."
"Doktorla yatarsam?"
"4 sene."
"Peki hocam... Hocayla yatarsam?"
Hoca; "Seni gidi seniii... Sen cennete gitmek istiyorsun galiba..."
Mesaj
İki kafadar hatun kişi içmeye karar verirler. Zilzurna sarhoş bir şekilde eve
dönerken ikisinin de çişi gelir. Kafaları güzel, mezarlığa dalarak işlerini
halletmeye çalışırlar. Gecenin alaca karanlığında biri kilodunu unutur.
Diğeri de eline geçen bir çelenk afişi ile temizlenir. Sabah olunca birinin
kocası diğerininkini hemen arar:
"Ya Hasan, benim karıyı akşam düzmüşler lan. Karının altında donu yok." der.
Buna karşılık arkadaşı şöyle cevap verir:
"Ulan o da bişeymi... Benimkinin orasına 'SENİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ' diye
mesaj iliştirmişler!"
Brejnev Küba'da
Brejnev, Küba'ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklarmış.
Ülkenin en iyi ressamına başvurmuşlar. Bir tablo yap, adı "Brejnev Küba'da"
olsun diye. Ressam "Hadi oradan" demiş. "Ben adamı görmedim bile. Adam
hayatında Küba'ya gelmedi. Şimdi ben nasıl Brejnev Küba'da diye
atmasyondan resim yaparım?"
Tesadüf bu ya, bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmiş o sırada,
sıkıntıyı duymuş. "Ben size istediğiniz tabloyu yaparım, ama bana bir sandık
puro verirseniz..." demiş.
Adamlar ç****iz, vermişler. Temel bir hafta sonra, Kuba'lıları çağırmış.
"İşte tablonuz" demiş.
Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Küba'lılar da donuvermişler.
Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah...
"Bu ne" diye gürlemiş, Küba Turizm Bakanı. "Bu ne?. Bu kadın kim?.."
"Brejnev'in karısı!" demiş, Temel.
"Peki bu üstündeki adam kim?"
"Brejnev'in uşağı!.."
"Peki Brejnev nerde ulan?!"
"Brejnev Küba'da"
Sihir
Barda kızın yanına yanaşan adam; ”Sihir yapmak ister misin?”
Kız; ”Nasıl bir sihir?”
Adam; “Eve gidelim, sevişelim ve sonra sen kaybol!..”
Zeytinburnu
Adamın biri arkadaşına derdini anlatmaya başlamış.
"Sabahları uykumdan hep daha yorgun kalkıyorum uykumdan birşey
anlamıyorum."
"Nasıl oluyor bu?"
"Yastığa yatar yatmaz geçiyorum direksiyonun başına. Tırı sürüyorum
Zeytinburnuna, tek başıma yüklüyorum. Sonra da Sofya ya kadar gidip
orada yine ben boşaltıyorum. Tam tır boşalıyor ben uyanıyorum.
Haliyle çok yorgun oluyorum bu böyle 3 aydır her gece devam ediyor."
Arkadaşı onu bir tanıdık doktora yollar adam doktorada derdini anlattıktan
sonra doktor ona "gece yatıp tırı kullanmaya başladığında Florya benzinliğe
gel ben orada herşeyi halledeceğim" der.
Akşam adam uykuya dalar yine tırı kullanmaya başlar bu sırada doktorun
söyledikleri aklına gelir ve benzinliğe gider gerçekten de doktor oradadır.
Yanına yanaşır ve doktor ona:
"Bundan sonra tır benim der adamı aşağı indirir kendi direksiyona geçer ve
oradan uzaklaşır. Adam uyanır artık bu dert ten kurtulmuş ve mutludur.
Derken bir gün yolda o başka bir arkadaşına rastlar perişan bir haldedir
arkadaşı:
"Hayırdır neyin var?"
"Sorma uyku problemim var" demiş ve anlatmaya başlamış.
"Yastığa yatar yatmaz etrafımı güzeller kaplıyor bir onunla sevişiyorum bir
bununla sabaha kadar belki on kızla sevişiyorum uyandığımda da yorgun
uyanıyorum" demiş.
Öbür adam "Benimde senin ki gibi bir problemim vardı şu doktora git derdini
anlat beni kurtardı seni de kurtaracaktır" demiş ve ayrılmışlar.
Bir kaç hafta sonra adam yine aynı arkadaşını görmüş ama bu sefer daha da
perişanmış adam.
"Rahatsızlığın geçmedi mi?"
"Hayır daha da fazlalaştı."
"O doktora gitmedin mi?"
"Bırak o şerefsizi yahu!"
"Ne oldu anlatsana..."
"Şerefsiz doktora gittim derdimi anlattım. Dediklerini yaptım. İbne, aldı kızları
benden, verdi altıma bir tır. Her gece Zeytinburnu-Sofya yapmaktan anam
ağlıyor."
Birikim
95 yaşındaki dolar milyarderi, 23 yaşında bir çıtırla evleniyormuş... Yaşlı adam
görünüşte sağlıklıymış, ama genç ve ateşli gelinle geçireceği ilk gecenin
ardından adamın sağ çıkıp çıkamayacağını herkes merak ediyormuş. Derken
tören bitmiş, herkes dağılmış. Yeni evli çiftimiz de balayı suitine çıkmışlar.
Sabah olmuş, yeni gelin dışarı çıkmış ki... Duvarlara tutunarak, topallayarak
zar zor yürüyor. Ayakta duracak hali yok... Neredeyse sürünerek resepsiyona
inmeyi başarmış. Resepsiyondaki görevli hayretler içinde sormuş:
“Bayan iyi misiniz? Bütün gece bir timsahla güreş tutmuş gibisiniz!”
Gelin hanım “Sormayın...” demiş, “75 yıldır biriktiriyorum dediği zaman ben de
paralarından bahsediyor sanmıştım!..”
Görüşme
Senelerdir dul yaşayan bir kadını Temelle evlendirmişler. Düğün gecesi Temel
başlamış: Soyun bakalım. Kadın soyunmuş. Beni de soy... Kadın Temelin
üzerindekileri çıkartmış; ikisi de çırılçıplak kalmışlar. Kadın utangaç bir
ifadeyle Temelin yüzüne bakarken Temel devam etmiş: Eğil aşağıya. Kadın
eğilmiş.Al eline oni. Kadın Temelin aletini eline almış. Yala bakalım oni.
deyince kadın kendi kendine mırıldanmış: Ahhh... Ahh Şerafettin sanki ölüp
gidecek ne vardı! Şu halime bak. Tanımadığım birine neler yapıyorum!..
derken Temelin sesi duyulmuş: Haçan ben oni sana rahmetliyle telefon
görüşmesi yap diye tutturmadum!..
Viagra
Kadın gayet sevecen bir şekilde kocasına sordu; "Sevgilim sana şöyle
nefis bir kahvaltı hazırlamamı ister misin?"
"Yok, istemem!" dedi adam, "Bu Viagra insanın iştahını kapatıyor galiba."
Bir süre sonra kadın: "Canım sana yemek hazırlayayım mı?
Dolapta harika bir bonfile var, yanına da patates kızartırım, birlikte yeriz!"
"Boşver, istemem" dedi adam, "Hiç yiyesim yok, kesin viagra yüzünden."
"Sevgilim, söyle kocaman bir pizza ısmarlayayım mı, ne dersin?
Tavuk kanatları da isteriz."
"Yok, yok!" dedi tekrar adam, "Bu Viagra nasıl tok tutuyor, bilemezsin."
Bunu duyan kadın: "Eeeeee! Yetti artık be!" diye bağırdı, "Akşam oldu,
açlıktan öleceğim!.. Yeter artık, çabuk in üstümden."
Leke
Kadının biri doktora gitmiş. "Doktor bey, bacağımda leke çıktı" demiş.
Doktor kadının bacağında, cinsel organına yakın bir yerdeki lekeyi incelemiş,
daha sonra bir parça pamuğa bir ilaç döküp bu ilaçla lekeyi yok ettikten
sonra "Tamamdır bayan" deyip parasını almış. Kadın teşekkür ederek ayrılmış.
2 gün sonra aynı kadın yine gelmiş. "Doktor bey yine çıktı aynı leke" demiş.
Doktor yine aynı yöntemi kullanarak lekeyi yok etmiş. Bu belli süre hep böyle
devam etmiş, kadın 2-3 günde bir doktora geliyormuş. En son geldiğinde
doktor çok sinirliymiş. Kadını koltuğa oturtmuş dizlerinin üzerine çökmüş
lekeyi temizlemeye koyulmuşken kadına sormuş:
"Hanım senin kocan marangoz mu?"
Kadın "Evet nerden bildiniz?"
Doktor "Söyle o salağa bir daha ki sefere apış aranı yalarken kulağının
arkasındaki kalemi çıkartsın."
Çalmışlar
Sarhoşun biri üst baş dağınık bir halde karakola gelir, araba anahtarını
göstererek komsere şöyle der:
"Komserim şu elimde gördüğünüz anahtar var ya, onun üstünde az önce
arabam vardı, şimdi yok. Arabamı çalmışlar!"
Komser sarhoşa şöyle bir bakar:
"Sen önce kendine bi çeki düzen ver bakiyim şu haline bak.
Devletin komseri önünde böyle fermuarı açık durmaya utanmıyor musun?"
Sarhoş pantolonun önünde açık fermuara bakar ve:
"Aha, karıyı da çalmışlar..."
Hav Hav
Temel bir kurt köpeği almış ve çok iyi eğitmiş. Adı Coni'ymiş. Coni Temel'in her
söylediğini anlıyormuş. Hatta telefona bile bakabiliyormuş. Telefon çaldığında
ayağı ile handsfree tuşuna dokunup Temel'in söylediklerini
cevaplayabiliyormuş.
Bir gün Temel evi aramış. Coni telefonu açmış "HAV" demiş.
"Ula Coni sen musun?"
"HAV"
"Fadime evde mi?"
"HAV"
"Başka kimse var mi?"
"HAV"
"Ula kaç kişi var?"
"HAV HAV"
"Ne yapiyiler?"
"He he he he he"
"Ula ne zamandan beri yapiyiler?"
"Uuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu
:Sopa :Sopa
Suudi Arabistanlı vatandaş vize almak için ABD konsolosluğuna başvurmuş.
Görevli sormuş Suudi yanıtlamış:
"Name?"
"Abdul Rauf Bin Selam"
"Sex?"
"5 times per week..."
"No no! Male or female?"
"Male, female, sometimes camel.."
----SİNCAP----
Temel ile Dursun Amerika'da yaşarlar ve orada kürkü çok pahalı bir sincap
çeşidi bulurlar. Türkiye'ye gelirken bundan getirip, üretip, çok zengin olmayı
tasarlarlar. Dursun sincabı sırt çantasına koyar ve havaalanından içeri sokar
Temel de hemen arkasından havaalanına gelir ve uçağa binerler. Bir süre
sonra Dursun uyur kucağında bulunan çanta yere düşer ve sincap çantadan
dışarı çıkar. Hemen Temel'in kucağına gelir onunla oynar ve sonra Temel
sincabi öldürür. Dursun uyanıp sincabı ölmüş görünce hemen Temel'e sinirle
sorar:
"Ne oldi buna?"
Temel cevaplar:
"Sincap çantadan çıktı kucağıma geldi oradan pantolonuma girdi aleti
yakaladı bir sağa salladı bir sola salladı kaldırdı üzerine çıktı indi çıktı indi
çıktı sesimi çıkarmadım. Sonra biraz aşağı indi taşakları buldu oynadı,
tokuşturdu ceviz zannetti oynadı ellemedim. Biraz daha aşağıya indi deliği
buldu yuva zannetti galiba girdi çıktı girdi çıktı yine ellemedim, ama ne zaman
cevizleri yuvaya taşımaya kalktı işte o zaman öldürdim oni.
Kör Adam
Kör adam bir gün bir tane eğitimli köpek alır ve hemen çarşıya gezmeye çıkar.
Trafik ışıklarının oraya geldiklerinde köpek durur. Fakat yeşil ışık yandığında
karşıya geçmez. Bu böyle 4-5 ışık devam eder, köpek karşıya geçmediği gibi
birde adamın bacağına işer. Bunun üstüne de kör adam çıkarıp köpeğe bir
tane bisküvi verir. Çevrede bulunanlar da meraklı gözlerle kör adamı ve
köpeğini seyrederler. Son olaydan sonra içlerinden birisi dayanamayıp körün
yanına yaklaşır ve:
"Kardeşim senin köpek yeşil ışık yandığı halde geçmedi, bir de bacağına işedi
üstüne üstlük birde sen kalkmış bu köpeğe bisküvi veriyorsun." der.
Kör adam cevaplar:
"Ben onun ağızını tespit ediyorum, az g.tüne koyacağım da..."
Sabun
2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar yahudileri toplama kamplarına götürüp
orada sabun yapıyorlarmış. Kampta Avrupanın her tarafından esirler varmış.
Bizim Temel'i de yanlış bir ihbar üzerine esir kampına götürmüşler.
Tüm esirleri odalara tıkıştırıp tek tek sabun fabrikasına götürüyorlarmış.
Nazi subayları esirleri teker teker götürürken esirler bağırıyorlarmış.
"Durun beni bırakın, bana acıyın.." ama ne çare hepsinden sabun yapıyorlarmış.
Temelin odasındaki tüm esirleri sırayla götürmüşler. Sıra Temel'e gelmiş,
iki asker kollarından tuttukları gibi sürüklemeye başlamışlar.
"Haçan etmeyun uşaklar, pen Lazum, yapmayun, etmeyun, aciyun bana, çoluk
çocuğum var daa" diye yalvarıyormuş ama nafile.
Askerler "Kes sesini, sen de sabun olacaksn!" diye bağırınca ç****izlik
içindeki Temel iyice dellenmiş:
"Yapin lan. Haçen köpürenin .mina koyaiyiim!"
Menemen
İzmir'den trene binen yaşlı teyze, kondüktöre Ege şivesiyle "Menemene
gelence beni haber et yavrıım, unutma" der.
Gecenin ilerleyen saatlerinde kondüktör Menemen’i geçer geçmez yaşlı
teyzenin Menemen'de ineceği aklına gelir, hemen makiniste gidip haber verir.
Makinist de gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda indiremeyeceğimize göre
geri geri gideceğiz, soran olursa "tren makas değiştiriyor" deriz der.
Bir yarım saat geri geri giderek Menemen'e gelinir ve kondüktör gidip
teyzeye haber verir "Hadi teyze Menemen'e geldik" diye.
Teyzem "Sağol yavrıııııııııım" der ve çantasını açıp ilacını içer...
Çapkın Temel
Bizim Temel ile Cemal bir gün lüks bir otelin lobisinde harika bir hatun görürler.
Temel der ki, "Ula Cemal, gidip bir bakayim, bu kadindan iş çikar mi?"
Temel yaklaşır kadına, sorar:
"Benimle bir yemek yemek ister misiniz?"
Kadın Temel'i şöyle bir süzerek:
"Bahse girerim şu kapıdaki Mercedes sizin değil..."
"Değildir."
"Şöyle iyi durumda bir banka hesabınız da yoktur sanırım?"
"Yoktur."
"Karadeniz kıyılarında şöyle iki katlı bir çiftlik eviniz de yoktur heralde?"
"Yoktur."
"Hadi o zaman çek arabanı!"
Temel boynu bükük döner Cemal'in yanına:
"Ula Cemal, benim Limuzini sana versem Mercedesini bana verir misin?"
"Veririm Temelim..."
"Bir telefon etsem kendi bankamda bana hesap açarlar mi?"
"Açarlar Temelim..."
"Tamam o da kolay da, heralde bizim peder üçüncü kati yikmama izin vermez..."
Sevk
Doğuda devlet hastanelerinden birinde mecburi hizmetini yapan bir doktorun
başından geçer olay. Doktorumuz jinekologdur. Bir gün içeri çarşaflı bir kadın
ve kocası gelir. Adam "Karımın bir şikayeti var!" deyip çıkar dışarı...
Doktor kadına uzanmasını söyler ve normal muayenesini yapar. Muayene
bittikten sonra da hastanın SSK'li olduğunu düşünerek sevk kağıdının olup
olmadığını sorar ve "Sevk aldın mi?" der.
Kadın utanarak cevap verir:
"Acuk aldım"
Kumar
Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve Las Vegas'ın
yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel
yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon
eder:
"Hayatım, evde misin?"
"Evet kocacığım."
"İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3
milyon dolar kazandım."
Kadın sevinç dolu bir cığlık atar.
"Ayyyyyyyyyyy harikasın! Hemen hazırlanıyorum. Peki ama nereye?
Paris? Karayipler? Acapulco? Guney Amerika?..."
Adam cevap verir:
"Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol."
Domatesler
Mary ne kadar uğraşsa da bahçesinde yetiştirmeye çalıştığı domateslerin
karşı komşudaki kadar güzel kızarmasını başaramaz ve çareyi komşusu
John Bey'e işin sırrını sormakta bulur. Komşu da işin sırrını şöyle açıklar;
"Ben her sabah fideleri suladıktan sonra pantolonumu aşağı indirip bir müddet
karşılarında dururum, domatesler de utançlarından kıpkırmızı olurlar."
Mary hemen uygulamaya geçer ve bir hafta sonra bu kez John sorar:
"Nasil bir gelişme var mı domateslerde?"
Mary cevap verir:
"Domateslerde bir değişiklik yok ama, salatalıkları bir görmelisin!"
Depresyon
Adamın biri bir gün bara gider ve barmenden 8 bira ister ve barmen adama
"Beyfendi herhalde zor bir gün geçirdiniz?" der.
Adam "Bugün oğlumun eşcinsel olduğunu öğrendim." der ve biraların hepsini
bir dikişte içer kalkar.
Yine aynı adam ertesi gün aynı barmenden 8 bira ister ve barmen yine aynı
soruyu yöneltir. Adam "Bugün erkek kardeşimin eşcinsel olduğunu öğrendim
der ve biraları yine bir dikişte içer ve kalkar.
Ertesi gün aynı adam aynı barmenden 8 bira ister ve barmen sorar:
"Beyfendi sizin ailenizde hiç kadından hoşlanan yok mu?
Adam efkarlı bir şekilde cevap verir:
"Var. Karım."
Çıplak Temel
Temel bir gün denize girmiş ama çırılçıplak. Köyün çocukları şaka olsun diye
Temel'in bütün elbiselerini alıp kaçmış, zavallı Temel de denizde öylece
kalakalmış. Beklemiş gelen yok giden yok. Yardım edecek kimse de yok.
Hava biraz kararınca ne yapsın bizim Temel çıkmış denizden. Hemen az
ilerdeki otların arasından usulca köyüne doğru gitmeye başlamış.
Otlak bitince evine de az kaldığı için on tarafını eliyle kapatarak evine doğru
koşmaya başlamış. O sırada onu gören babası bağırmış:
"Ula salak uşak oranı kapayacağına yüzünü kapasana, kim tanıycak oranı?"
Yılan
Temel ile Dursun tarlada çalışırken Temel'i penisinden yılan sokmuş.
Dursun hemen saglık ocagına telefon ederek doktora sormuş: "Temeli yilan
sokti ne edelum?" Doktor "Yılan sokulan yeri emip emip tükürün" demiş.
Temel merakla "Uyy Tursun, toktor ne diyi?" diye sorunca Dursun cevap
vermiş:
"Ölsün pezevenk diyi."
Nane Şekeri
Polisin yaptığı baskında yakalanan çok sayıda fahişe karakola sığmaz ve
dışarıda sıra olurlar. Tek tek ifadeleri alınmaktayken yoldan geçen yaşlı bir
nine uzun kuyruğu görünce merak eder ve
fahiselerden birine sorar; "Bu ne kuyruğu evladım!"
Kızlardan biri dalga geçerek; "Nane şekeri kuyruğu nine" der.
Nine'nin hoşuna gider ve "İyi çok severim, ben de alayım..." diyerek kuyruğa
girer.
Polis herkesin ifadesini alırken, sıra nineye gelir. Polis memuru karşısında
yaşlı başlı kadını görünce şaşırır ve; "Nine sende mi yedin bu naneyi? " diye
çıkışır.
Yaşlı kadın hemen cevap verir; "Ah!! Bende nerde o diş evladım. Ben sadece
emiyorum!!!"
Pusu
Rus askerleri dağda bir mağarayı kuşatır... Mağaradan bir ses gelir:
"-Bir Çeçen 10 Rus'un hakkından gelir..."
Rus komutan, mağaranın içine 10 asker yollar... Çatışma sesleri duyulur ve
ardından bu kez yeni bir ses duyulur; "Bir Çeçen 30 Rus'un hakkından gelir..."
Komutan sinirlenir ve hemen 30 asker daha gönderir... Yine silahlı çatışma
sesleri duyulur... Bu defa mağaradan: "Bir Çeçen 50 Rus'un hakkından gelir"
narası duyulur...
Komutan iyiden iyiye küplere binmiştir ve mağaraya 50 asker daha yollar...
Silah seslerinin ardından sürünerek gelen kan revan içinde bir Rus askeri
görünür... Asker komutana seslenir: "Sakın gitmeyin... Bu bir pusu... Tuzağa
düşürüldük... Mağarada bir değil, tam iki Çeçen var..."
Maymun Avcısı
Amerikalılar çok nadir görülen bir tür maymunun peşine düşerler.
O kadar teknolojiye sahip olmalarına rağmen maymunu yakalayamazlar.
Dünyaca ünlü maymun avcısı Temel'in yanına gelip yardım isterler.
Temel; "Yeminliyum ama son jubilemi sizinle yapayum." der.
Eline bir tüfek ve birde köpeğini yanına alır, hazırım der. Amerikalılar
şaşkınlıkla "Biz bu kadar aletle yakalayamadık. Bu nasıl yakalayacak." diye
kendi aralarında tartışırlarken Temel'e sorarlar işin sırrı ne diye; "Marifet
köpektedur. Ben ateş edup maymuni düşürurum o da aşağıda etkisuz hale
getirur" der ve güler.
Yolculuk başlar, maymun bulunur. Çok yüksek bir ağacın tepesindeki
maymunu düşürmeye çalışırlar. Ama olmaz. Temel "Ben yukari çikup ağacı
sallayayum. Maymun düşerse sorun yok, ama ben düşersem
VURUN HABU KÖPEĞİ!"
Sünnet
Temelin çocuğu 20 yaşına basar ama hala sünnet olmamıştır. Komşuları
dayanamaz ve bir gün Temel'e sorar; "Temel hayırdır... Çocuğun 20 yaşına
bastı neden halen sünnet ettirmedin?"
Temel duraksamadan yanıt verir; "Banene yahu... Evlenince karusu istediği
kadar kestursun..."
Üstüne Çay İçerük
Temel Fadime'yi arar ve biraz sohbet ettikten sonra Fadime akşam evde
kimsenin olmayacağını yalnız kalacaklarını söyler. Bunun üzerine Temel
Fadime'ye; "Eyi öyleyse! Suyi atese ko, üstine pen geluyrum."
Fadime;"Seni ahlaksız gelip beni becerecen mi?" der.
Temel: "Yav sen hele suyi ko, üstine olmadi çay içeruk!.."
Nargile
Berberin biri dükkanında çalişirken radyodan bir anons duyulur: Dikkat! Akil
hastanesinden bir deli kaçmıştır, çok tehlikeli ve saldırgan olduğundan sakın
tartışmaya girmeyin ne derse yapın....
Berber hay Allah neler oluyor derken birazdan içeri biri girer koltuğa oturur:
"Beni traş et..!"
Berber:"Nasıl olsun efendim?.."
"Kafamın tam tepesini traş et yanlar kalsın..."
Berber:"Amma cins adam der..Traşı yapar..bitirir."
Adam:"Şimdi git biraz tütün ve köz getir...Çırağı gönderip getirtir.."
"Şimdi tütünle közü traş ettiğin tepeme koy..."
Berber:"Eyvah deli bu galiba...Ç****iz denileni yapar"
Deli:"Şimdi nargileye benzedimmi...."
Berber biyik altindan gulerek:"Evet!" der
Deli ayağa kalkar,fermuarını indirir...
"ÖYLEYSE, ÇEK BAKALIM!.."
Vaaz
Camii hocası kadınlara vaaz veriyormuş. Kadınlardan biri sormuş;
"Hocam, bir mühendisle yatarsak onun cezası ne kadar?"
Hoca; "3 sene" demiş.
"Avukatla yatarsam?"
"5 sene."
"Doktorla yatarsam?"
"4 sene."
"Peki hocam... Hocayla yatarsam?"
Hoca; "Seni gidi seniii... Sen cennete gitmek istiyorsun galiba..."
Mesaj
İki kafadar hatun kişi içmeye karar verirler. Zilzurna sarhoş bir şekilde eve
dönerken ikisinin de çişi gelir. Kafaları güzel, mezarlığa dalarak işlerini
halletmeye çalışırlar. Gecenin alaca karanlığında biri kilodunu unutur.
Diğeri de eline geçen bir çelenk afişi ile temizlenir. Sabah olunca birinin
kocası diğerininkini hemen arar:
"Ya Hasan, benim karıyı akşam düzmüşler lan. Karının altında donu yok." der.
Buna karşılık arkadaşı şöyle cevap verir:
"Ulan o da bişeymi... Benimkinin orasına 'SENİ ASLA UNUTMAYACAĞIZ' diye
mesaj iliştirmişler!"
Brejnev Küba'da
Brejnev, Küba'ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklarmış.
Ülkenin en iyi ressamına başvurmuşlar. Bir tablo yap, adı "Brejnev Küba'da"
olsun diye. Ressam "Hadi oradan" demiş. "Ben adamı görmedim bile. Adam
hayatında Küba'ya gelmedi. Şimdi ben nasıl Brejnev Küba'da diye
atmasyondan resim yaparım?"
Tesadüf bu ya, bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmiş o sırada,
sıkıntıyı duymuş. "Ben size istediğiniz tabloyu yaparım, ama bana bir sandık
puro verirseniz..." demiş.
Adamlar ç****iz, vermişler. Temel bir hafta sonra, Kuba'lıları çağırmış.
"İşte tablonuz" demiş.
Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Küba'lılar da donuvermişler.
Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah...
"Bu ne" diye gürlemiş, Küba Turizm Bakanı. "Bu ne?. Bu kadın kim?.."
"Brejnev'in karısı!" demiş, Temel.
"Peki bu üstündeki adam kim?"
"Brejnev'in uşağı!.."
"Peki Brejnev nerde ulan?!"
"Brejnev Küba'da"
Sihir
Barda kızın yanına yanaşan adam; ”Sihir yapmak ister misin?”
Kız; ”Nasıl bir sihir?”
Adam; “Eve gidelim, sevişelim ve sonra sen kaybol!..”
Zeytinburnu
Adamın biri arkadaşına derdini anlatmaya başlamış.
"Sabahları uykumdan hep daha yorgun kalkıyorum uykumdan birşey
anlamıyorum."
"Nasıl oluyor bu?"
"Yastığa yatar yatmaz geçiyorum direksiyonun başına. Tırı sürüyorum
Zeytinburnuna, tek başıma yüklüyorum. Sonra da Sofya ya kadar gidip
orada yine ben boşaltıyorum. Tam tır boşalıyor ben uyanıyorum.
Haliyle çok yorgun oluyorum bu böyle 3 aydır her gece devam ediyor."
Arkadaşı onu bir tanıdık doktora yollar adam doktorada derdini anlattıktan
sonra doktor ona "gece yatıp tırı kullanmaya başladığında Florya benzinliğe
gel ben orada herşeyi halledeceğim" der.
Akşam adam uykuya dalar yine tırı kullanmaya başlar bu sırada doktorun
söyledikleri aklına gelir ve benzinliğe gider gerçekten de doktor oradadır.
Yanına yanaşır ve doktor ona:
"Bundan sonra tır benim der adamı aşağı indirir kendi direksiyona geçer ve
oradan uzaklaşır. Adam uyanır artık bu dert ten kurtulmuş ve mutludur.
Derken bir gün yolda o başka bir arkadaşına rastlar perişan bir haldedir
arkadaşı:
"Hayırdır neyin var?"
"Sorma uyku problemim var" demiş ve anlatmaya başlamış.
"Yastığa yatar yatmaz etrafımı güzeller kaplıyor bir onunla sevişiyorum bir
bununla sabaha kadar belki on kızla sevişiyorum uyandığımda da yorgun
uyanıyorum" demiş.
Öbür adam "Benimde senin ki gibi bir problemim vardı şu doktora git derdini
anlat beni kurtardı seni de kurtaracaktır" demiş ve ayrılmışlar.
Bir kaç hafta sonra adam yine aynı arkadaşını görmüş ama bu sefer daha da
perişanmış adam.
"Rahatsızlığın geçmedi mi?"
"Hayır daha da fazlalaştı."
"O doktora gitmedin mi?"
"Bırak o şerefsizi yahu!"
"Ne oldu anlatsana..."
"Şerefsiz doktora gittim derdimi anlattım. Dediklerini yaptım. İbne, aldı kızları
benden, verdi altıma bir tır. Her gece Zeytinburnu-Sofya yapmaktan anam
ağlıyor."
Birikim
95 yaşındaki dolar milyarderi, 23 yaşında bir çıtırla evleniyormuş... Yaşlı adam
görünüşte sağlıklıymış, ama genç ve ateşli gelinle geçireceği ilk gecenin
ardından adamın sağ çıkıp çıkamayacağını herkes merak ediyormuş. Derken
tören bitmiş, herkes dağılmış. Yeni evli çiftimiz de balayı suitine çıkmışlar.
Sabah olmuş, yeni gelin dışarı çıkmış ki... Duvarlara tutunarak, topallayarak
zar zor yürüyor. Ayakta duracak hali yok... Neredeyse sürünerek resepsiyona
inmeyi başarmış. Resepsiyondaki görevli hayretler içinde sormuş:
“Bayan iyi misiniz? Bütün gece bir timsahla güreş tutmuş gibisiniz!”
Gelin hanım “Sormayın...” demiş, “75 yıldır biriktiriyorum dediği zaman ben de
paralarından bahsediyor sanmıştım!..”
Görüşme
Senelerdir dul yaşayan bir kadını Temelle evlendirmişler. Düğün gecesi Temel
başlamış: Soyun bakalım. Kadın soyunmuş. Beni de soy... Kadın Temelin
üzerindekileri çıkartmış; ikisi de çırılçıplak kalmışlar. Kadın utangaç bir
ifadeyle Temelin yüzüne bakarken Temel devam etmiş: Eğil aşağıya. Kadın
eğilmiş.Al eline oni. Kadın Temelin aletini eline almış. Yala bakalım oni.
deyince kadın kendi kendine mırıldanmış: Ahhh... Ahh Şerafettin sanki ölüp
gidecek ne vardı! Şu halime bak. Tanımadığım birine neler yapıyorum!..
derken Temelin sesi duyulmuş: Haçan ben oni sana rahmetliyle telefon
görüşmesi yap diye tutturmadum!..
Viagra
Kadın gayet sevecen bir şekilde kocasına sordu; "Sevgilim sana şöyle
nefis bir kahvaltı hazırlamamı ister misin?"
"Yok, istemem!" dedi adam, "Bu Viagra insanın iştahını kapatıyor galiba."
Bir süre sonra kadın: "Canım sana yemek hazırlayayım mı?
Dolapta harika bir bonfile var, yanına da patates kızartırım, birlikte yeriz!"
"Boşver, istemem" dedi adam, "Hiç yiyesim yok, kesin viagra yüzünden."
"Sevgilim, söyle kocaman bir pizza ısmarlayayım mı, ne dersin?
Tavuk kanatları da isteriz."
"Yok, yok!" dedi tekrar adam, "Bu Viagra nasıl tok tutuyor, bilemezsin."
Bunu duyan kadın: "Eeeeee! Yetti artık be!" diye bağırdı, "Akşam oldu,
açlıktan öleceğim!.. Yeter artık, çabuk in üstümden."
Leke
Kadının biri doktora gitmiş. "Doktor bey, bacağımda leke çıktı" demiş.
Doktor kadının bacağında, cinsel organına yakın bir yerdeki lekeyi incelemiş,
daha sonra bir parça pamuğa bir ilaç döküp bu ilaçla lekeyi yok ettikten
sonra "Tamamdır bayan" deyip parasını almış. Kadın teşekkür ederek ayrılmış.
2 gün sonra aynı kadın yine gelmiş. "Doktor bey yine çıktı aynı leke" demiş.
Doktor yine aynı yöntemi kullanarak lekeyi yok etmiş. Bu belli süre hep böyle
devam etmiş, kadın 2-3 günde bir doktora geliyormuş. En son geldiğinde
doktor çok sinirliymiş. Kadını koltuğa oturtmuş dizlerinin üzerine çökmüş
lekeyi temizlemeye koyulmuşken kadına sormuş:
"Hanım senin kocan marangoz mu?"
Kadın "Evet nerden bildiniz?"
Doktor "Söyle o salağa bir daha ki sefere apış aranı yalarken kulağının
arkasındaki kalemi çıkartsın."
Çalmışlar
Sarhoşun biri üst baş dağınık bir halde karakola gelir, araba anahtarını
göstererek komsere şöyle der:
"Komserim şu elimde gördüğünüz anahtar var ya, onun üstünde az önce
arabam vardı, şimdi yok. Arabamı çalmışlar!"
Komser sarhoşa şöyle bir bakar:
"Sen önce kendine bi çeki düzen ver bakiyim şu haline bak.
Devletin komseri önünde böyle fermuarı açık durmaya utanmıyor musun?"
Sarhoş pantolonun önünde açık fermuara bakar ve:
"Aha, karıyı da çalmışlar..."
Hav Hav
Temel bir kurt köpeği almış ve çok iyi eğitmiş. Adı Coni'ymiş. Coni Temel'in her
söylediğini anlıyormuş. Hatta telefona bile bakabiliyormuş. Telefon çaldığında
ayağı ile handsfree tuşuna dokunup Temel'in söylediklerini
cevaplayabiliyormuş.
Bir gün Temel evi aramış. Coni telefonu açmış "HAV" demiş.
"Ula Coni sen musun?"
"HAV"
"Fadime evde mi?"
"HAV"
"Başka kimse var mi?"
"HAV"
"Ula kaç kişi var?"
"HAV HAV"
"Ne yapiyiler?"
"He he he he he"
"Ula ne zamandan beri yapiyiler?"
"Uuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu
:Sopa :Sopa