pasaklı
New member
- Katılım
- 12 Eki 2005
- Mesajlar
- 6,543
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Susmalıyım Diyordum
Kırmızı olmalıydı, koyu kırmızı
her zaman dikkat çekmeli, göz alıcı olmalıydı
heyecan duyacaksın bana baktığında,
o gizemli çiçek gibi,
doğan her yeni güneşin ardından yine aynı renginle açmalısın bana ,
bende sari saçlarımla her güzel gecenin sonrasında eriteceğim seni
dişiliğin doruğundayken lacivert denizlere açılasın gelecek, boğulacaksın
çünkü kullanacak kelime bulamayacaksın.
Ve denizin o mavi rengi,
dalgalar birbirleriyle sevişir, martılar şahitlik eder,
yeryüzüne düşen her damla onların aşkının bir simgesi, kelepçesidir.
Ama bu başka birşey olmalıydı,
böylesine derin bir haz veremezdi bedenler birbirlerine,
yoksa dalgalar sıkılırlardı.
gökyüzü ne renkse mavi parıltılarda o renkle simleniyordu,
bu bir bağlılıktı, bu birbirini sevmeydi.
Susmalıyım diyordum,
susmalıyız, bize dokunmamaları için,
belkide sadece yüreğimizle konuşmalı, gözlerimizle duymalıyız.
Kelimelerin yetmediği yerde bedenimi sokmalıydım yaşamıma ,
yaşamımın sebebine,
yetmeliydim ona...
Ezanlar haykırırken,
insanların kendilerince ahkam kesmeye çalıstıkları bu yeryüzünden,
meleklerin dokunuşuyla ayrılıp, ibadete dalmalıyım çok, derinlere
ve ruhum bedenimden ayrılmalı bir müddet,
görmeli okyanuslardaki şiddetli fırtınaları
ya da;
afrika'nin kızgın kumlarını,
ya da;
ılık rüzgarında kizkulesini izleyen eslerini Istanbul'un...
görmeli ki
daha da olgunlaşsın bedenime sığmayacak olan ruhum,
sevmek lazımdı;
tren yolculuğu misali; aşığına sarılıp seyir halinde dünyayı;
en çılgınından, en mantıklısından, en tutkulusundan, en masumundan, bazen de
yalanından yaşamalıydı,
ve hızlısından...
Hayat lazımdı bana,
sevimli sevimsiz bir sürü yaşanmışlıklar,
onlarıda tanımalıyım,
tanımaliyim ki hiçbirşey yabancı gelmesin
ve ruhum tekrar döndüğünde
gözlerini iyi açmalı,yüreğini sıkı kapamalıydı
sadece istediğini yapmalıydı...
Yasemin Kürekci
Kırmızı olmalıydı, koyu kırmızı
her zaman dikkat çekmeli, göz alıcı olmalıydı
heyecan duyacaksın bana baktığında,
o gizemli çiçek gibi,
doğan her yeni güneşin ardından yine aynı renginle açmalısın bana ,
bende sari saçlarımla her güzel gecenin sonrasında eriteceğim seni
dişiliğin doruğundayken lacivert denizlere açılasın gelecek, boğulacaksın
çünkü kullanacak kelime bulamayacaksın.
Ve denizin o mavi rengi,
dalgalar birbirleriyle sevişir, martılar şahitlik eder,
yeryüzüne düşen her damla onların aşkının bir simgesi, kelepçesidir.
Ama bu başka birşey olmalıydı,
böylesine derin bir haz veremezdi bedenler birbirlerine,
yoksa dalgalar sıkılırlardı.
gökyüzü ne renkse mavi parıltılarda o renkle simleniyordu,
bu bir bağlılıktı, bu birbirini sevmeydi.
Susmalıyım diyordum,
susmalıyız, bize dokunmamaları için,
belkide sadece yüreğimizle konuşmalı, gözlerimizle duymalıyız.
Kelimelerin yetmediği yerde bedenimi sokmalıydım yaşamıma ,
yaşamımın sebebine,
yetmeliydim ona...
Ezanlar haykırırken,
insanların kendilerince ahkam kesmeye çalıstıkları bu yeryüzünden,
meleklerin dokunuşuyla ayrılıp, ibadete dalmalıyım çok, derinlere
ve ruhum bedenimden ayrılmalı bir müddet,
görmeli okyanuslardaki şiddetli fırtınaları
ya da;
afrika'nin kızgın kumlarını,
ya da;
ılık rüzgarında kizkulesini izleyen eslerini Istanbul'un...
görmeli ki
daha da olgunlaşsın bedenime sığmayacak olan ruhum,
sevmek lazımdı;
tren yolculuğu misali; aşığına sarılıp seyir halinde dünyayı;
en çılgınından, en mantıklısından, en tutkulusundan, en masumundan, bazen de
yalanından yaşamalıydı,
ve hızlısından...
Hayat lazımdı bana,
sevimli sevimsiz bir sürü yaşanmışlıklar,
onlarıda tanımalıyım,
tanımaliyim ki hiçbirşey yabancı gelmesin
ve ruhum tekrar döndüğünde
gözlerini iyi açmalı,yüreğini sıkı kapamalıydı
sadece istediğini yapmalıydı...
Yasemin Kürekci