Sultanahmet meydanında Dikilitaş’ta yazılanlar nedir?

SEYDİALİ

seyri alem
Moderatör
Katılım
4 May 2009
Mesajlar
18,132
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ARAF
İstanbul Sultanahmet meydanındaki dikilitaş üzerindeki metinde ne yazılı
Bugün İstanbul’da dikilitaş adını verdiğimiz anıt, Eski Mısır eseri. Eski Mısır’dan çıkarılarak dünyanın çeşitli kentlerine dikilitaşlar götürüldüğü olmuş. İstanbul’daki dikilitaş ilk olarak MÖ 1547 yıllarında Firavun III. Tutmosis adına Yunanlıların Heliopolis adını verdiği Annu kentinde dikilmiş. Üzerinde Hiyeroglif yazısı ile Tutmosis’in zaferleri yazılmış. Taş ilk olarak Bizans İmparatoru Constantinus’un dikkatini çekmiş ve Mısırlılara bir mektup yazarak bu taşın kendisine gönderilmesini istemiş:
“Gemileriniz Karadeniz’e çıkarken sizleri cömertçe karşılayan ve beslenmesine yardımcı olduğunuz bu şehrin güzelleşmesine katkınız olması için bu yekpare taşı yollamanız yerinde olur.”
Dikilitaş’ın İstanbul’a ne zaman gönderildiği tam olarak bilinmiyor. Bilinen, taşın kente geldikten sonra uzun süre yerde yatması. İmparator Thedosius başa geçtikten sonra bu dikilitaş’ı hatırlamış. Birçok zafer kazanan imparator, belki bu zaferlerini anlatması için Mısır krallarının yaptığı gibi bir dikilitaş dikmek istiyordu. Kadırga limanından hipodroma kadar olan mesafede özel bir yol hazırlatılarak taşın bugünkü yerine taşınması üç gün, burada bir kaide üzerine dikilmesiyse 32 gün sürmüştü. Belki bu sırada belki de daha önce taşınırken alt kısmındaki hiyerogliflerden biri zarar gördü.
Taş, 390 yıllarında Bizans İmparatoru Theodosius’un emriyle Hipodrom’a dikildi. Kaidedeki kabartmalar üzerinde I. Theodosius, oğulları, karısı, Arkedios, Honorios ile İmparator II. Valantinianos görülür. Ayrıca Hipodrom sahneleri ve anıtın dikilişini gösteren tasvirler de vardır.
Pembe granitten yekpare yapılmış 19,6 , kaidesiyle birlikte 24,87 metre yüksekliğinde olan taşın dört yüzündeki metinse dilimize yaklaşık şöyle çevriliyor:

Kuzeybatı cephesi:
“18. sülaleden Yukari ve Asagi Mısır’ın sahibi 3. Tutmosis, Tanrı Amon’a kurbanını sunduktan sonra Horus’un yardımıyla bütün denizleri ve nehirleri hükmü altına alarak hükümdarlığının otuzuncu yılı bayramında bu sütunu daha nice zamanların getireceği bayramlar için yaptırdı ve dikti.”
Kuzey cephesi:
“Gizli ve kutsal ismin her tecellisine mazhar olan tanrı Amon’a kurbanını büyük bir acz içinde sunduktan sonra, ondan yardımlar dilenerek güneyin dostu, dinin nuru iki tacın (Aşağı ve Yukarı Mısır) sahibi, kudretli hükümdar ülkesinin sınırlarını Mezopotamya’ya kadar götürmeye azmetti.”
Güneydoğu cephesi:
“Güneşin doğduğu sırada sahip olduğu altın renkleri dünyaya yayan Horus’un verdiği kuvveti, serveti, kuvvetli sevgi, saygıyı taşıyan ve Aşağı ve Yukarı Mısır’ın tacına sahip olan ve bizzat Güneş tarafından seçilmiş olan firavun, bu eseri babası Ra için yaptırdı.”
Güney Cephesi:
“Tanrı Horus’un lütfuna mazhar olan ve Güneş’in oğlu unvanını taşıyan Aşağı ve Yukarı Mısır’ın hükümdarı olan firavun, kudret ve adaletle bütün ufuklara nur saçtı. Ordusunun önüne geçti. Akdeniz’de dolaştı, bütün dünyayı mağlup etti. Sınırlarını Naharin’e kadar yaydı. Mezopotamya’ya azimle gitti, büyük savaşlar yaptı.

Dikilitaşın kaidesinde yer alan yazılarsa Doğu Roma İmparatorluğunda adet olduğu üzere Grekçe ve Latince yazılmış. Grekçe yazı bir anlatıcı ağzından şöyle diyor:

“Devamlı bir suretle yerde duran bu taşı dikme cesaretini İmparator Theodosius gösterdi ve yardımına Proclus çağrıldı. Bu şekilde otuz iki günde yerine dikildi.”

Latince metinse taşın ağzından yazılmış:

“Önceleri direnmiştim; fakat yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşımam gerekti. Her şey Theodosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor. Bana da galip geldiler ve reis Proclus’un idaresi altında otuz günde yükselmeye mecbur oldum.”
 
İstanbul Sultanahmet meydanındaki dikilitaşların anlamı ne? Washington ve Mısır’da bulunan dikilitaşların bir amacı var mı? Müslümanlar neden hac zamanında Şeytanı temsil eden dikilitaş’ı taşlarlar.

Sultanahmet meydanındaki, Amon Ra tapınağından getirilip

Kostantinopol'e diktirilen taş üzerinde birçok Mısır hiyeroglifi bulunmaktadır.

Amon Ra güneş tanrısı mânâsındadır.

Sultanahmet meydanında bulunan bu taşın

benzerleri dünyanın çeşitli ülkelerinde bilinçli olarak dikilmiştir. Washington

anıtı yakın çağlarda dikilen bir anıttır. Washington anıtı (Washington'da

bulunan dikilitaş) Amon Ra tapınağında bulunan orijinal dikilitaşlar ile aynı

boydadır. Farmasonlarca inşa edilmiştir. Bu yazı kısaca bir fikir vermesi için

kaleme alındı. Daha detaylı bilgileri "Bir meczubun rüyası" serisinin 3. ve 4.

kitaplarında bulacaksınız inşallah.





Sultanahmet meydanındaki taşın felsefesi: Piramit, güneş ve

göz çok rastlanılan masonik sembollerdir.



1 doların arka yüzünde üçünü beraber

görebilirsiniz mesela. Sultanahmet meydanındaki taşa belli bir mesafeden,

güneşi tam taşın üst kısmına denk

getirip gözünüzü hafifçe kıstığınızda güneş

ışıklarının bir piramit çizdiğini göreceksiniz.



Resimde görülen masonik sembole ve kullanılan tanımlamaya

dikkat edin: İHTİŞAMIN ALEVİ. Burada güneş hüzmesi "ihtişamın alevi" olarak

tanımlanmış.



Bu resim farmasonluğun en önemli sembollerinden bazılarını içerir. Ortadaki yıldıza dikkat edin. Para fotoğrafındaki yıldıza benziyor değil mi? Üçgenin içindeki "her şeyi gören göz"e dikkat! Üçgenden ve içindeki gözden yansıyan güneş ışınları "İHTİŞAMIN ALEVİ" olarak isimlendirilir.

Bu arada bu masonik sembol ile alakalı bir başka şeye değinelim

çok kısa olarak. Ortadaki yıldıza dikkat edin. Şimdi de ilk defa yayınlayacak

olduğumuz şu özel paranın ön kısmındaki yıldıza dikkat edin. Aynı yıldız değil mi?



Bu Fransızların Fas'ta, "özel bir niyetle" bastırdıkları bir para. Bir 10

frank. Neyse biz yine dikilitaşa geri dönelim. Gözün tepede olması piramit

çizilebilmek için özel bir ritüelin özel bir zamanıdır.





Belli zamanlarda etrafında

tavaf eder gibi dönen Şeytanîlerin ayin noktalarından biridir bu taş. Bu ritüel






Bu dikilitaşların üzerindeki piramitlere bakın, Hac'daki

şeytan taşlama sırasında şeytana atfedilen taşa bakın ve sonra benzerliklerine

dikkat edin. Dediğimiz gibi detaylar daha sonra inşallah.





Bahsetmek istediğim bir başka konu "2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul"un

resmî amblemi. Acaba bu logonun manası nedir? Ne denmek isteniyor acaba merak

ediyorum. Acaba kapıya benzeyen 3 şey nedir? Şimon Perez Millet Meclisinde

yaptığı

konuşmada "İstanbul bizim için yüce bir kapıdır." demişti. Meclis

tutanaklarına geçti bu sözleri. Ayrıca Papa'nın Türkiye'ye geldiği sıralarda

yazdığım "Yeni Dünya Düzencileri, İstanbul ve Papa" da şunları söylemiştim: "Yeni Dünya Düzenini

Amerika dillendirir ve organize eder. Ama Amerika'yı kuranlar yahudiler ve

masonlardır. George Washington, A.B.D.'nin ilk başkanıdır. Bu şahıs

Şeytanîlerin adamı ve asrın baş masonudur. A.B.D'nin başkentinin ismi bu şahsa

aittir.



Hatta

Washington adına masonların, yahudi şeytanî teşkilatının yaptırdığı bir anıtta

bulunur. Bu anıta devrin papa'sı bir taş gönderir. Fakat masonik yahudi şeytanî

teşkilatı şiddetle reddeder.


Taşta şu ibareler yazılıdır: "BÜYÜK HAÇ ALTINDA, COSTANİNOPOLİS'TEN KUTSAL TOPRAKLARA

BURADAN ADIM ATILACAK. LUTHER'İN SOYUNDAN GELECEK PAPA İSA MESİH'İ

ÇAĞIRACAKTIR." Ayrıca taşın üzerinde belli bazı tarihler vardır.



Kısacası bu

taşı yahudilerin şeytanî teşkilatı gizlice çalıp Beyaz Saray'ın bugün bulunduğu

yere, bahçesinde bir yere gömdüler. Şu an eğer gerekirse Beyaz Sarayı bile

havaya uçururlar."


Dikkat edin şu tabire: " Costantinopol'dan kutsal topraklara

buradan adım atılacak." Burada bir KAPI'dan bahsedilmiyor mu? Aynı Şimon

Perez'in dediği gibi bir KAPI. Bu kapı nereye geçmenin işareti? Acaba Şeytanî,

Haçlı ve Vatikan İstanbul üzerinde birleşti mi?







Konstantin Takı. 1. Konstantin'in kazandığı bir zafer anısına 312 yılında Roma'da dikilmiş bir anıt. Enteresan değil mi Konstantin'in yeniden karşımıza çıkması? "Müslüman-Türk İstanbul" geri alınmak mı isteniyor? Unutmayalım İstanbul'un Roma dönemi kurucusu aynı Konstantin ve Konstantinapol ismi O'ndan geliyor.
 
Dikilitaşlar nasıl dikilmişler?

Dikilitaşların kökeninin, Hz. Musa'dan önceki zamanlara kadar uzadığı kabul edilir. Fakat bu yıllarda yapılanlar ortalama 2 metre boyunda oldukları için pek görkemli sayılmazlardı. Bizi ilgilendirenler, Mısır'da firavunların, bolluktan ne yapacaklarını şaşırdıkları zamanda yapılanlardır.
nasil_dikilmis_01.jpg


M.Ö. 1527, Mısır'da tahta II. Tuhtmosis'in geçmesiyle ülkede refah dönemi başlamış ve bu refahın bir simgesi olarak, icraatlarını simgeleyecek bir takım gösterişli yapılar inşaa etmek istemişler. Bu nedenle ilk önce zamanın en görkemli yapısı olan, Karnak Tapınağı'nın giriş kapısına iki adet taş sütun eklemeyi uygun görmüşler. Böylece ortaya çok görkemli dikilitaşlar çıkmış. Bunlardan en önemlileri III. Tuthmosis tarafından yaptırılıp dünyanın dört bir tarafına yayılmış olan dikilitaşlardır.
nasil_dikilmis_04.jpg

Dikilitaşlar genellikle tek parça halindeki sütunlardan yapılırdı. Fakat III. Tuthmosis'in yaptırdığı bazı dikilitaşlar, zirve, gövde ve kaide olmak üzere üç kısımdan oluşmaktaydı. Zirve kısmı daima sivri olurdu, yağmur ve rüzgardan dolayı aşınmasını engellemek için madenle kaplanırdı. Gövde kırmızı granit taşından oluşurdu. Kaidesi ise, büyük bir blok halinde dört köşe sağlam bir kaya parçasından imal ediliyordu.
nasil_dikilmis_05.jpg



Yapıldıktan sonra nasıl dikildiği ise hala tam olarak çözülememiştir. Bu konuda birçok tez ortaya atılmıştır. Bunlardan en kabul gören yöntem ise şöyledir: Dikileceği yerde iki büyük toprak yığını hazırlanır. Bu iki yığının ortasına temeli granitten oluşan bir kuyu yapılır ve içi kumla doldurulur. Sonra dikilitaş, sol kıyıdan yukarıya doğru, altında tekerlekler bulunan tahta bir kızağın üzerinde kaydırılır. Alt kısmı kuyunun üzerine geldiğinde, kuyunun altında bulunan odacık vasıtasıyla kum çıkarılır ve dikilitaş yavaş yavaş aşağıya doğru batarak en sonunda dikey bir pozisyona ulaşır. Bütün kumlar çekildiği zaman, dikilitaş tam olarak sağlam temele oturmuş olur.

Günümüzde, hala ayakta durabilen dikiilitaş sayısı 21'dir. Birçoğu Roma ve Mısır'da olmak üzere, İstanbul'dan New York'a kadar çeşitli yerlerde bulunmaktadır. O kadar büyük sütunların Mısır'dan diğer ülkelere taşınması hiç kolay olmamıştır. Hatta bazıları yolda kırılmış, parçalanmıştır. İşte önemli dikilitaşlardan bazılarının hikayesi:

Yer: At Meydanı, Sultanahmet
İstanbul
Firavun: III. Tuthmosis
Yükseklik: 65 Feet (orjinal 95 feet)
Ağırlık: Orjinal 380 ton
nasil_dikilmis_06.jpg



III. Tuhtmosis bütün komşu devletlere üstünlüğünü kabul ettirmiş bir firavundur. Kendi adına bir taş diktirmiştir. Bu dikilitaşta, kendisinin Tanrı Ra tarafından seçildiğinden ve kazandığı zaferlerden bahseder. M.Ö. 400'lü yıllarda, Roma İmparatoru Theodosios Mısır'ı ele geçirir ve bu dikilitaşı o zamanlar Roma İmparatorluğu'nun başkenti olan İstanbul'a getirir. Getirirken ya kaza sonucu ya da daha kolay taşıma amaçlı, bir bölümü parçalanmıştır. Bu dev abidenin nasıl dikildiğini ise, kendi yaptıkları mermer kaidenin, Alman Çeşmesi'ne bakan yüzündeki resimlerde anlatmışlardır.

Yer: Central Park, New York
Amerika
Firavun: III. Tuthmosis
Yükseklik: 70 feet
Ağırlık: 193 ton
nasil_dikilmis_07.jpg



1869 yılında Süveyş Kanalı'nın açılmasında sonra, Mısır Hidîvi İsmail, Amerika'ya III. Tuthmosis zamanından kalma bir dikilitaş hediye etmiştir. Bu dikilitaş Amerikan ordusu tarafından 1880 yılında New York'taki Quarantine Station'a getirilmiştir. Buradan atlarla, günde 97 feet çekilerek, tam 112 günde Central Park'a ulaştırılmıştır.

Yer: Victoria Embankment, Londra,
İngiltere
Firavun: III. Tuthmosis
Yükseklik: 69 feet
Ağırlık: 187 ton
nasil_dikilmis_09.jpg



İngilizler, 1801'deki Alexandria savaşında, Fransızlar'ın işgali altında bulunan Heliopolis'teki Güneş Tapınağı'nda bulunan bu dikilitaşı gözlerine kestirmişler. Fakat 1870'li yıllara kadar bir türlü ele geçiremediler. Eski General, yeni yazar James Alexander'ın, koleksiyonuna eklemek icin uğraşları sonucunda, çok ciddi hasarlar meydana geldi. Daha sonra Fransızlar'la yapılan bir çok görüşme sonrasında Cleopatra'nın İğnesi adındaki bu dikilitaş, İngiltere'ye getirildi.

Yer: Place de la Concorde, Paris
Fransa
Firavun: II. Ramses
Yükseklik: 74 feet
Ağırlık: 227 ton
nasil_dikilmis_10.jpg

Yaklaşık 3000 yıl önce Ramses tarafından yaptırılmış olan bu dikilitaş, dikildikten iki ay sonra yıkılıp Louxor'a götürülmüştür. Ancak Napoleon tarafından Fransa'ya getirildikden sonra tekrar ayağa kaldırılmıştır.

Yer: Piazza S. Giovanni, Laterano, Roma
Italya
Firavun: III. Tuthmosis
Yükseklik: 105.6 feet
Ağırlık: 455 ton

nasil_dikilmis_11.jpg


III. Tuhtmosis tarafından yaptırılan bu dikilitaş, dünyadaki en büyük dikilitaştır. Mısır, Roma İmparatorluğu'nun buyruğu altındayken, İmparator Constantine, onu başkent olan Konstantinapol'e (İstanbul) getirmek istiyordu. Fakat bu dileğini gerçekleştiremeden ölünce, yerine geçen oğlu Constantius, dikilitaşı Roma'ya getirip, Maximus meydanına diktirmiştir. Daha sonra bilinmeyen bir tarihte ve bilinmeyen bir nedenden dolayı dikilitaş devrilmiştir. Bundan yüzyıllar sonra dikilitaşın sadece 23 feet'lik bir bölümü bulunup Piazza S. Giovanni'ye dikilmiştir.

Yer: St. Peter's Square, Vatikan
Roma
Firavun: Bilinmiyor
Yükseklik: 83 feet
Ağırlık: 331 ton



Hikayesi: Bu dikilitaşın nerede, ne zaman ve kim tarafından yapıldığı, kimse tarafından bilinmiyor. Hakkında bilinenler, İmparator Augustus tarafından Alexandria'ya dikildiği ve daha sonra İmparator Caligula tarafından Vatikan Meydanı'na taşındığıdır.

Yer: Karnak Tapınağı, Luxor
Mısır
Firavun: Hatshepsut
Yükseklik: 97 feet
Ağırlık: 323 ton



Hikayesi: Hatshepsut, tahta oğlu III. Tuhtmosis'in geçmesi üzerine Karnak Tapınağı'na üç adet dikilitaş yaptırmıştır. Bunlardan ancak bir tanesi günümüze ulaşmıştır. Dikilitaşlarda, kendisinden, I. , II. ve III. Tuhtmosis'ten bahsetmiştir.
 
Bir dikili taşım bile yok deyiminin bu taşlara isnat edilerek söylenip günümüze gelmiş olabilir.
Bu taşları , güçlü/hakim olduklarını imza etmek maksadıyla kullanmışlar sanırım.

Bir nevi imza yani, paranoya yapmaya gerek yok...
 
Geri
Üst