Sultana ile röportaj

Newwave

Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell
2ahwnl2.jpg


Yıllar önce “Kuşu Kalkmaz”ı söylediğinde onun koyu bir feminist, asi bir kadın, başına buyruk bir müzisyen olduğunu düşünmüştü çoğu insan. Oysa o Kayseri’de yaşayan 9 çocuklu bir aileden çıkıp ABD’ye giden ve hip hopa soyunan bir amazondu...

İSTANBUL - Evde köle gibi çalışır, bir de üstüne dayak yerdi Döndü. Kocası Can ise her akşam pavyonda Hatçe’ye giderdi. Sultana ise Döndü’ye kalkmayan, Hatçe’ye kalkan bir kuşun öyküsünü anlatıyordu yıllar önce “Kuşu Kalkmaz”da. Sonra bir dönem sustu ve geriye “Şöhret Yolu”yla döndü. Bu kez de petrol için ülkesini satan başkanlara, törelere, türbana verip veriştiriyordu. İşte Sultana’nın karın ağrıları...

“Kuşu kalkmaz” nasıl bir ruh haliyle yazıldı?
Hip hop ruhuydu bu. Aslında bu kadar tepki almasına şok olmuştum ben.

Sen o zaman Türkiye’de miydin?
Yok, ABD’deydim.

ABD’deyken Döndü’nün hikayesini nasıl yazabildin?
Benim ailem Kayserili. Bir sürü hikaye duyuyordum Anadolu’da yaşayan kadınlarla ilgili. Üstelik Türkiye çabuk değişebilen bir ülke değil. Bazı şeyler yıllar boyu aynı kalabiliyor. Yurtdışında bir olay olduğu zaman ve bu medyaya düştüğü zaman bir daha tekrarlanmaması için yasalar konuluyor. Bizde ise bir sansasyon oluyor, konuşuluyor, yazılıyor ama sonra çözüm bulunmadan konu kapatılıyor.

Kaç yaşındaydın bu şarkıyı yazdığında?
22-23 yaşındaydım. Kimseye yazmadım açıkçası. Sadece gözlem yapıyordum. Genelde kadın evde, adam dışarıda geziyor. Küçük köylerde bile anlatılır. Adamlar pavyona gider. Bu artık gelenekselleşmiş bir şey zaten. Erkekler kendilerinde bu hakkı görüyorlar. Görücü usulü evlenen insanlar bir süre sonra başka şeyler arayabilir. Dolayısıyla belki de bizim o gelenekselliğimize bir göz atmak gerekir başta.

TÜRK KADININA “BAŞ KALDIRIN” DEMEK ANLAMSIZ
Sen zorla evlendiriliyor olsaydın nasıl tepki verirdin?
Zaten öyle bir yapıya baş eğmişsem sineye çeker otururdum herhalde. Bence öyle bir durumda kadınlara “baş kaldırın” demenin bir anlamı yok bence. Eğer geçim kaynağı erkekse, o düzenin dışına çıkamıyorsa iş çok zor. Türk kadını en çok acı çeken kadın bence. Ama aynı zamanda bu zemini kendine hazırlayan kadın da. Üretmekten çok üremeyi tercih ediyoruz. Erkekler ve kız çocukları da farklı yetiştiriliyor. Kızlar evde köle yapılıyor. Erkekler ise kral oluyor. Hiçbir şeye dokunmuyor. Bu ikililikten çıkmamız gerekiyor ama bunda da en önemli şey kadının eğitilmesi.

Eğitim her şeyi çözer mi sence?
Bu bir başlangıç olur sadece.

Sen nasıl bir ailede büyüdün?
Beş abla ve üç ağabey arasında büyüdüm. Bizde de biraz böyle bir durum vardı. Ağabeyler daha farklı yetiştiriliyordu. O kadar kız arasında onlar da bir şey yapmıyordu tabi.

Kaç yaşında ailenden ayrıldın?
16.

Nasıl çıktın evden?
Ailem geleneksel bir ailedir. Ama ben kendi kararlarımı kendim almak istedim. O zaman da anneme “bak, sizin çocuklarınız yanınızda ama ben kendi hayatımı yaşamak istiyorum” dedim. Diğerleri itaatkardır ama ben kendi acımı kendim yaşamak istedim. Onlar da beni hür bıraktılar, sağolsunlar.

Büyük bir risk almışsın sanıyorum.
Babam hayır derse ne yapardım, evden kaçar mıydım bilmiyorum açıkçası. Babam başta tabi reddetti ama annem daha açık fikirliydi. Ama eğer izin vermeselerdi bırak müzik yapmayı ben şimdiki ben olamazdım herhalde.

Bir kadın olarak kendini nasıl görüyorsun?
Hoş bir insan olduğumu düşünüyorum. Güçlü bir insanım. Seçimlerim de onu gösteriyor. Fotoğraflarımda seksi görünürüm ama aslında öyle değilim. En azından bir erkeğe seksi görünmek için uğraşmam. Bazen düşünüyorum öyle mi yapmalıyım acaba, kadın olmak öyle bir şey mi acaba diye.

Kuşu kalkmaz çıktığında senin için feminist, hafif delikanlı kız, biraz sert bir kız imajı vardı kafamızda...
O var benliğimde. Yaptığım şey de kolay değildi tabi. Kayserili bir aileden çıkıp dünyanın bir ucuna gitmek tabiî ki zordu. Ama son zamanlarda insan ilişkilerini daha sık düşünüyorum açıkçası. Ben Amerika’da daha rahatım bu anlamda. Burada ilişkilerin çok çarpık olduğunu düşünüyorum.

ERKEK BİR GEÇİM KAYNAĞI DEĞİLDİR
Neden ilişkiler yozlaşıyor sence?
Bunda da yine kadının hatası var diye düşünüyorum. Maalesef Türk kadını erkeği genelde geçim kaynağı olarak gördüğünden bu sonuç kaçınılmaz. Evli bir adam olsun ama bana da baksın diye düşünen kadınlar var. Sonra da ağlaşıyorlar. “Bu nasıl benim başıma gelir?” diye. Ama buna izin veren de kadınlar yine.

Sen kız arkadaşlarınla bunlar hakkında dertleşiyor musun?
Tabi hatta “acı biber soslu kırmızı çarpı işareti” diye yeni bir kadın akımı yaratmak istedik. Erkeklere nasıl davranması gerektiğini öğretmek için. Evli misin, hayatında bir ilişki mi var? O zaman bana yaklaşamazsın. Yanlış bir şey yaptığında hemen kapı önüne. Bu akım bir başlasa 3-5 sene sonra hiçbir kadın ilişkilerinden şikayet etmez bence.

Sen Türk erkekleri hakkında ne düşünüyorsun?
Türk erkekleri yetişme tarzından dolayı ilişki sorumluluğu almak istemiyor, daha bencil ve paylaşım çok zor. Genelde kadını tatmin de bir şeyler sağlamakla mümkün diye düşünüyorlar. Maddi şeyler gibi. Ama yabancı erkeklerde paylaşım daha fazla. Ve birbirlerini motive ediyorlar. Biriyle ilişkin varsa da orada evli olmana gerek yok. Çünkü zaten bu saygın bir ilişki.

Türkiye’de baktığın zaman ise çoğu kadının bir aldatılma hikayesi var.
Evet ama burada kadınlar da aldatan erkeklerle beraber oluyor. Yurtdışında mesela evli bir erkekle ilişkisi olan hiç arkadaşım yok. Ama burada evli bir erkekle beraber olan ya da başka ilişkileri de olan birçok arkadaşım var. Bunlar bizde doğal karşılanan şeyler. Burada ilişkiler oyun gibi. Erkeklerin kafalarında çengel takan ve manipüle eden kadın tipi var. Onu konuşmak lazım esas. Ben mesela içi dışı bir bir insanım. Oyun oynayamam. Burada bir şeyler yaşamak için belki de bu lisanı öğrenmek lazım.

“KADIN EVLENDİĞİ ANDA HANIMEFENDİ OLUYOR, DEĞER KAZANIYOR”
Birkaç sene önce erkekleri evliliğe ikna etmenin yolları gibi bir kitap çıkmıştı. Evlilik nasıl bir durum ki burada mutlaka yapılması gereken, erkek de kapana kıstırılması gereken bir şey gibi gösteriliyor?
Erkeği ve evliliği öyle bir seviyeye koymuşuz ki adamlar da şımarıyor tabi. Mesela ben bekar bir insan olarak çok şey başardım. Ama benim konumumda biriyle hayatında hiçbir şey yapamamış, sadece birkaç kişiyle düşmüş kalkmış bir kadını düşünün. O evlendiği anda hanımefendi olabiliyor ve değer kazanıyor. Kadın için evlilik çok değerli bir kurum. Bir anda statü kazanıyor. Ama bekar bir insan olarak istediğin kadar uğraş hiçbir şey ifade etmiyor.

Bir adam bile bulamamışsın oluyor sonunda...
Evet.

Evlilik sana uzak bir kurum gibi, yanlış mı düşünüyorum?
Aslında ben çok küçükken karar verdim evlenmemeye. Ama Türkiye’de maalesef ilişkim olduğunda evlilik olmak zorunda diye düşünüyorum. Maalesef.

Ailen sana “hadi artık” demiyor mu?
Annem hep diyor. Bir çocuğum olmalıymış.

Sen bu anlamda bir mahalle baskısı yaşıyor musun?
Ben evlilik dışında çok da baskı hissetmiyorum çünkü ortama uygun da davranabiliyorum. Mesela mini etekle Kayseri’de gezmeyi tercih etmiyorum. Bazen uyumlu olmak gerektiğini düşünüyorum hayatı kolaylaştırmak adına. Sonuçta kimse sokakta çıplak gezmiyor, o zaman biz de bazen uyumlu olmalıyız.

Kaynak ntvmsnbcs
 
Geri
Üst