kuzay
Pesimist
- Katılım
- 2 Nis 2007
- Mesajlar
- 28,387
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Sudan'da İngilizlere kültür çalımı
Türkiye, Sudan’daki Suakin Osmanlı liman kentinin orjinalliğini bozarak turizme açmak isteyen İngilizlere karşı sürpriz bir hamle yaptı. Sudanlı yetkililerle görüşen Türk heyeti,
bölgede bulunan Osmanlı eserlerini kurtarmak için vize aldı.
İstanbul Swissotel’de geçen hafta düzenlenen Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi’nde dikkatler toplantının asıl mahiyetinden çok Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir’e çevrildi. Çünkü Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Beşir’i Darfur’da ‘soykırım’ yapmakla suçluyordu. Bazı basın organları ise böylesine bir suç işleyen birinin, Türkiye’de hem de Cumhurbaşkanı tarafından nasıl ağırlandığını soruyordu. Sudan ve Darfur, bu vesile ile bir kez daha Türkiye’nin gündemine geldi.
Aslında Türkiye’nin bu hareketi zamanlı ve planlıydı. Çünkü daha önce harekete geçen İngiliz hükümeti, söz konusu bölgenin master planını çıkarmıştı. Plana göre, Osmanlı izlerini taşıyan tarihi liman kenti, Denizcilik Müzesi’ne dönüştürülecek ve bölge turizme açılacaktı. Ancak Türkiye’nin devreye girmesiyle işler değişti. Sudan’daki yetkililer, bölgeyle ilgili son söz hakkını Türkiye’ye verdi: “Bir şeyler yapılacaksa bunu Türkler yapmalı.”
OSMANLI ESERİ CAMİ VE GÜMRÜK BİNASI
TİKA uzmanlarının hazırladığı raporda, 4 önemli eser üzerinde duruluyor. Suakin’deki gümrük binası, Şafî ve Hanefî camileri ile El Fasher’deki Ali Dinar Müzesi. Detaylı bir şekilde hazırlanan raporda, bölgeye dair ayrıntılı bilgilere de yer veriliyor.
Suakin, 50 metrelik bir bağlantı yoluyla ana karaya bağlanan bir ada. Osmanlı döneminde gümrük şehri olmasının yanı sıra, Mekke ve Medine gibi kutsal topraklara denizden gelebilecek tehlikelere karşı savunma görevi görmüş. Çünkü adanın tam karşısına düşen kutsal beldelere, deniz yolu ile 6 saatte gidilebiliyor. Kent, günümüzde genel itibarıyla terk edilmiş, ayakta kalabilen ve oturulabilecek yapı bulunmuyor. 1956 yılında bağımsızlığını ilan edinceye kadar İngilizlerin kontrolünde kalmış. Bu tarihten sonra işlevini kaybedince insanlar ayrılmaya başlamış. Bunun üzerine koruma altına alınmış. Ancak gerekli bakım ve ilgi gösterilmemiş.
Türk uzman heyetinin hazırladığı raporda kentin durumu şöyle anlatılıyor: “Sudan Kültür Bakanlığı’nca, İngiliz bir firmaya kent geneli için Suakin uygulama-gelişim planı hazırlatıldığı ve bu çalışmaların hâlen devam ettiği, bu kapsamda Osmanlı eski gümrük binasının, Denizcilik Müzesi olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. En iyi durumdaki yapılardan biri olan ve gümrük binasının yanında bulunan, özel mülkiyete ait olduğu bildirilen eski kaymakamlık binasının da kısa zamanda onarılacağı yerel yetkililerce tarafımıza bildirilmiştir.” Ancak Osmanlı izleri taşıyan bazı binaların bu plan içinde yer almadığı belirtiliyor.
Türkiye, Sudan’daki Suakin Osmanlı liman kentinin orjinalliğini bozarak turizme açmak isteyen İngilizlere karşı sürpriz bir hamle yaptı. Sudanlı yetkililerle görüşen Türk heyeti,
bölgede bulunan Osmanlı eserlerini kurtarmak için vize aldı.
İstanbul Swissotel’de geçen hafta düzenlenen Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi’nde dikkatler toplantının asıl mahiyetinden çok Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan El Beşir’e çevrildi. Çünkü Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Beşir’i Darfur’da ‘soykırım’ yapmakla suçluyordu. Bazı basın organları ise böylesine bir suç işleyen birinin, Türkiye’de hem de Cumhurbaşkanı tarafından nasıl ağırlandığını soruyordu. Sudan ve Darfur, bu vesile ile bir kez daha Türkiye’nin gündemine geldi.
Aslında Türkiye’nin bu hareketi zamanlı ve planlıydı. Çünkü daha önce harekete geçen İngiliz hükümeti, söz konusu bölgenin master planını çıkarmıştı. Plana göre, Osmanlı izlerini taşıyan tarihi liman kenti, Denizcilik Müzesi’ne dönüştürülecek ve bölge turizme açılacaktı. Ancak Türkiye’nin devreye girmesiyle işler değişti. Sudan’daki yetkililer, bölgeyle ilgili son söz hakkını Türkiye’ye verdi: “Bir şeyler yapılacaksa bunu Türkler yapmalı.”
OSMANLI ESERİ CAMİ VE GÜMRÜK BİNASI
TİKA uzmanlarının hazırladığı raporda, 4 önemli eser üzerinde duruluyor. Suakin’deki gümrük binası, Şafî ve Hanefî camileri ile El Fasher’deki Ali Dinar Müzesi. Detaylı bir şekilde hazırlanan raporda, bölgeye dair ayrıntılı bilgilere de yer veriliyor.
Suakin, 50 metrelik bir bağlantı yoluyla ana karaya bağlanan bir ada. Osmanlı döneminde gümrük şehri olmasının yanı sıra, Mekke ve Medine gibi kutsal topraklara denizden gelebilecek tehlikelere karşı savunma görevi görmüş. Çünkü adanın tam karşısına düşen kutsal beldelere, deniz yolu ile 6 saatte gidilebiliyor. Kent, günümüzde genel itibarıyla terk edilmiş, ayakta kalabilen ve oturulabilecek yapı bulunmuyor. 1956 yılında bağımsızlığını ilan edinceye kadar İngilizlerin kontrolünde kalmış. Bu tarihten sonra işlevini kaybedince insanlar ayrılmaya başlamış. Bunun üzerine koruma altına alınmış. Ancak gerekli bakım ve ilgi gösterilmemiş.
Türk uzman heyetinin hazırladığı raporda kentin durumu şöyle anlatılıyor: “Sudan Kültür Bakanlığı’nca, İngiliz bir firmaya kent geneli için Suakin uygulama-gelişim planı hazırlatıldığı ve bu çalışmaların hâlen devam ettiği, bu kapsamda Osmanlı eski gümrük binasının, Denizcilik Müzesi olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. En iyi durumdaki yapılardan biri olan ve gümrük binasının yanında bulunan, özel mülkiyete ait olduğu bildirilen eski kaymakamlık binasının da kısa zamanda onarılacağı yerel yetkililerce tarafımıza bildirilmiştir.” Ancak Osmanlı izleri taşıyan bazı binaların bu plan içinde yer almadığı belirtiliyor.