alcik
New member
- Katılım
- 19 Mar 2009
- Mesajlar
- 267
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Su bir oksijen ve iki hidrojen atomundan oluşan, oda sıcaklığında sıvı halde bulunan, renksiz, kokusuz ve tatsız maddedir. Su tüm canlılar için hayatın kaynağıdır. İnsan vücudunun %60-70’i olduğu gibi bazı hayvan ve bitkilerin vücudunda % 90 kadar yüksek bir oranda bulunabilir. Bitkilerde fotosentez için gerekli bir maddedir. Su besin maddelerinin çözünmesi için gerekli olduğu kadar besin maddelerinin yakılmasını sağlayan reaksiyonlar için de gereklidir. Kanın büyük bir kısmı (%80) sudur. Kan, besinlerin ve atık maddelerin vücutta taşınmasını sağlar. Bitkiler kendileri için gerekli mineralleri su ile alırlar. İnsanlar vücutlarındaki proteinlerin yarısını, glikojenin (karbonhidrat) hepsini yitirseler hayatlarına devam edebilirler; fakat suyun % 10'unun kaybı büyük aksaklıklara, % 20'sinin kaybı ölüme yol açar. Su eşsiz fiziksel ve kimyasal özellikleriyle yeryüzündeki canlılığın en büyük destekçisidir.
- Peki yaşamın kaynağı olan suya biz ne kadar önem gösteriyoruz hiç düşündünüzmü?
- Marketlerde çeşitli markalarda satılan sular var. Satın alırken hangi kriterlere dikkat ediyoruz?
- Fiyat, lezzet yanında fiziksel ve kimyasal parameteleri kontrol ediyormuyuz?
- Su analizindeki fiziksel ve kimyasal parameteler bize ne anlatıyor, biz ne anlıyoruz?
- Su analizlerinde göremediğimiz ORP (Oksidasyon indirgeme potansiyeli), yüzeysel gerilim gibi parametreler ne gibi bir öneme sahip?
- Çeşitli marka ve tipteki pet şişe ve damacanaların beyaz, mavi gibi değişik renklerde kapaklara sahip olduğuna hiç dikkat etmişmiydik?
- Dikkat ettiysek eğer bu kapakların bir anlamı olabilirmi acaba hiç merak edip araştırdıkmı?
- Satın aldığımız suyun üretim tarihine bakıyormuyuz?
- Satın aldığımız markanın dolum tesislerini merak edip araştırdıkmı?
- Bir damacana suyu ne kadar zamanda tüketiyoruz, tüketirken hijyen koşullarına dikkat ediyormuyuz. Örneğin suda bakteri oluşumunu engellemek için damacananın hava ile temasını engelleyebiliyormuyuz? Bu konuda çok sık kullanılan elle ve elektrikli pompa sistemlerinin nasıl çalıştığı hakkında bilgi sahibimiyiz?
Suda bulunan aktif oksijenin vücutta oksidasyona sebep olması ile hücrelerin yapısını bozarak çok çeşitli hastalıklara yol açtığı bilinmektedir. Dünya sağlık örgütünün (WHO) bir deklarasyonunda “eğer hergün düzenli olarak iyileştirilmiş alkali su içersek kanser dahil tüm hastalıkların %80 oranında azalacağı tahmin edilmektedir” açıklamasını yapmıştır. Biocera su iyileştirme sistemlerini kullanıp alkali su içerek yüksek kan basıncı, pre-eklampik toksima, kalp hastalıkları, egzama, alerji, sindirim sistemi problemleri, diyabetikler, obezite, yüksek tansiyon, alzheimer, nöralji, diz kireçlenmesi, kronik yorgunluk, uykusuzluk, astım, hemoroid, bağırsak düzensizlikleri, gastrik ülser gibi hastalıklardan iyileşen insanlar olduğu rapor edilmiştir.
Cocoon-biocera su iyileştirme sistemini tercih edip kullanmaya başladığınız andan itibaren en geç 2 hafta içerisinde olumlu etkilerini siz de bire bir hissedeceksiniz. Düzenli olarak kullanırsanız kronikleşen rahatsızlıklarınızdan kurtulacağınız gibi hücrelerinizin yenilenmesiyle gençlik pınarı diye tabir ettiğimiz sistemin etkilerini çok net görecek, iyi uyuyup güne enerjik başlayacak ve günboyu enerji dolu olacaksınız. İçmek için kullanmadığınız hatta yemeklerinizde, çay-kahve bile yaparken kullanmadığınız musluk suyunuz cocoon su iyileştirme sistemi ile tam anlamıyla şifalı su haline dönüşecektir. Cocoon su iyileştirme sistemi sağlık bakımından şifa dağıtmasının yanında maliyetine baktığımızda şu anda çok yaygın olarak tüketilen damacanalardan da çok daha hesaplıdır. Sudaki büyük partikülleri tutan tortu filtresi haricinde hiçbir bakım, enerji ve işletme masrafı yoktur. Dahası sabun, şampuan, deterjan, kozmetik ürünleri gibi kullandığımız çeşitli kimyasallardan önemli oranlarda tasarruf sağlayacaktır. Cocoon su iyileştirme sistemine yapacağınız yatırım sağlığınıza yapacağınız yatırım olmakla beraber reel olarakda maliyetini ortalama 1 sene içerisinde karşılayan daha sonraki yıllarda elde etiiği tasarruflarıyla kar getiren bir yatırım olacaktır. Bunların da dışında temizlik için kullandığımız kimyasalları daha az kullanacağımız için atıksuyumuzda daha az kirli olacak, suyumuzun çözünmüş oksijeni bol olduğu için belediyenin atıksu arıtma tesislerine büyük faydası dokunacaktır. Ekolojiye kattığı bu olumlu etkinin yanında "Kirleten öder" politikasının ülkemizde de uygulanmasıyla daha az kirlettiğimiz için daha az ödeyeceğiz beklentisi içerisindeyiz.