Su gelir güldür güldür...-->Bekir Coskun

Thorpedo

New member
Katılım
23 Ağu 2005
Mesajlar
923
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
36
Konum
lane # 4 !
HAYIRLARA vesile olsun.

Cumhurbaşkanımı da buldum sayılır:

Abdullah Gül...


Bu seçimlerin sadece parlamentoyu, başbakanı, mebusları seçmeyeceğini, birçok şeyle birlikte cumhurbaşkanını da seçeceğini belirtmiştik.

Olan budur.

Su gelir güldür güldür.

Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’dür...


*

Bence Abdullah Gül, ya da eşi türbanlı birisi dışında bir cumhurbaşkanı seçilirse, bu doğru olmaz.

Gerçeği yansıtmaz.

Aldatıcıdır.

Durum apaçık, dürüstçe gözükmeli.

İktidarı kime verdiğimizi bilmeliyiz, her saat görmeliyiz, her gün izlemeliyiz, her an anlamalıyız.

Kimi mutlu arkadaşlarımız, görüntü olarak eşi türbansız birisinin cumhurbaşkanı olmasının daha iyi olabileceğini öne sürüyor.

Sakın ha...

Bu kendi kendimizi kandırmaktır.

İnkárdır...

Haramdır...

*

Bundan böyle "Türkiye" denildiği zaman bir Batılı’nın aklına Arabistan benzeri bir yer gelecekse gelir...

Ve bizler gümrük kapılarında "Bize üçüncü sınıf ülke muamelesi yapıp, itip kaktılar" diyemeyiz.

Ama asıl önemlisi:

Çankaya; en zirvedeki kamusal alandır.

Oraya türban girdi mi, tüm kamu kurumlarına "girmesin" deme hakkınız da olmaz-olamaz-olmamalı...

Bu halkımızın tercihidir.

Seçimini yapmıştır.

"Ben çağdaş, modern, Batılı bir ülkeyim" savını reddetmiştir seçmen...

Yapacak bir şey yoktur.

Su gelir güldür güldür.

Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’dür.


KAYNAK
 
bu yazılanlar birnevi internette verilen vaazdır.birde baslık su gelir güldür güldür gelde yar beni güldür olsaymıs yazılanlara daha uygun bir baslık olurmus.
 
Başörtüsü nü anlayamayan biri halkı da anlayamaz zaten

Sonra da "göbeğini kaşıyan adamlar" ona sandıkta tokat gibi cevap verir....

Önce çıkıp bu meclis seçemez yenilenmelidir temsil sorunu var diyeceksin, gerekirse tehlike yaygarası yapıp orduyu kışkırtmaya çalışacaksın..Seçimde alacaksın cevabını bakıcaksın değişen bişe yok hatta rakibine güç kazandırmışsın..Ama hala vazgeçmeyeceksin halkın kararına saygı duymayıp eleştireceksin...Sonra da çıkar ben çağdaş, modern, cumhuriyetle yönetilen demokratik bir Türkiye istiyorum dersin.Ne güzel!!

 
Bekir coşkun değilmi bu alem adam show tvde güldür bakalım diye bi yarışma başladı katılmalı bence komik bi yaratık :D
 
Su gelir güldüür güldür, gel de Bekir bizi güldür.

Aklı fikri milletin elbisesinde, yırtmacında, dekoltesi olan adam tabii ki cumhurbaşkanını, yalnızca eşinin giydiği kıyafete göre değerlendirir.
 
Thorpedo' Alıntı:
HAYIRLARA vesile olsun.

Cumhurbaşkanımı da buldum sayılır:

Abdullah Gül...


Bu seçimlerin sadece parlamentoyu, başbakanı, mebusları seçmeyeceğini, birçok şeyle birlikte cumhurbaşkanını da seçeceğini belirtmiştik.

Olan budur.

Su gelir güldür güldür.

Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’dür...


*

Bence Abdullah Gül, ya da eşi türbanlı birisi dışında bir cumhurbaşkanı seçilirse, bu doğru olmaz.

Gerçeği yansıtmaz.

Aldatıcıdır.

Durum apaçık, dürüstçe gözükmeli.

İktidarı kime verdiğimizi bilmeliyiz, her saat görmeliyiz, her gün izlemeliyiz, her an anlamalıyız.

Kimi mutlu arkadaşlarımız, görüntü olarak eşi türbansız birisinin cumhurbaşkanı olmasının daha iyi olabileceğini öne sürüyor.

Sakın ha...

Bu kendi kendimizi kandırmaktır.

İnkárdır...

Haramdır...

*

Bundan böyle "Türkiye" denildiği zaman bir Batılı’nın aklına Arabistan benzeri bir yer gelecekse gelir...

Ve bizler gümrük kapılarında "Bize üçüncü sınıf ülke muamelesi yapıp, itip kaktılar" diyemeyiz.

Ama asıl önemlisi:

Çankaya; en zirvedeki kamusal alandır.

Oraya türban girdi mi, tüm kamu kurumlarına "girmesin" deme hakkınız da olmaz-olamaz-olmamalı...

Bu halkımızın tercihidir.

Seçimini yapmıştır.

"Ben çağdaş, modern, Batılı bir ülkeyim" savını reddetmiştir seçmen...

Yapacak bir şey yoktur.

Su gelir güldür güldür.

Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’dür.


KAYNAK
bana tek kelime neden abdullah gülün cumhurbaşkanı olmasını istememenin sebebini açıklarmısın ?
Ahmet HAKAN

Bekir Coşkun’a mektup


ÇOK Sevgili Bekir Bey...

Ne hazin bir tecellidir ki şunca zamandır "sırt sırta yazıyor" olmamıza karşın hálá tanışamadık!

Hani bir zamanlar "apartman hayatı"na yönelik eleştirilerde sıkça kullanılan "Adamlar kapı komşusu ama birbirlerine selam bile vermiyorlar" diye bir klişe vardı ya...

Bizimki de biraz o hesap.

Neyse... Umarım en kısa zamanda tanış oluruz.

Bekir Bey...

Adınız geçtiğinde herkeste olduğu gibi bende de bir "ince saz" çağrışımı uyandırıyorsunuz.

Ben de size "kelimelerin efendisi" diyenlerdenim.

Bazen öyle yazılar yazıyorsunuz ki, "İşte insani duyarlılığın şiiri" diyerek kesip saklıyorum.

Ve fakat Bekir Bey...

Bazen de öyle yazılar yazıyorsunuz ki, o "ince saz" birden susuveriyor. "Dokunaklı şiir"in yerini irkiltici bir anlayışsızlık alıyor.

Hunharca katledilen bir sokak köpeği ya da zalim bir arabanın altında can vermiş zavallı bir kedicik için geliştirdiğiniz o takdire şayan empati duygunuzu, halkımızın büyük bir kısmı için geliştirmediğinizi görmek beni acayip şaşırtıyor.

Israrla diyorsunuz ki:

"Göbeğini kaşıyan adam."
devamı http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6969922.asp?yazarid=131
 
unknown' Alıntı:
bana tek kelime neden abdullah gülün cumhurbaşkanı olmasını istememenin sebebini açıklarmısın ?
Çankaya; en zirvedeki kamusal alandır.

Oraya türban girdi mi, tüm kamu kurumlarına "girmesin" deme hakkınız da olmaz-olamaz-olmamalı...

ben bu yuzden ıstemiyorum ... tek kelıme olmadı ama neyse ...:goz:
 
Thorpedo' Alıntı:
ben bu yuzden ıstemiyorum ... tek kelıme olmadı ama neyse ...:goz:
anlamadığım nufusun %99unun kamu alanlarına başörtüsüyle girmesinin sakıncası nedir açıklarmısın ?
 
Kardeşim ben açıklim temelde toplumun azınlık bir bölümünde din düşmanlığı var. Kıskançlıktan çekememezlik te olanlar da var ayrı olarak yani başı açık ya da anası bacısı başı açık birisi devletin zirvedekilerinin karasının başı kapalı olmasını istemezler.
 
bu ulke baskanini, cumhurbaskanini, devletini
secmistir, Turkiye musluman bir ulkedir ve sizin
gibi din dusmanlari hakketigi cevabi almistir, ha
begenmedinizmi..?
Defolun baska ulkeye!
mesela batiya dogru, hadi bakalim, ense olayi..
 
Abdullah gülü sindiremeyenler için soda ısmarlaya bilirim :)
 
sideways' Alıntı:
bu ulke baskanini, cumhurbaskanini, devletini
secmistir, Turkiye musluman bir ulkedir ve sizin
gibi din dusmanlari hakketigi cevabi almistir, ha
begenmedinizmi..?
Defolun baska ulkeye!
mesela batiya dogru, hadi bakalim, ense olayi..


1)Bu ülke başkanlıkla yönetilmez!
2)Cumhurbaşkanını halk seçmiyor!
3)Burası Müslüman bir ülkedir bu doğru..Ozaman neden yahudi kökenli adamları destekledin?????

Sizlere daha önce Ulus meydanında gerekeni yaptık...Dahada yetmemiş fazlasını istemeyin tarih tekerür eder yine canınız yanar...
 
cemmaster' Alıntı:
1)Bu ülke başkanlıkla yönetilmez!
2)Cumhurbaşkanını halk seçmiyor!
3)Burası Müslüman bir ülkedir bu doğru..Ozaman neden yahudi kökenli adamları destekledin?????

Sizlere daha önce Ulus meydanında gerekeni yaptık...Dahada yetmemiş fazlasını istemeyin tarih tekerür eder yine canınız yanar...


yahudi kökenli olanlar kim onu bir öğren kime destek verdiğini daha ii anlarsın desteklediğinin birinin anası ermeni diğerinin babası tabi bide ne oldugu belirsizler var onlarıda hiç dahil etmeyelim canımız yanar :) maraşı hatırlatırım sana maraşı sivas olaylarını hatırlatırım sana ve bir çoğunu bu ülkede başını sivriltenin başı her zaman kesilmiştir unutma bunu
 
inconvenie' Alıntı:
yahudi kökenli olanlar kim onu bir öğren kime destek verdiğini daha ii anlarsın desteklediğinin birinin anası ermeni diğerinin babası tabi bide ne oldugu belirsizler var onlarıda hiç dahil etmeyelim canımız yanar :) maraşı hatırlatırım sana maraşı sivas olaylarını hatırlatırım sana ve bir çoğunu bu ülkede başını sivriltenin başı her zaman kesilmiştir unutma bunu

1-yahudi kökenlilerin kim olduğu bellidir al link sorularımda göreceksin...:

http://www.hackhell.com/showthread.php?t=294021

Beni tehdit mi ediyorsun klavye delikanlısı!bu ülke Türkiye Cumhuriyeti hatırlatayım başı gidenlerde bellidir şuana kadar...Ulus meydanı ve istiklal mahkemeleri!!!
 
'Gül, cumhurbaşkanı olursa yargılanır' 31 Temmuz 2007


ANKA

Seçimler geride kaldı şimdi gözler Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılması ve yeni cumhurbaşkanının seçilmesine çevirildi. Abdullah Gül'ün adaylığıyla ilgili olarak Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, "Anayasada herhangi bir düzenleme olmadığı için Cumhurbaşkanı hakkında, sade bir vatandaş ya da dokunulmazlığı kaldırılmış milletvekili gibi işlem yapılması gerekir" görüşünü dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, Cumhurbaşkanlığı adayı olması, yargı çevrelerinde ‘kişisel suçlarından dolayı Cumhurbaşkanları yargılanabilirler. Gül, hakkında açılan davalar Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde devam eder. Gül, Cumhurbaşkanı dahi seçilse kişisel suçlarından dolayı yargı önüne çıkabilir” tartışması başladı.

Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 25 Nisan 2007 tarihinde yayınlanan "Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu" makalesinde bu konuyu irdelediğini belirtti. Kanadoğlu, söz konusu makalesinde, "Anayasada herhangi bir düzenleme olmadığı için Cumhurbaşkanı hakkında, sade bir vatandaş ya da dokunulmazlığı kaldırılmış milletvekili gibi işlem yapılması gerekir " görüşünü dile getirdi.

İŞTE, KANAOĞLU'NUN TARTIŞMA YARATACAK GÖRÜŞLERİ

Cumhurbaşkanlığı seçiminde yeni bir tartışmaya imza atan Kanadoğlu, makelesinde Cumhurbaşkanlarının kişisel suçlarından dolayı yargılanmalarını savunduğu makalesinde şu görüşleri dile getirdi: "Cumhurbaşkanının kişisel suçlarından sorumlu olduğuna ilişkin Anayasada herhangi bir hüküm yoktur. Ancak bu yokluk onu sorumsuz kılmaz. Sorumluluk, ceza kurallarının eşitliğinin ve zorunluluğunun doğal sonucudur. 1921 Anayasasında bu konuda bir düzenleme yapılmamıştır. 1924 Anayasasının 41/2 nci maddesinde, Cumhurbaşkanının kişisel suçlarında yine Anayasanın 17 nci maddesinde yer alan milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili hükümlere göre hareket edileceği öngörülmüştür. 1961 ve 1982 Anayasalarında bu konuda bir düzenleme yapılmaması ise Cumhurbaşkanı makamına duyulan saygıya bağlanmıştır. Ülkemizin Anayasa ve Ceza Hukuku öğretisinde, Cumhurbaşkanının kişisel suç işlemesi durumunda sorumlu tutulacağı yolunda, açık ve kesin bir görüş birliği vardır. Ancak bu sorumluluğun hangi konularda ne sonuçlar doğuracağı konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür. Anayasada herhangi bir düzenleme olmadığı için Cumhurbaşkanı hakkında, sade bir vatandaş ya da dokunulmazlığı kaldırılmış milletvekili gibi işlem yapılması gerekir. Cumhurbaşkanı makamına duyulan saygıya bağlanan boşluk, kıyas yoluyla doldurulamaz. Yukarıda sıralanan ilk üç görüş Anayasa hükmü haline gelinceye kadar Cumhurbaşkanı herhangi bir dokunulmazlığı bulunmayan sade vatandaş kimliğindedir. İşlediği suçlardan dolayı hakkında genel hükümlere göre soruşturma veya kovuşturma yapılması olanaklıdır.”

CUMHURBAŞKANI SEÇİLMEDEN ÖNCE İŞLENMİŞ OLAN SUÇLAR

"Konuyu, Cumhurbaşkanı seçilmeden önceki göreviyle ilgili suçlar ve yine Cumhurbaşkanı seçilmeden önceki kişisel suçlar olarak iki başlık halinde irdelemek gerekmektedir.

I- Cumhurbaşkanı seçilmeden önceki göreviyle ilgili ve o görevi sırasında işlenen suçlar, önceki görevin gerektirdiği soruşturma ve kovuşturma usulüne tabidir. Bu konuda Anayasada bir hüküm yer almamaktadır. Ancak İçtüzüğün 107/1 maddesi uyarınca görevinden ayrılmış Başbakan ve Bakanlar hakkında da meclis soruşturması hükümlerinin uygulanacağının belirtilmesi ve uygulamanın da bu yönde olması karşısında, Cumhurbaşkanı seçilen ve dolayısıyla görevinden ayrılan bir başbakan ve bakanın, Başbakanlığı veya bakanlığı döneminde işlemiş olduğu göreviyle ilgili suçlarının soruşturulabilmesi için, TBMM üye tamsayısının onda biri olan en az 55 milletvekilinin soruşturma önergesi vermesi gerekmektedir. Bu konuda Anayasanın meclis soruşturmasına ilişkin 100 ncü maddesi hükümleri uygulanacaktır. Yüce Divana sevk kararı için TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğu olan 276 oy yeterlidir.

CUMHURBAŞKANI SEÇİLMEDEN ÖNCE İŞLEMİŞ OLDUĞU KİŞİSEL SUÇLAR

“Cumhurbaşkanı seçilmeden önce işlemiş olduğu kişisel suçlarda ise, Anayasada ve İçtüzükte bir hüküm yer almamaktadır. Dolayısıyla genel hükümlere göre işlem yapılması gerekmektedir. Son olasılık, seçilmeden önce işlediği kişisel suçlarından dolayı, yasama dokunulmazlığı nedeniyle, kovuşturulması dönem sonuna bırakılan bir milletvekilinin Cumhurbaşkanlığına seçilmesi halidir. Her üç olasılıkta da, hukuki sorumluluğunun olmadığı yolundaki bir hukuk mahkemesi kararının, maddi gerçeği arayan ve delilleri serbestçe değerlendiren ceza mahkemesini bağlamayacağı unutulmamalıdır.

'HİÇBİR ÜLKE SAHTECİLİK SUÇUYLA İTHAM EDİLEN BİRİNİN CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLACAĞINI DÜŞÜNMEZ'

"Hiç bir ülke, yargı önünde aklanmadan, mahkumiyeti halinde milletvekili seçilme yeterliliğini ortadan kaldıran zimmet, rüşvet, irtikap, sahtecilik, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma vs. gibi suçlarla itham edilenlerin Cumhurbaşkanlığına aday olacağını ve seçileceğini tahmin ve tasavvur etmediği için Anayasalarına bu yolda bir düzenleme getirmemiştir. Bizim Anayasamızda da bu olasılığın gerçekleşmesi öngörülmemiştir.

Ancak Anayasa'nın 101/4 maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanı seçilen milletvekilinin TBMM üyeliği sona ereceğinden, yapılması gereken, ilgili yargı mercilerinin TBMM'nde bekleyen dosyayı istemesi ve TBMM Başkanının da -böyle bir istem olmasa bile-, o üye hakkındaki dosyayı ilgili yargı merciine göndermesidir. Belirtilen suçlardan yargılanmakta olan Cumhurbaşkanının, görevine devam etmekte direnmesi çağdaş bir demokraside düşünülemez. Demokrasi etiği, bu düşünceye engel olmalıdır."

İŞTE, GÜL HAKKINDA TARTIŞMA YARATAN DAVALAR

Yargı çevreleri, REFAH-YOL döneminde Kalkınma Bankası'ndan sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan Abdullah Gül'ün, bu görevi sırasında kişisel harcamaları nedeniyle hukuk mahkemesinde tazminata mahkum olduğunu ve söz konusu meblağı ödediğini belirterek şu görüşleri ifade ettiler: "Bu eylem Bakanlık sıfatından kaynaklandığı için, zimmet ya da görevi kötüye kullanmak suçu nedeniyle ancak TBMM de soruşturma önergesi verilip, Meclis soruşturması açılalarak ve TBMM Genel Kurulu'nca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile Yüce Divan'a sevk ile bu suçtan yargılanması mümkün. Çünkü, bu suç seçilmeden önce işlenmiş olsa da, Bakanlık sıfatı ile ilgilidir. Eski Bakanlar da bu prosedüre tabi. Ancak kamuoyunda kayıp trilyon davası olarak bilinen ve Necmettin Erbakan’ın da aralarında bulunduğu bazı kişiler, kayıp trilyon davasında “sahtecilik” suçundan yargılanarak mahküm oldular. Gül ise bu davanın sanıkları arasında bulunmasına rağmen, milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmadığı ve en son 22. yasama döneminde ise hakkındaki dosya, TBMM’de dönem sonuna bırakıldığı için yargılanamadı. Bu davadaki suçlama, bütünüyle parti örgütündeki görevinden kaynaklanmakta olup, kişisel suç niteliğindedir. Suçlama "sahtecilik"tir. Cumhurbaşkanı seçilmekle, seçilmeden önceki kişisel suçları yönünden dokunulmazlığı söz konusu olmayacağı için, kayıp trilyon davasından yargılanacak ve mahkeme önüne çıkacaktır. Bu konuda hukuk mahkemesindeki davanın Gül lehine sonuçlanması, mevzuatımız uyarınca hukuk mahkemeleri şekli gerçekle yetindiği için, bu karar ceza mahkemesini bağlayıcı nitelikte değildir. Milletvekillerinin aksine Cumhurbaşkanlarının kişisel suçlardan dolayı dokunulmazlığı yok. Bu olayda, milletvekilliği nedeniyle duran soruşturma ve zamanaşımı ise Cumhurbaşkanı seçilmesiyle ortadan kalkacağı için, bu dava yürümeye devam edecek. Cumhurbaşkanı seçilse de bu davadan yargılanacak. Sahtecilikten hüküm giyerse Cumhurbaşkanı seçilme şartları ortadan kalkacak. Çünkü, Cumhurbaşkanlarının Anayasa uyarınca ayrıca milletvekili seçilme şartlarına da sahip olmaları gerekiyor. Cumhurbaşkanı seçilenler, Cumhurbaşkanlığı görevi süresince işledikleri suçlardan ise, sadece vatana ihanet suçundan yargılanabiliyorlar."

KAYNAK: HÜRRİYET GAZETESİ

Sizler sahtecilikle suclanan bir insanı cumhurbaskanıda yapmak istersiniz sizler PKK'yı evinde beslemiş birini de milletvekili yaparsınız sizler şişirmelerle dolu bir ekonomiyide muhtesem gibi gösterirsiniz sizler politikanın p sinden dahi anlamayan birini basbakan yapıp kandi halkına söyledigi kelimeleri dil sürçmesi olarak gösterirsiniz... Gecen gece %5 oranında devaluasyon oldu hangimiz ilgilendik? özellistirmelerle sattıgımız kayıpları hangimiz göz önünde bulundurduk?petkim degerinde mi satıldı yada tüpraş? halkımız zenginlestimi yada fakirlik oranımız azaldımı? memura yapılan 1 ytl zammı bizleri zenginlestirdi yada sattık sattık özellestirdik özellestirdik dıs borc açıgımız mı azaldı? yada her sey analizlerde midir en önce dısarı cıkıp ciftciye bakmak gerek halka bakmak gerek....

KOŞ TÜRKİYEM KOS SEN BASINA GELECEK HERSEYİ HAKEDERSİN....

yukarıda bulunan alıntı yazı da gül'ün cumhurbaskanı olamayacagının kanıtıdr bide yeni sivil yasasında yapılan cumhurbaskanının yetkilerinin geri cekilmesi durumu!!!!
 
cemmaster' Alıntı:
1-yahudi kökenlilerin kim olduğu bellidir al link sorularımda göreceksin...:

http://www.hackhell.com/showthread.php?t=294021

Beni tehdit mi ediyorsun klavye delikanlısı!bu ülke Türkiye Cumhuriyeti hatırlatayım başı gidenlerde bellidir şuana kadar...Ulus meydanı ve istiklal mahkemeleri!!!


verdiğin linkteki haberi başından sonuna kadar bir oku ondan sonra bana yolla yahudi yahudiyi hiç kötüler mi sölesene bana.....
bide bizde klavye erkekliği deil her türlüsü bulunur kayıtsız ol sen açık adres istersen yazayım ama bura malatya gelmek istersen erkekliğinle gidermisin bilmem....!!!
 
su gelir güldür güldür bekir coşkun gel sende bizi güldür yahu
cumhura göbeğini kaşıyan adam diyen cumhurun başına az bile demiş
 
Geri
Üst