Stil

sadeness

New member
Katılım
6 Ocak 2007
Mesajlar
220
Reaction score
0
Puanları
0
Stil / Sapan / Sarışın ve dahası...........

Stil


Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim.."

Sapan yapacağım

Adamın biri aklını sapanla bozmuş. Nerde bir karış lastik bulsa hemen sapan yapıp evlerin camına taş atıyormuş. Sonunda akıl hastanesine kapatmışlar. Gel zaman git zaman adam bir gün başhekimin odasına gitmiş "ben artık akıllandım, beni çıkarın" demiş. Başhekim: - "Peki seni çıkarırsak ne yapacaksın?" - "Evleneceğim." - "Evlenince ne yapacaksın?" - "Gelini alıp gerdek odasına getireceğim." - "Sonra?" - "Önce duvağını sonra gelinliğini çıkaracağım..." Doktor heyecanlanmış: - "Sonra, sonra?" - "Sonra sütyenini çıkaracağım.." - "Eee sonra?" - "Sonra külotunu çıkaracağım.." Doktor iyice heyecanlanmış artık: - "Anlat ,anlat sonra?" - "Külotunun lastiğini çıkarıp sapan yapacağım..."


Sarışın

Bir sarısın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. itfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları cıkarmışlar.Catıdan atlayanları tutmak icin yanlarında getirdikleri carşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler; "Atla. Bu tek sanşımız". Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış. Itfaiyeciler tekrar catıya seslenmişler; "Hadi atla. Yoksa kurtulamayacaksın." Kızıl saçlı aşağıya bağırmış; "Atlamam. Biraz once yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz". İtfaiyeciler; "Hayır, çekmeyiz. Biz sadece esmerler icin bunu yaparız". Boyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşagıya bırakmış. Itfaiyeciler esmer kızda oldugu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saclı da elmalı kek gibi yere serilmiş. Çatıda sadece sarışın kalmış. itfaiyeciler daha once de yaptıkları gibi; "Atla, atla. Yoksa yanarak oleceksin". Sarışın; "Kesinlikle atlamam. İki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz. Ben atlarken de çekersiniz". itfaiyeciler; "Kesinlikle cekmeyecegiz. Söz veriyoruz". Sarışın kız; "Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenemiyorum. şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin...

Düzeltene kadar

Kadın oğlunu doktora götürmüş. "Oğlum yürüyemiyor" demiş, "gözü görmüyor, sağır ve dilsiz, akli dengesi de bozuk. Size getirdim". Bir kadına, bir de çocuğa bakmış doktor: - "Soyunun", demiş. - "Ne soyunması" demiş kadın, "hasta olan ben değilim, oğlum..." - "Biliyorum da" demiş doktor, "onu düzeltene kadar yenisini yapmak daha kolay."

Sucuk

Birgün, adam, fabrikasını oğluna gezdiriyormuş: -Bak oğlum, birgün ben yaşlanacağım veya vefat edeceğim. İleride bu fabrikaya senin bakman lazım. -Tamam baba, ama nasıl? -Bak şimdi, burdan ineği sokuyorsun, öbür taraftan sucuk olarak çıkıyor. Çocuk, bir müddet düşündükten sonra. -Peki baba, öbürn taraftan sucuğu soksak, buradan inek olarak çıkar mı? -Ah be oğlum! O makinadan tek annende var. Yıllarca soktum sucuğu, senin gibi eşek bir evlat çıktı!...

Padişah mı Vezir mi?

Padişah ile Vezir tartışmaya başlamış,Padişah; -En büyük benim. Sen benim emrimdesin, demiş. Vezir; -Hayır ben büyüğüm.Ordunun başında ben savaşıyorum, sen sadece mühür basıyorsun. Tartışma uzayınca Padişahla vezir, bir çobana gitmişler ve konuya direkt girmemek için çobana sormuşlar; -Senin koyunun mu büyük ineğin mi? Çoban "inek" demiş, -Keçin mi büyük,öküzün mü? -Öküzüm -Söyle bakalım,Padişah mı büyük,Vezir mi? Çoban; -Vallahi ben bu hayvanları tanımıyorum..

İhale

Mısır hükümeti Kızıkdenizin altına tüp geçit yaptırmak için ihale açar. İhaleye İngiliz,Amerikan;Japon ve Temelin sahibi olduğu Türk firması teklif verir. Mısır hükümeti firmalardan teknik detayları açıklamalarını ister. İngiliz firmasından gelen yetkili açıklamaya başlar: Biz iki taraftan aynı anda kazmaya başlayacağız ve tam ortada buluşacağız. Zeminin özelliklerine göre buluşma noktasında en fazla 1 metrelik bir kayma olacaktır. 30 metre enindeki bi tünelde 1 metrelik kaymayıda kolayca giderir teslim ederiz. Amerikan firmasının yetkilisi açıklamaya başlar: Bizde iki taraftan aynı anda kazmaya başlayacağız ve tam ortada buluşacağız. Zeminin özelliklerine göre buluşma noktasında en fazla 50 cm lik bir kayma olacaktır. 30 metre enindeki bi tünelde 50 cm lik kaymayıda kolayca giderir teslim ederiz. Japon firmasının yetkilisi açıklamaya başlar: Bizde iki taraftan aynı anda kazmaya başlayacağız ve tam ortada buluşacağız. Zeminin özelliklerine göre buluşma noktasında en fazla 20 cm lik bir kayma olacaktır. 30 metre enindeki bi tünelde 20cm lik kaymayıda kolayca giderir teslim ederiz. Temel açıkalamaya başlar: Bizde iki taraftan aynı anda kazmaya başlayacağız. Ortada buluştuk buluştuk. Yok buluşamadık ozaman iki tane tüneliniz olacak.

Sadece yağmur yağınca
Kadın kocası işteyken sevgilisini eve çağırıyor, ikisi yatakta zevk dolu saatler geçirirken birden kapı çalıyor, bir de bakıyolar kocası eve erken gelmiş... Kadın panik içinde: - "Allahım bu nerden çıktı şimdi! Çabuk al topla kıyafetlerini, camdan atla kaybol!" Adam pencereden aşaği bir bakıyor: - "Hayır atlayamam, deli misin, nasıl yağmur yağıyor görmüyor musun!" Kadın deli gibi koşturuyor: - "Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür, atlamak zorundasın, hadi, çabuk çabuk!" Böylece adam çaresiz, kıyafetlerini kaptığı gibi camdan atlıyor. Ayağa kalkıp bir de etrafa bakıyor ki bir maratonun tam ortasına dalmış. Bozuntuya vermeden yarışçılarla koşmaya başlamış. Tabi çırılçıplak ve pantolonu gömleği elinde koşan bir tek kendisi olduğu için dikkat çekiyor... Koşuculardan biri soruyor kendisine: - "Siz hep çıplak mı koşarsınız?" - "Ah evet evet... Rüzgarın çıplak tenime değmesi kadar güzel bir duygu yok." - "Ama çıplak koşarken de kıyafetlerinizi hep elinizde mi taşırsınız?" - "Yaaa öyle... Koşu bitince arabama biner, giyinir, eve giderim diye." - "Gerçekten çok ilginç... Peki koşarken hep prezervatif de takar mısınız?" - "Aaa.. şeyy.. sadece yağmur yağdığı zaman..."


:durdurun
 
oooo üstadım fıkralar iyidii stilll hasta çoçuk padisah vezir yine döktürmüşsün
 
pirim ne bilim ben cok güldüm gülünsün istedim:)
 
Geri
Üst