biosx
New member
Statüko Yıkılıyor Köstebekler Telaşlı!!
Asrın başında içerideki kripto ecnebilere ve Sebataylara bina edilerek kurulan ve halen devam eden Anglo-Amerikan derin yapı sallanıyor. Yüzeydeki gücünü yitiren, ama köklerin derinliğinden dolayı ayakta duruyor görünen statüko, yediği üstüste darbelerle yıkılmanın eşiğine geldi.
Derin yapıları kim sallıyor ve statükoyu kim yıkıyor?
Bu konuda herkes faklı düşünüyor. Kimi kek Türkler, “bazı kesimlerin militarizmi yıpratarak Türk devletine zarar verdiği” söylemini kullanıyor ve bu tezle vatansever, milliyetçi kesimleri tedirgin ediyor. Bunlar Türk devletini askerden ve militer güçlerin kullandığı derin kesimlerden ibaretmiş gibi sunuyorlar ve derin yapıların yıpranmasını ordu ve devlet yıpranıyormuş gibi servis ediyorlar. Oysa son 100-150 yıldır bürokrasi, ama özellikle militer bürokrasi milletin aleyhine konumlandırılmıştır. Mileti korumak ve Türk devletini geliştirmek, güçlendirmek yerine milletin iradesini engel görmüş, milletin önünü kesmeyi kendisine misyon seçmiştir. Ulusalcı millici kesimlerin iddialarının aksine demokratik-hukuk mücadelesi verenler değil, derin-militer güçler Anglo-Amerikan güçlere dayanmaktadırlar. Her darbe, muhtıra, askeri müdahale teşebbüsü karşısında AB açık tavır alabilirken, ABD-İngiltere ortadan açıklamalar yapmış, askeri müdahaleler başarılı olunca desteklemiş, başarısız olunca vaziyeti idare etmeye çalışmıştır. HSYK’nın müdahaleleri ve yargının hukuk dışı tavırları karşısında AB tavır alabilmiş, ama Anglo-Amerikan kesimler sukut geçimiştir. Türkiyedeki mücadeleyi AB desteklerken, cesaretlendirirken Amerikan ve İngilizler gerek yetkililer eliyle, gerek basın üzerinden meseleyi “eksen kayması”, “laik-dinci çatışması” olarak sunmaya ve kurdukları derin düzeni korumaya çalışmaktadırlar. AB’nin Türkiyeye kota koymasının temel sebeplerinden birisi de Türkiye’nin ABD mihverinden çıkamama kaygısıdır. Avrupa AB içinde İngiltere yanında 2. bir ABD yandaşı istememektedir.
CHP ve MHP gibi olaylardan oy devşirme ve siyasi rant elde etme amacındaki kesimler ise statükoya yönelik mücadelenin arkasında AKP hükümetini görmekte ve hükümeti “dengelerle oynamakla”, “devletin ve toplumun bütünlüğünü tehdit etmekle” suçlamaktadır. Bu iki siyasi parti militer güçlerle ve derin odaklarla müşterek hareket ettiği halde, sureti haktan görünerek derin odakların ırgalanmasını engellemeye, hükümeti yıpratmaya, siyasi rant elde etmeye çalışmaktadır. Oysa hükümet derin odaklarla mücadele etme gereğinin farkında olmasına rağmen, bu odaklarla yüreklice mücadele cesaretini gösterememekte, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirememekte, bazen de korkularına teslim olarak görevini yapan kolluk güçlerine ve savcı-hakimlere problem çıkarmaktadır.
Derin militer odaklarla yapılan demokratik mücadelenin arkasında bazı kesimler ise cemati görmektedirler. Son günlerde birileri güçlendiğini ve ezilmesi gerektiğini düşündükleri cemaati her işin arkasında göstermekte, kendi aleyhlerine her olumsuzluğu cemaate fatura etmektedirler. Cemaat AKP hükümetleri döneminde güçlenmiş olabilir, ancak cemaate çok fazla güç atfedilmekte ve etkinliği mübalağa edilmektedir. Sanırım cemaati yemek isteyen birileri bu söylentiler üzerinden cemaati enterne etmek istemektedirler.
Peki yüz yıldan fazladır milletin ensesinde boza pişiren, Türk milletini çelikten çeperler içine hapsedip kıpraştırmayan derin odaklarla, kripto ecnebilerle ve onların hamisi militarizmle kim veya kimler mücadele etmektedirler?
Bu odaklarla bizzat Türk milleti mücadele etmektedir. Tarihin her döneminde kuşatıldığı çeperleri yırtan ve büyük devlet olma, cihan aktörü olma yolunu kendisine açan Türk milleti 2 asırlık uykusundan uyanmaktadır. Türk milleti bol soslu Türk vurgusuyla kendisini ademe mahkum eden, iflah etmeyen ecnebileri ve kripto yapıları çözmüştür ve bu kesimlerin hakkından gelmektedir. Bu yapıların deşifresi ve bunlarla mücadele bizzat TSK içindeki Kara Türkler eliyle, gerçek milliyetçi subaylarca yapılmaktadır. Bu mücadeleye, aydınlardan medyadan, demokrat kesimlerden destek gelmektedir. Ergenekon davası ve süreci Türk milletinin bir defa daha demirden dağları erittiği, derin kuşatmaları kırdığı bir süreç olacaktır. Türk milletinin ikinci defa Ergenekondan çıkışı olacaktır. Bu çıkışla birlikte ülkemiz ayak bağlarından kurtularak dikey bir yükselişe geçeçek ve yakın zamanda dünya ölçeğinde bir aktör haline gelecektir.
Ey Karatürkler! Bu süreç devleti-askeri yıpratan bir süreç değil, milleti derin kayıtlardan, kuşatılmışlıktan kurtaran ve özgürleştiren bir süreçtir. Arkasında başka kimse değil; yiğit, cesur anadolu evladı vardır. Keklenmeyin! bu sürece destek verin!
Ey hükümet! İçinizdeki bazı elemanların size pompaladığı korkularla paniklemeyin! Korkularınızdan, kaygılarınızdan hareketle görevini yapan hakimlere-mahkemelere baskı yapmayın, baskılara boyun eğmeyin, eğdirmeyin! Siz asıl içinizdeki trojenlere dikkat edin! Onların sizi maniple edip tenhalara, dehlizlere çekmesine fırsat vermeyin!… Sizin bostana başkalarının diktiği “Çiçek”lere, sizin meralarda koşturan “tay”lara dikkat edin!
Derin yapı iyice sallandı, kökleri oynadı, çok değil yakın zamanda devrilecektir. Derin millet, derin-gayrı milli yapıları tasfiye ediyor. Tarihin her döneminde başat güç olmuş milletimiz üzerindeki ağırlıklardan kutulacak ve İnşaallah yeniden dünyada önemli aktör olacaktır.aktifhaber
Statüko Yıkılıyor Köstebekler Telaşlı!! Emrehaber Hücresi
Asrın başında içerideki kripto ecnebilere ve Sebataylara bina edilerek kurulan ve halen devam eden Anglo-Amerikan derin yapı sallanıyor. Yüzeydeki gücünü yitiren, ama köklerin derinliğinden dolayı ayakta duruyor görünen statüko, yediği üstüste darbelerle yıkılmanın eşiğine geldi.
Derin yapıları kim sallıyor ve statükoyu kim yıkıyor?
Bu konuda herkes faklı düşünüyor. Kimi kek Türkler, “bazı kesimlerin militarizmi yıpratarak Türk devletine zarar verdiği” söylemini kullanıyor ve bu tezle vatansever, milliyetçi kesimleri tedirgin ediyor. Bunlar Türk devletini askerden ve militer güçlerin kullandığı derin kesimlerden ibaretmiş gibi sunuyorlar ve derin yapıların yıpranmasını ordu ve devlet yıpranıyormuş gibi servis ediyorlar. Oysa son 100-150 yıldır bürokrasi, ama özellikle militer bürokrasi milletin aleyhine konumlandırılmıştır. Mileti korumak ve Türk devletini geliştirmek, güçlendirmek yerine milletin iradesini engel görmüş, milletin önünü kesmeyi kendisine misyon seçmiştir. Ulusalcı millici kesimlerin iddialarının aksine demokratik-hukuk mücadelesi verenler değil, derin-militer güçler Anglo-Amerikan güçlere dayanmaktadırlar. Her darbe, muhtıra, askeri müdahale teşebbüsü karşısında AB açık tavır alabilirken, ABD-İngiltere ortadan açıklamalar yapmış, askeri müdahaleler başarılı olunca desteklemiş, başarısız olunca vaziyeti idare etmeye çalışmıştır. HSYK’nın müdahaleleri ve yargının hukuk dışı tavırları karşısında AB tavır alabilmiş, ama Anglo-Amerikan kesimler sukut geçimiştir. Türkiyedeki mücadeleyi AB desteklerken, cesaretlendirirken Amerikan ve İngilizler gerek yetkililer eliyle, gerek basın üzerinden meseleyi “eksen kayması”, “laik-dinci çatışması” olarak sunmaya ve kurdukları derin düzeni korumaya çalışmaktadırlar. AB’nin Türkiyeye kota koymasının temel sebeplerinden birisi de Türkiye’nin ABD mihverinden çıkamama kaygısıdır. Avrupa AB içinde İngiltere yanında 2. bir ABD yandaşı istememektedir.
CHP ve MHP gibi olaylardan oy devşirme ve siyasi rant elde etme amacındaki kesimler ise statükoya yönelik mücadelenin arkasında AKP hükümetini görmekte ve hükümeti “dengelerle oynamakla”, “devletin ve toplumun bütünlüğünü tehdit etmekle” suçlamaktadır. Bu iki siyasi parti militer güçlerle ve derin odaklarla müşterek hareket ettiği halde, sureti haktan görünerek derin odakların ırgalanmasını engellemeye, hükümeti yıpratmaya, siyasi rant elde etmeye çalışmaktadır. Oysa hükümet derin odaklarla mücadele etme gereğinin farkında olmasına rağmen, bu odaklarla yüreklice mücadele cesaretini gösterememekte, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirememekte, bazen de korkularına teslim olarak görevini yapan kolluk güçlerine ve savcı-hakimlere problem çıkarmaktadır.
Derin militer odaklarla yapılan demokratik mücadelenin arkasında bazı kesimler ise cemati görmektedirler. Son günlerde birileri güçlendiğini ve ezilmesi gerektiğini düşündükleri cemaati her işin arkasında göstermekte, kendi aleyhlerine her olumsuzluğu cemaate fatura etmektedirler. Cemaat AKP hükümetleri döneminde güçlenmiş olabilir, ancak cemaate çok fazla güç atfedilmekte ve etkinliği mübalağa edilmektedir. Sanırım cemaati yemek isteyen birileri bu söylentiler üzerinden cemaati enterne etmek istemektedirler.
Peki yüz yıldan fazladır milletin ensesinde boza pişiren, Türk milletini çelikten çeperler içine hapsedip kıpraştırmayan derin odaklarla, kripto ecnebilerle ve onların hamisi militarizmle kim veya kimler mücadele etmektedirler?
Bu odaklarla bizzat Türk milleti mücadele etmektedir. Tarihin her döneminde kuşatıldığı çeperleri yırtan ve büyük devlet olma, cihan aktörü olma yolunu kendisine açan Türk milleti 2 asırlık uykusundan uyanmaktadır. Türk milleti bol soslu Türk vurgusuyla kendisini ademe mahkum eden, iflah etmeyen ecnebileri ve kripto yapıları çözmüştür ve bu kesimlerin hakkından gelmektedir. Bu yapıların deşifresi ve bunlarla mücadele bizzat TSK içindeki Kara Türkler eliyle, gerçek milliyetçi subaylarca yapılmaktadır. Bu mücadeleye, aydınlardan medyadan, demokrat kesimlerden destek gelmektedir. Ergenekon davası ve süreci Türk milletinin bir defa daha demirden dağları erittiği, derin kuşatmaları kırdığı bir süreç olacaktır. Türk milletinin ikinci defa Ergenekondan çıkışı olacaktır. Bu çıkışla birlikte ülkemiz ayak bağlarından kurtularak dikey bir yükselişe geçeçek ve yakın zamanda dünya ölçeğinde bir aktör haline gelecektir.
Ey Karatürkler! Bu süreç devleti-askeri yıpratan bir süreç değil, milleti derin kayıtlardan, kuşatılmışlıktan kurtaran ve özgürleştiren bir süreçtir. Arkasında başka kimse değil; yiğit, cesur anadolu evladı vardır. Keklenmeyin! bu sürece destek verin!
Ey hükümet! İçinizdeki bazı elemanların size pompaladığı korkularla paniklemeyin! Korkularınızdan, kaygılarınızdan hareketle görevini yapan hakimlere-mahkemelere baskı yapmayın, baskılara boyun eğmeyin, eğdirmeyin! Siz asıl içinizdeki trojenlere dikkat edin! Onların sizi maniple edip tenhalara, dehlizlere çekmesine fırsat vermeyin!… Sizin bostana başkalarının diktiği “Çiçek”lere, sizin meralarda koşturan “tay”lara dikkat edin!
Derin yapı iyice sallandı, kökleri oynadı, çok değil yakın zamanda devrilecektir. Derin millet, derin-gayrı milli yapıları tasfiye ediyor. Tarihin her döneminde başat güç olmuş milletimiz üzerindeki ağırlıklardan kutulacak ve İnşaallah yeniden dünyada önemli aktör olacaktır.aktifhaber
Statüko Yıkılıyor Köstebekler Telaşlı!! Emrehaber Hücresi