firatay
>>>> ALESTA
“Heroes”ta sezonun sonuna yaklaşırken heyecan arttı, parçalar iyice yerine oturmaya başladı ve en azından bir perde kalktı: Evet, o esrarengiz Linderman ile nihayet tanıştık.
Sezon boyunca sık sık adını duyduk, yavaş yavaş ne kadar nüfuzlu ve güç sahibi bir karakter olduğunu öğrendik, her işin içinde onun parmağını arar hâle geldik, ama uzunca bir süre yüzünü göremedik. Evet, meşhur “Mr. Linderman”dan bahsediyoruz.
Sezon sonuna doğru giderken, Heroes dünyasının bu esrarengiz karakteriyle nihayet tanıştık. Ve karşımıza kim çıktı? Ünlü İngiliz aktör Malcolm McDowell.
Sinemaseverlerin bu tecrübeli oyuncuyu en iyi hatırlayacağı performanslarından biri, Stanley Kubrick’in başyapıtı A Clockwork Orange / Otomatik Portakal filminin asi baş karakteri Alex rolü. Malcolm McDowell bu performansı 40 yıllık sinema kariyerinin henüz başlarında (1971’de) çıkarmıştı… Ken Loach’un Poor Cow, Lindsay Anderson’ın If… gibi filmlerindeki rollerin üzerine gelen bu tipleme, onu İngiliz sinemasının dikkate değer yeni aktörlerinden biri hâline getirmişti.
Malcolm McDowell’ın filmografisinde farklı farklı roller bulunsa da, seyircilerin zihninde özellikle tekinsiz, tehlikeli karakterleriyle yer etti. Otomatik Portakal’ın Alex’i dışında, Paul Schrader’in Cat People / Kedi Kız’ında Nastassia Kinski’nin kedi/insan ağabeyi Paul; İtalyan yönetmen Tinto Brass’ın skandal filmi Caligula’da filme adını veren Roma İmparatoru; iki Uzay Yolu “nesil”ini birleştiren Star Trek: Generations’da çılgın bilimadamı Tolian Soran tiplemeleri, kariyerindeki bu eğilimin en iyi örnekleri arasında yer alıyor.
Evet, oyunculuk yeteneği, perdedeki karizması ve sıradışı, etkileyici yüz hatları, onu vazgeçilmez “kötü adam” tercihlerinden biri hâline getiriyor. Ancak nadiren tek boyutlu, karikatür kötü adamlar onunkiler, kötücül kahkahalardan ziyade, karmaşık karakterleriyle akılda kalan tipler çoğu.
Heroes’un Mr. Linderman’ı da böyle karmaşık bir karakter. Sezon başından bu yana kahramanlarımızın yolunun onunla (daha doğrusu, adamlarıyla) sık sık kesiştiğini gördük; bazen Niki’yi ya da DL’i sıkıştıran mafya lideri olarak; bazen Isaac’in tablolarını satın alan ya da Hiro’nun ulaşmak istediği samuray kılıcını elinde bulunduran esrarengiz koleksiyoncu olarak.
“Altı ay önce”yi anlatan 10. bölümde, Nathan ve Peter Petrelli kardeşler, babalarının Mr. Linderman ile arasındaki bağlantı konusunda ne yapacaklarını konuşuyorlardı. 14. bölümde ise Linderman, daha önce “borcunu almak” üzere evine adam gönderdiği Niki’nin hapisten çıkarılmasını sağlıyordu.
18. bölümde kendisiyle tanıştığımızda Mr. Linderman’ın yaşlıca, kontrollü, sakin ve kibar bir “beyefendi” olduğunu gördük. Nathan onunla yüz yüze geldiğinde Linderman otelin mutfağında, yemek pişirmekle meşguldü. Büyük bir sükunetle Nathan’ı kendisini öldürmemeye ikna eden bu gizemli karakter, ayrıca tahmin edilebileceği üzere Peter’ın, Nathan’ın ve diğer “kahramanlar”ın özel yeteneklerinden de haberdar olduğunu açık ediyordu.
Nathan ile birlikte bizim de nihayet yüzünü görme fırsatına eriştiğimiz Linderman, son bölümlerde de kilit bir konuma sahip olacak. Önemli birtakım bilgileri onun üzerinden öğreneceğiz, ayrıca sezon finaline giden olaylarda hayati bir güç odağı teşkil edecek. Yani sezon sonuna doğru ilerlerken Malcolm McDowell’ın yüzünü birkaç kez daha görmeyi bekleyebilirsiniz.
ORIGINS: HEROES ÇİÇEK AÇIYOR
Heroes ABD’de ilk sezonuyla senenin en çok izlenen, en çok ses getiren dizilerinden biri oldu. Bu yüzden, dizinin önümüzdeki sene de yapımına devam edeceği haberi sürpriz sayılmaz. Öte yandan, Heroes hayranlarının sürprizsiz kaldığı da pek söylenemez. Çünkü ABD’de diziyi yayınlayan NBC televizyonu, önümüzdeki sezon Heroes’un sadece yayına devam etmekle kalmayıp, “doğuracağını” da açıklamış bulunuyor.
Mayıs ayında yapılan açıklamaya göre, önümüzdeki sezon Heroes’un ikinci sezonunun akışına ek olarak, tek tek yeni karakterlerin tanıtılacağı Heroes: Origins adında paralel bir ikinci dizi de yapılacak. Bu ikinci dizinin toplam altı bölüm olması düşünülüyor.
Çizgi romanlarda, özellikle süper kahraman çizgi romanlarında, bir kahramanı bize tanıtan ve onun güçlerinin ilk olarak ortaya çıkışını ele alan öykülere “yaratılış” öyküleri ya da “köken” öyküleri denir… Heroes: Origins de her bölümde ayrı bir karakterin güçlerinin ortaya çıkışını konu alan bu tür öykülerden oluşacak. Heroes’un yaratıcısı Tim Kring, altı bölümlük bu ilave dizide bölümlerin hikâye akışı açısından birbirleriyle bağlantılı olmadığını, yani bir bölümün öyküsünün öncekinin devamı niteliğinde olmyacağını, her bölümün kendi içinde başlayıp biteceğini söylüyor.
“Heroes ile bağlantılı olmaları gerekmiyor ama yine de dikkatle izlerseniz diziye bağlanan küçük ipuçları yakalayabilirsiniz” diyor Kring. Ayrıca bu altı bölümlük dizide ele alınan karakterlerden birinin daha sonra ana dizide kullanılmasının da bir ihtimal olduğunu söylüyor: “Origins’deki öykülerden bazıları şu anda Heroes’da olan karakterlerinkine benzerlik taşıyabilir, ayrıca Origins’deki kişilerden biri daha sonra Heroes’da görünebilir.”
“Heroes evreni”ni daha da genişletecek olan bu ikinci dizideki karakterlerin hayranlar tarafından oylanması ve en çok oy alan karakterin bir sonraki sezonda (yani üçüncü sezonda) Heroes’ta kullanılması da düşünülen bir uygulama.
GÖRÜNMEZ ADAMI TEKRAR GÖRECEK MİYİZ?
Heroes’un sıradışı güçlere sahip karakterlerinden biri de, “Görünmez Adam” Claude. Son bölümlerde Peter’a güçlerini kontrol edebilme konusunda rehberlik yapmaya başlayan bu ilginç ve antisosyal karakteri başarılı İngiliz aktör Christopher Ecclestone oynuyor. Claude sezonun başında tanıştığımız çekirdek kadrodan biri değil de, epey sonra karşımıza çıkan bir karakter olduğundan, ikinci sezonda da kendisini izleyip izleyemeyeceğimiz bir merak konusu. Heroes’un yaratıcısı ve yapımcısı Tim Kring görünmez adamı önümüzdeki sezonda da kullanmayı istediklerini ve aktörle bu konuda görüşmelerin sürdüğünü söylüyor.
Christopher Ecclestone’un kendisi ise bu konuda şunları söylüyor: “Bence geri dönmem için karakterimin yapacağı gerçekten esaslı bir şey olması gerekir, ama dönmeyi kesinlikle isterim. Ekip ve oyuncu kadrosu bana çok sıcak davranmışlardı. O dizide yer almış bir İngiliz olarak söylüyorum, ömrümde bana bu kadar çok çay ikram edilmemiştir.”
TIM KRING’İN KEHANETLERİ...
Heroes, can sıkmadan birkaç bölümde bir izleyicisine yeni cevaplar ve yeni soru işaretleri sunan bir dizi. Sezon finalinde de birçok soru cevap bulacak ama sabırsızlananlar için dizinin yaratıcısı Tim Kring’in, kahramanların geleceği hakkındaki kehanetlerini öğrenebilirsiniz.
George Takei, Hiro’nun babası rolünde diziye katıldı.
Evet. Ve izleyicilerin aklını başından alacak kadar da güzel oldu. Bu yeni karakter Japonya’da yaşananlarla ilgili önemli bilgiler verecek.
Niki-Jessica kavgasına doğru mu gidiyoruz?
Aslında en başından beri Jessica, Niki’nin hayatına girip yerleşen daha güçlü taraftı, fakat ilerleyen bölümlerde bu değişebilir. Kimin hakimiyeti ele geçireceği ciddi bir tartışma içine girdiler, ama ileride ortak bir amaç için birleşebilirler. En sonunda kazananı açıklayacağız. Bu arada D.L. de Micah’ın hem annesi hem babası olma rolünde biraz zorlandı. İleride Micah ve onun makineleri manipüle etme yeteneği sayesinde çok eğleneceğiz.
Mohinder’ın herhangi bir gizli gücü var mı?
Henüz yok ve planlamadık da. Bir noktada onun ve H.R.G.’nin -ki bunlar Heroes fenomeniyle ilgili en çok bilgi sahibi olan kişiler- birbirlerini etkilemeleri gerekebilir. İşte bu yüzden Mohinder’ın H.R.G.’nin kartvizitine takılıp kalması çok anlamlıydı.
Peter’in rüyasında, Nathan’ın seçimleri kazanmasının ertesi günü tam seçim ofisinin dışında bir nükleer patlama oluyor. Peki Nathan bunu engellemek için adaylıktan çekilecek mi?
Nathan’ın zayıf karnı onun hırsı. Onun kaderi 18. bölümde belli olacak. Hiro geleceğe gidip Nathan’ın kazandığına dair manşetleri gördü. Bu manşetler de gerçekleşecek.
Peki Peter?
Peter da bizim yeni görünmez adamımız Claude’la birlikteydi ve birkaç bölüm boyunca kimse onu bulamadı. Şu ana kadar gördüğümüz her karakterden daha uzun süredir özel güçlere sahip olan Claude, gerçekte neler olup bittiğine dair bir pencere açtı ona.
Şu ana kadar kahramanlardan birkaçını öldürdünüz bile. Sırada başkaları da var mı?
Süper güçleri olan biri ölecek. Daha kötüsü de olabilirdi. Biz birçok karakteri aslında çok daha önceden öldürmeyi planlıyorduk. Daha ilk bölümden kurgu böyleydi, ama her aktör o kadar iyi iş çıkarıyor ki birinden feragat etmek gerçekten çok zor. Yine de bu karakteri öldürmek harika bir hikaye çizgisinin başlamasına neden olacak.
Ama Heroes’ta ölmek gerçekten her şeyin bittiğini mi gösterir?
Geri dönüşler, tuhaf rüyalar ve Hiro’nun zaman içinde yolculuk etmesini sağlayan yeteneği sayesinde ölecek olan bu karakteri tekrar görebiliriz belki. Herkes yeniden gelip gidebilir.
KAYNAK
Sezon boyunca sık sık adını duyduk, yavaş yavaş ne kadar nüfuzlu ve güç sahibi bir karakter olduğunu öğrendik, her işin içinde onun parmağını arar hâle geldik, ama uzunca bir süre yüzünü göremedik. Evet, meşhur “Mr. Linderman”dan bahsediyoruz.
Sezon sonuna doğru giderken, Heroes dünyasının bu esrarengiz karakteriyle nihayet tanıştık. Ve karşımıza kim çıktı? Ünlü İngiliz aktör Malcolm McDowell.
Sinemaseverlerin bu tecrübeli oyuncuyu en iyi hatırlayacağı performanslarından biri, Stanley Kubrick’in başyapıtı A Clockwork Orange / Otomatik Portakal filminin asi baş karakteri Alex rolü. Malcolm McDowell bu performansı 40 yıllık sinema kariyerinin henüz başlarında (1971’de) çıkarmıştı… Ken Loach’un Poor Cow, Lindsay Anderson’ın If… gibi filmlerindeki rollerin üzerine gelen bu tipleme, onu İngiliz sinemasının dikkate değer yeni aktörlerinden biri hâline getirmişti.
Malcolm McDowell’ın filmografisinde farklı farklı roller bulunsa da, seyircilerin zihninde özellikle tekinsiz, tehlikeli karakterleriyle yer etti. Otomatik Portakal’ın Alex’i dışında, Paul Schrader’in Cat People / Kedi Kız’ında Nastassia Kinski’nin kedi/insan ağabeyi Paul; İtalyan yönetmen Tinto Brass’ın skandal filmi Caligula’da filme adını veren Roma İmparatoru; iki Uzay Yolu “nesil”ini birleştiren Star Trek: Generations’da çılgın bilimadamı Tolian Soran tiplemeleri, kariyerindeki bu eğilimin en iyi örnekleri arasında yer alıyor.
Evet, oyunculuk yeteneği, perdedeki karizması ve sıradışı, etkileyici yüz hatları, onu vazgeçilmez “kötü adam” tercihlerinden biri hâline getiriyor. Ancak nadiren tek boyutlu, karikatür kötü adamlar onunkiler, kötücül kahkahalardan ziyade, karmaşık karakterleriyle akılda kalan tipler çoğu.
Heroes’un Mr. Linderman’ı da böyle karmaşık bir karakter. Sezon başından bu yana kahramanlarımızın yolunun onunla (daha doğrusu, adamlarıyla) sık sık kesiştiğini gördük; bazen Niki’yi ya da DL’i sıkıştıran mafya lideri olarak; bazen Isaac’in tablolarını satın alan ya da Hiro’nun ulaşmak istediği samuray kılıcını elinde bulunduran esrarengiz koleksiyoncu olarak.
“Altı ay önce”yi anlatan 10. bölümde, Nathan ve Peter Petrelli kardeşler, babalarının Mr. Linderman ile arasındaki bağlantı konusunda ne yapacaklarını konuşuyorlardı. 14. bölümde ise Linderman, daha önce “borcunu almak” üzere evine adam gönderdiği Niki’nin hapisten çıkarılmasını sağlıyordu.
18. bölümde kendisiyle tanıştığımızda Mr. Linderman’ın yaşlıca, kontrollü, sakin ve kibar bir “beyefendi” olduğunu gördük. Nathan onunla yüz yüze geldiğinde Linderman otelin mutfağında, yemek pişirmekle meşguldü. Büyük bir sükunetle Nathan’ı kendisini öldürmemeye ikna eden bu gizemli karakter, ayrıca tahmin edilebileceği üzere Peter’ın, Nathan’ın ve diğer “kahramanlar”ın özel yeteneklerinden de haberdar olduğunu açık ediyordu.
Nathan ile birlikte bizim de nihayet yüzünü görme fırsatına eriştiğimiz Linderman, son bölümlerde de kilit bir konuma sahip olacak. Önemli birtakım bilgileri onun üzerinden öğreneceğiz, ayrıca sezon finaline giden olaylarda hayati bir güç odağı teşkil edecek. Yani sezon sonuna doğru ilerlerken Malcolm McDowell’ın yüzünü birkaç kez daha görmeyi bekleyebilirsiniz.
ORIGINS: HEROES ÇİÇEK AÇIYOR
Heroes ABD’de ilk sezonuyla senenin en çok izlenen, en çok ses getiren dizilerinden biri oldu. Bu yüzden, dizinin önümüzdeki sene de yapımına devam edeceği haberi sürpriz sayılmaz. Öte yandan, Heroes hayranlarının sürprizsiz kaldığı da pek söylenemez. Çünkü ABD’de diziyi yayınlayan NBC televizyonu, önümüzdeki sezon Heroes’un sadece yayına devam etmekle kalmayıp, “doğuracağını” da açıklamış bulunuyor.
Mayıs ayında yapılan açıklamaya göre, önümüzdeki sezon Heroes’un ikinci sezonunun akışına ek olarak, tek tek yeni karakterlerin tanıtılacağı Heroes: Origins adında paralel bir ikinci dizi de yapılacak. Bu ikinci dizinin toplam altı bölüm olması düşünülüyor.
Çizgi romanlarda, özellikle süper kahraman çizgi romanlarında, bir kahramanı bize tanıtan ve onun güçlerinin ilk olarak ortaya çıkışını ele alan öykülere “yaratılış” öyküleri ya da “köken” öyküleri denir… Heroes: Origins de her bölümde ayrı bir karakterin güçlerinin ortaya çıkışını konu alan bu tür öykülerden oluşacak. Heroes’un yaratıcısı Tim Kring, altı bölümlük bu ilave dizide bölümlerin hikâye akışı açısından birbirleriyle bağlantılı olmadığını, yani bir bölümün öyküsünün öncekinin devamı niteliğinde olmyacağını, her bölümün kendi içinde başlayıp biteceğini söylüyor.
“Heroes ile bağlantılı olmaları gerekmiyor ama yine de dikkatle izlerseniz diziye bağlanan küçük ipuçları yakalayabilirsiniz” diyor Kring. Ayrıca bu altı bölümlük dizide ele alınan karakterlerden birinin daha sonra ana dizide kullanılmasının da bir ihtimal olduğunu söylüyor: “Origins’deki öykülerden bazıları şu anda Heroes’da olan karakterlerinkine benzerlik taşıyabilir, ayrıca Origins’deki kişilerden biri daha sonra Heroes’da görünebilir.”
“Heroes evreni”ni daha da genişletecek olan bu ikinci dizideki karakterlerin hayranlar tarafından oylanması ve en çok oy alan karakterin bir sonraki sezonda (yani üçüncü sezonda) Heroes’ta kullanılması da düşünülen bir uygulama.
GÖRÜNMEZ ADAMI TEKRAR GÖRECEK MİYİZ?
Heroes’un sıradışı güçlere sahip karakterlerinden biri de, “Görünmez Adam” Claude. Son bölümlerde Peter’a güçlerini kontrol edebilme konusunda rehberlik yapmaya başlayan bu ilginç ve antisosyal karakteri başarılı İngiliz aktör Christopher Ecclestone oynuyor. Claude sezonun başında tanıştığımız çekirdek kadrodan biri değil de, epey sonra karşımıza çıkan bir karakter olduğundan, ikinci sezonda da kendisini izleyip izleyemeyeceğimiz bir merak konusu. Heroes’un yaratıcısı ve yapımcısı Tim Kring görünmez adamı önümüzdeki sezonda da kullanmayı istediklerini ve aktörle bu konuda görüşmelerin sürdüğünü söylüyor.
Christopher Ecclestone’un kendisi ise bu konuda şunları söylüyor: “Bence geri dönmem için karakterimin yapacağı gerçekten esaslı bir şey olması gerekir, ama dönmeyi kesinlikle isterim. Ekip ve oyuncu kadrosu bana çok sıcak davranmışlardı. O dizide yer almış bir İngiliz olarak söylüyorum, ömrümde bana bu kadar çok çay ikram edilmemiştir.”
TIM KRING’İN KEHANETLERİ...
Heroes, can sıkmadan birkaç bölümde bir izleyicisine yeni cevaplar ve yeni soru işaretleri sunan bir dizi. Sezon finalinde de birçok soru cevap bulacak ama sabırsızlananlar için dizinin yaratıcısı Tim Kring’in, kahramanların geleceği hakkındaki kehanetlerini öğrenebilirsiniz.
George Takei, Hiro’nun babası rolünde diziye katıldı.
Evet. Ve izleyicilerin aklını başından alacak kadar da güzel oldu. Bu yeni karakter Japonya’da yaşananlarla ilgili önemli bilgiler verecek.
Niki-Jessica kavgasına doğru mu gidiyoruz?
Aslında en başından beri Jessica, Niki’nin hayatına girip yerleşen daha güçlü taraftı, fakat ilerleyen bölümlerde bu değişebilir. Kimin hakimiyeti ele geçireceği ciddi bir tartışma içine girdiler, ama ileride ortak bir amaç için birleşebilirler. En sonunda kazananı açıklayacağız. Bu arada D.L. de Micah’ın hem annesi hem babası olma rolünde biraz zorlandı. İleride Micah ve onun makineleri manipüle etme yeteneği sayesinde çok eğleneceğiz.
Mohinder’ın herhangi bir gizli gücü var mı?
Henüz yok ve planlamadık da. Bir noktada onun ve H.R.G.’nin -ki bunlar Heroes fenomeniyle ilgili en çok bilgi sahibi olan kişiler- birbirlerini etkilemeleri gerekebilir. İşte bu yüzden Mohinder’ın H.R.G.’nin kartvizitine takılıp kalması çok anlamlıydı.
Peter’in rüyasında, Nathan’ın seçimleri kazanmasının ertesi günü tam seçim ofisinin dışında bir nükleer patlama oluyor. Peki Nathan bunu engellemek için adaylıktan çekilecek mi?
Nathan’ın zayıf karnı onun hırsı. Onun kaderi 18. bölümde belli olacak. Hiro geleceğe gidip Nathan’ın kazandığına dair manşetleri gördü. Bu manşetler de gerçekleşecek.
Peki Peter?
Peter da bizim yeni görünmez adamımız Claude’la birlikteydi ve birkaç bölüm boyunca kimse onu bulamadı. Şu ana kadar gördüğümüz her karakterden daha uzun süredir özel güçlere sahip olan Claude, gerçekte neler olup bittiğine dair bir pencere açtı ona.
Şu ana kadar kahramanlardan birkaçını öldürdünüz bile. Sırada başkaları da var mı?
Süper güçleri olan biri ölecek. Daha kötüsü de olabilirdi. Biz birçok karakteri aslında çok daha önceden öldürmeyi planlıyorduk. Daha ilk bölümden kurgu böyleydi, ama her aktör o kadar iyi iş çıkarıyor ki birinden feragat etmek gerçekten çok zor. Yine de bu karakteri öldürmek harika bir hikaye çizgisinin başlamasına neden olacak.
Ama Heroes’ta ölmek gerçekten her şeyin bittiğini mi gösterir?
Geri dönüşler, tuhaf rüyalar ve Hiro’nun zaman içinde yolculuk etmesini sağlayan yeteneği sayesinde ölecek olan bu karakteri tekrar görebiliriz belki. Herkes yeniden gelip gidebilir.
KAYNAK
