Son Hizbullah da gitti

müslo

Banned
Katılım
23 Şub 2009
Mesajlar
96
Reaction score
0
Puanları
0
Son Hizbullah da gitti

Siz eğer Hizbullah'ı Batmanlı bir aşiretin gözü dönmüş çocukları sanıyorsanız, çok yanılıyorsunuz. Bu bir zihniyettir.

Bir ucu taaa Osmanlı Devleti'nin 17. yüzyılda başını çok ağrıtan Kadızadeliler (Fakılar) hareketine dayanır. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için 'Muaviye'den Erbakan'a DİN VE SİYASET' adlı kitabımıza bakılabilir. Yön Yayınları, telefon: 0212 526 82 07)

Diğer ucu Menemen'de patlak vermiştir. Teğmen Kubilay'ı diri diri kesen zihniyetle insanların kafalarına çivi çakan, onları telle boğan zihniyet aynıdır.

Adı değişik olabilir ama yürünen yol aynıdır.

Bu zihniyet iki alanda çok sıkı örgütlenmiştir:

SİYASET TİCARET

Asıl hedef ticaret ve dünya malı kazanmak olup, siyaset bunun için bir araçtır. İşte 1970'lerin başında Necmettin Erbakan çevresinde ortaya çıkan hareket, dünya malına el atmanın özel ve ince bir yolu olarak böylece organize olmuştur.

Bu hareketin içinde, adı değişik birçok fraksiyon yer almaktadır. Bunlar parasal çıkarları çatıştığı zaman arada sırada kavga etseler de en son amaçları açısından birlikte hareket etmektedirler. Bunu, yakın tarih açıkça göstermektedir.



Bu hareketin din devleti kurmak biçimindeki gizli sloganı da aslında bir amaç değil, araçtır. kitleleri din yoluyla ele geçirebilmek için bu tür sloganlar çok eskiden beri kullanılan etkili bir silahtır.

Fakat, toplumu, var olan sistemin dışında daha farklı biçimde yeniden şekillendirmek isteği, bu hareketin zorunlu sonucudur.

İnsanları ele geçirebilmenin ve yönlendirebilmenin başka yolu da yoktur.

Önce kafa yapısını değiştir.

Sonra hayat tarzını değiştir.

Sonra da istediğin gibi yönlendir.

Alın size türbanlı öğrenciler...

Bu gençlerin beyinlerini yıkadılar, sonra çarşafa, mantoya soktular, daha sonra da militan gibi kullanmaya başladılar.



Türkiye'de kadınları da yeniden şekillendirmek bu hareketin temel hedeflerindendir.

Refah Partisi'nin siyasal olarak üstlendiği görevlerden birisi de bu idi.

Bu partinin bu büyük işini üstlenen isimlerden birisi de Merve Sefa Kavakçı oldu.

Daha önce yazdım: Kendi sözlerinden anlıyoruz ki bu kadın, Refah Partisi Kadınlar Kolu'nun üst başkanıdır. Ve görevi, Dünya Kadınları ile entegrasyon sağlamaktır.

Merve Hanım, bu amaçla Sudan Lideri Hasan Turabi ve eşi Vesile Turabi ile Sudan'da görüşüyor.

Onlarla İSLAM ALEMİ adlı bir örgüt kuruyor.

Bu amaçla Merve Hanım Libya'yı, Yemen'i ziyaret ediyor.

Kimlerle görüşüyor?

Vesile Turabi, Sudan'da kadınları da şeriatın silahlı militanı yapmak için kamplar açan bir insan. Kocası, ise günümüzün Humeynisi olarak adlandırılıyor. Dünyaya şeriatı ihraç etmeyi birinci hedef seçmiş ve bunu da eylemiyle ispatlamış birisi...

Merve Hanım'ın görüştüğü diğer ülkelerdeki kadınlar da şeriat savaşçıları.

Yani, Amerikan vatandaşı Merve, Türkiye'deki bir partinin dünya çapındaki organizasyon görevlisi.

Tam bir Hizbullah militanı.

Kendisini mücahide gördüğü de Meclis'teki tavrından anlaşılıyor.

Şimdi Yargıtay bu küresel mücahideyi Türk vatandaşlığından atan kararı onayladı.

Hükümetin bu konuda aldığı kararın hukuki olduğu da doğrulandı.

Bu olay Hizbullah Lideri Hüseyin Velioğlu'nun yok edilmesinden çok daha önemlidir.

İnanıyorum ki türban mücadelesi yapan genç kızlarımız bu olayların uluslararası boyutlarını ve altında yatan sebepleri görecekler, Hizbullahilere yardımdan da vazgeçeceklerdir.

Rıza Zelyut
http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2000/02/11/yazarlar/yazarlar20.html
 
bu memleketin başına bela hizbulahtan daha beterleri var
kimi yurtiçinde kimi yurtdışında
ama ne ilginçtirki
yurtdışındakiler de yurtiçindekilerde abd siz yapamıyorlar
 
Geri
Üst