Dean Winchester
SupernaturaL
Son dalgaya sert muhalefet
Ergenekon’un son dalgası, CHP ve MHP’nin dünkü grup toplantılarının ana konusuydu. Süreci ’AKP darbesi’ olarak niteleyen CHP lideri Baykal, "Eski takvime göre 31 Mart, 13 Nisan’dır. Görülüyor ki tarih Türkiye ile ince alay içine girmiştir" dedi. MHP lideri Bahçeli de, "Adaletin siyasi iktidar tarafından korku, baskı ve yıldırma silahı olarak kullanıldığına dair endişeler toplumumuzda giderek yaygınlaşıyor" uyarısında bulundu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon’daki 12’nci dalga operasyonlarıyla ilgili, "Bu süreç bir AKP darbesidir. Darbeler sadece tankla, tüfekle yapılmaz. Böyle de yapılır. Türkiye’de yaşanan siyasal darbedir, aynı zamanda savcı darbesidir" dedi. Baykal, dün grup toplantısında şunları söyledi:
Sağduyu intihar mı etti
"Eski takvime göre 31 Mart, 13 Nisan’dır. 31 Mart 1909’dan yüzyıl sonra 13 Nisan 2009’da tutuklamalar gerçekleşti. Tutuklayanlar, bir tarihi rövanş duygusuyla mı hareket ettiler, bilmiyorum. Ancak böyle olmasa bile görülüyor ki tarih Türkiye ile bir istihza (ince alay) içine girmiştir.
Gizli tanık, Danıştay davası sırasında Atatürk hakkında burada söylemeyeceğim çok ağır iftiraları yapmış. ’İngiliz tetikçisi’ demiş. Şimdi bu kişi Ergenekon davasının en temel dayanak noktalarından biri. Sağduyu intihar mı etti, vicdan kalmadı mı? Silahlar, Güneydoğu’da zulümler; mafyalaşma, incelenir. Ancak Türkan Saylan’ın bunlarla ne ilgisi var Allah aşkına? Ayıptır, ayıp. Binlerce dua alan Haberal üniversite de kurdu.
Bunlar mı terörist
Türkan Hanım 36 bin kızımızı eğitim hayatına çekti. Neymiş, bu insanlar terör örgütü kurmuşlar. Bu kadar hatırşinaslıktan uzak anlayış olur mu? Böylesine acı olayların yaşandığı zamanda Türkiye’de yüksek sorumluluk gerektiren makamlarda görev üstlenmek nasıl bir duygudur? Acaba ne hissediyorlardır?"
Yıldırma silahı olmasın
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dünkü grup toplanısında ağırlıklı olarak Ergenekon soruşturmasının son dalgasındaki gözaltılara değindi.
Bahçeli, şunları söyledi:
"Soruşturma ve yargılama safhalarının parça parça sürdürüldüğü, tefrikaya dönen hukuki süreçler kamuoyunda sürekli tartışılan bir huzursuzluk kaynağı haline geldi. Hukukun siyasi amaçlara alet edildiği, adaletin siyasi iktidar tarafından korku, baskı ve yıldırma silahı olarak kullanıldığına dair endişeler toplumumuzda giderek yaygınlaşıyor. Beklentimiz, suç ve suçluyu tasnif ederken masum olabilecek insanların haysiyetlerini incitecek davranışlardan uzak durulması, adli uygulamaların elbette ki hukuka uygun ve ancak insani ölçüleri de dikkate almasıdır. Aksi tutumların devamı halinde adalet, siyasetin ve ideolojik çekişmelerin gölgesinde kalarak güven kaybedecektir. Bugün geldiğimiz noktada bu hususların tüm ilgili taraflarca anlaşılması ve değerlendirilmesi, bir zorunluluk halini almıştır."
Rektörlük binasına dev Türk bayrağı
GİRESUN Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk’ün, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmasının ardından Rektörlük binasına dev Türk bayrağı asıldı.
Giresun Üniversitesi’nin internet sitesine de şu açıklama konuldu: "Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Osman Metin Öztürk, 13 Nisan 2009 Pazartesi günü saat 11.00’de Üniversite Daire Başkanları haftalık olağan toplantısı sonrasında, malum iddianamede ’Ergenekon Terör Örgütü’ ile ilgili olarak ifadesi alınmak üzere gözaltına alınmış, İstanbul’a sevk edilmiş bulunmaktadır. Giresun Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık yüzü ve geleceğidir."