Somatizasyon

paduk

"Chastise"
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
1,640
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
bilinmemekte.
SOMATOFORM AĞRI BOZUKLUĞU

Asagidaki belirtilerinden varligi halinde bu durumdan bahsedilir.

1- Vücudun bir ya da daha çok bölgesinde hissedilip, bu nedenle tetkik ve değerlendirme yapılacak derecede şiddetli ağrı yakınmasının olması.
2- Bu ağrı belirgin bir gerilime ya da mesleki, toplumsal ve kişinin yapabildiği diğer aktivite alanlarında bozulmaya yol açmaktadır.
3- Ağrının başlayıp, şiddetlenmesinde ve devam etmesinde ruhsal faktörlerin önemli katkısının olduğu görüşüne varılır
4- Bu sikayetler bilerek ve isteyerek bir amaç elde etmek amacı ile oluşturulmamıştır.
5- ağrı yakınmaları bir kaygı bozukluğu ya da psikotik bozukluktan dolayı oluşmamıştır.

ağrı kişinin günlük üretim ve davranışlarında bozulmalara yol açarak iş yapamama ve işten ayrılmalara, okula gidemeyerek eğitiminde aksamalara, hastanelere abone olmalarına ve başlıca konuşma konularının ve düşünce içeriklerinin ağrı üzerine olmasına, gereksiz ve çok miktarda ilaçlar kullanmalarına, evlilik ve sosyal ilişki sorunlarına yol açmaktadır.

Bu kişilerde ağrı gidermek amacı ile bağımlılık yapma potansiyeli olan ilaçların yanlış kullanımı ve sonuçta bağımlılığı görülebilmektedir. Ağrılar sebebiyle intihar düşünce ve davranışları görülebilmektedir. Ağrıyı önlemek için çok uzaktaki sağlık kurumlarına ya da sağlıkla ilgisiz kişilere, şarlatanlara başvurabilmekte, çok zaman, para ve daha çok sağlık kayıplarına neden olabilmektedirler. Bu da insanlara kusup, kapanmalarına, ruhsal sorunlarının ağırlaşmasına, mücadele güçlerinin azalıp, daha çok ağrı hissetmeleri seklinde bir kısır döngüye yol açmaktadır.

Ağrıya ilerleyen donemde depresif bozukluklar ve kaygı bozuklukları eslik etmektedir. ağrı bozukluğu pek çok vucutsal hastalık durumunda da on planda olabilmektedir. Bunlar arasında eklem-kas-kemik rahatsızlıkları (romatizmam hastalıklar, yaşlılardaki kemik erimeleri, bel ve boyun fıtıkları), diyabet (seker hastaligi) ve damar sertliği gibi vücut damar ve sinirlerinin harabiyeti, bazı tümörler sayılabilir.

kadınlarda ağrılar erkeklere göre iki kat daha çok görülmekte ,ağrılardan da özellikle bas, sırt, göbek altı bölgesi ve kas-eklem ağrıları on planda bulunmaktadır. Ağrılar 40-50 lif yaşlarda en çok gözlenmektedir. Ailelerinde depresyon ve madde kullanımı olan ailelerde daha çok gözlenmektedir.

bazı kişilerde kişinin ağrıyı daha çok hissettikleri, ağrı eşiklerinin düşük olduğu gözlenmiştir. bazı kişilerde de ağrı hislerinin geçmişte şiddetli olarak yaşanan fiziksel, vücuda uygulanan cezalandırmalarla ilişkili olduğu gözlenmiştir. ağrı hissi sevgi ve bakim kaynağı olacak bir kişinin desteğini aramayla ayni zamanda oluşabilmektedir.

Zaman zaman kişiler gerginliklerini ( yaşanan kayıplar, hedefe ulaşamamak vs. gibi streslerde) yaşanılan suçluluk hislerini ağrı üzerinden dışa vurup, kendilerini rahatsız eden sorunların ağırlığını istemsiz olarak hafifletip, kendi düşünce alanlarından uzaklaştırmaktadırlar.

Yani bir durum daha kabul edilebilir ve hatta çevreden daha destek , yardim, ilgi ve anlayış görebileceği ağrı yakinmalarına dönüştürülmektedir. Bu yolla kişiler bazen çevrelerini de elleri altında tutabilmekte, bazı sorumluluklardan kurtulabilmektedirler.

Rahatsızlıkta beyin yapısına ait bir takım anormalliklere de rastlanabilmektedir. Duysal ve limbik yapılara ait anormallikler de ağrı şiddetini belirlemektedir. P maddesi ve diğer bir takım moleküller de ağrının hissedilmesinde etkili olmaktadır.

Tedavi:
Tedavi vucutsal hastaligin varlığında ,hastalıkla ilgili birim ile paralel olarak tedavinin yürütülebilmesi seklinde olmakta ya da ayaktan tedavi ile olabilmektedir. önemli hedef olabildiğince çabuk hareketin ve olabilen en yüksek işlevselliğin sağlanabilmesidir. Bunun için ilaç tedavisi yanında, bireysel terapiler, hipnoz, fizik tedaviden faydalanılmaktadır.

-
KONVERSIYON BOZUKLUĞU

Asagidaki belirtilerin varligi durumunda bu bozukluktan bahsedilir.

1- Istemli motor ( kas gucu ile yapılan hareketlere bagli ) ya da duyusal ( duyma, görme ,tad,koku ve dokunmayi hissetme gibi ) bes duyuyu etkileyip, norolojik ya da başka bir vucutsal hastaligi akla getiren bir ya da daha çok sikayet veya islevde azalmanin varligi.
2- Bu yakinmalarla birlikte psikolojik etkenlerin de oldugunun belirlenmesi. Bu durumun baslangici ve sikayetlerin artma durumlarinin oncesinde kişide gerilim ve stres etkenleri bulunmaktadır.
3- Bu yakinmalar hasta tarafindan isteyerek, bilincli bir sekilde olusturulmamaktadir.
4- Bu durum başka bir vucutsal hastaliga ,kullanilan bir maddenin etkisine bagli olmayip, yetisilen cevreye ait olagan bir davranis seklinde açiklanamaz.
5- Bu durum hastada belirgin derecede kaygı, gerilim ve is ya da sosyal hayatında bozulmaya yol acar.

Konversiyon bozukluğunun tipleri:

1- Motor ( hareket ve kas kuvveti gerektiren işlevler ) sikayetler ya da eksikliklerle seyreden tip: Denge bozukluğu, kol- bacakta güç kaybı, felç olmuş gibi hareket ettirememe, yutma güçlüğü, boğazda tıkayıcı bir kitle hissi, ses çıkaramama, idrar yapamama gibi yakinmalardan biri ya da daha çoğu vardır.
2- Duyulara ait yakınma ve işlev azalmaları ile seyreden tip :
Dokunma duyusu kaybı ya da ağrı hissetmeme, çift görme, hiç bir şey görememe, duymama ve halusinasyon yaşantıları.
3- Katılma ya da epilepsi ( sara ) hastaları gibi kasılma nöbetleri ile seyreden tip.
4- Karışım tipi: Yukarıda sayılan tiplerin bir arada olduğu sekil.

Bu rahatsızlığın tanısının konmadan önce ,yakinmalara yol açabilecek diğer vucutsal hastalık ya da sebepleri dışlamak için gerekli muayene ve laboratuar tetkikleri yapılmalıdır.Farklı araştırma sonuçlarına göre kadınlarda erkeklere göre 2-10 kat daha çok görülmektedir.

-
HİPOKONDRİAZİS (HASTALIK HASTALIĞI)

Asagidaki belirtilerin varligi halinde hipokondriazisten bahsedilir.

1-kişinin vücudunda hissettiği, algıladığı nitelik ya da niceliksel farklılıkları yanlış yorumlayıp, bunlara kotu bir anlam vererek, ağır bir hastaligi olduğu ya da olacağı düşünce ve korkusunu yaşaması.
2-Gereken inceleme ve muayenelerin hekimlerce yapılarak, o alanda bir sorunun olmadığının söylenmesine karşın, bu düşünceler devam etmektedir.
3-Hastanın bu düşünceleri kendinde yüksek bir gerilime yol açmakta, mesleki ve sosyal alanlarında, kendi işlev düzeylerinde bozulmalara neden olmaktadır.
4-Bu rahatsızlık en az 6 ay devam etmektedir.
5-Bu düşünceler depresif bozukluklar, panik ve yaygın anksiyete bozuklukları, OKB gibi diğer rahatsızlıkların ait bir özellik olarak bulunmamalıdır.
6-kişi belirli bir hastaliginin olmayabileceği ya da durumunu hastalık seklinde abartmış olabileceğinden bahsedebilir. Yani aksi ispatlanamayan sabit bir düşünce (sanrı) boyutunda değildir.

Hastaneye başvuranların % 4-6 sında belirlenmiştir. Rahatsızlık her yasta başlayabilse de en çok 20-30 yas arasında görülmektedir.

kişiler vücudun normal çalışmasına ait bir takım belirtilere, anormal gözü ile bakmakta ve yanlış anlamlar yükleyip, hastalık belirtisi olarak düşünmektedirler. Örnek olarak kalp atışları, terleme, hıçkırık, öksürme, esneme, kabızlık, göz seyirmeleri gibi durumlar ciddi bir hastalık (kanser, kalp krizi, ağır bir norolojik hastalık gibi ) bulunduğu fikrini oluşturur. Ayni anda bir çok organa ait kuşku olabilirken, sadece bir organ veya hastaliga ait kuşku da bulunabilir. Çoğunlukla yeterli tetkik ve muayene yapılmadığından yakınırlar. Psikiyatriye sevk edildiklerinde bunu kabul etmez, kendilerinde vucutsal bir hastalık olduğunu söylerler.

Bu kişiler kendilerine kondurdukları hastalık nedeniyle özel bir muamele, özel bir tedavi beklentisi içinde olabilirler. Çoğunlukla hissettikleri bu duyumlar nedeniyle islerine yönelik dikkat ve ilgileri azalır. Devamlı olarak sevk alarak, hastanede yatış, check-up, tomografi, MR incelemeleri talep ederler. Hatta bu nedenle yurt dışındaki tip merkezlerine ya da tip dışı bir takım şarlatanlara gidip, para saçarlar.

Rahatsızlığın oluş sebepleri:
bazı hipotezlere göre kişide varolan cevreye yönelik saldırgan ve öfke yüklü dürtülerin “bastırma” ve ” yer değiştirme” seklindeki savunma mekanizmaları ile fiziksel yakınma haline dönüştürüldüğü iddia edilmektedir. Hissedilen öfke kişinin geçmişte yaşadığı kayıplar, yakınlarının hastalıkları, çevresinin kendisini reddetmesi, yeterli desteği vermemesi ve hayal kırıklıkları ile ilgili olabileceği düşünülmüştür.

Ayrıca bu durumun kişinin hissettiği öfke ve saldırgan dürtüler nedeniyle oluşan suçluluk duygusuna karşı bir savunma; düşük benlik algısı ya da aşırı ölçüde kendisiyle ilgilenmenin bir sonucu olarak da düşünülmüştür.

başka bir görüşe göre de ağrı ve diğer vucutsal duyumlar, sembolik olarak geçmişte yapılan ya da yapıldığı farz edilen bir hata nedeniyle ceza görmeyi hakketme düşüncesi anlamına gelebilmektedir. Rahatsızlık yakın birisinin kaybı ya da stresli bir donemi takiben su yüzüne çıkabilir.

Rahatsızlığın tedavisini iyi yönde etkileyen faktörler:
Sosyoekonomik durumun iyi olması
kaygı ya da depresif bozukluklar gibi tedavi edilebilir diğer rahatsızlıkların varligi

Ani baslangicin olduğu durumlar
Beraberinde bir kişilik bozukluğunun olmaması
Beraberinde vucutsal bir hastaligin olmaması.

Tedavi:

Beraberinde herhangi bir depresif ya da kaygı bozukluğu varsa gerekli tedavisi uygun ilaçlarla yapılmalıdır. Psikoterapi bireysel ya da grup terapisi seklinde uygulanabilir.
Rahatsızlığın tedavisinde olumlu gidisi sağlayan etkenler:
Belirtilerin aniden başlaması
Başlangıca yol açabilecek bir stres etkeninin varligi
Rahatsızlığın başlamasından tedaviye dek gecen surenin kısa olması
kişinin entellektuel düzeyinin yüksek olması
Kas güçsüzlüğü, konuşma ya da görme kaybı gibi belirtilerin olup, titreme ya da kasılma-katilma belirtilerinin olmaması.

Birlikte bulunabilen psikiyatrik bozukluklar:
Depresif bozukluklar
kaygı bozuklukları ( panik bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu gibi)




bkz. okudum... gereksiz gibi gözüksede yaşadığımız dünyadan haberdar olup herşeyden biraz haberdar olmak iyidir diye düşünüyorum... iyi okumalar.
 
Geri
Üst