Sol, kendi pisliklerini niye temizlemiyor?

TurkC

New member
Katılım
18 May 2007
Mesajlar
161
Reaction score
0
Puanları
0
Sol, kendi pisliklerini niye temizlemiyor?

Yunus Emre'nin hikâyesini bilirsiniz... Yunus Emre, "Taptuk Emre'nin dergâhı"nda bir "mürit"tir... Bütün müritler gibi, o da "dağa odun toplamaya" gitmekte ama getirdiği her odunun "düzgün" olması dikkat çekmektedir... Bu durum, gerek "diğer müritler"in, gerek "Şeyh Taptuk Emre"nin dikkatini çeker... Yine odunların getirildiği bir günde, Yunus'a sorarlar, "Ey Yunus; niye hiç eğri odun getirmezsin de, hep düzgün odun getirirsin?.." Yunus'un cevabı şu olur: "Bu kapıdan eğri kişi girmedi ki, eğri odun girsin?!?"
Şunu da ekleyelim; Yunus, "tam 20 yıl" boyunca, hep "düzgün" odun taşır!..
Kabul ve itiraf edelim ki; hiç kimse "Yunus Emre" değildir... Zaten herkes "Yunus Emre" olsaydı, herhalde Yunus Emre'nin adı bugüne kadar yaşamaz, üzerinde duran bile olmazdı.

Doğrudur... Yunus Emre, "doğruluğun, temizliğin, düzgünlüğün, dürüstlüğün sembolü" olmuş, işte bu yüzden "rahmetle" anılmıştır!..
Eğer "sembol"lerle anlatacak olursak; "Yunus"ta sembolleşenler, "Müslüman"lardır... "Taptuk Emre'nin Dergâhı"nda sembolleşen de, "İslâmî camia"dır!.. İdeal olan, yani olması gereken, herkesin "Yunus" olması, her kurumun da "Taptuk'un dergâhı" olmasıdır...
Gelin, görün ki;
"Dergâh"ların olmadığı bir ortamdan "Yunus"ların yetişmesini beklemek, biraz hayâl görmektir...

HEP TEMİZ KALMAK İÇİN
Ancak, şurası bir gerçek:
Bu camia, bugüne kadar; "düzgün" olmayanları, "yamukluk" yapanları, "istismarcı"ları ve "yanlışta ısrar" edenleri bünyesinde barındırmadı... "Denizin pislikleri dışarı atması" gibi; ya bünyesinden attı, ya da bağlarını kopardı, ya yollarını ayırdı, ya da tamamen dışladı!..
Bunun örnekleri sayılamayacak kadar çok... İsim isim, resim resim bunları sayabiliriz.
Kim "yamuk" yapmışsa, kim "yolsuzluk"lara bulaşmışsa, kim "uçkur düşkünlüğü" ile gündeme gelmişse, kim "kaçakçılık" yapmışsa ve kim "yetim hakkı" yemişse, bu camia, onları bünyesinden attı... Kimiyle yollarını ayırdı, kimini de dışladı!..
Peki, sözün tam burasında sormak gerekmez mi?.. Kendilerini "ilerici" olarak tanımlayanlar, "çağdaş ve laik" olduklarını iddia edenler ne yaptılar bugüne kadar?..
Kendi içlerindeki "eğri"leri, "yamuk"ları temizlediler mi?.. "Hırsız"lara, "dinsiz"lere, "donsuz"lara, "yolsuz"lara, "hortumcu"lara, "kaçakçı"lara, "vatan ve millet düşmanları"na karşı ne yaptılar?..
Onları bünyelerinden attılar mı?..
Dışladılar veya yollarını ayırdıklarını deklâre ettiler mi?..
Hayır, hiçbirini yapmadılar... Tam aksine bütün "eleştiri"lere, bütün "taarruz"lara, "pisliklerini ve kirli çamaşırlarını" ortaya döken bütün "bilgi ve belge"lere rağmen onları savundular, korudular, kolladılar!.. Dahası, "pisliklerin üzerine şal" örtüp, gözlerden gizlemeye çalıştılar!..
Peki; "pislik"leri, "yolsuzluk"ları, "fuhuş"ları, "zina"ları, "ahlâksızlık"ları, "ayrımcılık"ları, "bölücülük"leri, "dinsizlik"leri ortaya dökülenler ne yaptı?
Bir kenara çekilip, sessizce durmak yerine; "yüzlerine tükürülmesi"ni büyük bir vurdumduymazlıkla karşılayıp, "yağmur yağıyor" pişkinliği sergilediler!..
Peki ama;
Bunların sahip oldukları "değer" nedir?.. Bağlı oldukları bir değer ve uğruna mücadele verdikleri bir kavram yok mudur ki; her "kötülük" yapana, "benim teröristim iyidir" mantığıyla yaklaştılar?..
Yoksa bunlar; "değer" tanımayacak kadar "değersiz"ler midir?..
Ya da, savundukları "değer" nedir?..


EYLEMDE KULLANILAN RESMÎ ARAÇLAR?

İşte gördünüz... "Günler"dir, "haftalar"dır ve hatta "aylar"dır, "Hüseyin Üzmez üzerinden Vakit'e saldırıyorlar!"
Hem de;
"6 aydır Hüseyin Üzmez'in bir tek yazısının Vakit'te yayınlanmadığını" bile bile!..
Bunun en son örneğini geçen hafta yaşadık... Malûm, "CHP'li provokatörler"den bir kısmı, geçen hafta "Vakit'in idare binası" önüne gelip "protesto gösterisi" yaptılar?..
Peki, kimi protesto ettiler?..
Hüseyin Üzmez'i mi,
Yoksa Vakit'i mi?..
Sık sık vurguladığımız gibi; "Vakit'i protesto" ettilerse, gerekçeleri ne?.. Öyle ya; Hüseyin Üzmez, 6 aydır Vakit'te yazmıyor!..
"Hüseyin Üzmez'i protesto" ettilerse, niye onun evinin önüne gitmediler de, Vakit'in önüne geldiler?..
Demek oluyor ki;
Amaçları "üzüm yemek" değil, "bağcıyı dövmek"!..
Ama, kusura bakmasınlar;
Biz, "dövülecek bağcı"lardan değiliz!..
Bunu da, herhalde anlamışlardır!.. Çünkü, biz "haklı" olduğumuz bir dâvâda asla boyun eğmez, asla geri adım atmayız!.. Bedeli ne olursa olsun, karşılığını veririz!..
Hele de "çirkeflik" yapanlara!..


CHP EYLEMİNDE RESMÎ ARAÇLAR!
Bunu, böylece ifade ettikten sonra, gelelim "madalyonun öteki yüzü"ne!..
Biliyorsunuz, "CHP'li eylemci"ler, Vakit'in önüne kendi araçları ile değil, "CHP'li Belediyelerin tahsis ettiği resmî araçlar" ile geldiler... Ki, bunların "plâka"larını ve "saldırganların kimlikleri"ni tek tek açıkladık...
Peki, "DTP'li Belediyelerin terörist cenazelerine ambulans, otobüs veya cenaze aracı tahsis etmesi" karşısında kıyameti kopartanlar geçen hafta neredeydi?..
"DTP'li Belediyelerin araç tahsis edip, bölücü eylemlere zemin hazırlaması" bir "suç"tur da, "CHP'li Belediyeler"in kendi yandaşlarına araç tahsis etmesi "suç" değil de "yasal bir hak" mıdır?..
Nerede o ortalığı velveleye verenler, nerede o "kınama kuyruğu"na girenler ve nerede o "demeç ishali"ne kapılanlar?..
Yoksa "CHP eylemi"ni görünce; "bunlar bizden" deyip, "kabız" mı oldular?..
"Dürüstlük" bu mudur?..
"İnsanlık" bu mudur?..


ÖNDER SAV, HÂLÂ CHP’DE!
Hasbihalimizin başında "Yunus Emre" örneğini özellikle verdik... O Yunus ki; bağlı olduğu dergâha hiç "yamuk odun" getirmemiş!..
"Eğri kişi"lerin giremediği dergâha, o da hep "düzgün odun" taşımış!..
Öyle değil midir;
"Dergâh"lar, "eğri" insanları hep düzeltmeye çalışmışlar, düzelmeyenleri de bir süre sonra bünyelerinden atmışlardır!..
Günümüzde de; "dernek"lerin, "vakıf"ların, "cemaat"lerin, "bazı partiler"in ve "Vakit gibi gazeteler"in yamukları dışladığı ve attığı gibi!..
Peki, "Sol" ne yaptı, "CHP'liler" ne yaptı?.. "Eğri"leri, "yamuk"ları, "istismarcı"ları, "pislik"leri attı mı bünyesinden?..
En basit ve en güncel soru: "Devletin resmî araçları"nı, "kişisel tatmin peşinde koşan" CHP'lilere tahsis etti diye, "CHP'li Belediyeler"e karşı herhangi bir yaptırım uyguladı mı, ya da uygulayacağının sinyalini verdi mi?..
Elbette hayır!..
Peki, "nüfusunun yüzde 99'u Müslüman" bir ülkede, hem de "Hacc'a gitmek" isteyen bir partiliye; "Ne işin var Hacc'da?.. Oraya gidip de Araplara para kaptırma!.. Hem, Hacc'a diye gidersin de, Muhammed seni bırakmaz!" demek gibi "küstahça" bir söz sarfeden Önder Sav'a ne yaptı CHP?..
Karşısına alıp, hesap mı sordu?..
Uyardı mı?.. Kınadı mı?..
Elbette hayır!..
Aynı Önder Sav, Bolu eski Valisi'ni CHP Genel Merkezi'nde kabul edip, ondan "seçim taktikleri" aldığında ne yaptı CHP?..
"Bu; yasal bir hak değil!.. Hem büyük bir ayıp, hem de suçtur" deyip, Önder Sav hakkında "soruşturma" mı açtı, bir "kınama bildirisi" mi yayınladı, yoksa "hem suçlu, hem güçlü" pozisyonuna geçip, "zeytinyağı gibi üste çıkma" taktiği mi uyguladı?..
"Demeç"ler verdiler, "bildiri"ler yayınladılar, "basın toplantıları" düzenlediler ve ortalığı velveleye verdiler!..
"Dinleniyoruz!.. Partimizi dinliyorlar!"
Sonra ne olduğunu biliyorsunuz... Vakit, telefon görüşmesinin "belge"lerini yayınlayıp da; "Önder Sav'ın bir telefon özürlü olduğunu" ortaya koyunca, "son derece komik" duruma düştüler!..
Peki, düştüler de ne oldu?..
"Özür" mü dilediler?.. Önder Sav'dan "istifa" etmesini mi istediler?..
Elbette hayır!..
Tam aksine, ona "sahip" çıkıp, "koruma-kollama" uyguladılar!..


KILIÇDAROĞLU NE KADAR DÜRÜST?
Sadece Önder Sav değil... Bir de Kemal Kılıçdaroğlu vak'ası var...
Bir haftadır "davul"lar çalarak, "tellâl"lar gibi bağırıyoruz...
Diyoruz ki;
"Oğlun, hem öğrenci olduğu, hem de çalışmadığı halde, Ekinciler Holding'te nasıl sigortalı oldu?.. Oğlunun çalışıyor göründüğü ve elbette sigortalı gösterildiği DRT adlı firma; hem CHP tarafından sabıkalı gösterilirken, hem de CHP'nin yayın organı Halk Gazetesi'nin 1 Haziran 2005 tarihli nüshasında deşifre ve teşhir edilirken, gerçeği gizleyen Kemal Kılıçdaroğlu, o makamda nasıl oturabiliyor, ona-buna nasıl dürüstlük dersi verebiliyor?"
Evet, bir haftadır bunları yazıyor ve "Kılıçdaroğlu ne kadar dürüst?" diye sorup, kendisini gerçeği açıklamaya, "kanuna karşı hile uyguladığını" itiraf etmeye davet ediyoruz!..
Peki o ne yapıyor, CHP ne yapıyor?..
Gerek kendisi, gerek partisi "hiçbir şey olmamış gibi" davranmaya devam ediyorlar ki, bu kadarına "pes!"


GENELKURMAY NİYE SESSİZ?
Sadece bunlar değil... Bu gazete; daha nice "maske"leri indirdi, daha nice "çirkeflik"leri, "rezillik"leri, "pespayelik"leri gözler önüne serdi!..
Sormak gerekmez mi;
"Ergenekon Terör Örgütü tutuklusu olan Durmuş Özoğlu karşısında esas duruşa geçen ve ondan emir alırcasına karşısında hazırolda bekleyen Tuğgeneral Ferhat Özgen hakkında hangi işlem yapıldı?"
Sormak gerekmez mi;
Manisa'da, "askerler" ile evlâtlarının "yemin töreni"ni izlemeye gelen "başörtülü" anaların arasına "tel örgüler" çekip, anaları "tel örgülerin dışı"na atan Tugay Komutanı Tuğgeneral Naim Babüroğlu hakkında ne gibi bir işlem yapılacak?..
Sormak gerekmez mi;
"Sadece Vakit'in ortaya çıkardığı" nice yamukluk, nice yolsuzluk, nice kayırmacılık ve nice ayrımcılık karşısında, bugüne kadar "ne" yapıldı?..
Hiçbir şey!..
Peki; "kendi adamları"na hiçbir şey yapmayanların, bırakın "hesap" sormayı, onların yamukluklarından dolayı "özür" bile dilemeyenlerin başkalarına hesap sormaya hakları var mıdır?!?..
Demezler mi adama;
Sizler "pislik denizi"nin içinde mi yüzüyorsunuz ki, "içinizdeki pislikleri" görmüyorsunuz?..
"Koruma"nız, "kollama"nız bu yüzden mi?..
Ama, hayır!..
Bu camia; nasıl ki kendi "yamuk"larını bünyesinden atıyor, dışlıyor ve en azından onlarla yollarını ayırıyorsa, artık "Solcu, ilerici, çağdaş ve lâik" olduklarını iddia edenler de "içlerindeki pislikler"i bünyesinden atmalıdır!..
Eğer atmazlarsa, Vakit, bundan böyle de onları deşifre etmeye devam edecektir!..
Bu da, böyle biline!..
Selâm, saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle!..



KAYNAK
 
Nasıl temizlesin ki

CHP nin pisliklerini temizleyecek temzilik maddesi henüz üretilemedi :)
 


KILIÇDAROĞLU NE KADAR DÜRÜST?
Sadece Önder Sav değil... Bir de Kemal Kılıçdaroğlu vak'ası var...
Bir haftadır "davul"lar çalarak, "tellâl"lar gibi bağırıyoruz...
Diyoruz ki;
"Oğlun, hem öğrenci olduğu, hem de çalışmadığı halde, Ekinciler Holding'te nasıl sigortalı oldu?.. Oğlunun çalışıyor göründüğü ve elbette sigortalı gösterildiği DRT adlı firma; hem CHP tarafından sabıkalı gösterilirken, hem de CHP'nin yayın organı Halk Gazetesi'nin 1 Haziran 2005 tarihli nüshasında deşifre ve teşhir edilirken, gerçeği gizleyen Kemal Kılıçdaroğlu, o makamda nasıl oturabiliyor, ona-buna nasıl dürüstlük dersi verebiliyor?"
Evet, bir haftadır bunları yazıyor ve "Kılıçdaroğlu ne kadar dürüst?" diye sorup, kendisini gerçeği açıklamaya, "kanuna karşı hile uyguladığını" itiraf etmeye davet ediyoruz!..
Peki o ne yapıyor, CHP ne yapıyor?..
Gerek kendisi, gerek partisi "hiçbir şey olmamış gibi" davranmaya devam ediyorlar ki, bu kadarına "pes!"



Hani bir laf vardır ya

dinime küfreden bari müslüman olsa diye

geçmişin daki sahtekarlıkların hesabını veremeynler kalkmış birde başkalarından hesap souyorsa

tucelilin donkişotu olan bu Kemal o kadar samimi ise kendi yolsuzluklarının hesabını versin
 
Vakit gastesi gerçekdende halkın gastesi , dürüst en azından solcusuda okuyor sağcısıda mesele başımızdaki insan kılığındaki hayvanlar... tşk konu için.
 
Vakit gastesi gerçekdende halkın gastesi , dürüst en azından solcusuda okuyor sağcısıda mesele başımızdaki insan kılığındaki hayvanlar... tşk konu için.

İşte size özgüdür o sadece kendi görüşünün gazetesini okumak. Ne sağcıyım ne solcu ama sağcı gazeteleri de solcu gazeteleri de takip ederim. Aydın Doğan'ınkileri de okurum. Aydınlanmak için okurum, bildiklerimi tekrarlamak için değil, ezberimdeki sloganları bulmak için okumam gazeteleri. O yüzden hangi gazete halkın senden öğrenecek değil insanlar. Tek gazete okuyan adamdam öğrenmeyeceğiz kim halkın gazetesi kim değil.

Ayrıca bu yazı tam Vakit yazısı olmuş yine belden aşağı vur babam vur.
Senin yanındaki arkadaşın 14 yaşındaki kızlara sulanacak sen de diyeceksin ki bu camia yamuk yapanı dışlar.
Herhalde 14 yaşındaki kızı önce nikahına sonra altına almak yamuk değil mezhebince. Eeee ne de olsa kız adet görmüş helaldir. Hatta içinden "zaten sünnettir" diye kıs kız gülen sözde islamcı özde sapıklar da vardır aralarında.

Niye Hüseyin Üzmez'i Vakit'in önünde protesto etmişler.
Çünkü o gazetede Üzmez kadar sapık, onun hareketlerini savunan başka sapıklar var, onlara seslerini duyurup gözümüz üstünüzde demek istemişlerdir.

Bu arada girmiş Yunus Emre'den...
Tam Cem Yılmaz'ın Anadolu Rock nasıl yapılır skecinden bir bölüm.
Bize inanmıyorsanız Yunus Emre'ye inanın muhabbeti.
Ulan Taptuk Emre'nin deragı Vakit gazetesi midir?
O zaman Yunus Emre de Hüseyin Üzmez mi oluyor?

Bunlar çirkefliklerini bit yavruluğu yaparak tescil ettiriyorlar.
Yunus Emre nin tırnağı olamayacak adamlar kendilerini Taktuk Emre'nin dergahında sanıyor.

Benim yazıdan anladığıma göre;
"Taptuk Emre"den beri en büyük dergah"Boş-tık Karakaya" dergahı ve onun kapısından içeri giren en yamuk kütük Hüseyin Küsmez.

:D
 
İşte size özgüdür o sadece kendi görüşünün gazetesini okumak. Ne sağcıyım ne solcu ama sağcı gazeteleri de solcu gazeteleri de takip ederim. Aydın Doğan'ınkileri de okurum. Aydınlanmak için okurum, bildiklerimi tekrarlamak için değil, ezberimdeki sloganları bulmak için okumam gazeteleri. O yüzden hangi gazete halkın senden öğrenecek değil insanlar. Tek gazete okuyan adamdam öğrenmeyeceğiz kim halkın gazetesi kim değil.

Ayrıca bu yazı tam Vakit yazısı olmuş yine belden aşağı vur babam vur.
Senin yanındaki arkadaşın 14 yaşındaki kızlara sulanacak sen de diyeceksin ki bu camia yamuk yapanı dışlar.
Herhalde 14 yaşındaki kızı önce nikahına sonra altına almak yamuk değil mezhebince. Eeee ne de olsa kız adet görmüş helaldir. Hatta içinden "zaten sünnettir" diye kıs kız gülen sözde islamcı özde sapıklar da vardır aralarında.

Niye Hüseyin Üzmez'i Vakit'in önünde protesto etmişler.
Çünkü o gazetede Üzmez kadar sapık, onun hareketlerini savunan başka sapıklar var, onlara seslerini duyurup gözümüz üstünüzde demek istemişlerdir.

Bu arada girmiş Yunus Emre'den...
Tam Cem Yılmaz'ın Anadolu Rock nasıl yapılır skecinden bir bölüm.
Bize inanmıyorsanız Yunus Emre'ye inanın muhabbeti.
Ulan Taptuk Emre'nin deragı Vakit gazetesi midir?
O zaman Yunus Emre de Hüseyin Üzmez mi oluyor?

Bunlar çirkefliklerini bit yavruluğu yaparak tescil ettiriyorlar.
Yunus Emre nin tırnağı olamayacak adamlar kendilerini Taktuk Emre'nin dergahında sanıyor.

Benim yazıdan anladığıma göre;
"Taktuk Emre"den beri en büyük dergah"Boş-tık Karakaya" dergahı ve onun kapısından içeri giren en yamuk kütük Hüseyin Küsmez.

:D

taktuk emre değil kardeşş,,yorum yazacak kadar birikim varsa önce bilgini sorgula...TAPTUK EMRE yi yazmayı bileceksinki yorum zenginliğinde bulanabilesin.diğerleri zaten teferruat..çünkü ulanlı -mulanlı yorumları yorumdan bile saymıyorum ,gereğini bölüm modları yapar..şikayet bile etmiyorum okurlarsa görülür.
 
taktuk emre değil kardeşş,,yorum yazacak kadar birikim varsa önce bilgini sorgula...TAPTUK EMRE yi yazmayı bileceksinki yorum zenginliğinde bulanabilesin.diğerleri zaten teferruat..çünkü ulanlı -mulanlı yorumları yorumdan bile saymıyorum ,gereğini bölüm modları yapar..şikayet bile etmiyorum okurlarsa görülür.

2 yerde yazmışım birincisinde taptuk yazıyor. 2.'sinde yazım yanlışı yapmışım.
Ben de bu forumda bir çok üyeyi adamdan saymıyorum, yorumlarımı okuması muhtemel adamlar için yazıyorum.
O yüzden sen yazdığımı yorumolrak say ya da sayma zerre ilgilenmem.
Buyurun şikayet edin bakalım Modlar hangi küfrü hakareti bulacaklar yazımda.
Eğer islamcı yazar kisvesi altındaki pedofili hastalarını tiye almak suçsa varsın kessinler cezamızı.
Ayrıca birikimime laf edecek birikime sahip değilsin o yüzden bir birikim gördün mü içinden bir şey almaya bak ki senin de birikimin artsın. Yoksa ufak tefek detaylara takılıp durursan birikmeyecek hiç bir şey.

Klasik demogojiye devaç Yazını içeriğine yanıt verecek kendi tabirleri ile birikime sahip olmayanlar yazım yanlışlarından, üslup hatalarından dem vurur. O da birikimden kaynaklanıyor anladığım kadarı ile...
 
İşte size özgüdür o sadece kendi görüşünün gazetesini okumak. Ne sağcıyım ne solcu ama sağcı gazeteleri de solcu gazeteleri de takip ederim. Aydın Doğan'ınkileri de okurum. Aydınlanmak için okurum, bildiklerimi tekrarlamak için değil, ezberimdeki sloganları bulmak için okumam gazeteleri. O yüzden hangi gazete halkın senden öğrenecek değil insanlar. Tek gazete okuyan adamdam öğrenmeyeceğiz kim halkın gazetesi kim değil.

Ayrıca bu yazı tam Vakit yazısı olmuş yine belden aşağı vur babam vur.
Senin yanındaki arkadaşın 14 yaşındaki kızlara sulanacak sen de diyeceksin ki bu camia yamuk yapanı dışlar.
Herhalde 14 yaşındaki kızı önce nikahına sonra altına almak yamuk değil mezhebince. Eeee ne de olsa kız adet görmüş helaldir. Hatta içinden "zaten sünnettir" diye kıs kız gülen sözde islamcı özde sapıklar da vardır aralarında.

Niye Hüseyin Üzmez'i Vakit'in önünde protesto etmişler.
Çünkü o gazetede Üzmez kadar sapık, onun hareketlerini savunan başka sapıklar var, onlara seslerini duyurup gözümüz üstünüzde demek istemişlerdir.

Bu arada girmiş Yunus Emre'den...
Tam Cem Yılmaz'ın Anadolu Rock nasıl yapılır skecinden bir bölüm.
Bize inanmıyorsanız Yunus Emre'ye inanın muhabbeti.
Ulan Taptuk Emre'nin deragı Vakit gazetesi midir?
O zaman Yunus Emre de Hüseyin Üzmez mi oluyor?

Bunlar çirkefliklerini bit yavruluğu yaparak tescil ettiriyorlar.
Yunus Emre nin tırnağı olamayacak adamlar kendilerini Taktuk Emre'nin dergahında sanıyor.

Benim yazıdan anladığıma göre;
"Taptuk Emre"den beri en büyük dergah"Boş-tık Karakaya" dergahı ve onun kapısından içeri giren en yamuk kütük Hüseyin Küsmez.

:D



inan buna bile çamur attınya plaket vericem sana
 
tamamda sorun sola gelmeden önce ilk önce kendi pisliklerini neden temizlemeye cüret göstermiyorlar bunu anlamıyorum. sol gerçekten çok pis olabilir. ama sag daki yada merkez parti olarak anılan parti ne kadar temizdir. arkadaş yazmış chpnin pisliklerini temizleyemezsiniz diye.. öyle yasalar çıkartırsınkii o pislikler temizlenir ya ak partinin pisliklerini temizlemek için ne kadar beklicez farkındamısın veya cvp verebilirmisin. vakit gazetesi bir gün olsun üzmez davasında üzmez haksız dedimi bunu bir insan oglu yapamaz dedimi adam kendisi kabul etti yaa ...
 
Serdengeçti;3708324' Alıntı:
Nasıl temizlesin ki

CHP nin pisliklerini temizleyecek temzilik maddesi henüz üretilemedi :)

CHP nin ne ......... olduğunu açıklayan en güzel cümle bu

:biggrin:biggrin:biggrin
 
Geri
Üst