1940'ların Amerika'sına hoşgeldiniz. Yani... yaklaşık olarak. Skullgirls, Canopy Kingdom isimli kurmaca bir ülkede geçiyor ve Skull Heart isimli bir kalıntının arkasından koşturan karakterlerin hikayesini anlatıyor. Bu konuda Skullgirls bir Blazblue derinliği veya Mortal Kombat uzunluğu göstermese de nispeten doyurucu hikayelerle senaryo modunu dolduruyor. Kulağa ilk başta çok saçma gelse de oyunun 1940 Amerika'sı dokusunu anime tarzında çizimlerle görünce insan bir hoş oluyor. Gördüğümüz şey, hiçbir yerde olmayan bir kalite değil belki ama renklerin uyumunu, karakterlerin arkaplanla olan dansını görünce insanın hoşuna gidiyor. Tabi ki size gösterilenle uyumlu olan müzik de bu hoşnutluğun üstüne bir kiraz tanesi gibi konuveriyor. Oyunun sunumu cidden müthiş ve bunu hissettirmesi ise çok daha büyük bir başarı.
Skullgirls'de takımınızı 3 kişiye kadar oluşturabiliyorsunuz ancak takıma aldığınız her kişi takımın toplam gücünden yiyor. Yani tek kişilik bir ordu ile de saldırabilirsiniz, üç kişilik, çeşitli artıları ile birbirini tamamlayan karakterleri alıp gerçekten takım oyunu yaparak dövüşe girebilirsiniz. Sizin seçiminiz. Her zaman olduğu gibi tekli, çoklu ve hazırlık olarak üç farklı dövüş seçeneğimiz var. Çoklu oyuncu olarak isterseniz yan koltuktaki arkadaşınızla isterseniz dünyanın bir başka bölgesindeki insanlarla kapışabilirsiniz.
Elimizde Street Fighter, Tekken veya Mortal Kombat gibi abilere sulanmaktansa kendi kriterlerine göre davranan, güzel bir oyun var. İçinde tonlarca karakter barındırmasa da kendine özgü kokusu ile bir dövüş oyunundan farklı bir tat almak isteyenler için biçilmiş kaftan Skullgirls.
