Siyonizm Hareketi ve Osmanlı’dan Filistin’i Alma Çabaları

snıper

New member
Katılım
17 Ocak 2006
Mesajlar
2,345
Reaction score
0
Puanları
0
Avrupa’da Yahudilerin belli bir toprak parçası üzerinde bir araya getirilmeleri ve bir devlete kavuşturulmaları amacıyla 1897’de örgütlü Siyonizm hareketi ortaya çıktı. Bu hareket Yahudi halkının bir araya getirileceği toprak olarak da Filistin’i seçti.

Siyonistler Filistin’den bir miktar toprak elde edebilmek için ilk önce Osmanlı Devleti nezdinde birtakım girişimlerde bulundular. Bu amaçla Osmanlıların bütün dış borçlarını ödemeyi taahhüt ettiler. Ancak zamanın Osmanlı padişahı II. Abdülhamid’den hiçbir yakınlık ve ilgi göremediler. Teodor Hertzl’in hatıratında ifade edildiğine göre, Hertzl’in Sultan II. Abdülhamid’e konuyla ilgili ilk teklifi götürmesinden sonra II. Abdülhamid aracılık yapan kişiye şu cevabı vermiştir: "Eğer Bay Hertzl senin benim arkadaşım olduğun gibi arkadaşın ise ona söyle bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben bir karış dahi olsa toprak satamam. Zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim bu imparatorluğu kanlarını dökerek kazanmış ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne’de şehit düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere muharebe meydanında kalmışlardır. Türk imparatorluğu bana ait değildir. Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını veremem. Bırakalım yahudiler milyarlarını saklasınlar. Benim imparatorluğum parçalandığı zaman onlar Filistin’i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde otopsi yapılmasına müsaade edemem."

Siyonistlerin İngilizlerle İşbirlikleri
Osmanlı Devleti’nden bir şey koparamayan siyonistler bu kez, İngilizlerle ve diğer Batı ülkeleriyle işbirliğine gitmeyi kararlaştırdılar. Osmanlı Devleti’ni yıkmak veya zayıflatmak için her fırsatı değerlendiren Batı ülkeleri siyonistlerin kendilerine yanaşmalarını da iyi bir fırsat olarak görüp değerlendirdiler. Bunun sonucunda 1916 yılında Fransa, İngiltere ve Rusya arasında Sykes - Picot Anlaşması adı verilen bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma İslâm topraklarının Fransa, İngiltere ve Rusya arasında paylaştırılmasını öngörüyordu. Anlaşmanın Filistin’le ilgili maddesinde de şöyle deniyordu: "Diğer ortakların ve Mekke şerifinin muvafakati alındıktan sonra Rusya ile de istişare yapılarak bu bölgede uluslararası bir yönetim kurulsun."

Zamanın İngiliz dışişleri bakanı Arthur Belfur’dan adını alan ünlü Belfur deklarasyonunda da şöyle deniyordu: "Haşmetli İngiliz kraliyet hükümeti, Filistin’de yahudi halkı için milli bir devlet kurulmasını memnuniyetle karşılıyor. Bu gayeye ulaşmayı kolaylaştırmak için en değerli mesailerini harcayacaktır. Şurası açıkça bilinmelidir ki, haşmetli kral, Filistin’de bulunan yahudiler dışındaki milletlerin dini ve medeni haklarına zarar verecek veya yahudilerin başka herhangi bir ülkede elde ettikleri haklarını ve siyasi nüfuzlarını zedeleyecek hiçbir şey yapmayacaktır."

Haçlı - Siyonist İttifakıyla Gerçekleştirilen İkinci İşgal: İngiliz İşgali
Bu deklarasyonun yayınlanmasından kısa bir süre sonra 1918 yılında İngilizler Filistin topraklarını color=#974837 işgal ettiler. İngilizlerin bu işgali gerçekleştirmeleri zamanın Mekke şerifi ve bugünkü Ürdün krallığının kurucusu Şerif Hüseyin’in yardımıyla oldu. İngilizlerin Şerif Hüseyin’le gizli ilişkiler içine girmelerinin ve kendisine birtakım vaatlerde bulunmalarının en önemli sebebi dünyada dağınık bir halde yaşayan yahudilerin devlet kurabilmeleri için gerekli şartların oluşturulması gayesiydi.

1922’de Milletler Cemiyeti’nin kararıyla Filistin, İngiltere’nin himayesine verildi. O zamanki Milletler Cemiyeti bugünkü color=#974837 BM gibi sömürgeci ve işgalci güçlerin önünü açmak ve gerçekleştirilen gayri meşru işgalleri uluslar arası alanda meşrulaştırmak amacıyla kullanılıyordu.
 
Geri
Üst