muratcolez
New member
- Katılım
- 28 Nis 2007
- Mesajlar
- 9,287
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Eskiden ne güzeldi, bir muhtıra verirdik, şapkalarını alır giderlerdi" diyen bir zümre olduğunu savundu. Artık bu devrin geride kaldığını belirtirken, "Siyasetçiye tankla, topla balans ayarı yapılamaz." dedi. Arınç, siyasetçilerin hesap yerinin sadece seçim sandığı olduğunu hatırlattı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Siyasetçi de bir insandır, taşıdığı, düşündüğü fikirler yanlış olabilir, tuttuğu projeler, süreçler yanlış sonuçlar verebilir ama bundan dolayı siyasetçiye tankla, topla balans ayarı yapılamaz." dedi.
Arınç, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanlığı 6. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Eski kuvvet komutanlarının ifade vermesinin Türkiye için önemli olduğunu vurgulayan Arınç, bazı alışkanlıkların değişmeye başladığını savundu. "Bunlara hiçbir zaman 'gözünün üzerinde kaşın var' denilmez. Onlara hiçbir zaman soru sorulamaz, onlara hiçbir zaman 'neden böyle bir şey yaptınız' denilemez, 'onlar her zaman doğrudur, onlar her zaman güçlüdür" şeklinde bir anlayış bulunduğunu söyledi. "Kimsenin suç işleme imtiyazı yok. Rütbesi, makamı, mevkisi ne olursa olsun birilerine hesap sorulabiliyor." diyen Arınç, şöyle devam etti: "Bazıları, 'ne yapsak da bu AK Parti iktidarını devirsek, ah ne kadar güzeldi eski günler, bizim borumuz öterdi, biz ne dersek gazeteler onu yazardı, biz ne arzu edersek yargı ona karar verirdi, biz ne söylersek anında olurdu. Bir muhtıra verirdik, şapkasını alıp kaçarlardı. Bir darbe yapmak isterdik hemen ortalık süt liman olurdu. Pabucumuz dama atıldı. Sözümüz dinlenmez oldu. Bu geri kafalı adamlar, bu eşlerinin de başı örtülü insanlar Türkiye'yi orta çağın karanlığına götürür diyenler var.''
Başbakan Yardımcısı, cuntacıların 'en akıllı biziz, en uzağı gören biziz, bu milletin en seçkin insanları biziz' diyerek darbe yapmaya kalktığını ifade etti. Gece yarısı muhtıralarına karşı geri adım atmadıklarını ifade eden Arınç, "Cesaret bize yeni bir iktidar, yeni bir hükümet, yeni bir başbakan, yeni bir TBMM başkanı ve 2007 Nisan ayında seçemediğimiz yeni bir cumhurbaşkanı getirdi." görüşünü savundu.
Bülent Arınç, "Bayramdan sonra ne ben kalırım ne Danıştay kalır?"şeklindeki sözleri üzerine çok fazla konuşulduğunu ancak bu cümleyi kurarken hiçbir kötü niyetinin olmadığını söyledi. Arınç, kendisinin de bir hukukçu olduğunun altını çizerek, yargı organları ile bir sorununun olamayacağını ifade etti.
Kendisinin Danıştay ile ilgili bir bakan olduğuna işaret eden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi herkes onun peşine düştü, acaba 'bu adam ne demek istedi' diye. 'Ne Danıştay kalır, ne Bülent Arınç kalır' hakikaten de okkalı bir cümle, yani bu yenilir yutulur bir şey değil. 'Ne Danıştay kalır' desem zaten topa tutacaklar, 'Bu adam Danıştay'a düşman' diyecekler. Ama son kelimede de kendi ismimi söylemişim farkında da değilim. Hiçbir kötü niyetim de yok aslında. Yani Danıştay 'gitsin, kalksın' böyle bir şey haşa düşünmem. Kaderin cilvesine bakın ki, Danıştay ile ilgili bir başbakan yardımcısı bu lafı ediyor. Yani çok sevdiğimden hemen aklıma Danıştay kelimesi gelmiş demek ki."
Kaynak