Nephentes
New member
- Katılım
- 22 Haz 2005
- Mesajlar
- 285
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
80'li yılların en çok övgü almış grafik romanları genellikle Frank Miller imzası taşır. Film noir atmosferinde, ABD'deki hayali bir günah şehrinde yaşanan olayları anlatan epik, erotik ve grafik şiddetin dorukta olduğu Sin City için de durum farklı değildir. Sin City mitosunun ilk kahramanı olan iri yarı, acımasız ama duygusal Marv, hayatının kadını Goldie'yle tanışıp ilk gecelerinin sabahında onu ölü bulur. Suça sıfır tolerens düsturuyla hareket eden polis teşkilatı, tek sanık olduğu için artık sürekli ensesindedir. Ancak Marv sağlam kazıktır ve yunanlı epik kahramanlara taş çıkartan bir direnci, ve yüreğinde durmadan yanan intikam ateşi vardır. Meksikalı yönetmen Robert Rodriguez, bu kült çizgi romanı beyazperdede de ölümsüzleştirmek için eşsiz bir seçim. Yazıp, yönetip, müziklerini yaptığı bu yapımda yer alan Steve Mickey Rourke, Benicio del Toro, Bruce Willis ve sayısız başka yıldızı bir araya toplayan şeyin onun karizması olduğundan kuşkumuz yok. Bir de tabii Frank Miller'ın her zaman kazanan tarafta yer alan bir isim olması belki...
CD1
CD2