.....(sevgİlİye Bİr Yazi Anaya Bİr Şİİr).....

sherlock_holmes

New member
habersizdim gidişinden ve kendime geldiğimde çok büyümüştüm...

en acı veren terk edişti bu...nerden,nasıl geldiğini anlayamadığım bir darbe...

mutsuzluğu en derinden o anda tattım...sensizliği gerçekten hissettiğim anda...küçücük bir çift göz boğuluyor gözyaşlarıyla...hıçkırıklar tek duyduğum...ve sonra derinden ve acı veren bir sessizlik...ama bu senin susturuşun değil...çünkü değil...çünkü...

artık bir omuz yok gözyaşlarıma yuva olan...ben hiç gözyaşı dökmemiştim ki zaten...ta ki...ta ki...sen...yokluğun...ve ardında bıraktığın..ben...
tek bir söz...tek bir ses yeter gelmem için yanına...imkansız!!!...gelmeliyim..en çok yanımda olman gereken an ve olmalıyım...seninle...sıcaklığını hissederek uyumalıyım...çünkü sana hasretim...sensiz ne kadar üşüyorum ve ne kadar korkunç geliyor sensiz yalnızlık...
neden karanlıktan bu kadar korkarım,anladım...büyüdükçe anladım...ışığımdın benim...sesin bile yeterdi..ama...
muhtacım sana...kimseye ve hiçbir şeye olmadığı kadar...en sevdiğim ninniyi söylemene,sıcacık yüzüne muhtacım...özlüyorum...

anlam veremediklerimi şimdi anlıyorum...öğreteceklerini öğrendim tek tek...beni biliyorsun çünkü ben senin canınım...öyle kalacağım...yanına gelmek istiyorum...her anımda ve sonsuza kadar...ne zaman?..

gözümü kapattım...yanımdaydın ve yanında uyumaktaydım...sabah bile değil...sonra,uyanış...kimsesiz bir uyanış...çünkü sen herkesimdin...gittin ve kimsesiz kaldım...
uykumdun...ışığımdın...sıcaklığımdın... sonra??.... uykusuzluk,karanlık ve soğuk!...duygular birbirine çarpıtılmış olan,sevgiler...ama sen! doldurulamayacak yerin çünkü sen benim hayat bağımsın...yanına gelmek istiyorum...ne zaman mümkün olacak bu? yeter artık!...

habersizdim gidişinden...uyandığımda yoktun...kendime geldiğimde ise çok büyümüştüm...sensiz...





Annem annem
Sen üzülme
Sözlerin hep yüreğimde

Annem annem
Gel üzülme
Ben hala senin
Dizlerinde

...
 

sherlock_holmes

New member
Benİ Koyup Gİtme...

Gitme diyemezdim, gitmek zorundaydın. Ne bu fırtına seni geri çevirebilirdi, ne bu yağmur. Her şey gidişine ayarlanmıştı çünkü senaryo böyleydi sen gidecektin ben ağlayacaktım.

Elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer sairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
Gözlerim aklına gelirse
Elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni.. Atilla İlhan

Yağmur seni götürmek için gelmişti. Kar senin gidişini bekliyordu. Rüzgar, o zaten arkandan esiyordu. Esişiyle yaralayan, hırpalayan, yoran, üzen rüzgar. Fırtınaya dönüşüyordu birden, dayanılır mı bile demeden.

Bir ölüm sessizliğiydi dinlediğimiz. Ama adına veda anı diyorlardı. Hüzünlü dakikalar, çok şey söylenmiştir bu anlar üzerine ama kimse yaşayanlar kadar eksilmemiştir. Kimsenin bir yanı oracıkta kalmamıştır, gidemeyenler kadar.
Ve hep bu bahis açıldığında orda kalan yanlarını hatırlar, bir kez daha ölürler, bin kez daha ölürler onlar.

Sustu içindeki fırtına dinmek bilmiyordu, "sus dedi sus". Sonra birileri duyacakmış gibi utandı yüzü kızardı. Ama olmuyordu işte yapamıyordu.

"beni koyup gitme"

Küçük yaralı bir fısıltıydı dudaklarından dökülen. Önce dudaklarını ısırdı, dişlerini geçirdi dudaklarına söyleme dedi. Sus dedi yapma dedi. Yapamadı, dudaklarını kanatırcasına döküldü bu cümle dudaklarının arasından.

"beni koyup gitme" gitme ne olursun.

Uzak diyarlara gidiyordu bilinmezlere. Geri dönülmezlere, bir çığlığın ardına düşerek. bir çığlıktan medet umarak. Tutunarak çığlığın gidişine.
Sönerken çığlık, ardında bıraktığı iz olarak gidiyordu. Kulakları sağır olmuştu sanki, gözleri görmez, kalbi hissetmez olmuştu. Başının üzerinde uçan kuşları, gökyüzündeki bulutları, içinde kaynayıp duran hüznü görmezden gelerek.

“Şimdi gitmek zamanı dedi. Gitmeli... “

Elinin birini gökyüzüne kaldırdı, gözlerini kıstı görmesinler istiyordu ıslaklığını, diğer elinde o yorgun çantasıyla bir veda duruşu yaptı. İki bilemedin üç saniyelik bir duruş. Tahlile ve törene izin vermeyecek kadar kısa bir duruş. Ve aldı başını gitti. Bir çığlığın ardından, bir çığlık bırakarak ardında.

Son defa ardından duymayacağını bile bile fısıldadı yaralı ceylan,

"beni koyup gitme"

ne duyan oldu ne gören, nede işiten. Gök kubbenin sahipsiz fısıltılar bölümünde yerini alacak bir acı fısıltı olarak kalakaldı öylece....
 

HTML

Üst