Sahilim
New member

Tek başına kocaman hiçe kafa tutmak gibi sessizliğin
Hayatın kargaşasında yok olup gitmek gibi çığlıkların
Sakin gibi görünen aslında
İçinde kıyametler kopan bir bavul dolusu yalnızlığın
Dedim ya sadece hiç uğruna kafa tutuyorum sessizliğime…
Yokluk gibi görünen… varlığını arayan gölgeler
Hıçkırıklara karışan yaşlar ..
Yalanlara sarılıp tutunmaya çalışan sözlerin gibi
Bavullar dolusu hiçler gibi işte sonunu göremeyen martılar
Bağrışmalarına karışan kelimeleri
Hataların arasında boğulup giden düşerler
Yağmurlar yağan bedenine acımasızlıklarla dolup taşan yüreğin
Katran gecelerine astığın hayallerin
Kaldırımlarda kalan ayak izlerin
Çığ gibi büyüyen umutsuzluğun
Rotasını şaşırmış gemiler hüküm giymiş umutların
Ölümü bekleyen mezar taşları gibi param ,parça olan
Kibrit kutusu içinde sakladığın mutluluğun gibi
Solup giden kırmızı güler autlarına çarpan isyanların
Keşkeklerine sardığın anıların…
Geçmişte kalmış birkaç mektupların gibi
Dedim ya sadece hiç uğruna kafa tutuyorum sessizliğime …
Susmaların yerini, artık ağlamak aldı
Gitmelerin yerini, kalmalar geldi
Ayrılıklar bir o kadar çoğaldı artık
Kavuşmak yerine uzaklaşmak kaldı..
Yüreğin en ücra köşesinde avuçlarında biriktirdiğin hüzünlerin
İçinden söküp attığın bensizliğin oysa tuksak olmuş bedenim ellerinde ..
Sessiz kaldım