infatuate
İstirahatte
Günler güz yaprakları gibi birer birer dökülürken ayaklarımın dibine
Ben her gece karanlığa dikip gecelerimi
Senin aydınlığını bekledim
Sen Yoktun ..
Binlerce adım attım bu kentin sokaklarında
Her kafeyi, her parkı, her ağacı ezberledim
Sevdaya bulanmış her kaldırım başında
Senin adını aradım
Sen Yoktun ..
Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı
Her hücremin acısını ta yüreğimde hissederken
Beni enkazın altından çekip alabilecek elini aradım
Sen Yoktun ..
Özlem şarkılarını ezberledim
Kimini bağıra çağıra kimini fısıltıyla söyledim
Karanlığa haykırdım hasretini
Sesimi duyacaksın diye bekledim
Sen Yoktun ..
Senden gelecek tek bir haberi bekledim
Saatler asır gibi geldi geçmedi
Çalan her telefonu yüreğimin deli gibi çağlayana dönen atışlarıyla açtım
Senden başka duyduğum her seste hep aynı hayal kırıklığını yaşadım
Onlar beni duymak istiyordu bense seni
Sen Yoktun ..
Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi karanlığın kucağına uzattım her gece
Bir an önce sabah olsun diye uykunun beni çekip almasını istedim, olmadı
Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan
Kaç gece merdivendeki ayak seslerini dinledim gelen sensindir diye
Sen Yoktun ..
Her yağmurla birlikte hüzünde yağdı bu şehre
Bulutlar yalnızlığın işaretiydi benim için, beni ıslatan yağmur değildi
Ben senin özleminle sırılsıklamdım her mevsim ..
Gözümden bir damla yaş akmadı, onlar sana aitti, sana kalmalıydı
Kimselere söyleyemedim acılarımı, bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım
Nice fırtınalar koptu yüreğimde, dalgalar dövdü hayallerimi
Sığınacak bir liman, yaslanacak bir omuz aradım
Sen Yoktun ..
Ama artık varsın, benimsin, benimlesin ..