Savruk bir toplumun Alex için ağlaması üzerine

innuendo

HANZALA
Savruk bir toplumun Alex için ağlaması üzerine


Biz toplumca cenazelerimizi özensiz, karmaşa içinde kaldırıyoruz. Neşet Ertaş gibi bir halk ozanının cenazesinin tabutundaki Belediye yazısını kapatmak bile kimsenin aklına gelmiyor. Cenaze namazlarımız mı yoksa mezara defin mi daha büyük karmaşa söylemek zor. Sevdiklerimize hak ettiği gibi son yolculuklarına uğurlayamıyoruz.

Benzer özensizlik işten ayrılmalarda yaşanıyor. Yıllarını bir kuruma vermiş isimler farklı nedenlerden dolayı işten ayrılmak zorunda kaldıklarında nerede ise bir vebalı muamelesi görüyor. İşten atılmak bir utanca dönüşüyor. Kimsenin aklına o kuruma yıllarını vermiş insanlara bir plaket vermek gelmiyor. Küçük bir kokteyl, medeni bir vedalaşma çok görülüyor.
Bırakın bunları, biz medya sektöründe işten atılan arkadaşlarımızın atıldıklarını sabah iş yerine geldiklerinde, elektronik kapıdan geçemedikleri an öğrendikleri günlere de şahitlik ettik. Yanlarında bir suçlu gibi güvenlik görevlileriyle her gün çalıştıkları masalarını toplamak zorunda bırakıldıklarına şahit olduk.( Gerçi bunu yaptıranların sonradan içine düştükleri durum bu dünyanın hiçkimseye kalmayacağının da güzel bir örneğiydi ki o da başka hikaye.)

İsterseniz ayrılan sevgililerin sonrasında birbirlerine nasıl etmediklerini bırakmadıkları konusuna hiç girmeyeyim.

Bir istatistik yapılsa dünyanın en çok ayrılık cinayetinin Türkiye’de işlendiğinden emin olabilirsiniz.

Ayrılmak kültürümüzde yok. Kimyamız kabul etmiyor. Bu yüzden memleketin en tutan sloganı ‘Ya sev ya terk et! ’ Bu yüzden üçüncü sayfa haberlerinin her iki günde bir manşeti ‘Ya benimsin ya toprağın!’

Bir insanın kalitesini bir insandan ayrıldığında, bir kurumun değerini bir insan o kurumdan ayrıldığında daha iyi anlıyorsunuz.

Lafı getireceğim yer Alex’in Fenerbahçe’den ayrılması.

Bu bir Alex yazısı ancak futbol yazısı değil.

Ben futboldan anlamam gelin görün ki Alex’in Fenerbahçe’den ayrılması bir futbol olayını çoktan aşmış gözüküyor.

Türkiye’de futbol gibi hemen herkesin net çizgilerle ayrıldığı bir ortamda, Alex kişiliği ile bir sempati atmosferi yaratmayı başarabilmiş nadir isimlerden biri. Centilmenliği ile olduğu kadar ailesi, çocukları ile hangi takım olursa olsun Alex’I sevmeyene, kötü söz söyleyene rastlamadım. Fenerbahçe’de yıllarca oynayan, kaptanlık bandını onurla kolunda taşıyan takımın iyi gününde de, kötü gününde de taraftarı ile beraber olan bir isim.

Şimdi Fenerbahçe ile ilişkisi kesiliyor. Olabilir.

Hiçbir futbolcu sonsuza kadar bu takımlarda oynamayacak. Gelin görün ki hiç bir futbolcunun ayrılma süreci de böyle olmaz umarım…

Zira Alex’in ayrılma şekli tam bir rezilliğe dönüşmüş durumda.

Nerede ise adamın bir kovulmadığı kaldı. Sezonun ortasında takımdan gönderilmesi bir yana gönderilme şekli gerçekten can sıkıcı. Fenerbahçe gibi başkanını cezaevinde yalnız bırakmamış bir takım yıllardır omuzlarında taşıdığı Alex’i hiç de hak etmediği bir şekilde uğurluyor. Oysa böylesine bir yıldızı uğurlamak için Şükrü Saraçoğlu’nda kocaman bir şenlik düzenlense emin olun o stadı her takımın taraftarı doldururdu.

Bunlar fantezi haliyle.

Heykeliniz dikilse nafile, bu ülkede hiç bir kurumdan klas bir şekilde ayrılamıyorsunuz.

Alex bile olsanız kovuluyorsunuz.

Sonraki kavga da cabası!

İyi haftalar,


CÜNEYT ÖZDEMİR
 

Ekli dosyalar

Üst