Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, AKP iktidarı ve Başbakan Erdoğan'ın 'savaşçı' tavrına değindi. Bursalı, Erdoğan'ın bu tip söylemlerle sert çıkmasında Ahmet Davutoğlu'nun da payı olduğuna işaret etti.
İşte Orhan Bursalı'nın yazısı:
İktidar liderinin savaşçı karakteri her geçen gün daha net ortaya çıkıyor..
Savaşçı bir lider var karşımızda!
İç politikada savaşçı; adım adım, muhalefeti mümkün olduğunca baskılayarak alanını daraltan ve kendi hükmetme alanını, ama her alanda ve koşulda, genişleten bir lider..
Bu amaçla hukuku sonuna kadar zorlayarak, olmadı yeni yasalar yaparak, yasaların içeriğini değiştirerek ve kendi lehine yorumlayarak, iktidarını mutlaklaştırma peşinde yorulmadan koşan bir lider..
9 yıldır iktidarda olmasına rağmen, bütün alanlarda eksilmeyen bir haz, şevk ve kararlılıkla, hiç eğilip bükülmeden, durmadan iktidar savaşı verene az rastlarsınız.
İçeride böyle olan, dışarıda nasıl olur ki!?
***
Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” kitabı ve dış politika planlaması, Erdoğan’a “savaşçı bir uygulama” rehberi oldu!
İkinci iktidar döneminin son yıllarından itibaren, tescilli markası ile RTE, savaşçı bir dış politika inşa etmeye başladı!
Dışarıda “İsrail” düşman-miti, şüphesiz en uygunuydu, yayılmacılık/savaşçı politika için... Böylece, Ortadoğu müslüman coğrafyasını arkanıza alıyordunuz...
Gazze’ye gönderilen ve İsrail’in tarihsel katil ruhuyla saldırdığı “yardım gemisi” de (Mavi Marmara), bu stratejinin “STK” ayağı olarak uygulandı... (Yadırganacak hiçbir yanı yok, iktidar Mavi Marmara’nın yarattığı olayın peşine takılmadı!)
Olumsuz bir yaklaşımla söyleyebiliriz ki, bu tür –dış politik- davaların “şehide” ve “kan”a da ihtiyacı vardır! Artık “onlar” da (sayı olarak 9 can) varlar! Bu politikanın kurbanları olarak!
Fakat şu var: Bu bir oyun! Gösteri! Ne kadar gerçek oynarsanız, sahicilik katarsanız, o kadar inandırıcı olursunuz! Filmin etkisini arttırırsınız!
Medyayı da işin içine katarsanız, gerçeklik yaratmada Oskar bile alırsınız!
***
Türkiye’nin İsrail’le savaşabileceğini düşünenler, ancak, bunun bir oyun olduğunu görmeyenler olabilir!
Dünkü yazıda da belirttiğimiz gibi, Erdoğan-Davutoğlu ikilisi, ABD’nin Ortadoğu sahasına fiilen inmesiyle politikada keskin bir düzeltme yaptı, Batı’nın Ortadoğu politikasının aracısı / oyuncusu oldu.
Füze kalkanının Türkiye’ye de yerleştirilmesine önceleri ık-mıkla evet diyen iktidar, şimdi ise kalkana tam kapasiteyle sahip çıkıyor. Uşak basın, İsrail’le yaratılan gerilimden yararlanarak, füze savunma sisteminin İsrail’e karşı kurulduğu yalanını da üfürmüyor mu!
Kalkan, şüphesiz ki güncel olarak İran’ı hedef almaktadır!
ABD+AB’nin Ortadoğu politikalarının sadık müttefikliğini (ve dahası uygulayıcılığını!) kabul ettikten ve sonra, Türkiye’nin...
... ABD+AB’nin bir numaralı Ortadoğu ve dünya müttefiği İsrail’le “savaşabileceğini” düşünmek, saçmalıktır!
Bu olasılık, sıfırdır. Hiç kimse, İsrail’in böyle saçma sapan ve amacı-hedefi vb. olmayan bir savaşla zayıflamasını istemez! İzin vermez.. Türkiye’den yükselen sesler, sadece tırışkadan nağmelerdir!
RTE’nin dış politikayı, içeride inşa ettiği kişiliği için kullandığı bir balondur sadece... (Tıpkı Somali gibi!)
***
RTE, gerçek savaşçılığını öncelikle Suriye’de göstermek niyetindedir! Suriye en uygunudur!
Medyanın amiral gemisi de bir ay kadar önceki Suriye manşetleriyle, savaş için hemen mevzi almış ve Erdoğan’a zemini hazırlamaya başlamıştı!
Diyelim ki, iktidar, İsrail’le savaştı! “Madara” olma olasılığı yüzlere vurur!
Ama Suriye’yi “götüreceğine” gözü kesebilir!
Ama Suriye ile savaşın, içeride bir savaş kahramanı, ulusal lider yaratacağına, son derece inanıyorlar!
Böyle bir savaştır ki, RTE ülkede otoriter liderliğini ve başkanlığını kesinleştirebilir!
RTE, savaşa oynuyor!
Tabii, arkasında, NATO’nun tankı ve tüfeğiyle!
İşte Orhan Bursalı'nın yazısı:
İktidar liderinin savaşçı karakteri her geçen gün daha net ortaya çıkıyor..
Savaşçı bir lider var karşımızda!
İç politikada savaşçı; adım adım, muhalefeti mümkün olduğunca baskılayarak alanını daraltan ve kendi hükmetme alanını, ama her alanda ve koşulda, genişleten bir lider..
Bu amaçla hukuku sonuna kadar zorlayarak, olmadı yeni yasalar yaparak, yasaların içeriğini değiştirerek ve kendi lehine yorumlayarak, iktidarını mutlaklaştırma peşinde yorulmadan koşan bir lider..
9 yıldır iktidarda olmasına rağmen, bütün alanlarda eksilmeyen bir haz, şevk ve kararlılıkla, hiç eğilip bükülmeden, durmadan iktidar savaşı verene az rastlarsınız.
İçeride böyle olan, dışarıda nasıl olur ki!?
***
Davutoğlu’nun “Stratejik Derinlik” kitabı ve dış politika planlaması, Erdoğan’a “savaşçı bir uygulama” rehberi oldu!
İkinci iktidar döneminin son yıllarından itibaren, tescilli markası ile RTE, savaşçı bir dış politika inşa etmeye başladı!
Dışarıda “İsrail” düşman-miti, şüphesiz en uygunuydu, yayılmacılık/savaşçı politika için... Böylece, Ortadoğu müslüman coğrafyasını arkanıza alıyordunuz...
Gazze’ye gönderilen ve İsrail’in tarihsel katil ruhuyla saldırdığı “yardım gemisi” de (Mavi Marmara), bu stratejinin “STK” ayağı olarak uygulandı... (Yadırganacak hiçbir yanı yok, iktidar Mavi Marmara’nın yarattığı olayın peşine takılmadı!)
Olumsuz bir yaklaşımla söyleyebiliriz ki, bu tür –dış politik- davaların “şehide” ve “kan”a da ihtiyacı vardır! Artık “onlar” da (sayı olarak 9 can) varlar! Bu politikanın kurbanları olarak!
Fakat şu var: Bu bir oyun! Gösteri! Ne kadar gerçek oynarsanız, sahicilik katarsanız, o kadar inandırıcı olursunuz! Filmin etkisini arttırırsınız!
Medyayı da işin içine katarsanız, gerçeklik yaratmada Oskar bile alırsınız!
***
Türkiye’nin İsrail’le savaşabileceğini düşünenler, ancak, bunun bir oyun olduğunu görmeyenler olabilir!
Dünkü yazıda da belirttiğimiz gibi, Erdoğan-Davutoğlu ikilisi, ABD’nin Ortadoğu sahasına fiilen inmesiyle politikada keskin bir düzeltme yaptı, Batı’nın Ortadoğu politikasının aracısı / oyuncusu oldu.
Füze kalkanının Türkiye’ye de yerleştirilmesine önceleri ık-mıkla evet diyen iktidar, şimdi ise kalkana tam kapasiteyle sahip çıkıyor. Uşak basın, İsrail’le yaratılan gerilimden yararlanarak, füze savunma sisteminin İsrail’e karşı kurulduğu yalanını da üfürmüyor mu!
Kalkan, şüphesiz ki güncel olarak İran’ı hedef almaktadır!
ABD+AB’nin Ortadoğu politikalarının sadık müttefikliğini (ve dahası uygulayıcılığını!) kabul ettikten ve sonra, Türkiye’nin...
... ABD+AB’nin bir numaralı Ortadoğu ve dünya müttefiği İsrail’le “savaşabileceğini” düşünmek, saçmalıktır!
Bu olasılık, sıfırdır. Hiç kimse, İsrail’in böyle saçma sapan ve amacı-hedefi vb. olmayan bir savaşla zayıflamasını istemez! İzin vermez.. Türkiye’den yükselen sesler, sadece tırışkadan nağmelerdir!
RTE’nin dış politikayı, içeride inşa ettiği kişiliği için kullandığı bir balondur sadece... (Tıpkı Somali gibi!)
***
RTE, gerçek savaşçılığını öncelikle Suriye’de göstermek niyetindedir! Suriye en uygunudur!
Medyanın amiral gemisi de bir ay kadar önceki Suriye manşetleriyle, savaş için hemen mevzi almış ve Erdoğan’a zemini hazırlamaya başlamıştı!
Diyelim ki, iktidar, İsrail’le savaştı! “Madara” olma olasılığı yüzlere vurur!
Ama Suriye’yi “götüreceğine” gözü kesebilir!
Ama Suriye ile savaşın, içeride bir savaş kahramanı, ulusal lider yaratacağına, son derece inanıyorlar!
Böyle bir savaştır ki, RTE ülkede otoriter liderliğini ve başkanlığını kesinleştirebilir!
RTE, savaşa oynuyor!
Tabii, arkasında, NATO’nun tankı ve tüfeğiyle!