Satmayacaksın demiş…
Deniz Baykal…
Bu ifadenin altında o kadar güzel bir anlatım var ki.
Al başucuna koy, sabah, akşam, gece, kuşluk vakti deme. Hep yanında olsun, yedi gün yirmi dört saat, ömür boyu.
Satmayacaksın demiş. Kim demiş? Deniz Baykal…
Bu sözü aslında küpe yapmak gerek kulaklara. Kolye yapıp, boyundan asmak, rozet yapıp cekete iliştirmek var ama…
En güzeli, beyine işlemek yürekte taşımak gerek.
Ama nerede…
Yılların politikacısı bile bunu şimdi öğreniyor. Biz kim oluyoruz da bu kelimenin hangi anlamı taşıyabildiğini anlayabiliriz ki…
İsterseniz cümleyi açalım, tam olarak ne demiş.
‘'Siyasette esas olan, ihanet değil, dostluktur. Sizleri bugünlere getirenleri satmayın. Siyaset dostluk, sevgi işidir. Birbirimize ihanet etmeyeceğiz ve çelme takmayacağız, Esas olan ihanet değil, dostluktur, kardeşliktir. Yeni yol arayışına girmeyeceksin, satmayacaksın"
Bunu sadece siyasete uyarlayan ve, ‘'Baykal bunu siyasetçiler için söylemiş'' diyerek kendi sattığı arkadaşını hatırlayamayanlara acırım.
Acır geçerim. Bir kalemde siliyorsan arkadaşını, dostunu, omuzdaşını, yoldaşını…
Demiş ki, ‘Yeni yol arayışına girmeyeceksin. Satmayacaksın''
Ahhh ahh..
Kaç kişi anlayabilir bu felsefi deyimi.
Kaç kişi bu kelimeden sonra ellerinin arasına alıp, ihanetin en acımasızını arkadaşına yapıp, onu sattıktan sonra, omzunda her gün ağırlık yapan başını da, dinler kendini.
Öyle değil mi üstat.
İhanet etmek, arkadaş dost satmak, hangi yazılmamış kitabın kaçıncı sayfasıdır hiç bilmedim.
İhaneti dost, satmayı arkadaş edinmedim kendime.
Peki ne oldu.
İhanete uğramadım mı? Satmadı mı beni bir gece yarısında birlikte geleceğe ait hayaller kurduğum en yakın can dediğim dostum.
Satmadı mı beni, ‘'Biz üç kişiyiz'' diyenlerden ikisi.
Şimdi nasıl başları dik gezebilir o sokaklarda, bu caddelerde, satış elemanlarına taş çıkartan ‘Yüze dost, kalbi satış rakamlarıyla dolu'' bu kişiler.
Vicdanlarından çok cüzdanlarını dolduranlar iyi bilir satış oyunlarını ve bu satışlardaki dar alanda kısa paslaşmaları.
Baykal, ne demiş.
Satmayacaksın.
Kime demiş. İşte bütün mesele burada. Hangimiz satılmadık küçücük gelecekler için minicik beyinlerinin çalıştığını sananlara.
İnsanlar böyledir. Satılınca anlıyorlar satılmanın ne demek olduğunu. Dün Baykal'ın etrafında halka olanların, kaçı bugün yanında.
Oysa, birçoğu, ‘'Kral öldü yaşasın yeni kral'' diye bağırıyorlar avazları çıktığı kadar.
Baykal'ı sattılar da Baykal ne kaybetti Baykal'lığından.
O yılların siyasetçisi geliveriyorsa böylesine ayak oyunlarına, dar alandaki kısa paslaşmalara.
Ben satılmışım, sen satılmışsın, o satılmış.
Kaç gram değeri var.
Adam gibi adam olmak için üstat.
Satmayacaksın.
Adam gibi adam olarak anılmak için üstat.
İhanet etmeyecek. Satmayacak. Dost görünüp kurt olmayacaksın
Üstat.
KAYNAK