Sarızeybek'ten şok Eden Iddia

OrHUN_BEY

New member


Sarızeybek'ten şok iddia
Emekli Albay Erdal Sarızeybek'ten şok iddia..'Zekeriya Öz bana psikolojik baskı uyguladı, TSK aleyhine ifade istedi'
Sarızeybek Faruk Demirel'in sorularını yanıtladı:

En son yazdığınız kitap çok önemli Ya Gazi Paşa Duyarsa.. Bu kitapta bahsedilen bazı olaylar var. Bugün de bir gazeteye konu oldu bu olay. Bir dinleme isteğiyle ilgili bir olay. İşin ilginci orada bahsedilen kişiler bugün Ergenekon'da gözaltına alınan isimler. Olay nasıl oldu? Nasıl yaşadınız?

Şu an gerçekten çok zor günler yaşıyoruz. Geçmişte de çok zor günler yaşadık. Çanakkale'de 250 bin, Allahuekber Dağları'nda 90 bin şehit vermişiz, onlara yanmıyorum minnet duyuyorum. Onlar şehit oldular bu toprakları bize vatan olarak verdiler. Biz göreve başladık. 1978'de PKK'nın ortaya çıkan yıllar. 5 binden fazla vatan evladı şehit oldu. Terör bitmiyor, şehit vermeye devam ediyoruz. Onca yıllar... Biz bu terörle mücadeleyi sürdürdüğümüz zaman evlatlarımız güvende olacak. Ülkemiz huzurlu olacak. Biz bunu düşünmüştük. Bugün bakıyorum onlarca yıllarımız sanki boşa gitmiş. Yanıyoruz ve sanki sırtımızdan bıçaklıyorlar bize. 2005'te bir kitap yazdık, emekli olduk. Biz emekli olduğumuzda şehit haberleri biter. Özellikle 90'lı yıllarda Hakkari bölgesinde yaşadığımız acı olayları hiç unutamadık. Her gün televizyonda bir şehit haberi var. Halkımıza o yaşadığımız günleri anlatalım belki ders çıkartılır dedik. Sınır geçişleri oldu, bu teröristler sınırı nasıl geçiyordu? Hesaplaşma isimli bir kitap yazdık. Sonra kendi anılarımızla ve şehitlerimizin acısıyla gelecek yılları sakince bir köşede geçirelim dedik. TSK'ya çok bağlıyım ama ayrılmak durumunda kaldık. Neden büyüğümüz emekli oldu diye sorarlarsa onlara tarihi bİr belge olsun diye o kitabı yazdım. Şehriban Oğhan diye bir muhabir var. Dediler ki kitabınızdan haber yapmak istiyoruz. O dönemde Bülent Arınç Meclis Başkanı'ydı. O kitapta Arınç'ın irticai faaliyetler nedeniyle annesinin evinde arama yapmaya ilişkin bir konu söz konusuydu. Onu da yazmıştım. Dediler ki kitabı konu yapacağız. Dedim ki yapın. Kitapta yazdıklarım doğrudur. Ertesi gün Hürriyet'te bir haber. "Bu esrarengiz kadın kim?" Biz öyle birşey demedik diye 50 tane tekzip gönderdik. Düzeltilmedi. O zamanlar 'İhaneti gördün mü' diye bir kitap daha vardı. Yeni Şafak, bombacı komutan diye manşet attı.
Şanlıurfa Alaya Komutanı'yken Yalçın Tanfet isimli bir üç kağıtçı dolandırıcı komutanlarımızı da kandırmış, onlara yanlış bilgi vermiş. Bunların içinde Veli Küçük de var. Ama Küçük bana "Bu adam yalancıdır ona inanma" dedi. Biz de "Tamam komutanım" biz gereğini yaparız" dedik. Bu adamı yakaladık. Adam 10,5 sene ceza aldı, cezaevine girdi. O sırada cezaevinden bir şikayet mektubu yazdı. Mektupta "Erdal Sarızeybek, Şener Eruygur için aüaç diker, çiçek diker, jandarmacılığı bilmez" dedi. Levent Paşam, Levent Ersöz geldi soruşturmaya, o dönemde de bizden istemiş olduğu numaralar vardı. Ben buna karşı çıktım. Siz soruşturma yapıyorsanız, siz yürütün bizi karıştırmayın dedim. Olay askeri bir iç soruşturmaydı. Askeri suçtu. Ben buna karşı çıkınca Levent Paşa ile karşı karşıya geldik. Rapor yazdı, rapor askeri yargıya intikal etti ve bu dava 4,5 sene sürdü.

Soruşturmaya temel teşkil eden emir de zannediyoruz Yalçın Tanfer isimli şahıs...

Bir de benim bu telefon tespitime karşı çıkma olayı

Orada zaten iş gelip düğümleniyoır. Tespitlerin istendiği telefonlardan birinin de dönemin genelkurmay başkanına ait olduğu söyleniyor...

Yalan. Nasılsa bizim hakkımızda "bombacı komutan" diye manşet atanlar bu kez de böyle bir iddia ortaya atıyorlar. Amaç gerçekleri çarpıtmak, halkımızın nezdinde terörle mücadele etmiş insanları küçük düşürmek

Sizden 9 tane telefon numarasının tespiti istenmiş. O numaraların kimlere ait olduğunu araştırdınız mı?

Zaten bu sonrasında askeri soruşturmaya dönüştü. Levent Paşa Yalçın Tanfer'le ilgili soruşturmayı sürdürürken, askeri savcılık da öbür yönde soruşturma yaptı. 4 yıl sürdü. Biz aklandık. Bizi Ankara'da uzman jandarma alay komutanı yaptılar. Hatta Şener Eruygur paşanın Bursa'ya bölge komutanlığına gittiğinde demiş ki Erdal'a haksızlık yaptık. Darbeyle alakası yok bu olayın. Yok Tansu Çiller, yok Hilmi Özkök dinlenmiş. Böyle birşey yok. Biz gazetelere çığlık çığlığa tekzip gönderdik, ne yayınlıyorlar ne de çıkartıp konuşuyorlar. Sizlere teşekkür ediyorum. Bu gerçeğin kamuoyuna ulaştırılmasında bana yardımcı oldunuz. Star gazetesi de bir manşet atmış. Manşeti de şöyle "Emekli Albay Erdal Sarızeybek, savcı Zekeriya Öz'le görüştü. Darbe planlarını anlattı" Öyle bir boyuta sokmuş ki olayı...

ZEKERİYA ÖZ BANA PSİKOLOJİK BASKI UYGULADI

Emekli orgeneraller, Levent Ersöz, Atilla Uğur gözaltında bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birincisi savcı Zekeriya Öz, bu görevinden alınmalı ve hakkında soruşturma açılmalıdır. İkincisi de bu soruşturma tüm içtenliğimle söylüyorum. Türk milletinin ve ordusunun başına geçirilmek istenen üçüncü çuval hadisesidir. Birinci çuval 4 Temmuz yani bugün yıldönümü olacak 2003 yılında Süleymaniye'de Amerikalı askerler tarafından Barzani peşmergelerinin video kamerası önünde başlarına çuval geçirilmiştir, elleri kelepçelenmiştir bu peşmergelerin görüntüleri tüm dünyaya yayınlanmıştır. İkinci çuval hadisesi 21 Ekim Dağlıca karakol baskınıdır. Üçüncü çuval hadisesi de bu son soruşturma. Savcı Zekeriya Öz soruşturmadan alınmalıdır dedim. Bundan 2 ay önce herhalde 26 Nisan'da beni cep telefonumdan aradı. "Emekli albay Erdal Sarızeybek siz misiniz" dedi. Ben de "evet" dedim. "Ben de Zekeriya Öz" dedi. Savcı olduğunu anladım buyrun dedim. Sizinle görüşmeliyiz dedi. "Hayırdır savcım" dedim. Korkumuz olmadığı için rahat rahat konuşuyoruz. "Veli Küçük" dedi.. "Benimle ne ilgisi var" dedim. "Onun bir telefon görüşmesinde sizin adınız da geçiyor. Kayda alınmış. O kaydı bulduk. Size de sormamız gerekiyor." dedi. "Tamam, nezaman görüşürüz" dedi. "İstanbul^da işlerim olacak o zaman" dedik. İçime de kuşku düştü. Herkes korkuyor. Herkeste bir tedirginlik var. Kimseye de söylemedim. Ertesi gün Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne ve "bizi böyle birisi aradı. Zekeriya Öz olduğunu ve benimle görüşmek istediğini" söyledi. Bu bir oyun olmasın bir araştırın dedim. Zekeriya Öz'ü aramışlar o da "evet ben aradım" demiş. 31 Nisan günü İstanbul'a gittim. Beni birkaç kez daha aradı. Geç kalınca neden geç kaldınız diye aradı. Benim yerim 4. Levent'te, Ek Adliye binasında dedi. Bir sürü zorluk çektik yeri bulmak için. İstanbul'u tanımıyoruz. Odasına gittik.

Odasında başka biri var mıydı?

Badem bıyıklı bir savcımız vardı. Ama adını bilmiyorum. Hafif göbekli, biraz da kısa boylu. Dedi ki siz iyi bir subaymışsınız. Yurtdışında ateşelikleriniz olmuş. Sizi general yapacaklarmış yapmamışlar dedi. Soruşturmayla bunun ne alakası var dedim. "Soruşturma yapmışsınız Şanlıurfa'da" dedi. "Evet yaptık. Mahkemeye intikal etti, 4 sene uğraştık, aklandık" dedik. "Soruşturma yapılırken istihbarat kadroları sizin müdahalenizle değişmiş" dedi. "Allah allah neden değişsin" dedim. O zamanlar İener Eruygur Paşam jandarma komutanıydı. Onun emriyle istihbaratta atamalar yapıldı. Özellikle söylüyorum Şener Eruygur Paşam'ın emriyle atamalar yapıldı ve daha sonra ilk askeri şurada, Eruygur Paşam askeri şuraya girdi ve Levent Ersöz Paşamı sordu. O girdi, Levent Ersöz Paşa'nında Bilecik Tugay Komutanlığı'na çıkmasıyla Şener Paşa'dan" "Yok onları Fevzi Türkeri yapmış" dedi. "Bir yanlışınız var. Şuraya giren Şener Paşa, atamaların yapıldığı dönem de Mart'tı gene Şener Paşa vardı. Fevzi Paşa ondan sonraki dönemde" dedim. "Bu haberler medyaya yansıdı, röportaj yaptılar benimle. Bir bant kaydından bahsettiniz. O neydi?" dedim. "O Veli Küçük Paşa, Yalçın Tanfer'le görüşme yapmış. Soruşturmada haklı olduğunuzu söylemiş" dedi. Badem bıyıklı bir savcı daha geldi o sırada. Zoruma giden 30 sene zorluk yaşamışsınız. Oraya gelip 'sizi general yapmamışlar, harcamışlar' demeleri oldu. Bu ne demek?

Bu da bir soruşturma tekniği olabilir.

Bu değil. Bu bir insandan silahlı kuvvetlerden ayrıldın yok haksızlığa uğramış olmanın öfkenin var ise o öfkeyi harekete geçirerek TSK aleyhine eğerki bildiğim birşey varsa anlatacağım, onlar da yazacaklar. Varsa birşey söyleyin, biz gereğini yapalım dediler. Biz o dönem alay komutanıydık. Zaten yapılacak birşey olsaydı olaya el konmuştu yapılırdı. Bana sordu: "Sizin ilginiz yok mu Ayışığı, Sarıkız'dan?" "Hayır, ben Urfa'da alay komutanıydım o zaman." Beni kapıya kadar götürdü, götürmeden önce de vakit geç olmuş, katip evine gitmiştir, ifadenizde önemli birşey yok. Yazmasak da olur dedi. Uğurlarken de tekrar etti, general yapmamışlar, biz gereğini yaparız dediler. Bu gözaltıların olacağını biliyordum

31 Nisan.. 2 ay önce

O zaman kararı verilmişti.

Bu görüşmenin ardından Eruygur'a bilgi verdiniz mi?

TSK aleyhine benden psikolojik baskı uygulayarak bilgi alma istekleri üzerine Jandarma komutanlığı istihbarat merkezini aradım, savcı Zekeriya Öz'ün beni çağırdığını, bu şekilde bir baskı uyguladığını, ifademi tutanağa geçirmediğini söyledim. Gazetelere de maille gönderdim. Soruşturma taktiği
gözaltıların olacağını bildiğim için gözaltılar başladığında Erdal Sarızeybek gizlice savcının yanına gitti, gizli biçimde onunla konuştu sonra gözaltılar başladı diyeceklerdi. Nitekim bakın Star gazetesinde Erdal Sarızeybek Zekeriya Öz'e darbe planlarını anlattı yazmışlar. Böyle birşey yok. Sitemizde 2 aydır yayınlıyorum bu görüşmeyi. Bütün gazetelere yazıyorum, yazın bunu diyorum. Kimse bunu kabul etmedi. Kendimi de kurtarmak için bunu vurguladım.

Neden Öz'ün görevden alınması gerekir?

Çünkü bir, tanık psikolojik baskıya maruz kalmaz, iki, tanığın yazılı ifadesi alınır. Size tanık geliyorsa, olay anlatılır, cevabı tutanağa alınır.

Dinleme olmaz mı?

O da aykırıdır usüle. Gizli bant kaydıyla yapılmaz. Israrla psikolojik baskı uygulayarak "size haksızlık yapmışlar, terfi ettirmemişler" gibi oyunlara girerek, TSK aleyhine birşeyler söyletmek, usül olarak ifade alma yöntemine de aykırıdır.

habertürk​

Kaynak : http://www.gencturkhaber.com/Erdal-Sarızeybek-zekeriya-oz-piskolojik-baski.html,05951
 

HTML

Üst