Sarızeybek'ten çok ağır itham!

emrah1607

Banned
Katılım
21 Tem 2007
Mesajlar
1,436
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ATALARIMIN İZİNDEN
Sarızeybek'ten çok ağır itham!

Sarızeybek, ölen istihbaratçı komutan için medyayı suçladı. Psikolojik baskı yapılıyor diyen Sarızeybek'in bir de iddiası var!


Emekli Albay Erdal Sarızeybek, Türkiye'de PKK terörünü Özal'ın körüklediğini iddia etti. Show TV'de Ali Kırca'nın sorularını yanıtlayan Sarızeybek, intihar eden emekli Albay Abdülkerim Kırca'nın hakkında yazılanlara dayanamadığını ileri sürdü.

Türkiye tarihi bir süreci daha yaşıyor. Star gazetesinde yayınlanan itirafların ardından gündem birden emekli Albay Abdülkerim Kırca'nın intiharına kilitlendi. İntiharı canlı yayında değerlendiren emekli Albay Erdal Sarızeybek, önce medyayı suçladı ardından da Turgut Özal'ı!

İşte Sarızeybek'in canlı yayındaki o sözleri;

"KENDİSİNİ İSMEN TANIRIM"


Aynı teşkilatta çalıştık. Birlikte çalışmadık; ancak kendisini ismen tanırım. Bu bir trajededir, Türk milletine de böyle bir trajediyi yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. Ne oldukları belli olmayan bazı kişiler işbirlikçi medyaya çıkarak, terörle gönülden mücadele etmiş insanlar üzerinde çok ağır ithamlarda bulunmaktadır. Tabii bu ağır ithamlar, can pahasına terörle mücadele etmiş, bu insanların psikolojileri üzerinde de olumsuz sonuçlara yol açmaktadır.

"TÖHMET ALTINDA BIRAKILIYOR"
1992 yılından buyana her yıl yaklaşık 500 bin asker, jandarma, polis, öğretmen, hemşire, doktor hepsi terörle mücadeleye gönülden katılmıştır. Bu 500 bin kişinin içinde bel ki binde birlik dahi bir oran teşkil etmeyen bazı kişiler herhangi biçimde suç işlemiş olabilir. Türkiye'de yargı vardır. Kim suç işlemişsse cezasını çekmelidir, hepimizin de dileği budur. Bu şekilde ortaya çıkarak, üç beş kişinin ya da 50-60 kişinin suça karıştığı iddiasıyla 500 bin kişiyi töhmet altında bırakmaya kimsenin hakkı yoktur.

"PKK'NIN 1 MİLYAR DOLARI VAR"

Eğer ki siyaset ve işbirlikçi medya bunu terörle mücadele adına yapıyor ise o zaman onlara bir çift sözümüz var. Bugün terörle mücadelede 14 bin vatan evladı şehit düşmüştür. Bunun 6 bin 500'ü askerdir. Bu asker ve vatandaşlarımızın katilleri nerededir?

PKK terör örgütü diyorlar, mücadele ediyoruz diyorlar PKK'nın 1 milyar dolarlık kara para trafiği halen Avrupa'da dolaşmaktadır. Bunu ülkemizi yöneten siyasetçiler görmezden geliyorlar. Ama nutmasınlar ki PKK terör örgütünün Avrupa'daki para kaynağı, silah ve cephaneye dönüşüyor, bizim evlatlarımızı şehit ediyor. Bunu görmezden gelen siyasetçiler de PKK'nın bir bakıma suç ortağı olmuş oluyorlar.

"PKK'YI ÖZAL HORTLATTI"

Türkiye'de PKK terörünün ortaya çıkmasına neden olan şey Özal siyasetidir. 1991 yılındaki Körfez savaşında "Amerikalı Çekiç Güç" Kuzey Irak'a konuşlandırılmış, ondan öncesi sayıları bini bile bulmayan teröristler "Çekiç Güç" sayesinde karşımıza yaklaşık 25 bin kişilik silahlı bir güç olarak karşımıza çıkmıştır. Ben o dönem Şemdinli'deydim. 100 kişilik karakola 500 kişilik teröristler saldırıyordu. Sadece 92 ve 93'te ikibin tane şehit verdik biz. Bunların hesabını soran yok şehitlerin hesabını soran yok, terörü zirveye çeken Özal siyasetini soran yok.

"KIRCA OLAYI TRAJEDİ"

İşte Abdülkerim Kırça olayı. Bir trajededir. Kendisi devlet övünç madalyası almış şerefli bir subaydır. Medyada son üç dört günden beri katildir, teröristtir gibi ithamlar yapılmaktadır ve hiç kimse de bu ithamlara sesini çıkarmamaktadır. Kaldı ki bu ithamları yapanlar kimlerdir? Eski PKK'lılardır Tuncay Güney gibi ne olduğu belli olmayan kişilerdir. Yani bugün işbirlikçi medya, ne olduğu belli olmayan kişileri ekranlara ve basına çıkarmakta; bu ülke için seve seve canını feda etmiş ve feda etmeye hazır olan insanlarımızı katil ve terörist gibi göstermeye çalışmaktadır. Bunu yapmaya kimin hakkı vardır?


kaynak

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Kırca banyo yaptı, abdest aldı, intihar etti

PKK ile girdiği çatışmada ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum olan emekli Albay Abdülkerim Kırca, hakkındaki yazılanlara dayanamayıp tabanca ile intihar etti.


Diyarbakır'da Jandarma İstihbarat grup komutanlığı görevinden sonra Antalya'ya atanan ve PKK'lılarla girdiği çatışmada yaralanıp tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkum olan emekli albay Abdülkerim Kırc'nın, tek kurşunla hayatına son verdiği belirlendi.

Sabah eşi ve kızıyla birlikte kahvaltı yapan, kendisiyle ilgili olumsuz bir haberi televizyondaki gazete başlıklarından öğrenen Abdulkerim Kırca, sürekli hedef gösterilmesinden duyduğu rahatsızlığı eşine de anlattı.

Banyo yapmak isteyen Kırca, eşinin de yardımıyla banyo yaptı, abdestini aldı ve yatak odasına götürüldü. İstirahat etmek istediğini söyleyen Kırca, yalnız kaldığında beylik tabancasıyla kafasına ateş etti.

Kırca'nın cenazesi Karşıyaka Camii'nde öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazından sonra toprağa verilecek.

Kırca'nın herhangi bir mektup veya not bırakmadığı, 2 yıl önce de merdivenden düşmesi sonucu geçirdiği ağır ameliyatlara rağmen durumunda iyileşme olmamasından dolayı psikolojik sıkıntılarının arttığı öğrenildi.

Kırca, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından devlet şeref madalyası ile ödüllendirilmişti. Genelkurmay üst düzey yetkililerinin katıldığı Çankaya'daki törene tekerlekli sandalyesi ile katılan Abdülkerim Kırca, son dönemlerde PKK itirafçısı Abdülkadir Aygan tarafından yine gündeme getirilmişti.

ÖMÜR BOYU SANDALYEDE

Diyarbakır'da önemli operasyonlarda görev alan emekli albay Kırca, PKK'lıların Antalya'ya yerleşme çabaları sırasında grubun etkisiz hale getirilmesi için özel olarak bölgede görevlendirildi.

Antalya dağlarında eylem için hazırlanan PKK grubunu kıstıran Kırca, girişilen çatışmada 12 PKK'lıyı etkisiz hale getirdi. Kendisi de bu çatışmada yaralandı. Tüm çabalara rağmen tekerlekli sandalyede yaşamaktan kurtulamayan Kırca, emekli olmasına rağmen, geçmişteki hizmetleri de dikkate alınarak Ankara Güvercinlik'teki Jandarma lojmanlarında kalıyordu.

KIRCA'YI ÜZEN GELİŞME

PKK'ya katılan ve örgütün dağ kadrosunda üst görevlerde bulunan Aygan, örgütten ayrılıp itirafçı oldu. Kırca'nın görev yaptığı dönemde jandarmada maaşlı olarak çalıştırıldı. Bazı operasyonlara da Aygan'ın PKK'lıların yerlerini bilmesi nedeniyle götürüldüğü bildirildi. Devletten kaçıp PKK'lılara giden Aygan bu kez yeniden devlet görevlilerinin aleyhine ifade vermeye ve kitap yazmaya başladı.

Ergenekon operasyonu kapsamında yeniden gündeme gelen ve gazeteleri arayıp açıklamalar yapan Aygan'ın özellikle Emniyet Müdürü şehit Gaffar Okkan suikastıyla Kırca'yı ilişkilendirilmek istemesi emekli albayı çok üzdü. Ve bunu da devre arkadaşlarıyla paylaştı.

Bugün hakkında yazılanları okuduktan sonra beylik tabancasıyla intihar etti.

ADI SUSURLUK RAPORU'NDA DA GEÇİYORDU

Kutlu Savaş tarafından hazırlanan "Susurluk Raporu"nda da Abdülkerim Kırca'nın adı bir PKK'lının açıklamalarına dayanarak veriliyor. Komutanın adı "Faili Meçhul Cinayetler ve Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım" bölümünde geçiyor.


"Susurluk Raporu"nda Diyarbakır cezaevinde tutuklu bulunan "Kekeç" kod adlı hükümlü Muhsin Gül'ün, 22 Temmuz 1994 tarihinde Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde alınan ifadesinde Kırca için "Faili meçhul cinayetlerin emrini veren kişi" dediği belirtiliyor ve şöyle deniliyordu:

"Muhsin Gül bu ifadesinde, Vedat Aydın ve Musa Anter'in öldürülme olaylarını da bizzat Ahmet Demir'in (Yeşil) planlayıp uyguladığını, Ahmet Demir'in planlaması doğrultusunda, 10 Ekim 1993 tarihinde Lokman Zuhurlu ve amcasının oğlu Zana Zuhurlu'nun Şehitlik Mahallesindeki evlerinden alındığını, kısa bir sorgulamadan sonra Saran Tuğla Fabrikasını 4 kilometre geçtikten sonra öldürüldüklerini, 20 Ekim 1993 tarihinde Av. Hüsniye Ölmez'in, Diyarbakır Baro Başkanı Fethi Gümüş ile öğretmen Suphi Koç'un öldürülmesi yönünde de talimat aldığını, ancak iki eylemi de gerçekleştiremediklerini...

Bahse konu olayların planlayıcısı ve yürürlüğe koyucularının Jandarma İstihbaratta Kerim Binbaşı olarak tanınan Abdülkerim Kırca, Ahmet Demir ve Alaattin Kanat olduğunu, her infaz sonrasında Kerim Binbaşı, Yeşil ve Alaattin Kanat tarafından kendilerine 10 milyon lira harçlık verildiğini, geri kalanlarının ise teşkilata mal edildiğini..."


Saygı ÖZTÜRK / Hürriyet
kaynak
 
konu için tşk emrah1607

sarızeybek doğru söylüyor bence,
teröre iki çapulcu diyen özal dı.
zamanında önlem alınsaydı bu seviyeye gelmezdi zaten.

psikolojik baskı zaten bilenen birşey,
taraf,zaman,vakit bunun önderliğini yapıyor bide
bunların tv'leri var 7gün 24 saat
sırlar kapısı,sır kapısı,
diye neler yapıyorlar..

ulus devleti savunan ya intahara zorlanıyor,
yada bi şekilde ergenokon a ekleniyor,

tek hedef apaçık ortada askeri yıpratmak
halkın gözünden düşürmek.
ama bütün bunları yapıp hatta sokaklara hepimiz ermeniyiz diye inenler
tek bir şeyi unutuyor..

onlar ermeni ise
biz hepimiz...

mehmetçiğiz...
 
Şu Ergenekon olayı ile CIA raporlarında açıklanan 50 yıllık gidişatı ve fikrimi söyleyim. Taraflı tarafsız herkes biraz düşünsün!

Bana göre ergenekon tamamen CIA ve mossad oyunu. SSCB'nin dağılmasından sonra komünizm ile mücadele derneği ABD'ye ağır gelmeye başladı. Maddi ve idari olarak gereksiz bir safra olarak görüldü. Çünkü ABD paralarını ting tang ve pembe devrimci kuruluşlarına aktarmak istiyordu.Komünizm ile mücadele derneği dağıtmak istedi ama birçok gurub direndi. Tam o sırada susurluk düzmece kazasını organize ettiler. Bütün medya, sosyalistler ve şekil olarak bakan millet olayın üstüne balıklama atladı. Hatta kendilerinden olmayan susurluk savcısı kutlu aktaş'ı bile ayarladılar. Ama yüce yargı sap ile samanı ayırdı. Çeteci olanlar hapise gönderildi. İlgisizler serbest kaldı. Ondan sonra ABD'nin tamamen hükmedemeyeceği koalisyon hükümeti geldi. Olayı devam ettiremediler.

Taa ki! Akp iktidara gelene kadar. Herkes fişlenmeye, herkesin biyografisi çıkarılmaya başlandı. ABD nefreti en yüksek seviyede iken düğmeye basıldı. Akp eli ile bütün komünizm ile mücadele derneği üyeleri toplanmaya başladı. Zaten fehtullah bu yüzden ABD'de yaşıyor. Burada olsaydı, sıra ona da gelecekti. O orada biat etti. Direnenler toplanıyordu. O bulunan silahlar, zaten komünizm ile mücadele derneğinin 50 yıldır toprak altına gömdüğü silahlar. Kuruluş amacında vardır. Hatta erzak da vardır. Kısaca ABD kendi verdiği silahları toplatıyor.

Burada şeytanca başka olay daha var. Bilinen ve yıllardır açıkta olan komünizm ile mücadele derneğine bütün akp karştlarını ve vatanseverleri ilave ettiler. Pis çuvala temiz gömlekler. Bir taşla iki kuş. Bundan ala çifte kavrulmuş Türk kahvesi olur mu? Bütün medya sayesinde herkes de bu olaya inandı. Bu forumda bile millet birbirini yiyor. Ergenekoncu ve antiergenekoncu olarak. Adamların senaryosunu başrol oyuncuları ve figüranlar şahane oynuyor. Adamlar keyiften ve gülmekten dört köşe olmuşlardır. Tam gazze olayı, anayasa mahkemesi başkanının damadının 4 trilyonluk avantası ve ekonomik kriz hat saftada iken ergenekonun 10'ncu dalgası. Hadi geçin! televizyonların başına sizde olaya dahil olun!
 
Malasef son bir iki gündür olan olaylar işin ne boyutlara
ulaştığını göstermesi bakımından çok ilgintir.İlginçlikten öte
mide bulandırıcıdır.Tsk ya yapılan iftiralar yetmezmiş gibi
bölücülerle ittifak içinde olabiliyorlar.
 
Kahramanları hain olarak göstermeye çalışan;satılık kalemlerden,yobazlardan,kürtçü bölücülerden birgün hesap sorulacağını umut ediyorum.!Albayımızın ruhu şad olsun.
 
özellikle özal hakkında söyledikleri çok doğru özal dönemi pkk ile mücadelede tam bir kara dönemdir 7-8 sene boyunca ordunun gayri nizami harp yapmasına izin verilmemiştir komşu ülkeler bilinçli olarak kışkırtlmştır özal dönemi tam manasıyla bir yüz karasıdır
 
Şu Ergenekon olayı ile CIA raporlarında açıklanan 50 yıllık gidişatı ve fikrimi söyleyim. Taraflı tarafsız herkes biraz düşünsün!

Bana göre ergenekon tamamen CIA ve mossad oyunu. SSCB'nin dağılmasından sonra komünizm ile mücadele derneği ABD'ye ağır gelmeye başladı. Maddi ve idari olarak gereksiz bir safra olarak görüldü. Çünkü ABD paralarını ting tang ve pembe devrimci kuruluşlarına aktarmak istiyordu.Komünizm ile mücadele derneği dağıtmak istedi ama birçok gurub direndi. Tam o sırada susurluk düzmece kazasını organize ettiler. Bütün medya, sosyalistler ve şekil olarak bakan millet olayın üstüne balıklama atladı. Hatta kendilerinden olmayan susurluk savcısı kutlu aktaş'ı bile ayarladılar. Ama yüce yargı sap ile samanı ayırdı. Çeteci olanlar hapise gönderildi. İlgisizler serbest kaldı. Ondan sonra ABD'nin tamamen hükmedemeyeceği koalisyon hükümeti geldi. Olayı devam ettiremediler.

Taa ki! Akp iktidara gelene kadar. Herkes fişlenmeye, herkesin biyografisi çıkarılmaya başlandı. ABD nefreti en yüksek seviyede iken düğmeye basıldı. Akp eli ile bütün komünizm ile mücadele derneği üyeleri toplanmaya başladı. Zaten fehtullah bu yüzden ABD'de yaşıyor. Burada olsaydı, sıra ona da gelecekti. O orada biat etti. Direnenler toplanıyordu. O bulunan silahlar, zaten komünizm ile mücadele derneğinin 50 yıldır toprak altına gömdüğü silahlar. Kuruluş amacında vardır. Hatta erzak da vardır. Kısaca ABD kendi verdiği silahları toplatıyor.

Burada şeytanca başka olay daha var. Bilinen ve yıllardır açıkta olan komünizm ile mücadele derneğine bütün akp karştlarını ve vatanseverleri ilave ettiler. Pis çuvala temiz gömlekler. Bir taşla iki kuş. Bundan ala çifte kavrulmuş Türk kahvesi olur mu? Bütün medya sayesinde herkes de bu olaya inandı. Bu forumda bile millet birbirini yiyor. Ergenekoncu ve antiergenekoncu olarak. Adamların senaryosunu başrol oyuncuları ve figüranlar şahane oynuyor. Adamlar keyiften ve gülmekten dört köşe olmuşlardır. Tam gazze olayı, anayasa mahkemesi başkanının damadının 4 trilyonluk avantası ve ekonomik kriz hat saftada iken ergenekonun 10'ncu dalgası. Hadi geçin! televizyonların başına sizde olaya dahil olun!


garip değilmi
sürekli birilerinin zengin daha zengin olması
kayıp trilyonlar
gemicikler
ucuza alınan nedense çok kıymetlenen arsalar
mısırcılar
tasarruflu ampulculer
naylon faturacılar
damatlar oğlanlar ve diğerleri
birgün bu yediklerinin ve bu devlete yaptıklarının hesabı sorulacaktır
zannediyorlarki yanlarına kar kalacak
 
sarızeybek kimselerin söyleyemediklerini söylemiş efsane komutanımız... ergenekona giren paşalara bakın hepsi efsane... bu iş sadece bi zekeriya öz'le alakalı değil... gördünüz tayyibi belçikada ergenekonla ilgili sözlerini daha artık tayyip alakası yok diyen varsa... şüphe duyarım aklından... basbas bağrıyor ben ergenekonun avukatıyım diye...!!!
 
işte vatanı için canı pahasına mücadele eden insanları böyle yok ediyorlar .


zamanında diplomatlarımızı öldüren asalayı bitiren kahramanlarda hain mafya diye tanıtıldı .miti bu şekilde temizlediler ellerine geçirdiler . şimdi sıra tsk da .

canı pahasına vatanı için mücadele veren insanlarda bulunan şeref duygusu bir nebzede bu vatanı satan soyu belli olmayanlara nasip olsada türk milleti bu karanlık günlerden kurtulsa
 
Geri
Üst