Sapik Dinlere Türk Ilgisi Artiyor

combanant

New member
Katılım
7 Mar 2006
Mesajlar
1,953
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
35
Birbirinden ilginç dini akım ve tarikatların yeryüzünde milyonlarca taraftarı olduğu belirtilerek, bu akımların Türkiye’de de taraftar bulduğu bildirildi.


Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan, yeryüzündeki yeni dini akım ve tarikatlarda birbirinden ilginç bilgilerin bulunduğu “Kıyamet Tarikatları ve Yeni Dini Hareketler” isimli kitabını anlatt.

Yeni dini hareketlerin genellikle 20. Yüzyılda ortaya çıktığına dikkati çeken Özkan, bu hareketlerin bir çoğunun Hristiyan dünyasında özellikle de ABD’de filizlendiğini söyledi. ABD’nin günümüzde “din panayırı”na döndüğü değerlendirmesini yapan Özkan, birçok dini hareket ve tarikatın Türkiye’de de faaliyetleri bulunduğunu vurguladı.

“Kıyamet öncesi uzaylılar bizi kurtaracak” şeklinde garip birçok inanışın bulunduğu yeni dini hareketlerin büyük paralar kazandığına da dikkati çeken Özkan, şunları söyledi:

“Özellikle gençleri hedef kitle seçen bu tür dini hareketler sınırsız zevk, ölümsüzlük gibi saçma vaadlerde bulunarak insanları kandırıyor. 19. Yüzyılın sonu ve 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde dünyada yaşanan değişim ve gerilimler, bilhassa da savaşlar, insanları yeni arayışlara itmiştir. Sıkıntı ve bunalımlarını, icat ettikleri yeni yöntemlerle atmaya çalışan bu insanlar, ait oldukları önceki dini inançlardan tatmin olamadıkları için arayışa girmekte ve bu arayış onları çoğu zaman geri dönüşü olmayan girdaba sürüklemektedir.”

KÖLE HALİNE GETİRİYORLAR

Yeni dini hareketler taraftarlarını kendilerine bağımlı hatta köle haline getirebilmek için çeşitli yöntemlere başvurduklarını savunan Özkan, “Taraftarlarını bağımlı yapmak için beyin yıkama, ferdi ve grup terapileri, psikoterapileri, uyuşturucu bağımlılığını yaygınlaştırma, gençliğin cinselliğe olan zaafından yararlanma ve eğlenceye teşvik etme gibi yöntemlere başvuruyorlar” diye konuştu.

KIYAMET TARİKATLARI VE YENİ DİNİ HAREKETLER

Özkan, dünyanın önemli bölgelerinde faal olan ve kıyametin kısa zamanda kopacağı dini hareketler ve özelliklerini, şöyle anlattı:

OSHO HAREKETİ: Rajneesh Chandra Mohan tarafından kurulan bu dini hareketin mensupları turuncu renkli elbiseler giymektedir. Büyük ekonomik kazançlar elde eden Mohan’ın, ABD’den sürüldüğünde geride 90 aşkın Rolls- Royce marka arabası kaldığı biliniyor. Osho hareketine katılan eşlerini Mohan’a sunmalarının yanı sıra para ve emeklerini de vermeleri gerekmektedir. Bu harekatta, komin bir hayat vardır ve herşey ortaktır.

FIAT LUX TARİKATI: Avrupa’da 20. Yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan dini harekette inanlar, kıyametin kopacağı beklentisi içindeler. Tarikatın kurucusu İsviçreli Erika Bertschinger, Hazreti İsa ve Hazreti Meryem’in özel kabiliyetlerinin kendisine geçtiğini iddia ederek, 1977’de Zürih’te mabet açtı. Bunlara göre, yeryüzü tabi afetlerle yanacaktır. Bütün dünyayı kaplamış minyatür odalı gemicikler ise, bu tarikat mensuplarını uzaya götürecekler, dünya yanarak temizlenme işlemi sonrası da geri getireceklerdir. Bayan üyeleri saçları uzatmak zorunda olan bu tarikat mensupları, gazete, televizyon gibi kitle iletişim araçları reddetmek zorundalar. Kahve, çay, kola içmedikleri gibi çiğ gıdalarla beslenmek zorunda olan tarikat mensupları, bir süre doktora bile gitmemişler fakat birçoğunun ölümü üzerine doktora gitmelerine izin
verilmiştir.

HARE KRİŞNA HAREKETİ: Bangladeşli Bhaktivedanta Swami Prabhupada tarafından 1966’da ABD’de kuruldu. Grup üyeleri renkli elbiseler giymekte ve kafalarını arkasında bir örgü bırakarak, kazıtmaktadırlar. Etli gıdalar, sarhoşluk veren maddeler ile evlilik dışı cinsel ilişki yasaktır. Hindistan, ABD ve Batı Avrupa’da yayılan dini akım, son yıllarda özellikle Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’nde bu dini akımı yaymaktadır. Üyeleri Krishna Mantra olarak isimlendirilen beyti günde bin 728 defa zikretmek zorundalar.

MOONCULUK: 1954 yılında Kuzey Koreli San Myung Moon tarafından kurulan dini akım, antikominist bir eğilime sahip. Özellikle ABD’de gençliği hedef almış ve bu ülkede zararlı dini hareketler içerisinde gösterilmiştir. 2 milyona yakın taraftarıyla büyük bir güç ve başarı elde etmiştir. Tanrıyla bizzat görüştüğünü ileri süren Moon, ABD’nin ağır silah sanayinin yüzde 16’si, gemi ve balık ticaretinin yüzde 70’ini elde bulundurmakta ve çok önemli medya gücüne sahiptir. Moon kendini üçüncü Adem olarak gösterir. Moonculuğun en dikkati çeken ve önemli uygulamalarından biri şüphesiz toplu nikah törenleridir. 20 Mart 2002 Ankara’da lüks bir otelde yaptıkları toplantıyla dikkati çektiler.

NEW AGA HAREKETİ: 1960’larda ABD doğmuş, oradan da Avrupa’ya yayılmıştır. Bu dini akımın inancına göre Yeni Çağ’ın girmesiyle birlikte bu dünya hayatı değişmeksizin kıyamet kopacak ve bütün evren Yeni Çağ’a göre yeniden dizayn edilecektir. Her şeyin yenilendiği bu hayatta insan tanrısal güç elde edecektir. Türkiye’de de günümüzde bu hareket ile bağlantılı müzik, çevreci ve feminist grupların olduğu ifade ediliyor.

SATANİZİM: İngiliz Aleister Crowley 1904 yılında Manga Charta adıyla kurduğu modern satanizme göre; insanın tabi faaliyetlerini temel alan bir dine ihtiyaç vardır ve bu dinin ismi Satanizm’dir. Satanizmde düşmanlardan nefret etmeyi ve onların yok edilmesi ile seksin yüceltilmesi emredilmiştir. ABD ve Avrupa’daki satanist davalarının önemli bölümünü çocuk tecavüzleri ve cinayetleri oluşturmaktadır.

SCİENTOLOJİ HAREKETİ: Lafeyette Ronald Hubbard tarafından 1950’de geliştirilmiş dini akındır. İlk kiliseleri ABD’de açılmıştır. Hubbard’a göre evren madde, enerji, uzay ve zamandan kelimelerinin İngilizce baş harfleri olan MEST’ten oluşmuştur. Bu inanca göre OT olarakisimlendirdikleri kademelerinin 8’incisine ulaşan maddeye, zamana, mekana ve enerjiye hükmedileceğine inanılıyor. 8. kademeye ulaşan insan tanrılık makamına ulaşmakta ve tanrı olmaktadır. Ama bu kademeye ulaşmak için yüz binlerce dolar veya avro gerekmektedir. Bu dini akımın en basit kursları birkaç yüz avrodan başlamakta, 4 bin 400 avroya kadar çıkmaktadır. Kendi rakamlarına göre 8 milyon taraftarı ve 3 bin 100 kiliseleri bulunmaktadır. Dualarında Kuran-ı Kerim, İncil ve Tevrat’tan bölümler bulunmaktadır.

TEOSOFİ: Doğu-batı sentezi bir dini akımdır. Rus Halena Petrowna Blavatsky tarafından kurulmuştur. Dünya çapında gelişme sağlamıştır. Evrensel kardeşliği kurmak gibi üç ana hedefleri vardır.

ANANDA MARGA: Sonsuz saadet yolu anlamına gelmektedir. 1955 yılında Hindistan’da ortaya çıkmıştır. Her üyenin günde bir defa Mantra banyosu olarak dini banyoyu yapması gereklidir. Et, balık, alkol yasaktır. Ayrıca yumurta, tütün ve belirli baharatlarda kullanılamaz. 1980’li yıllardan sonra Türkiye’de de faaliyet gösteren dini akımın 2.5 milyonu aşkın taraftarı olduğu biliniyor.

ANTROPOSOFİ: 1913’de Rudolf Steiner tarafından kurulan dini akım, 1967 yılında hediye ve borç için cemaat bankası kurmuş ve bu diğer bankaları takip etmiştir. Almanya’nın ilk özel üniversitesini kuran dini akıma inanlar, ilaç ve giyim sanayinde el atmışlardır. Antroposofi, bütün dünyadaki ruhlar için insan varlığındaki ruhu yönetebilme yoludur.

BRAHMA KUMARİS: Lekhraj Kripalani tarafından kurulan bu akımın inancına göre, Vişnu ve Şiva adlı tanrıların Kripalani’ye görünmüştür. Kadın hakimiyetinde, kadınlar tarafından yürütülen ve kıyamet beklentisi içinde olan bir Hindi reform hareketidir. Bu akımı yaymak için İstanbul’da ücretsiz yoga kursları verdiği biliniyor.

EVRENSEL HAYAT: Gabriele Wittek tarafından 1977’de kuruldu. Hristiyan akidelerinin yanı sıra diğer dinlerinde alıntılar, inanç sistemini taşımaktadır. İnançlarına göre Wittek ile Tanrı bir medyum kadın aracılığıyla görüşmüştür. Bir kadın peygamber konumundaki Wittek taraftarlarınca “tanrının borazanı” olarak isimlendirilmiştir. Marketler
zinciri, sağlıklı hayat kuruluşları ve gıda üretimi yapan tesislere sahiplerdir. Bunlara göre, kıyamet kopacak, fakat bu akımının taraftarları hayatta kalacaklar, tekrar yeryüzüne gelen İsa’nın ruhuyla bağlantı kurulacak, böylece bin yıllık barış hükümdarlığı kurulacaktır.

REAL HAREKETİ: İstanbul’da 2005 yılında yapılan toplantıya kamuoyunun tanıdığı hareketinin kurucusu Fransız asıllı Claude Vorilhon tarafından 1973’de kurulmuş ve UFO inancına dayalıdır. Bu inanca göre kolonlamayla ölümsüzlüğün yolu açılacaktır. Bu gruba üye olmak için binlerce avro ödenmek zorunluluğu vardır. Hedonizm inançlarının gereği aşırı eğlence ve toplu seks ayini yadırganmamaktadır.

SAHAJA YOGA: Bu akımın tanrıçası olarak kabul edilen lideri Shri Mataja’dır ve ayaklarını yıkadıkları su şifa niyetine içilmektedir. Bu inanca göre tanrılar, bireysel yaratıklardır ve biyolojik görüntüler bu kanallar vasıtasıyla düzenlenmektedir.

TANRININ ÇOCUKLARI: 1968’de ABD’de David Berg tarafından kurulan dini akıma göre, kurucu Berg ahir zaman peygamberidir. Bergi, bayan taraftarlarını Tanrının sevgisini yeryüzüne yaymaları için pek çok erkekle cinsel ilişkiye girmek üzere görevlendirilmiştir. Bayanların bir erkeği reddetmesi yasaktır. Bu akımın inancına göre kıyamet yakında kopacak, ama kendileri sayesinde dünya yeniden yaratılacaktır.

TRANSANDANTAL MEDİTASYON: 1958’de Hindistan’da Mararishi Mahesh Yogi tarafından kurulan bu akıma ünlü müzik grubu Beatles’in bağlanmasıyla ABD ve Almanya’da gelişti. Türkiye’ye 1968 yılında gelen Yogi’nin taraftarları Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir’de merkezler açtıkları biliniyor. ABD’de Hint temeline dayalı bir din olarak hükmedilen akımın meditasyon tekniklerinin okullarda yapılması yasaklanmıştır.

DİĞER DİNİ HAREKETLER VE TÜRKİYE’NİN DURUMU

Gül Haçı, Neo-Tantrizm, Reiki gibi yeni dini hareketlerin de bulunduğunu anlatan Özkan, Teosofi, Antroposofi ve Fiat Lux hareketlerinin dışındaki bütün grupların İstanbul başta olmak üzere, ülkenin çeşitli şehirlerinde şubeleri açtıklarına dikkati çekerek, “Sahaja Yoga isimli grubun Türkiye’de 34 şubesi bulunmaktadır. Mardin, Diyarbakır, Batman gibi illerde hatta Hacıbektaş, Fethiye ve Kemer gibi ilçelerde bile şube açmışlardır”diye konuştu.
 
Allah'ım sen şu kullarının aklına mukayet ol...
 
haklısın uzunefe.. ama insan bazen içinde çelişkiler yaşıyor ve boyle yollara sapabiliyor.. Doğru yolu bulmaları ümidi ile..
 
Lamagro' Alıntı:
haklısın uzunefe.. ama insan bazen içinde çelişkiler yaşıyor ve boyle yollara sapabiliyor.. Doğru yolu bulmaları ümidi ile..
eger icinde en ufak şüphe varsa bilki saten islam dininden cıkmışındır demektir.Allah insanları bu tür arayışlara itmesin Allah hidayet versin bizlere...
 
Şüpe duymadan sorgulamadan körü körüne inanmak dindar olmak manasınamı geliyo?:eek:
 
Allah bizi doğru yoldan ayırmasın ! en mantıklı din bizim dinimiz ve gerçekten biz bunu bilmiyoruz ne yazikki :(
 
_bozkurt_' Alıntı:
eger icinde en ufak şüphe varsa bilki saten islam dininden cıkmışındır demektir.Allah insanları bu tür arayışlara itmesin Allah hidayet versin bizlere...

o ne demek bilader milleti kafana göre dindenmi atıyosun sen biraz düşünerek yaz yazacaklarını millet zaten dinden uzak kalmış tam olarak anlamadığı pek çok konu var çoğu kişinin senin bu şekilde aklında en ufak şüphe olan dinden çıkmıştır demen acaip bi davranış misyoner olsan bu kadar yapamaz bi insan gözünü seviyim dikkatli ol kaş yaparken milletin gözünü oyma
 
bnde bi tarikat kurcam ama inanıyorumki katılan mutlaka olur bu memlekette :D
 
ben anlıorum bu insanları aslında eğitimsizlik ve bilgisizlik demicem bu insanların çoğu inanın çok eğitimli v bilgili insanlar kendi efolarını tatmin etmek için böle şeylere başvuruolar. . .ve aç gözlülük olduğu sürece böle olayla inanın devam devam edecek
 
Reikiyi dinden sayan zihniyetin ben aklından şüphe ederim. Uzun açıklama yapmama gerek yok bilen biliyor. Dogmatik düşünce sistemine sahip insanlardan da hiç hoşlanmam. Sorgulama yapmak yasak mı sorgulayan dinden mi sapıyor?

Ayrıca lütfen reikinin adı sapık dinler denilen bir konu başlığında geçmesin. Hiç haberlerde çıktı mı sizce kötü bir haber:
Şarlatan reikici para tuzağıyla....
Reiki alıp uyuşturucu kullanımına...
Elle şifa verip insanları dolandırıyorlar..

böyle şeyler hiç duymadınız değil mi? evet duyamazsınız da bu yüzden ilgili kişiler lütfen ön yargılarınızdan kurtulun anlamadığınız kavramları dinden saymayın. (diğerlerine lafım yok onları gerçekten öyle)
 
Yarabbim aklıma mukayet ol

Kıyamet gününü bıze gosterme

AMİN
 
B.Brechtten guzel bır hıkaye eklemek ıstedım..

Bay K.’nın ev sahibinin küçük kızı ,’’Köpek balıkları insan olsaydı küçük balıklara daha iyi davranırlar mıydı?’’diye sordu.Bay K.,’’Evet,’’ dedi.’’Köpek balıkları insan olsaydı ,denizin dibinde küçük balıklar için sağlam sandıklar yaptırır,sandıkların içine bitkisel olsun hayvansal olsun,her çeşit yiyecek koyarlardı.Sandıklarda her zaman taze su bulunmasına dikkat ederler,her türlü sağlık tedbirlerini alırlardı.Örneğin bir balığın kanadı yaralansa ,balığın vaktinden önce köpek balıklarının elinden çıkmaması için onun yarasını hemen sararlardı.Küçük balıkların üzülmemesi için arasıra büyük su eğlenceleri düzenlerlerdi.Çünkü neşeli balıkların eti ,üzüntülü balıkların etine göre daha tatlı olur.Büyük sandıkların içinde okullar da bulunurdu elbet.Küçük balıklar bu okullarda ,köpek balıklarının boğazından nasıl geçileceğini öğrenirlerdi.Örneğin ,bir kenarda tembel tembel yatan köpek balıklarının nerede bulunduğunu öğrenmek için coğrafya dersine ihtiyaçları olacaktı.Şüphesiz en önemli konu ,küçük balıkların ahlak yönünden eğitilmesi sayılırdı.Küçük bir balığın isteyerek kendini feda etmesinin en büyük ve en güzel bir şey olduğu ,özellikle küçükler için güzel bir gelecek hazırlandığını söyledikleri zaman köpek balıklarına inanmak gerektiği onlara öğretilirdi.Boyun eğerek öğrenirlerse söz verilen geleceğin güvencede olduğu küçük balıklara durmadan söylenirdi.Küçük balıklar bütün alçakça,materyalist ,egoist ve Marksist eğilimlerden sakınmak,aralarından birisi böyle eğilimlere kapılırsa onun köpek balıklarına derhal ihbar edilmesi gerekirdi.Köpek balıkları insan olsaydı,yabancıların balık sandıklarını ve yabancı balıkları fethetmek için onlar arasında savaşlar olurdu elbet.Bu savaşları da herkesin kendi küçük balığı yapardı.Köpek balıkları ,onlarla başka köpek balıklarının küçük balıkları arasında büyük ayrımlar bulundugunu küçük balıklara öğretirlerdi.Bilindiği gibi ,haklarında bir hüküm verilirken küçük balıklar ses çıkarmazlar.Ama onlar,çok çeşitli dillerde susarlar ve bu yüzden birbirlerini anlayamazlar.Savaşta düşman tarafından olan ve başka dilde susan birkaç küçük balık öldüren her küçük balığa deniz yosunundan küçük bir nişan takılır,kahraman ünvanı verilirdi.Köpek balıkları insan olsaydı,onlarında bir sanatı olurdu elbet.Köpek balıklarının dişlerini parlak renklerde gösteren ,onların boğazlarını zevk bahçelerine benzeten ,bu boğazlarda yapılan görkemli şenlikleri anlatan güzel resimler olurdu.Denizin dibindeki tiyatrolarda ,kahraman olmak isteyen küçük balıkların köpek balıklarının boğazından nasıl geçtiği anlatılırdı.öyle güzel müzikler yaratılırdı ki ,bando en önde giderken müziğin melodileriyle kendinden geçen ,tatlı düşlere dalan küçük balıklar ,köpek balıklarının boğazlarına akın akın girerlerdi.Köpek balıkları insan olsaydı ,onların dinide olurdu.Bu din ,köpek balıklarının karnında gerçek hayata kavuşacaklarını küçük balıklara öğretirdi.Köpek balıkları insan olsaydı ,bütün küçük balıkların bugünkü gibi eşit olması da son bulurdu.Küçük balıkların bazılarına yüksek memuriyetler verilir ve bunlar öteki küçük balıkların üstleri olurdu.Çünkü böylece daha iri lokmalar bulabilirlerdi.Biraz büyükçe olan ,bazı makamlar elde eden küçük balıklar ,ötekiler arasında düzeni sağlar ,öğretmen,subay,sandık yapım mühendisi vb. olurlardı.Kısacası köpek balıkları insan olsaydı,denizin içinde bir kültür meydana gelirdi.


anlayana...
 
_bozkurt_' Alıntı:
eger icinde en ufak şüphe varsa bilki saten islam dininden cıkmışındır demektir.Allah insanları bu tür arayışlara itmesin Allah hidayet versin bizlere...

Şüphenin olmadığı yerde akıl da yoktur.İslamda da çok şükür şüpheye yer vardır Çünki akla önem veren güzel bir dinimiz vardır.Şüphe sorgulamayı sorgulamak gerçeği getirir kardeş.Körü körüne inanmak şüphe etmeden inanmak cahilliğin daniskasıdır ve insanları ileri değil geriye götürür.Şüphe etmemn gerek şeyler zaten bellidir.(bknz:imanın şartları)
 
bu sapkın dinlerin tek kaynağı kendi dinini okuyup, anlayıp, tanıyamamaktan geçiyor. dinini körü körüne sırf öyle dediler diye araştırmadan öğrenmeden kabulleniyorsan karşına çıkan bu tip olaylara karşı direncin kırık olacaktır. dinini bilmediğinden bu sapık dinler cazip gelecek ve içinde bulacaksın kendini. ilk önce kendi dinimizi layıkıyla öğrenmemiz şart.
 
bu tür dinlere (ki bunlar din deyil aslında) inanan salaklar (sanırım kimse alınmaz) var hakketende ama sayısı falan abartılıyor sanırım birde şubelerin olduğu iller ilginç istanbul tamam ama mardin diyarbakır batman a ne oluyor butür inanışlar istanbul da ZÜPPE aylak takımının işidir batmana ne oluyor mlletin işigücümü kalmadı yazık !!!!!!!!!
 
Allah sonumuzu hayır etsin
 
ya bunlar sapmalık yapıorlar bellı duzenden sıkılmıs zengın ınsanlar zaten bu kısıler para we menwafat harcılacak alanlara gıdıorlar
 
Geri
Üst