Sadece sevdiğime söylemeyin duymasın

barpeacebar

New member
Katılım
8 Eki 2005
Mesajlar
207
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
İçimdeki ŞeYtAn'ın Ensesindeyim
SÜRGÜN
Uyandırın Anamı
Söyleyin gidiyorum
Yolumu gözlemesin
Dönemem belki geri

Arkadaşlarım duysun
Kardeşim bunu bilsin
Söyleyin gidiyorum
Dönemem belki geri

Babama haber salın
Çiçekler onda kalsın
Sulasın günaşırı
Dönemem belki geri

Korulara söyleyin
Dağlara asmalara
Baygın çocukluğumun
Çınladığı kırlara

Söyleyin Gidiyorum
Dönemem belki geri
Gelsinler anılarım
Uğurlasınlar beni

Sadece sevdiğime
Söylemeyin duymasın
O kadar körpe ki kalbi
Bilmiyor yitirmeyi
Söylemeyin bu akşam
Sevdiğim ağlamasın
Nihat Behram​
 
YİNEDE GÜLÜMSEYEREK​


Ne sağnaklar görmüşüz, yarılan gökyüzünden alnımız
yıldırımlarla ağmış,
ne rüzgarlar çınlamış bağrımızda, coşkusundan kırılmış
kaburgamız,
dişlenip kayaları ne ateşler yakmışız, aşmışız ne zifir
uçurumlar,
yine de ürkütmeden öpmüşüz bir ceylanı gözlerinin
yaşından
incitmeden tutmuşuz ağzımızda yorulan kelebeği;
şimdi asmalardan korukların tadı silinmiş,
sesimizde sendeleyen bir keder,
uykusuzluk serin serin sızıyor acıyan tenimizden;
ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzde aşkın yeri çok derin.

Ne azgın canavarlar üstüne yürümüşüz bir demet
çiçek için,
neyimiz var neyimiz yok vermişiz bir narin dilek için,
yıllarını taş duvara örmüşüz ömrümüzün bir hırçın
yürek için;
şimdi çevremizde yosunlaşmış sessizlik,
yabanıyız gittiğimiz her şehrin, çiğdemsiz, kükremesiz,
kimsecikler sezmiyor boynumuzdan didişen örümceğin
zehrini;
ziyanı yok, nasıl olsa nabzımızda durulanır yaşamanın
iksiri.
Ne güzel sevmişiz, ağzımızda mavi bir tat kekremiş,
ne sızılar sarmışız yumuşacık öpüşlerin çığlığını kuşanıp,
şafaklar tutuşkunu şarkılar yuvalanıp ne mintanlar yırtmışız,
şimdi usulcacık ürpersek kara gece uykumuz kaçacak
kadar delik
üstümüz çimensiz tepeler gibi bereketsiz, örtüsüz, serin;
ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün çayırları ipekten,
bakışımız lekesiz.

Ne masalar düzmüşüz kıvrımları gümüş, kakmaları sedeften,
ne milyonlar yanından başeğmeden geçmişiz, huyumuz
değişmemiş,
hayatımız günbegün çarpışarak yaşanılan sırların ürünüdür;
şimdi kar altında avcumuz, avurdumuz ilaçsız,
ıssızlaşmış sabahlar, yoksunluk arsızlaşmış,
kaçışır yolumuzdan gölgesini de alıp o şaklabanlar
inildesek açlıktan;
ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzün dağı taşı altından.

Ne devlerle dalaşmış kanımızı göstermeden silmişiz.
ne kudurgan günlerde elimizi dost eline titremeden vermişiz,
bir ömür seğirtmişiz bir nefes beklemeden;
şimdi nice anışların dudağı üşüyen bir çocuk kadar uçuk,
nicesi elsıkışların sahtekar çıkmış.

- Bizi eşkiyalar soymamış abi
muhabbet yıkmış!

NİHAT BEHRAM​
 
Eline Sağlık

Umuda Ezgi ne kadar güzel yorumlamıs bu şarkıyı, gerçekten arkadaslar tavsiye ederim. Parçanın adı KIRIK DÖKÜK DÜŞLER
 
ya bu ılk siir dekı SURGUN ŞİİİRİ sarkıyı kım soluyordu bılen var mı cok aradım ama malesef bulamadım lutfen bılen varsa
 
Geri
Üst