Sabancı Cinayeti

Sabancı cinayeti​
25/07/2009

Derya SAZAK MİLLİYET

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki Ergenekon savcılarıyla ilgili “direniş”, on yıl önceki bir cinayetle ilgili tartışmaları tetikledi.
Zekeriya Öz başta, Ergenekon savcılarıyla ilgili değişiklik önerisi hazırladığı öne sürülen HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, eski Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü’ydü. Alper Görmüş, Taraf’ta on yıl önceki bir olayı hatırlatarak, Özdemir Sabancı cinayetinin faillerinden Mustafa Duyar’la Afyon Cezaevi’nde öldürülmeden önce röportaj izni alan ancak görüşmesi engellenen Can Dündar’a, “O direnişçi bürokrat Ertosun muydu?” diye sordu. Can da, Milliyet’te, “Evet, oydu” diye yazdı!
Sabancı kulelerindeki katliam sonrası, turnikelerden çıkarken görüntülenen iki tetikçiden birisi Mustafa Duyar’dı.
Çaycı kız Fehriye Erdal’ı, Susurluk kazasında Çatlı ile Mercedes’te ölen Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ işe yerleştirmişti.
Ergenekon iddianamesinde, Sabancı suikastını Abdullah Çatlı’nın Sabancı Center’ın karşısındaki İETT garajından yönettiği öne sürüldü. Güvenlik kameralarında gözüken kişiler piyondu. Asıl tetikçi başkasıydı.
Mustafa Duyar, aylar sonra Şam Büyükelçiliği’nden Türkiye’ye giriş yaptı. İdama mahkûm edildi. Konuşmak istiyordu. Adalet Bakanlığı’nın Can Dündar’a röportaj izni verdiği sırada, “Karagümrük çetesi” olarak bilinen Ergin kardeşlerce öldürüldü.
Uşak Cezaevi’nde çıkan isyanda Nuri Ergin çatıdan, “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü” diye bağırıyordu. Kardeşi Vedat Ergin de, “Veli Küçük’ü arayın, beni sorun” diye meydan okuyordu.
O bürokratla ilgili yazılanları okuyunca on yıl önce aldığım bir “davet” aklıma geldi.
Davet deyince, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ifade çağrısı...
Adalet Bakanlığı’ndan bir müfettişin geldiği, “gizli bir soruşturma” için ifademize başvurulacağı söylendi.
Özel bir odaya alındık. Müfettiş, 24 Şubat 1999 tarihli, “İtirafçının Ölümü” yazımı okudu. Mustafa Duyar cinayeti üzerine Adalet Bakanlığı’nda iç soruşturma açılmıştı. “Siz neden öldürüldüğünü biliyor musunuz?” diye sordu.
“Nereden bileyim? Cinayeti aydınlatmak devletin görevi değil mi?” yanıtını verdim.
Müfettiş, “Siz de devleti sorumlu tutmuşsunuz. Biz de devletin içinde birileri mi var? Onu soruşturuyoruz” dedi.
“O zaman, Can Dündar’a soracaksınız?“ diye karşılık verdim. Tam görüşmeye giderken, Mustafa Duyar’ın öldürülmesi tuhaf değil mi?
Duyar konuşsaydı, Sabancı cinayeti aydınlanacaktı. 15-20 dakika sürdü sorular, ifade tutanağını imzalayıp ayrıldım.
Adalet Bakanlığı, cinayetin onca tarafını bırakıp nedense beni sorgulamıştı!
Dün Can Dündar’a sordum, “20 Şubat 1999 tarihli yazın nedeniyle ifaden alınmış mıydı?” “Hayır” dedi.
Adalet Bakanlığı’nın on yıl önce açtığı “derin devlet” soruşturmasından ne çıktı, merak ediyorum. Sabancı cinayeti neden işlendi?
Eski Susurlukçuların yeni Ergenekoncuların marifeti olmasın?!


Kaynak
 

LOOPUSED

Altın Üye
at izi it izi meselesine dönmüş ilişkiler yumağında HSYK işi yokuşa sürmekle kendi alanına bile bulaşmış pislikleri örtbas edeceğini sanıyor ama artık köprü altından çok sular aktı. bu millet katakullileri tükrüğüyle boğar.. üfürükle devlet idare ediyoruz sanılmasın. eski çamlarda bardak oldu.. pislikler aklanacak.. başka yoluda yok..
 
at izi it izi meselesine dönmüş ilişkiler yumağında HSYK işi yokuşa sürmekle kendi alanına bile bulaşmış pislikleri örtbas edeceğini sanıyor ama artık köprü altından çok sular aktı. bu millet katakullileri tükrüğüyle boğar.. üfürükle devlet idare ediyoruz sanılmasın. eski çamlarda bardak oldu.. pislikler aklanacak.. başka yoluda yok..
Zamanında herşey tıkırındaydı!!!! Pislikleri yapıyorlardı, kılıfını da kendileri buluyorlardı!!!! Nası olsa herşey onların kontrolü altındaydı!!!!

Ama yooookkk!!!!! Senin de dediğin gibi artık Türkiye eski Türkiye değil!!!!!!

Eminim 90'lı yıllar Türkiye'nin tarihi boyunca hiç ama hiç unutamayacağı, kara lekelerle dolu bir dönem olarak anılacak!!!!!
 

HTML

Üst