Vamos Bien
New member
- Katılım
- 8 Eyl 2007
- Mesajlar
- 1,108
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İSKİ yönetimi üç işçinin ölümünde suçu alt taşeron firmayı atarak aradan sıyrılmaya ve Akfen Holding'i de olayın dışında tutmaya çalışıyor. Olayı da ailelere ‘kan parası' ödeyerek kapatmaya çalışıyorlar. Geçtiğimiz aylarda bir çocuğun rögara düşüp ölmesinden sonra görevden alınan İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur'un Akfen'in kanalizasyon şirketine genel müdür yapılmış olması ise ortadaki pisliğin boyutları hakkında fikir veriyor.
Gazetemizin "AKP'nin saadet zinciri işçileri katletti" başlığıyla dün manşete taşıdığı üç işçinin ölümüne yol açan kaza, bir kez daha AKP'li belediyelerle taşeron şirketler arasında vakıf ve tarikatlarla örülen kirli ilişkileri gözler önüne serdi. İSKİ yetkilileri, topu ihaleyi alan firmalara atmaya çalışırken, geçtiğimiz aylarda 7 yaşındaki Dilara'nın rögara düşerek ölmesiyle görevden alınan İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur'un son kazada ihaleyi alan Akfen Holding'e bağlı TASK-Su Kanalizasyon Yapım Yatırım ve İşletme AŞ'de Genel Müdür koltuğunda oturduğu ortaya çıktı. Akfen Holding, Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığıyla tanınıyor.
İSKİ'den yapılan açıklamada yüklenici firmanın emniyet tedbirlerini alması için uyarıldığı belirtilerek, "Müteahhit firma, sözleşme ve şartnamelerde yer alan ilgili maddeler gereğince her türlü emniyet tedbirlerini almakla yükümlüdür" denildi.
Ancak, daha önce de 7 yaşındaki Dilara Dumru'nun açık rögara düşerek ölümü üzerine kamuoyu gündemine gelen İSKİ'nin AKP'ye yakın isimlere ihale kazandırarak "yola devam" ettiği, olayın ardından bölgedeki işin yüklenicisi MVM şirketine bazı cezalar verilirken, sistemin aynen sürdüğü üç işçinin ölümüyle bir kez daha görüldü.
Aileler katil şirketin parasını reddetti
Öte yandan, masraftan kaçmak için işçilerin can güvenliğine yönelik hiçbir önlem almayan firma, biri henüz 12 günlük evli olan işçilerin ailelerine susmaları için para teklif etti. Olayda ihmal olduğunu ve gerekli tedbirlerin alınmadığını iddia eden aileler ise teklife şiddetle tepki gösterirken, İSKİ ihalesini alan Akfen Hidroteknik konsorsiyumunun alt taşeronu TH Kanal adlı şirket hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundular.
İşçilerden Emrah Akın'ın babası Musa Akın kendisinin de aynı şirkette çalıştığını belirterek, "Şirket hiçbir güvenlik tedbiri almıyordu. Gaz maskesi, tüp ve diğer gerekli teçhizatlar bize hiç verilmedi. Oğlum göz göre göre öldü. Maske vermeden çocuğumu kuyuya gönderdiler. Oğlum evleneli 12 gün oldu. Şirket gelip bize, cenaze masrafları adı altında para vermek istedi. Paraya ihtiyacımız yok. Sorumluların cezalandırılması için bu işin peşini bırakmayacağım" dedi.
Hakan Yılmaz'ın babası Alaaddin Yılmaz ise kendisine oğlunun nasıl öldüğünün bile anlatılmadığını belirterek "Oğlum iki ay önce işe başlamıştı. Evladým, iş güvenliği olmadığı için öldü" derken, Yılmaz'ın diğer yakınları da bellerine bağlı kurtarma ipinin bile olmadığını belirterek "İnsanlar, ekmek parası için ölümü göze alarak çalışıyor. Firmalar masraftan kaçınmak için hiçbir tedbir almıyor" diyerek taşeron firma yetkililerine tepki gösterdi.
İSKİ'nin taşeron firma tedbirsizliği sonucu üç işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak cumhuriyet savcılığının yanı sıra İSKİ de soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda taşeron firmanın kusurlu bulunması halinde Akfen Hidroteknik Konsorsiyumu hakkında işlemin yanı sıra, söz konusu firmanın ihalelerden yasaklanması kararı da verilebilecek.
Gazetemizin "AKP'nin saadet zinciri işçileri katletti" başlığıyla dün manşete taşıdığı üç işçinin ölümüne yol açan kaza, bir kez daha AKP'li belediyelerle taşeron şirketler arasında vakıf ve tarikatlarla örülen kirli ilişkileri gözler önüne serdi. İSKİ yetkilileri, topu ihaleyi alan firmalara atmaya çalışırken, geçtiğimiz aylarda 7 yaşındaki Dilara'nın rögara düşerek ölmesiyle görevden alınan İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur'un son kazada ihaleyi alan Akfen Holding'e bağlı TASK-Su Kanalizasyon Yapım Yatırım ve İşletme AŞ'de Genel Müdür koltuğunda oturduğu ortaya çıktı. Akfen Holding, Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığıyla tanınıyor.
İSKİ'den yapılan açıklamada yüklenici firmanın emniyet tedbirlerini alması için uyarıldığı belirtilerek, "Müteahhit firma, sözleşme ve şartnamelerde yer alan ilgili maddeler gereğince her türlü emniyet tedbirlerini almakla yükümlüdür" denildi.
Ancak, daha önce de 7 yaşındaki Dilara Dumru'nun açık rögara düşerek ölümü üzerine kamuoyu gündemine gelen İSKİ'nin AKP'ye yakın isimlere ihale kazandırarak "yola devam" ettiği, olayın ardından bölgedeki işin yüklenicisi MVM şirketine bazı cezalar verilirken, sistemin aynen sürdüğü üç işçinin ölümüyle bir kez daha görüldü.
Aileler katil şirketin parasını reddetti
Öte yandan, masraftan kaçmak için işçilerin can güvenliğine yönelik hiçbir önlem almayan firma, biri henüz 12 günlük evli olan işçilerin ailelerine susmaları için para teklif etti. Olayda ihmal olduğunu ve gerekli tedbirlerin alınmadığını iddia eden aileler ise teklife şiddetle tepki gösterirken, İSKİ ihalesini alan Akfen Hidroteknik konsorsiyumunun alt taşeronu TH Kanal adlı şirket hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundular.
İşçilerden Emrah Akın'ın babası Musa Akın kendisinin de aynı şirkette çalıştığını belirterek, "Şirket hiçbir güvenlik tedbiri almıyordu. Gaz maskesi, tüp ve diğer gerekli teçhizatlar bize hiç verilmedi. Oğlum göz göre göre öldü. Maske vermeden çocuğumu kuyuya gönderdiler. Oğlum evleneli 12 gün oldu. Şirket gelip bize, cenaze masrafları adı altında para vermek istedi. Paraya ihtiyacımız yok. Sorumluların cezalandırılması için bu işin peşini bırakmayacağım" dedi.
Hakan Yılmaz'ın babası Alaaddin Yılmaz ise kendisine oğlunun nasıl öldüğünün bile anlatılmadığını belirterek "Oğlum iki ay önce işe başlamıştı. Evladým, iş güvenliği olmadığı için öldü" derken, Yılmaz'ın diğer yakınları da bellerine bağlı kurtarma ipinin bile olmadığını belirterek "İnsanlar, ekmek parası için ölümü göze alarak çalışıyor. Firmalar masraftan kaçınmak için hiçbir tedbir almıyor" diyerek taşeron firma yetkililerine tepki gösterdi.
İSKİ'nin taşeron firma tedbirsizliği sonucu üç işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak cumhuriyet savcılığının yanı sıra İSKİ de soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda taşeron firmanın kusurlu bulunması halinde Akfen Hidroteknik Konsorsiyumu hakkında işlemin yanı sıra, söz konusu firmanın ihalelerden yasaklanması kararı da verilebilecek.
soL.org.tr