waterres
New member
- Katılım
- 18 Eyl 2006
- Mesajlar
- 48
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Tamam anlatacağım. dur artık ama..dur ...
Çünkü-süz cümlelerimden toparlıycam sana; o hiç girmediğin arka bahçemden, söz... Tamam.
Ama sus...Konuşma artık...
Sen; o hep karanlığa alışmış gözlerinin, benim gerçek rengimi gördüklerinde ne yapacaklarını düşün asıl...Bense o anda, o bir anlık gafletinden faydalanıp da senin, sünger yapıp gözbebeklerimi, çekiyor olacağım içime senin o bütün kanını...
Ve o bütün kanının yerine dolarken benyuvarlarım, seninle olacağım korkma...
Korkma.
.....
Korkma ki; sana söyleyebileyim hangi ıssız sokakta düşürdüğümü incimi.
Ama kaybettiklerimi aramadan bulabilir miyim ki...
Bulabilir miyiz kaybettiklerimizi; çok farkında ol(a)masak ta nelerin kaybolduğunun...
Ya da bulduğumda onu; orda, düştüğü yerde hem de...
'istersen hiç başlamasın' şarkısının nakaratına mı gömmem gerekir bilmiyorum ki...
Yaşatmak için seni...Böyle mi olması gerekir...
Bilemiyorum..
Ama biliyorum tenimde terleyenleri.... Birer birer söyleyeceğim yüzüne, zamanı geldiğinde...
Ve tam o anda, gerilen damarlarının içine girip kaybolucam...
Aramak ne demekmiş umutsuzca, anlayacaksın...
Kokuyu takip et...
Bulacaksın.
'kan kokusunu özler misin
bilirmisin kan tatlıdır'...
.....diye fısıldayacağım kulağına...
Bul diye beni.
Susmadan aldatıyorum işte seni bu sefer..Nasıl mutlu musun?
Sustuklarım bunca fazlayken bana, taşıyamazken bunca pus(t)luğu kalbim de, sen yine de soruyor olacaksın bana değil mi; bıkmadan, usanmadan hem de...
Ve yine bilmediğim bir yerinden aynı kitabın...
Ama sen yine de sustuklarımı soracaksın bana...
S e n y i n e s u s t u k l a r ı m ı s o r a c a k s ı n b a n a ...
Tenime tutunmuş onca ikinci el bedeni nereye gömdüğümü mesela....
Elime sinen bu yanık et kokusunun nerden çıktığını...Ya da koynuma giren biçimsizleri...
Onları da sen bilme işte...Bile bile bil(m)e...
Sen demez misin ellerimle duyacağım seni diye.
Ellerim biçimlendirecek bütün o terli bedenleri işte...Anlamıyor musun?
Kendime benzeteceğim hepsini. Teker teker...
Yok olacak hepsi; ta ki bana beni hatırlatacak tek birşey kalmayıncaya kadar....
Bütün anılarımı sileceğim onlarla...
Kalan posalarını da o kalın enseli pezevenklerin cebine kusacağım...
Kusacağım ki, yine söz konusu pezevenklerin; diğer cebinde duran ölü kuşlar birer birer serbest kalsın....
Yoruldum...
Pramparçayız görmüyor musun...
mavi sakal : kan kokusu ...
H.I.M : gone with the si
WISE - alıntıdır
Çünkü-süz cümlelerimden toparlıycam sana; o hiç girmediğin arka bahçemden, söz... Tamam.
Ama sus...Konuşma artık...
Sen; o hep karanlığa alışmış gözlerinin, benim gerçek rengimi gördüklerinde ne yapacaklarını düşün asıl...Bense o anda, o bir anlık gafletinden faydalanıp da senin, sünger yapıp gözbebeklerimi, çekiyor olacağım içime senin o bütün kanını...
Ve o bütün kanının yerine dolarken benyuvarlarım, seninle olacağım korkma...
Korkma.
.....
Korkma ki; sana söyleyebileyim hangi ıssız sokakta düşürdüğümü incimi.
Ama kaybettiklerimi aramadan bulabilir miyim ki...
Bulabilir miyiz kaybettiklerimizi; çok farkında ol(a)masak ta nelerin kaybolduğunun...
Ya da bulduğumda onu; orda, düştüğü yerde hem de...
'istersen hiç başlamasın' şarkısının nakaratına mı gömmem gerekir bilmiyorum ki...
Yaşatmak için seni...Böyle mi olması gerekir...
Bilemiyorum..
Ama biliyorum tenimde terleyenleri.... Birer birer söyleyeceğim yüzüne, zamanı geldiğinde...
Ve tam o anda, gerilen damarlarının içine girip kaybolucam...
Aramak ne demekmiş umutsuzca, anlayacaksın...
Kokuyu takip et...
Bulacaksın.
'kan kokusunu özler misin
bilirmisin kan tatlıdır'...
.....diye fısıldayacağım kulağına...
Bul diye beni.
Susmadan aldatıyorum işte seni bu sefer..Nasıl mutlu musun?
Sustuklarım bunca fazlayken bana, taşıyamazken bunca pus(t)luğu kalbim de, sen yine de soruyor olacaksın bana değil mi; bıkmadan, usanmadan hem de...
Ve yine bilmediğim bir yerinden aynı kitabın...
Ama sen yine de sustuklarımı soracaksın bana...
S e n y i n e s u s t u k l a r ı m ı s o r a c a k s ı n b a n a ...
Tenime tutunmuş onca ikinci el bedeni nereye gömdüğümü mesela....
Elime sinen bu yanık et kokusunun nerden çıktığını...Ya da koynuma giren biçimsizleri...
Onları da sen bilme işte...Bile bile bil(m)e...
Sen demez misin ellerimle duyacağım seni diye.
Ellerim biçimlendirecek bütün o terli bedenleri işte...Anlamıyor musun?
Kendime benzeteceğim hepsini. Teker teker...
Yok olacak hepsi; ta ki bana beni hatırlatacak tek birşey kalmayıncaya kadar....
Bütün anılarımı sileceğim onlarla...
Kalan posalarını da o kalın enseli pezevenklerin cebine kusacağım...
Kusacağım ki, yine söz konusu pezevenklerin; diğer cebinde duran ölü kuşlar birer birer serbest kalsın....
Yoruldum...
Pramparçayız görmüyor musun...
mavi sakal : kan kokusu ...
H.I.M : gone with the si
WISE - alıntıdır