harbikiz
New member
- Katılım
- 23 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,473
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
“Sayın Necati Doğru, Öncelikle şunu belirteyim; ben son 2 seçimde AK Parti’ye oy vermiş, muhafazakâr görüşlü bir dindarım. Son zamanlarda ordumuz üzerinde oynanan oyunlar ve iktidarın bunu timsah gözyaşları ile seyretmesi benim gibi 3 ay öncesine kadar AK Parti’den başka parti tanımayan birini bile isyan noktasına getirdi.
Habur’dan geçen teröristlerin ayağına mahkeme kurulurken, 3. Ordu Komutanı’na “Erzurum’a geleceksin” denmektedir. Başbakan Erdoğan tüm bu süreçte; ülkesini gelecekte onarılmaz sıkıntılara sokmaktadır.
TSK’ya karşı kavganın arkasında başka bir ulusun olduğuna canı gönülden inanıyorum.
Bu durumda beni, hem milletimin bekası hem de dinimin geleceği endişelendirmektedir. Ticaret-siyaset-tarikat sarmalına girenlerin artık gözlerinin ne ülkeyi ne de dinlerini gördüklerine inanıyorum. Zamanında savunduğum tarikat okullarının çıkardığı insanların robot gibi verileni ve söylenileni yaptıklarını görmek beni üzüyor.
***
Sayın Doğru,
TSK’ya saldırının veya suçsuz yere güç gösterisine dönüştürülen gözaltıların bu ülkenin ne geleceğine ne de demokrasisine faydası olacağını düşünmekteyim. Bugün 10 aydır hâkimin karşısına çıkarılmayı bekleyen Vatan Gazetesi’nden meslektaşınız hanımefendinin ilk celsede tahliye olduğunu okudum. Peki zamanında teröristle çatışan bu kıymetli generallerimiz; bu hanım gazeteci gibi 10 ay sonra ilk celsede tahliye olursa bunun hesabını kim verecek? Bütün bunlar kutsal kitabımızda “KUL HAKKINA” girecek konulardır. AK Parti şu anda kul hakkı olabilecek durumun müstahak bir durum olduğunu sanmakta.
İnanın!
Gelecekten endişeliyim.
Suçlu varsa neden 2.5 yıldır süren bu Ergenekon Davası’ndan kesinleşen bir mahkûmiyet yok? Çocuklarımın geleceğinden endişe duymakta haksızsam söyleyin. Yargı işliyor demeyin lütfen! Ben veya siz, sabaha karşı evlerimizden toplanıp; yargıç karşısına 10 ay sonra çıkarsak ve çıkartıldığımız ilk duruşmada serbest kalırsak bunun neresi işleyen yargıdır? Allah’ın yargısı elbette ki, olanları görüyordur.
Yine söylüyorum.
Bu olaylar AK Parti ve cemaatlerin tek başına yapabilecekleri şeyler değil. Bundan 6 ay önce, hatırlarsanız, meçhul subay ihbarları oldu. O zaman bu ihbarlara inanmıştım ama bu süreçte ne o ihbarı yapan çağrıldı, ne de bir daha o yüzünü ve ismini saklayan ihbarcılar gazetelerde yer aldı.
Lütfen sesimi dile getirin.
Sakın adımı zikretmeyin.
Çünkü ticaret ile uğraşan bir esnafım. Adımı saklamanızı istemem bile bu ülkenin geldiği durumu size anlatmıyor mu?”
***
Bu mektup dün geldi.
Gelenlerden biriydi.
Mektup yayınlayan bir yazar değilim ama bugün özellikle neden bu mektubu seçtim?
Çünkü bu mektup, şu yeni gelişmeyi haber veriyor: İktidar partisine oy vermiş olanlar bile “sakla bavulda balyoz dosyasını, 7 yıl sonra gelir zamanı” diyenlerin demokrasiyi ülkenin, vatandaşın, insanlığın hayrına geliştirme niyetine sahip olduklarına inanmıyor.
Halka güvenelim!
İktidara o getirir.
Dener, beğenmez.
İktidardan yine halk indirir!
Demokrasi bu iklimde gelişir.
kaynak
Habur’dan geçen teröristlerin ayağına mahkeme kurulurken, 3. Ordu Komutanı’na “Erzurum’a geleceksin” denmektedir. Başbakan Erdoğan tüm bu süreçte; ülkesini gelecekte onarılmaz sıkıntılara sokmaktadır.
TSK’ya karşı kavganın arkasında başka bir ulusun olduğuna canı gönülden inanıyorum.
Bu durumda beni, hem milletimin bekası hem de dinimin geleceği endişelendirmektedir. Ticaret-siyaset-tarikat sarmalına girenlerin artık gözlerinin ne ülkeyi ne de dinlerini gördüklerine inanıyorum. Zamanında savunduğum tarikat okullarının çıkardığı insanların robot gibi verileni ve söylenileni yaptıklarını görmek beni üzüyor.
***
Sayın Doğru,
TSK’ya saldırının veya suçsuz yere güç gösterisine dönüştürülen gözaltıların bu ülkenin ne geleceğine ne de demokrasisine faydası olacağını düşünmekteyim. Bugün 10 aydır hâkimin karşısına çıkarılmayı bekleyen Vatan Gazetesi’nden meslektaşınız hanımefendinin ilk celsede tahliye olduğunu okudum. Peki zamanında teröristle çatışan bu kıymetli generallerimiz; bu hanım gazeteci gibi 10 ay sonra ilk celsede tahliye olursa bunun hesabını kim verecek? Bütün bunlar kutsal kitabımızda “KUL HAKKINA” girecek konulardır. AK Parti şu anda kul hakkı olabilecek durumun müstahak bir durum olduğunu sanmakta.
İnanın!
Gelecekten endişeliyim.
Suçlu varsa neden 2.5 yıldır süren bu Ergenekon Davası’ndan kesinleşen bir mahkûmiyet yok? Çocuklarımın geleceğinden endişe duymakta haksızsam söyleyin. Yargı işliyor demeyin lütfen! Ben veya siz, sabaha karşı evlerimizden toplanıp; yargıç karşısına 10 ay sonra çıkarsak ve çıkartıldığımız ilk duruşmada serbest kalırsak bunun neresi işleyen yargıdır? Allah’ın yargısı elbette ki, olanları görüyordur.
Yine söylüyorum.
Bu olaylar AK Parti ve cemaatlerin tek başına yapabilecekleri şeyler değil. Bundan 6 ay önce, hatırlarsanız, meçhul subay ihbarları oldu. O zaman bu ihbarlara inanmıştım ama bu süreçte ne o ihbarı yapan çağrıldı, ne de bir daha o yüzünü ve ismini saklayan ihbarcılar gazetelerde yer aldı.
Lütfen sesimi dile getirin.
Sakın adımı zikretmeyin.
Çünkü ticaret ile uğraşan bir esnafım. Adımı saklamanızı istemem bile bu ülkenin geldiği durumu size anlatmıyor mu?”
***
Bu mektup dün geldi.
Gelenlerden biriydi.
Mektup yayınlayan bir yazar değilim ama bugün özellikle neden bu mektubu seçtim?
Çünkü bu mektup, şu yeni gelişmeyi haber veriyor: İktidar partisine oy vermiş olanlar bile “sakla bavulda balyoz dosyasını, 7 yıl sonra gelir zamanı” diyenlerin demokrasiyi ülkenin, vatandaşın, insanlığın hayrına geliştirme niyetine sahip olduklarına inanmıyor.
Halka güvenelim!
İktidara o getirir.
Dener, beğenmez.
İktidardan yine halk indirir!
Demokrasi bu iklimde gelişir.
kaynak