Sünnet

ikRa

Banned
Katılım
29 Ağu 2006
Mesajlar
4,113
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Küfür Tek Millettir..!
"Andolsun ki, sizin için ALLAH'a ve ahiret gününe ümit besleyenler için ALLAH'ın peygamberinde pek güzel örnek vardır." (el-Ahzâb, 33/21)

"De ki: Siz ALLAH'ı seviyorsanız hemen bana uyun ki (ittibâ) ALLAH da sizleri sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. (Al-i İmran, 3/31) Ona uymak demek; sünnetine, tatbikatına ve uygulamalarına uymak, onun izine basarak yürümektir.

Ey iman edenler; ALLAH'a itâat ediniz. Rasûl'e itâat ediniz., sizden olan yöneticilerinize de itâat ediniz. Bir konuda anlaşmazlığa düştünüz mü onu hemen ALLAH'ın Rasûlüne götürün." (en-Nisa, 4/59)

"Yok yok! Rabbime yemin ederim ki onlar aralarında seni hakem yapıp verdiğin hükme içlerinde hiçbir darlık duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça îmân etmiş sayılmazlar." (en- Nisa,4/65)

"Kim Rasûle itâat ederse ALLAH' a itâat etmiş olur. Kim de yan çizerse biz seni onlara muhâfız olarak göndermedik." (en-Nisa, 4/80)

"Peygamber size ne emir verirse tutun, her neyi de yasaklarsa ondan uzak durun. ALLAH tan korkun!" (el-Haşr,59/7)

Bütün bu âyet-i kerimeler, Hz. Peygamber'e uymayı ve ona tâbi olup sünnetine sarılmayı emretmektedir.

Sünnet, Kur'ân'ı açıklar. Dini ALLAH'ın istediği gibi yaşamak için Resûl-i Ekrem'in sünnetine ihtiyaç var. Çünkü gerçek din Peygamber aleyhisselâm'ın getirdiği ve yaşayarak yorumladığı dindir. Dini yaşamak Peygamber'i örnek almakla, onun gibi yaşamaya çalışmakla olur.
ALLAH'ın insandan ne istediğini en iyi bilen Resûlullah'tır. Kur'ân-ı Kerîm'i en doğru anlayan odur. Kur'ân'ı anlamak, onu ALLAH'ın gönderdiği tazelikte yaşamak sünneti yaşamakla mümkündür. Bir yerde Peygamber'in sünneti canlı bir şekilde yaşanmıyorsa, orada din de ALLAH'ın istediği şekilde yaşanmıyor demektir.

Sünnetin canlı ve diri olmadığı yerde bid'at dediğimiz dinde yeri bulunmayan, sünnete ters düşen davranışlar canlıdır. Orada Peygamberimiz'in sapıklık diye nitelediği ve dine tamamen zıt gördüğü hareketler din yerini alır. Şu halde Peygamber aleyhisselâm'ın sünneti bizim için hava gibi, su gibi önemlidir
Peygamber Efendimiz dinin yaşanma şekli demek olan sünnetin canlı tutulmasına büyük önem verirdi. Bunları çocuk, genç, yaşlı demeden bütün ashâbına öğretir, sünnetinin hiçbir zaman ihmâl edilmemesini isterdi. Bir gün Medineli sahâbî Bilâl İbni Hâris el-Müzenî'ye "Bilâl şunu öğren!" buyurdu. Resûl-i Ekrem'in âdeti böyleydi. Önemli bir şey öğreteceği zaman önce muhatabının dikkatini çeker, merakını uyandırırdı. Özel bir dikkat ve ilgiyle öğrenilen bilgilerin kolay unutulmayacağını çok iyi bilirdi. Bilâl merak etti "Neyi öğreneyim, yâ ResûlALLAH?" diye sordu. İkinci defa "Şunu öğren, Bilâl!" buyurdu. Aynı tembih üçüncü defa gelince Bilâl İbni Hâris bütün dikkatini Resûlullah'a verdi. Peygamber aleyhisselâm ona unutulan, ihmâl edilen bir sünneti, bir din esasını yeniden hayata sokmanın öneminden bahsetti. Kendisinin vefatından sonra uygulamadan kalkan bir sünneti kim yeniden hayata geçirir, insanların onu yapmasına vesile olursa, o sünneti uygulayan her bir şahsa verilecek sevabın bir katı da ona verilir buyurdu (Tirmizî, İlim 16; İbni Mâce, Mukaddime 15).
İyi bir Müslüman olmanın yolu, Resûlullah'ı her hususta kendine rehber edinmek, onun ihmâl edilen, unutulmaya yüz tutan hayat tarzını yeniden canlandırmak, kısacası sünnetini ihyâ etmektir.

Kaynak
 
Geri
Üst