Sözde dost ve müttefikler

Hacker-22

Atam izindeyiz!
Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığına son vermek için alınacak önlemleri "Hukuki", "Ekonomik" ve "Siyasi" diye saydı.
Eksik. "Diplomatik" önlemler de gerekiyor. Özellikle AB nezdinde. Neden?
Sorunun yanıtını aramaya son dönemde yapılmış birkaç açıklamayla başlayalım:
Terörle Mücadele eski Koordinatörü Edip Başer: "Sınır ötesi operasyon yeterli olmaz. Ekonomik, psikolojik ve diplomatik boyutta mücadele etmek gerekir. AB'deki para akışını kesemezsen, hiçbir şey olmaz."
CHP lideri Deniz Baykal: "Yapılması gereken, terörü besleyen kaynakları ve o kaynakları himaye edenleri çok açık bir şekilde tahlil ederek, bütün dünyaya bunlara yönelik, uyumlu, tutarlı bir politika ortaya konulmasıdır."
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt: "Bir ülkedeki terör örgütünün dışarıdan destek almadıkça varlığını devam ettirmesi olanaksızdır. Dost ve müttefik birçok ülkeyi bugüne kadar bu konuda uyardık. Hiçbir destek görmedik. Uyardığımız tüm ülkeler, dolaylı ve dolaysız bir şekilde onlara destek vermeye devam ettiler. Terörle sözde değil özde mücadele, hiçbir zaman gerçekleşmedi."

50 milyon avro öyküsü
Şimdi de iki olay aktaralım:
1990'larda PKK, "Med TV" adıyla Avrupa'dan yayın yapacak ve dünyanın her yerinden izlenebilecek bir kanal kurmaya karar verdi. Bunun için uydu lisansı gerekiyordu. Lisansın bedeli de 8.7 milyon avroydu. Örgütün kasası doluydu ama bir sorun vardı: Hepsi de kara paraydı. Aklamak için İsviçre'den safir ve elmastan oluşan değerli taş koleksiyonu almaya karar verdi. İlk partide safirler Brüksel'e sokulurken polise takıldı. Bunun üstüne İsviçre de elmaslara el koydu. Dava açıldı. Mahkeme 10 yıl sürdü. Karar: Safirler, daha sonra adını Roj TV olarak değiştiren Med TV yöneticilerine iade edildi. Ardından İsviçre de tedbiri kaldırdı. Sadece 6 adet safirin değeri 50 milyon avroyu aşıyor. Elmasları siz düşünün. Değerli taşlarını paraya çeviren Roj TV şimdi bu kaynakla 24 saat kesintisiz PKK propagandası yapıyor. Tüm Avrupa da seyrediyor!
Geçen Şubat'ta biliyorsunuz Fransız polisi aralarında Rıza Altun, Nedim Sever, Canan Kurtyılmaz gibi örgütün Avrupa'daki üst düzey yöneticilerinin de bulunduğu 13 PKK'lı gözaltına aldı. Bir süre sonra hepsi de salıverildi. Bu operasyon 2006 Temmuz'unda PKK'lıların bir milyon avroyu aşkın parayı aklarken suçüstü yakalanmaları üstüne yapılmıştı. O para ne oldu dersiniz? "Sahiplerine" iade edildi.

Avrupa'nın ikiyüzlülüğü
Fransa'nın terörle mücadele uzmanlarından Axel Gerard bu kararı bakın nasıl yorumladı: "20 yıl boyunca Avrupa ülkeleri saldırılarını sadece Türkler ve Türkiye'nin çıkarlarıyla sınırlı tutması karşılığı PKK'ye topraklarında geniş hareket alanı bıraktılar. Fransa'nın son operasyonu, Avrupalılar'ın artık bu örgütün Türkiye'deki saldırılarının finansmanına yönelik faaliyetlerin üssü olmaya son verecekleri umudunu doğurdu. Ancak gelişmeler hiçbir şeyin değişmediğini, PKK'nın bundan sonra da Avrupa'da pervasızca at koşturacağını gösterdi. PKK'nın adamları Fransa'da haraç toplamaya devam edebilirler. Bu paralarla Türkiye'de kadınları, çocukları, yaşlıları öldürmek için silah, bomba, mayın alınacak. Ve terör örgütü bütün bunları Türk düşmanı bazı Fransız siyasilerin hoşgörüsüyle yürütecekler."
Sözde PKK, Avrupa Birliği'nin ve tüm üye ülkelerinin terör örgütleri listesinde yer alıyor.
Sözde AB Konseyi (liderler zirvesi), 25 Mart 2004 tarihinde terörle mücadele için belirlediği 7 önceliğin ikinci sırasında "Teröristlerin mali ve ekonomik kaynaklara erişiminin önlenmesi"ni saydı.
Hepsi yalancı. Hepsi ikiyüzlü. Hepsi "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" bencilliği içinde.
Org. Büyükanıt, "Terörle sözde değil özde mücadele, hiçbir zaman gerçekleşmedi" derken işte bu oyunları, arkadan hançerlemeleri kastediyor.
Bu kirli ve kanlı oyunu bozmak için de masaya yumruğu indirme zamanı gelmedi mi?

Sabah- Erdal Şafak

Alıntıdır
 

64general1

New member
Tufan TÜRENÇ
[email protected]

Amerika’nın yaptığı dostluğa sığmaz


AMERİKA bizim dostumuz mu?Artık değil...

Peki, Amerika bizim stratejik müttefikimiz mi?

Artık değil...

Bundan sonra Türkiye’deki Amerikan düşmanlığının doruğa tırmanması önlenebilir mi?

Kesinlikle hayır.

Başbakan istediği kadar "Kontrollü bir tepki göstereceğiz" desin.

Bundan sonra bu iş kontrol filan tutmaz.

Siz "Dost!" olduğunuz bir ülkeyi tarihini yargılayıp mahkûm ederseniz...

Hem de bunu fanatik Ermeni diasporasının hazırladığı yalanlara dayanan iftiralarla dolu bir metni kabul ederek yaparsanız...

Evlatlarını kalleşçe attıkları pusularla, oraya buraya sinsice döşedikleri mayınlarla şehit eden, kentlerde bombalar patlatarak masum insanları öldüren teröristlere karşı Türkiye’nin elini kolunu bağlarsanız...

Terör örgütünü barındıran, ona yardım eden Kuzey Irak’taki Kürt aşiretlerine kol kanat gererseniz...

Türk toplumu artık sizi dost olarak görmez.

* * *

Kongre Dış İlişkiler Komitesi’nin kararından sonra bir de verilen akıllar yok mu?

Bunlar Türk insanını daha da öfkelendiriyor, isyan ettiriyor.

"Karara çok üzüldük. Siz bizim dünyadaki en önemli müttefikimizsiniz.

Ama sakın misilleme yapmaya kalkmayın."

Hem bizi dünyaya soykırım yapan ülke olarak ilan edeceksiniz...

Sonra da dönüp "Sakın bir çılgınlık yapmayın. Sesinizi çıkarmayın, bize bağlı kalın" diyeceksiniz.

Hayhay... Acaba başka bir emriniz var mı?

Amerika çocuk mu kandırıyor?

Kimse masal anlatmasın.

Washington isteseydi bu tasarının komiteden geçmesini engellerdi.

* * *

PKK konusunda verdikleri sözlerin bir tekini bile tutmadılar.

Gepgenç evlatlarımızın şehit olmasında onların da büyük sorumluluğu var.

Yıllardan beri Türkiye’yi, "Siz sakın müdahale etmeyin, PKK’yı biz halledeceğiz" dediler.

Parmaklarını kıpırdatmadılar.

Teröristlerin üzerinde çıkan Amerikan silahlarının hesabını bile vermediler.

* * *

Biliyorum hepimizin ağzını bıçak açmıyor.

Olaylar canımızı sıkıyor, bizi bunaltıyor, isyan ettiriyor.

Bu arada Başbakan Erdoğan için 51.7 milyon dolara, yani 67 milyon YTL’ye yeni bir uçak alınacağını okuyoruz.

Hoppala...

Benim bildiğim Başbakanlığın uçakları var. Bunlarla maaile dünyanın her tarafına gidiyorlar.

Örneğin, son olarak Washington’da Allah uzun ve mutlu ömürler versin Amerikan vatandaşı olarak dünyaya gelen torunu da görmeye gittiler.

Biz zengin bir ülke değiliz. Durumumuzu borçla harçla idare ediyoruz.

Halkımız sağ olsun! AKP’nin verdiği yardım paketleriyle, kömürle, harçlıklarla ayakta durmaya çalışıyor.

Ama kraldan fazla kralcılar, Başbakan’a yağcılık olsun diye yeni ve lüks bir uçak alıyorlar.

Başbakan bu uçağın alımını mutlaka durdurmalı.

Tabii takdir kendilerinindir.
 

yehovan

Banned
Dost aramaya gerek yok. İşin sırrı tek Cümle işte sana dost....

TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR !

------------------------------------------
Burada iri bir parantez açmak istiyorum :

Başbakan Erdoğan malum Türklk terimini pek kullanmaz kullananlardan pek haz etmez. Bu yüzden kendisi Yüce Türk Milletinin dostu değildir.

Kendisinin dost tavrını şahsen ben görmemekteyim.
Oğlu kızı damadı trilyonların üzerinde çifte telli oynar iken(<Düğünlerinde :)) Yoksulumu kalkındırmak yerine onları afedersiniz utanarak söylüyorum onları dilenci gibi avuç açmaya alıştırmıştır.

Bugün ve bundan 5 yıl öncesini karşılaştırın. Ben Ankarada yaşıyorum. Ankarada artan yoksulluğun uçlarını tahmin bile edebilmek çok güç. Düşünün Ankara Türkiyenin metropolü.... Ankarada durum bu iken başbakanın oğlu torunu ve diğerleri zevki sefada.... Sofralarından artanları ülkenin 3/1 i yiyor.... Erdoğanın amacı belli zengin daha zengin fakir daha fakir.....


-----------------------------------------------------


Başbakan Erdoğanın çizdiği Türkiye Müttefikleri ve Türkiyenin hali ve ruhu öyle pembe tablolar içerisinde değildir. Erdoğan gerçek Türkiye ile yüzleştiğinde amerikan vatndaşı yaptığı torunun yanında bulacak kendisini
 

HTML

Üst