Kazan'da iktidarı elinde bulunduran zümre, barışın korunması için Han seçiminde Moskova'nın arzusuna boyun eğmek, topraktan fedakârlık etmek ve hattâ çocuk yaşta han ilân edilen Ötemiş (1548-1551) ile annesi Süyüm Bike'yi Moskova'ya teslim etmek gibi ağır şartlara katlanmışsa da, bu tâvizler barışın korunmasına yardım etmemiş, Moskova Rusya'sına karşı ancak kuvvete, mücadeleye ve savaşa dayanan bir siyasetle "barış içinde beraber yaşama"nın mümkün olabileceği ise çok geç anlaşılmıştır.
Bu şekilde kuvvet ve mücadele taraftarı zümrenin tekrar iktidara gelmesiyle, bir an için bütün iç kavgalar durmuş ve mücadele fikri halkın bütün tabakalarını birleştirmişti. Kazan hükümeti ilk iş olarak hükümdarlık işini halletmekle uğraştı ve 1552'da Astrahan Hanı Kasım'ın oğlu Yâdigâr'ı Kazan tahtına davet etti. Yâdigâr'ın Kazan'a gelmesiyle halkın kendisine olan güveni arttı. Kazan'ın dağ tarafı Ruslar'a karşı ayaklandı ve tekrar merkez ile birleşti. Ruslar arasında panik başladı.
Moskova'ya karşı sefer açan Kırım orduları da Tula'ya kadar ilerledi. Bu hareketler, Moskova'nın Kazan'a karşı katî sefer açmasına sebep teşkil etti. Ruslar 150.000 asker, 150 top ve İngiliz mühendisi Butler'in kumandasındaki istihkâm kıtası ile Kazan'ı muhasara ettiler. Kuvvet farkı çok büyük olup, Kazan'ın içinde ancak 33.000 kadar askerle, dışında bulunan 15.000 atlıdan ibaretti. Komşu Türk ülkelerinden ve Osmanlı İmparatorluğu 'ndan yardım ve müdahale teşebbüsleri neticesiz kaldı.
Rus ordusu 20 Ağustos 1552'de Kazan'a ulaşarak 23 Ağustosta şehri her taraftan kuşattı. 15.000 kişilik süvari kuvveti, Ruslar'ı arkadan saldırarak boyuna hırpalandığından muhasaradan bir netice alınamayınca, Moskova ordusu önce bu dış kuvveti bertaraf etmeye çalıştı. Kazanlılar'ın yer altından yaptıkları su yolu lâğımlanarak havaya uçuruldu. 30 Eylül günü surların bir kısmı havaya uçurulunca umumî hücum teşebbüsünde bulunulmuşsa da Ruslar geri püskürtülmüştür.
Ancak 15 Ekim 1552 günü 30 fıçı barut ateşlenince surların bir kısmı yıkılmış ve Moskova ordusu kitle halinde içeri saldırmıştır. Savaşa savaşa takatten düşen Kazanlılar iç şehre çekildiler. Sokaklarda müthiş bir boğazlaşma başladı. Kul-Şerif Molla etrafında toplanan Kazan ruhanileri, hafızlar, danişmendler, Kul-Şerif Camii civarında yalın kılıç Ruslar'ın üzerine saldırdılar ve hepsi de dövüşe dövüşe şehid oldular. Yâdigâr Han, etrafında birkaç kişi ile esir düştü. Kazanlılar bir tek kişi kalıncaya kadar çarpıştılar.
Şehir ele geçirilince Rus tarihinin en karanlık sayfalarını teşkil eden korkunç bir katliâm başlamış, erkeklerden kimse sağ bırakılmamış, kadınlar ve çocuklar da öldürülmüş, ancak küçük bir grup savaşçı şehirden çıkarak, mücadeleyi devam ettirmek üzere ormanlara sığınmış, bir kısım ahali de esir edilmiştir. Kazan'ın bütün serveti yağma edilmiş, camiler, mescitler, evler yıkılıp yakılmıştır. Bu suretle, 1437'de Uluğ Muhammed Han tarafından kurulmuş olan "Kazan Hanlığı" 115 yıl yaşamış ve 15 Ekim 1552'de Moskova Çarı IV. İvan tarafından buna nihayet verilmiştir.
Kazanlılar'ın, Kazan'ın müdafaasında gösterdikleri kahramanlık, Türk tarihinin en şanlı sayfalarından birini teşkil ederken, Ruslar'ın Kazan'da işledikleri cinayetler, Rus tarihinin en çirkin sayfalarını aksettirir. Nitekim, Kazan'ın zaptından sonra diğer Türk ülkelerine karşı girişilen istilâlarda da, Moskova çarlığı aynı metodla hareket etmiştir.
Kazan şehrinin düşmesiyle savaş durmamış, Tatar, Çuvaş, Çirmiş v.b. boylar kaleler inşa ederek teşkilâtlı mukavemette bulunmuşlardır. Sarı-Batır, Mamış-Birdi, Ahmed-Batır ve Zeyn-Seyyid gibi şahıslar, bu mücadelenin önderi olarak şöhret kazandılar. Mamış-Birdi, Kazan şehrinin 45 km. kuzeyindeki Çalım kalesini merkez yaparak eski Kazan melikesi Süyüm-Bike'nin kardeşi Ali Ekrem'i han ilân etti, 1552-1556 yıllarında da Kazan ile Kama arasında halkın isyanı ile karşılaşıldı. Moskova çarlığı bu hareketleri tedricen bastırarak ancak 1556-60'a vaziyete hâkim olabildi ve Kazan Hanlığı ülkesinde kendi menfaatına uygun bir nizam kurdu.
Türk Şavaşları
Kaynak : http://www.turksavaslari.com/
Bu şekilde kuvvet ve mücadele taraftarı zümrenin tekrar iktidara gelmesiyle, bir an için bütün iç kavgalar durmuş ve mücadele fikri halkın bütün tabakalarını birleştirmişti. Kazan hükümeti ilk iş olarak hükümdarlık işini halletmekle uğraştı ve 1552'da Astrahan Hanı Kasım'ın oğlu Yâdigâr'ı Kazan tahtına davet etti. Yâdigâr'ın Kazan'a gelmesiyle halkın kendisine olan güveni arttı. Kazan'ın dağ tarafı Ruslar'a karşı ayaklandı ve tekrar merkez ile birleşti. Ruslar arasında panik başladı.
Moskova'ya karşı sefer açan Kırım orduları da Tula'ya kadar ilerledi. Bu hareketler, Moskova'nın Kazan'a karşı katî sefer açmasına sebep teşkil etti. Ruslar 150.000 asker, 150 top ve İngiliz mühendisi Butler'in kumandasındaki istihkâm kıtası ile Kazan'ı muhasara ettiler. Kuvvet farkı çok büyük olup, Kazan'ın içinde ancak 33.000 kadar askerle, dışında bulunan 15.000 atlıdan ibaretti. Komşu Türk ülkelerinden ve Osmanlı İmparatorluğu 'ndan yardım ve müdahale teşebbüsleri neticesiz kaldı.
Rus ordusu 20 Ağustos 1552'de Kazan'a ulaşarak 23 Ağustosta şehri her taraftan kuşattı. 15.000 kişilik süvari kuvveti, Ruslar'ı arkadan saldırarak boyuna hırpalandığından muhasaradan bir netice alınamayınca, Moskova ordusu önce bu dış kuvveti bertaraf etmeye çalıştı. Kazanlılar'ın yer altından yaptıkları su yolu lâğımlanarak havaya uçuruldu. 30 Eylül günü surların bir kısmı havaya uçurulunca umumî hücum teşebbüsünde bulunulmuşsa da Ruslar geri püskürtülmüştür.
Ancak 15 Ekim 1552 günü 30 fıçı barut ateşlenince surların bir kısmı yıkılmış ve Moskova ordusu kitle halinde içeri saldırmıştır. Savaşa savaşa takatten düşen Kazanlılar iç şehre çekildiler. Sokaklarda müthiş bir boğazlaşma başladı. Kul-Şerif Molla etrafında toplanan Kazan ruhanileri, hafızlar, danişmendler, Kul-Şerif Camii civarında yalın kılıç Ruslar'ın üzerine saldırdılar ve hepsi de dövüşe dövüşe şehid oldular. Yâdigâr Han, etrafında birkaç kişi ile esir düştü. Kazanlılar bir tek kişi kalıncaya kadar çarpıştılar.
Şehir ele geçirilince Rus tarihinin en karanlık sayfalarını teşkil eden korkunç bir katliâm başlamış, erkeklerden kimse sağ bırakılmamış, kadınlar ve çocuklar da öldürülmüş, ancak küçük bir grup savaşçı şehirden çıkarak, mücadeleyi devam ettirmek üzere ormanlara sığınmış, bir kısım ahali de esir edilmiştir. Kazan'ın bütün serveti yağma edilmiş, camiler, mescitler, evler yıkılıp yakılmıştır. Bu suretle, 1437'de Uluğ Muhammed Han tarafından kurulmuş olan "Kazan Hanlığı" 115 yıl yaşamış ve 15 Ekim 1552'de Moskova Çarı IV. İvan tarafından buna nihayet verilmiştir.
Kazanlılar'ın, Kazan'ın müdafaasında gösterdikleri kahramanlık, Türk tarihinin en şanlı sayfalarından birini teşkil ederken, Ruslar'ın Kazan'da işledikleri cinayetler, Rus tarihinin en çirkin sayfalarını aksettirir. Nitekim, Kazan'ın zaptından sonra diğer Türk ülkelerine karşı girişilen istilâlarda da, Moskova çarlığı aynı metodla hareket etmiştir.
Kazan şehrinin düşmesiyle savaş durmamış, Tatar, Çuvaş, Çirmiş v.b. boylar kaleler inşa ederek teşkilâtlı mukavemette bulunmuşlardır. Sarı-Batır, Mamış-Birdi, Ahmed-Batır ve Zeyn-Seyyid gibi şahıslar, bu mücadelenin önderi olarak şöhret kazandılar. Mamış-Birdi, Kazan şehrinin 45 km. kuzeyindeki Çalım kalesini merkez yaparak eski Kazan melikesi Süyüm-Bike'nin kardeşi Ali Ekrem'i han ilân etti, 1552-1556 yıllarında da Kazan ile Kama arasında halkın isyanı ile karşılaşıldı. Moskova çarlığı bu hareketleri tedricen bastırarak ancak 1556-60'a vaziyete hâkim olabildi ve Kazan Hanlığı ülkesinde kendi menfaatına uygun bir nizam kurdu.
Türk Şavaşları
Kaynak : http://www.turksavaslari.com/