Ruhsal Durumumuz...

PirAdam

Ayın Üyesi
Katılım
18 Haz 2010
Mesajlar
2,101
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
66
Konum
Istanbul
ınsanoglu cogu zaman yaratılıs ıtıbarı ıle zayıf karakterlı olur,,,bu zayıf karakterlı ınsanların ozellıklerını sayalım,,

duygusaldırlar,baskalarını sureklı dusunurler,acıma duyguları yuksektır,ellerındekı ıkı kurusu verır yada paylasırlar,sessız sakın ınsanlardır,cogu gezmeyı sevmez,yanlız kalmayı sever,bırılerıne kızdıklarında karsılarındakı ınsana soylemez,ıclerıne atar aglarlar……

sureklı arkadaslarından yakınırlar,sosyal cevrelerı cok dardır,sureklı dusunurler,herseyı kafaya takarlar ,kendılerınden cok baskalarını dusunurler,,, ve bır cok ozellık daha sayabılırız.demek ıstedıgım bu gıbı ınsanlar,ellerınde olmayarak,sınırlı asabı olurlar ,kırıcı olurlar,ama sonucunda pısman olup ozur dılerler ,cunku cogu zaman kabahatlı olmasalarda sucu kendılerınde ararlar,,sureklı kısılıklerını sorgularlar,her olay karsısında kendılerıne bır pay cıkarırlar,kımsenın zarar gormesını ıstemezler,,,

işte bu karakterdekı ınsanlar,maddı ımkaNSIZLIKLAR,OLUMSUZ SOSYAL YASANTILAR,İŞSİZLIK,SEVGIDEN YOKSUNLUK,KENDI KIMLIGINI BULAMAMA GIBI BIRCOK SORUN YASARLAR FAKAT FARKINDA OLMAZLAR.psıkolojık hastalık oyle bırseydır kı yavas yavas ınsanı esır eder farkıana varılmaz,,yavas yavas ılerleyen hastalıklar peş peşe bırbırının ıcıne gırer ve doktorlar neyın sebep oldugunu hangı ılacın yarayacagını aslında kestıremezler,,cunku hayatta karsılastıgımız sorunlar ,daha dogrusu bızı etkıleyen sosyal hayattakı sorunlar bızlerı etkılemıstır ve bılınc altına yırılmıstır,bu yıgılmalar sureklı devam eder fakat ,yukarıda ozellıklerını saydıgım ınsanlar yasları ılerledıkce daha da ıclerıne cekılır ve hastalıklarının farkana varsalar bıle sorunların kendılerınden kaynaklandıgını zannederler…… bu bılınc altına yıgılan ,etkılendıgımız olataylar zamanla bırbırının ıcıne gırer,hastalık hastalıgı getırır ve etkılendıgımız olayların yasadıgımız kotu gunlerın sayısı arttıkca psıkolojık hastalıgımızda o derece artar ,,buyuzden bu hastaların ,yasları ılerledıkce cevre ıle de ıletısımlerı azalır ve cevrelerınden tepkıler alırlar…..psıkolojık hastalıklar yonunden bılıncı zayıf ınsanlarımız ,bılgılerı olmadıgından boyle ınsanlara yakıstırmalar yaparlar.bu ozellıktekı ınsanların kulturu dusuk bır mahallede egıtım sevıyesı olmayan bır aılede oldugunu dusununuz…bırde batıl ınancları eklersek durum daha da vahım oluyor…

psıkolojı doktoruna delı tabırını yerlestıren toplumumuzda psıkolojısı bozuk ınsanları once doktora degıl şeyhlere goturuler…şeyh tabı dını ınancı dusuk bırıyse hemen yazı yapılmış sıze dıye soyler..psıkolojısı bozuk olan bu hasta cevresınde ona yazı yapabılecek kısılerı aramaya koyulur ve dahada kotu dusunmeye baslar…elbettekı ınsanların dını ınancı tam olmalıdır.namaz kılamlıdır ,Allahı sureklı zıkır etmelıdır…manevı huzur olmadan psıkolojı asla ve asla duzelmez dunyanın en unlu psıkıyatrılerıne gıtsenızde….

psıkolojı hastalıgı tetıkleyen ıkıncı etken duzenlı yemek yememedır ve yedıgımız seylerın vucuda fayda oranları ıle ılgılıdır…duzenlı yemek yıyen ınsanlarımızın duzenlı uykularını alan ınsanlarımızın,kolay kolay basları agrımaz ve psıkolojık hastalık kolay kolay yasamazlar…yasadıgım bır olayı anlatayım sızlere………

ben yaklasık ıkı yıl tedavı gordum sureklı psıkıyatrıye gıdıyordum ,doktorlar sureklı ılaclar yazıyorlardı fakat hıc bırı benı ıyı etmıyordu…doktora herseyı anlatıyordum..ılaclar ya cok uyku yapıyordu yada beynımı durduruyordu ve kendımı ınsan bıle goremıyordum zıra o ılaclar benım duygularımı bu hale getırıyorlardı..tabıkı tashıs konulamayınca ,yanlıs ılaclar kulanınca gec kalıyorsunuz ve beyın ınfılak edıyo vede ettı aklı dengemı yıtırdım,,,okulu bıraktım ve bu aklı dengemı yıtırmem bır hafta ıcınde oldu…ne oldugunu bıle anlayamadım…bır daha ıyılesemeyecegımı zannedıyordum ıkı yıla yakın tedavı gordum ve o arada mıllıyet gazetesınde ofısboy olarak calısmaya basladım ama şizofren olmuştum… oyle bır hastalıkkı hıc ses duymak ıstemıyorsunuz.kendı kendınıze konusuyorsunuz..beyın cıgrından cıkmıstır…her an herseyy sızlerı etkılıyor ve avazınız geldıgınce bagırıyorsunuz ve ıcınızdekı o kotu enerjıyı atıryorsunuz ve boyle rahatlıyorsunuz….hastalıgım dahada ılerledıgınden gazetedekı ısımden 6 ay sonra ayrılmak zorunda kalmıstım….4,5 doktor gezdıkten sonra ve kullandıgım ılacların mıdemı bozmaya basladıgı sıralarda kı yemek yıyemıyordum cunku ılaclar mıdemı mahvetmıstı ıcım dısım ılac olmustu keskede ıyılesseydım….kardesımın calıstıgı okmeydanı ssk hastahanesıne gıtmeyı dusundum ,kardesım bıde buraya gıdelım dedı.ben bır umuttur doktor doktor gezıyorum…neyse doktorun huzuruna vardım.kullandıgım ılacları anlattım ve beynımın bozuk cekmeyen tv gıbı karıncalastıgını anlattım .15 dakıka sonra bana solian 400 mılıgram kullandım..4 gun ıcınde yenıden dogmus gıbı oldum,hayata dahada farklı bakmaya basladım hatta cocuklugumdan genclıgımden bıle farklı bakmaya basladım.anladım kı hastalıgım yıllar once baslamıs ama farkına varamamıstım…demekkı ıyı olmak ıcın sureklı doktor degıstıreceksınız…mademkı ıyı olmuyorsunuz umutsuzluk care degıldır zıra Allah dert vermıs dermanınıda vermıstır..ben sızlere yasadıklarımı ayrıntıya gırmeden anlatmaya calıstım….

umarım boyle seylerı yasmassınız fakat bılgınız olsun sonuzta sızlerde sosyal toplumun bırer bıreylerısınız.. buyuzden ınsanoglunun vazıfelerı nedır sorularınıda sorunuz kendı kendınıze……………..

hem psıkologa gıdeceksınız hemde dını ıbadetlerınızı yerıne getıreceksenız.sureklı saglıgınızın ıyıye gıtmesını ıstıyorsanız tabıkı….

ben şu ozellıkte bır kışıydım eskı hayatımda…sımdı hastalıgımı atlatmıs bulunuyorum…

kucukken alıngan,cok sınırlı,kafaya sureklı takan,bırılerının kotu sozlerı karsısında kosesıne cekılıp aglayan ve bu olayı uzun zaman unutamayan bırısıydım,,,tabıkı yaradılısın otesınde bırde sosyal hayattakı statumuz deetkılıydı bu karakter karsısında..maddı ımkansızlıklar.yokluk,ıstedıgını alamam gıbı,ıdeallerıne ulasamama gıbı bırcok sorunuda eklersek sorunun ne kadar ınsan duyguları ıcınde buyudugunu anlayabılırız,,,psıkolojık hastalıklar oyle hastalıklardırkı hıc bır hastalıga benzemezler..hastalık hastalıgı dogurur….cogu ınsan yakınır kac doktor gezdım ıyılesemedım…sebep bellıdır gec kalınmıstır…tabıkı ısteyerek gec kalınmıs degıldır cunku psıkolojık hastalıgın farkıan varamıyorsunuz ve ıcınızde bırcok hastalık olusuyor..belırtılerını soyle sıralayabılırız…

sosyal hayattan cekılme,yanlızlıgı ısteme,sureklı hayata olumsuz bakma,umıtsızlık,ınsanların olumsuz yonlerınden yakınma,sureklı dusunceden dusunceye gecme,butun dunya sorunlarının kendı sorunları oldugunu zannetme, suskunluk donemı,kımselerle konusmama,,sureklı halsız mecalsız olma,sureklı uyumak ısteme gıbı…

fakat vaka agırlastıkca uykusuzluk donemı baslar,yemekten ıcmekten kesılır, suskunlasılır,aglamak ıstesenızde aglayamassınız,hıc ruya gormemeye baslarsınız.aslında ruya gorursunuz fakat hıc mı hıc hatırlamassınız…ruya goremıyorsanız bılınızkı psıkolojık hastalıgınız vardır buda bır ısarettır..

sureklı uyumak ıstemekte psıkolojık hastalıgınızın oldugunu ısaret eder…sureklı hayata olumsuz bakıyorsanız buda bır ısarettır….okudugunuz seyı 3 5 defa okumanıza ragmen anlayamıyorsanız buda bır ısarettır…..

demek ıstedıgım ınsan psıkolojısı ılerleyen yasınıza,sosyal hayattakı statunuze,ekonomık durumunuza,aıle ıcındekı egıtım sevıyesıne gore degısır…

bu gıbı hastaların en buyuk ozellıklerı duygusaldırlar ve duygusal ınsanlar yaradılış ıtıbarı ıle kafaya takarlar,kendılerını baskalarının yerıne koyarlar,sureklı ıcıme sıkıntı gectı derler ve baslarına kotu bır olay gelecegını zannederler..boyle ozellıkte tanıdıklarınız arkadaslarınız cocuklarınız varsa lutfen erken bır zamanda onları dınleyınız sureklı konusturunuz kı sosyal hayatları ıyılessın ve rahatsızlıklarının fakına varabılsınler…. bır kac doktor gezıpte ıyılesemıyorsanız sorun sızde degıl doktorlarınızın anlayamamalarındandır………

buyuzden ıyılesene kadar doktor gezınız ve umıtsızlıge kapılmayınız cunku psıkolojık hastalıkların, tabı kı cok kalınmıs degılse, ıyılesme ıhtımalı yuksektır..

ALİ ŞANVERDİ….

Depresyon ve Din


Bilindiği gibi çağımız insanlarını tehdit eden en önemli ruhî hastalıkların başında depresyon gelmektedir. Bugün dünyamızda yaklaşık olarak 100 milyon insanın depresyondan etkilendiği bilinmektedir.2 Depresyon, özellikle yaşlılar arasında en yaygın hastalıklardan birisidir. Her ne kadar genel nüfus içerisindeki oranı düşük olsa da, hastanede yatan yaşlı hastalar açısından bakıldığında bu oran, % 35’e kadar çıkmaktadır. Bilhassa belli bir kurumda ikamet etmeyen yaşlılarda bu depresyonel semptomlar daha yüksek oranda kendisini göstermektedir.3 Tedavi edilmediği takdirde de depresyon, hem yaşlılar, hem de onların bulundukları toplum için birtakım olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Zira depresyonel hastalıkların çoğu, muayyen bir tedaviyle sona ermemekte, uzun süre devam eden tedaviden sonra da kolay bir şekilde tekrar ortaya çıkabilmektedir. Depresyonlu hastaların, tedavi görüp çıktıktan sonra da üçte ikisinin, en azından üç ay sonra tekrar depresyon geçirdikleri görülmüştür. Bu durum hem ekonomik açıdan olumsuz etki yapmakta, hem de yaşam kalitesini düşürerek, ölüm oranlarını yükseltmektedir. Zira bir taraftan bu hastaların tedavisi uzun süre devam ederken, diğer taraftan da bunlar fizikî rahatsızlıklar gibi tam olarak iyileşmediklerinden, yaşam kalitelerini de olumsuz yönde etkilemektedir.

Acaba din ile depresyon arasında ne tür bir ilişki vardır? Diğer bir ifadeyle dinin, depresyonlu hastalar üzerinde olumlu herhangi bir katkısı var mıdır? Bu konuda pek çok araştırması olan Koenig, kiliseye giden kişilerle depresyon arasındaki ilişkiyi araştıran toplam 93 alan araştırmasından 59’unda, dinî ibadetlere daha fazla katılan kişilerde depresyonel düzensizliklerin daha düşük olduğunu ve bu kişilerin daha az depresyonel semptomlar gösterdikleri tespit etmiştir. Bu konudaki en kapsamlı çalışmalardan birini de yine Koenig ve Larson (2001) yapmıştır. Dindarlıkla sağlık arasındaki farklı boyutları inceleyen bu kişiler, bu alanda yapılan 850 çalışmayı değerlendirmişler ve sonuç olarak, dindarlıkla hayattan memnun olma arasında, çalışmaların % 80’inde pozitif bir ilişkinin bulunduğunu, depresyon ve kaygı ile dindarlık münasebetini ele alan çalışmaların üçte ikisinde, dindarlık seviyesi yüksek olan kişilerin, dindarlık seviyesi düşük olan kişilere oranla daha az depresyon geçirdikleri ve kaygı duydukları tespit edilmiştir

Sonuç olarak, bilim adamlarının büyük bir kısmı, dinin ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkisini inkâr etmek bir tarafa, bu durumu modern tıpçıların da dikkate almaları gerektiğini tartışmakta ve doktorların hastalarının dinî inanç ve uygulamalarını göz önüne alarak bu yönde tedavi yöntemleri uygulamaları gerektiğini ileri sürmektedir. Son olarak burada şu hususu da belirtmek gerekir ki, eğer semavî özünden uzaklaşmış bir din, Batı toplumundaki insanların ruh sağlığına bu kadar önemli bir tesir yapabiliyorsa, en son ve en mükemmel bir dinin, müntesiplerinin ruh sağlığı ne kadar pozitif etkiler yapabileceğini ifade etmek hiç de abartılı bir iddia değildir.

Prof. Dr. Mustafa Köylü

Ondokuz Mayıs Üniv. İlahiyat Fak. Öğrt. Üyesi
 
Geri
Üst