resimlerle çanakkale destanı

ĦĄЯĄMÍ

" hayal taciri "
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
3,674
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
44
Dur yolcu!
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğruna, namus yolunda,
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele
Son vatan parçası geçerken ele
Mehmet’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir


































Cumhuriyet'in ilanından sonra, Istanbul'da bir resepsiyon verilir.
Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir.
Davet güzel bir şekilde devam etmektedir, fakat İngiliz ateşesi olan Binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kacmaz.
Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
Ne oldugunu öğrenmek için yaverini gönderir.
Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
- Paşam; kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
- GİT SOR BAKALIM BABASININ ÇANAKKALE'DE NE İŞİ VARMIŞ ?

ARKADAŞALR SİZLERDE BURDA OLMAYAN RESİMLERİ VE ŞİİRLERİ, BU DESTANI HATIRLAMAK, HATIRLATMAK VE ŞEHİTLERİMİZİ ANMAK ADINA KONUYA EKLEYEBİLİRSİNİZ

resimleri slayt halinde izlemek için tıkla
 
sadece 1 kişimi yazmıs.bence bu konuya bu kadar duyarsız kalınmamalı ellerıne saglık guzel paylasım
 
sanırım saat qec oLdu ondan oLsa qerek ßöyLe ßir konuya kimse duyarsiz kaLmaz ßöLe qüseL resimLer kar$ısında herkesin tüyLeri diken diken oLur react0r'un dediqi qibi.
 
DEVAM 6 GÜZEL RESİM DAHA

vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor
bir hilal uğruna yarap
ne güneşler batıyor ..







Çanakkale Savaşları'nda şehit olan Mehmet Tevfik Bey'in, şehadetinden önce ailesine yazdığı son mektup:
[ Rütbesi: Kolağası ( Ön Yüzbaşı ), Görevi: Bölük Komutanı, D. Tarihi ve Yeri: 1881 - İstanbul ]
2 Haziran 1915 tarihinde yaralanmış ve Çanakkale Askeri Hastahanesi'nde şehitlik rütbesine ulaşmıştır.


Sebebî hayatım, feyz-ü refikim,

Sevgili Babacığım, Valideciğim,

Arıburnu'nda ilk girdiğim müthiş muharebede sağ yanımdan ve pantolonumdan kurşun geçti, hamdolsun kurtuldum. Fakat bundan sonra göreceğim muharebelerden kurtulacağımdan ümidim olmadığından bir hatıra olmak üzere şu yazılarımı yazıyorum.

Hamdü senâlar olsun Cenab-ı Hakk'a ki beni bu rütbeye kadar isal etti. Yine mukadderatı ilahiye olarak beni asker yaptı. Size de ebeveynim olmak dolayısıyla beni vatan ve millete hizmet etmek için ne suretle yetiştirmek mümkün ise öylece yetiştirdiniz. Sebeb-i Feyz-ü refikim ve hayatım oldunuz. Cenab-ı Hakk'a ve sizlere çok teşekkür ederim.

Şimdiye kadar milletin bana verdiği parayı hak etme zamanıdır. Vazife-i mukaddese-i vataniyeyi ifaya cehdediyorum. Rütbe-i şehadete suudedersem Cenab-ı Hakk'ın en sevimli kulu olduğuma kanaat edeceğim. Asker olduğum için bu her zaman benim için pek yakındır, sevgili babacığım ve valideciğim. Göz bebeğim olan zevcem Münevver ve oğlum Nezihciğimi evvela Cenab-ı Hakk'ın saniyenin size himayenize tevdi ediyorum. Onlar hakkında ne mümkünse lütfen yapınız.

Oğlumun talim ve terbiyesine siz de refikamla birlikte lütfen sayediniz. Servetimizin olmadığı malumdur. Mümkün olandan fazla bir şeyi isteyemem, istesem de pek beyhudedir. Refikama hitaben yazdığım matuf mektubu lütfen kendi eline veriniz. Fakat çok müteessir olacaktır, o teessürü izale edecek vechile veriniz. Ağlayacak üzülecek tabii teselli ediniz. Mukadderat-ı ilahiye böyleymiş. Malumat ve düyunatın hakkında refikam mektubunda laf ettiğim deftere ehemmiyet veriniz. Münevver'in hafızasında veyahut kendi defterinde mukayyet düyunat da doğrudur. Münevver'e yazdığım mektubum daha mufassaldır kendisinden sorunuz.

Sevgili baba ve valideciğim.

Belki bilmeyerek size karşı birçok kusurlarda bulnumuşumdur. Beni affediniz, hakkınızı helal ediniz, ruhumu şadediniz, işlerimizi tavsiyesinde refikama muavenet ediniz ve muin olunuz. Sevgili Hemşirem Lütfiyeciğim.

Bilirsiniz ki sizi çok severdim. Sizin için vesayimin yettiği nisbette ne yapmak lazımsa yapmak isterdim. Belki size karşı da kusur etmişimdir, beni affet mukadderatı ilahiye böyleymiş hakkını helal et, ruhumu şadet, yengeniz Münevver hanımla oğlum Nezih'e sen de yardım et, sizi de Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve himayesine tevdi ediyorum.

Ey akraba ve ehibba ve evda cümlenize elveda, cümleniz hakkınızı helal ediniz. Benim tarafımdan cümlenize hakkım helal olsun. Elveda elveda cümlenizi Cenab-ı Hakk'a tevdi ve emanet ediyorum.

Ebediyen Allah'a ısmarladım.

Sevgili babacığım ve valideciğim.

Oğlunuz Mehmet Tevfik


CEHENNEM OLSA GELEN, GÖĞSÜMÜZDE SÖNDÜRÜRÜZ,
BU YOL Kİ HAK YOLUDUR, DÖNME BİLMEYİZ YÜRÜRÜZ

 
Çok güzel paylaşım bende e book bölümüne Sesli Anlatımını açmıştım..
 
eline sağlık bunları okurken içim cız ediyo biz bu zaferleri içimizdeki sönmek bilmeyen inancımız sayesinde kazandık tüm çanakkale şehitlerine allah rahmet eylesin :(
 
Oldukça güzel bir paylaşım...O cephedeki yiğitlerin sessiz bekleyişini görünce içim ürperdi doğrusu...

Allah razı olsun paylaşımın için..
 
tesekkur ler kardes ama cogu resım werılmıstır
genede bu gercegı bıhada hatırlattıgın ıcın tesekkurler.
 





# Biz Çanakkale Yarımadası'ndan Türklerle savaşarak ve binlerce insanımızı kaybederek, kahraman Türk Milleti'ne ve onun eşsiz vatan sevgisine duyduğumuz büyük takdir ve hayranlıkla ayrıldık. Bütün Avustralyalılar Mehmetçiği kendi evlâtları gibi sever, onun mertliği, vatan ve insan sevgisi, siperlerdeki dayanılmaz heybeti ve cesareti, bütün Anzakları hayran bırakan yurt sevgisi, insanlığın örnek alacağı büyük hasletlerdir. Mehmetçiğe minnet ve saygılarımla. ( Lord Casey, Avustralya Genel Valisi, 1940 )

# Cesur, girişken ve şakacıydılar. Jonny Türk'e ateş edip vuramadığımızda, tüfekle "ıskaladınız" işareti yapardı. Büyük lideriniz bize saygı ifade eden konuşmasından sonra duygu ve düşüncelerimiz değişti. O konuşma, yenen bir komutanın, yendiği düşmana yaptığı en büyük övgüdür. Nefret yok, saygı var. Olayın tümü bir trajedidir. Hiç olmaması gerekirdi. Cesur bir düşman ve sıcak dost bir ulusun anısını hep yaşatacağım. ( Avustralyalı 94 yaşında Albert Roy Kyle )

# Gelibolu'dan önce Türk'ü fazla tanımıyorduk. Ama herşey bitip savaş sona erince "Jonny Türk"ün hiç de fena bir insan olmadığını düşündüm. Karşı karşıya olup çarpıştığımız kuvvetler her zaman uyanık ve tetikteydiler. Onlara saygı duyuyorduk. ( Yeni Zelandalı 100 yaşında Martin A. Brooke )

# Türk askeri cesurdu. Ölmekten korkmuyorlardı. ( Avustralyalı 96 yaşında H. W. Smith )

# Şunu söyleyebilirim ki, Kanlı Sırt Çarpışmaları, Çanakkale Savaşları'nın en şiddetli çarpışmalarındandı. 8.000 Türk ve 2.000 Avustralyalı öldü. Ne korkunç insan ve can kaybı. Türkler'in cesareti ve dirençleri saygı yarattı. ( Avustralyalı 97 yaşında Arthur T. Beezley )

# Türkler dürüst savaşçıydılar. Türkler hakkındaki düşüncelerim değişmedi. Almanlara karşı duyduğumuz nefreti, onlara karşı dumuyorduk. ( Yeni Zelandalı Cedric Stpolyion Smith )

# Türklere asker olarak saygı duyduk. Çünkü donanımca çok yetersiz olmalarına rağmen sıkı çarpışıyor ve iyi nişancılık yapıyorlardı. Gelibolu büyük ve korkunç bir hataydı. ( Avustralyalı 96 yaşında Ernest George Guest )

# Ülkeme, Türk'e asker olarak savaş yeteneği için ve bir dereceye kadar da yaşam biçimlerine saygı duygularımla döndüm. ( Avustralyalı 94 yaşında Thomas William Epps )

# Savaşın sonlarına doğru izlenimimiz, onların kolay yenilmeyen sıkı savaşçılar olduğu şeklindeydi. ( Yeni Zelandalı 96 yaşında Alfred Douglas Dusley ) Türkler iyi ve dürüst savaşçıydılar. Cephede şartlarımız kötü, su azdı. Herkese günlük bir litreden az su veriliyordu. ( Yeni Zelandalı 97 yaşında Arthur Barleet)

# Savaş bitip ülkeme evime döndüğümde memnundum. Fransa'da ikibuçuk yıl çarpıştıktan sonra Türkler hakkında daha iyi şeyler düşünür oldum. (Avustralyalı 92 yaşında John Henry Norris)

# Gelibolu'da kaldığım süre içinde Türkler'in herhangi bir çirkin ya da alçakça tutum ve eylemini işitmedim. Oysa daha sonra gittiğim Fransa'da deneyimlerim çok farklı oldu. ( Avustralyalı 97 yaşında C. J. Hazlitt )
 
ben çizgi filmini izlemiştim aynı şeyler vardı teşekkürler
Eline saqlık
 
AHHH AHHH kaldırın başınızı yattığınız yerden bi bakında geride bıraktığınız ülke nereye gidiyor Mücahidlerim:(
 
ellerine sağlık kardeş.

bu vatanı ne zorluklar çekerek düşmana teslim etmedik. yine aynı şey olsa yine kanımızı döker etmeyiz. ama binbir türlü hile uygulayarak vatanı bölmeye ve satmaya uğraşıyorlar.

allah vatanıma kötü niyetle yaklaşana fırsat vermesin.
 
Geri
Üst