1001Design
330i ///M3 Design
Sinema reklamcılığı yapan Artistik Hizmetler'in genel müdürü Çağatay, Türkiye'de 1992'den bu yana sinema salonu sayısının yüzde 64 artarak 1300'e ulaştığını, seyircinin 'hazır hedef kitle' haline geldiğini söyledi
Ubeyt Çağatay, "Reklamcılığın en büyük sıkıntılarından olan reklamlardan kaçan seyirciye ulaşma şansınız sinemada daha yüksek" dedi.
RADİKAL - İSTANBUL - Sinema salonlarında film öncesi gösterilen reklamların sürelerinin giderek artması sinema yazarlarından ve izleyicilerden olumsuz eleştiri alsa da, sinemaya reklam verenlerin sayısı hızla yükseliyor.
Reklam filmi konusunda çalışan Artistik Hizmetler'in genel müdürü Ubeyt Çağatay, "Sinemada reklamla hedef 12'den vuruluyor" dedi. Çağatay, sinema izleyicilerinin gelir seviyesinin belirli bir düzeyin üstünde olmasının, seyirciyi reklam verenin gözünde 'hazır hedef kitle' haline getirdiğinin de altını çizdi.
Hatırlanma oranı yüksek
Çağatay, reklamveren ve reklamcıların sinema salonlarını adeta yeniden keşfettiğini belirten şöyle dedi: "Türkiye'deki bir şirketin gerçekleştirdiği Sinema Reklam Etkinliği Araştırması'na göre sinemada her reklam kuşağında gösterilen reklamların en az birini, kendiliğinden hatırlayanların oranı yüzde 91. Reklamlar hatırlatıldığında ise bu oran yüzde 98'e çıkıyor. Böylece televizyon, radyo ve diğer araçlara göre sinema salonlarında gösterilen reklamlar, ilk hatırlanan reklamlar arasına daha rahat girebiliyor. Bu sonuçları gören ve okuyan müşterilerimiz de sinema reklamcılığını tercih ediyor."
Öncelik Türk filmleri
Türk filmlerinin reklam pastasını genişlettiğini ifade eden Çağatay, bilet satışlarında Türk filmlerinin giderek ivme kazandığını kaydederek, "Reklamverenler genellikle 1 milyonun üzerinde gişe yapması beklenen filmleri tercih ediyor. Son yıllarda hızla gelişen ve büyüyen Türk sineması da izleyicileri kendisine çekiyor. Bunun farkında olan reklamverenler de çok iş yapan Türk filmlerine rağbet gösteriyor. Böylece tanıtım kampanyaları da amacına ulaşmış oluyor" dedi. Çağatay, sinemanın reklamverenler tarafından tercih edilmesinin önemli bir nedeninin de hedef kitlenin kanalı değiştiremeden, yerinden kalkmadan ve başka yere bakmadan reklamları izlemesi olduğunun asöyledi.
"Reklamcılığın en büyük sıkıntılarından olan reklamlardan kaçan seyirci kitlesine ulaşma şansınız sinemada daha yüksek. Ses sistemi ve perdeleri sayesinde salondakiler o an gösterilen reklamlarla bir şekilde iletişim kuruyor" diyen Çağatay, Dünya Sinema Reklamcılığı Derneği'nin (SAWA) araştırmasına göre sinemayı en çok telekomünikasyon, alkollü içecekler, iletişim, otomotiv, konut, finans sektörünün kullandığının bilgisini verdi.
'Genç nüfus sinemacı'
Sinema reklamcılığı yaptıkları için sektörle ilgili açıklamaları yakından takip ettiğini belirten Ubeyt Çağatay, 1992'den bu yana sinema salonlarındaki artışın yüzde 64'e, salon sayısının ise 1300'lerin üstüne çıktığını hatırlatarak, "İzleyici sayısı 36 milyon civarında ve gelir düzeyleri de belirli bir seviyenin üstünde, yaş ortalamasına bakıldığında genç bir izleyici topluluğu söz konusu. Elbetteki reklamverenler için bu çok önemli bir olgu. Özellikle de eğitimciler için.
Biz şu anda eğitim alanında hizmet veren bir kurum için sinema reklamları hazırlıyoruz. Eğitimciler de sinemada yapılan reklamın hedefe tam isabet olduğu görüşündeler" dedi. İzleyici sayısı 1 milyonun üstünde olan üç-dört filmde bile reklam verenin istediği hedefe ulaştığını vurgulayan Çağatay, son yıllarda eğitim alanında hizmet veren firmaların da sinema salonlarını tercih ettiğinin altını çizdi. Çağatay bunun nedenini sinemasever genç nüfusa bağladı.

Ubeyt Çağatay, "Reklamcılığın en büyük sıkıntılarından olan reklamlardan kaçan seyirciye ulaşma şansınız sinemada daha yüksek" dedi.
RADİKAL - İSTANBUL - Sinema salonlarında film öncesi gösterilen reklamların sürelerinin giderek artması sinema yazarlarından ve izleyicilerden olumsuz eleştiri alsa da, sinemaya reklam verenlerin sayısı hızla yükseliyor.
Reklam filmi konusunda çalışan Artistik Hizmetler'in genel müdürü Ubeyt Çağatay, "Sinemada reklamla hedef 12'den vuruluyor" dedi. Çağatay, sinema izleyicilerinin gelir seviyesinin belirli bir düzeyin üstünde olmasının, seyirciyi reklam verenin gözünde 'hazır hedef kitle' haline getirdiğinin de altını çizdi.
Hatırlanma oranı yüksek
Çağatay, reklamveren ve reklamcıların sinema salonlarını adeta yeniden keşfettiğini belirten şöyle dedi: "Türkiye'deki bir şirketin gerçekleştirdiği Sinema Reklam Etkinliği Araştırması'na göre sinemada her reklam kuşağında gösterilen reklamların en az birini, kendiliğinden hatırlayanların oranı yüzde 91. Reklamlar hatırlatıldığında ise bu oran yüzde 98'e çıkıyor. Böylece televizyon, radyo ve diğer araçlara göre sinema salonlarında gösterilen reklamlar, ilk hatırlanan reklamlar arasına daha rahat girebiliyor. Bu sonuçları gören ve okuyan müşterilerimiz de sinema reklamcılığını tercih ediyor."
Öncelik Türk filmleri
Türk filmlerinin reklam pastasını genişlettiğini ifade eden Çağatay, bilet satışlarında Türk filmlerinin giderek ivme kazandığını kaydederek, "Reklamverenler genellikle 1 milyonun üzerinde gişe yapması beklenen filmleri tercih ediyor. Son yıllarda hızla gelişen ve büyüyen Türk sineması da izleyicileri kendisine çekiyor. Bunun farkında olan reklamverenler de çok iş yapan Türk filmlerine rağbet gösteriyor. Böylece tanıtım kampanyaları da amacına ulaşmış oluyor" dedi. Çağatay, sinemanın reklamverenler tarafından tercih edilmesinin önemli bir nedeninin de hedef kitlenin kanalı değiştiremeden, yerinden kalkmadan ve başka yere bakmadan reklamları izlemesi olduğunun asöyledi.
"Reklamcılığın en büyük sıkıntılarından olan reklamlardan kaçan seyirci kitlesine ulaşma şansınız sinemada daha yüksek. Ses sistemi ve perdeleri sayesinde salondakiler o an gösterilen reklamlarla bir şekilde iletişim kuruyor" diyen Çağatay, Dünya Sinema Reklamcılığı Derneği'nin (SAWA) araştırmasına göre sinemayı en çok telekomünikasyon, alkollü içecekler, iletişim, otomotiv, konut, finans sektörünün kullandığının bilgisini verdi.
'Genç nüfus sinemacı'
Sinema reklamcılığı yaptıkları için sektörle ilgili açıklamaları yakından takip ettiğini belirten Ubeyt Çağatay, 1992'den bu yana sinema salonlarındaki artışın yüzde 64'e, salon sayısının ise 1300'lerin üstüne çıktığını hatırlatarak, "İzleyici sayısı 36 milyon civarında ve gelir düzeyleri de belirli bir seviyenin üstünde, yaş ortalamasına bakıldığında genç bir izleyici topluluğu söz konusu. Elbetteki reklamverenler için bu çok önemli bir olgu. Özellikle de eğitimciler için.
Biz şu anda eğitim alanında hizmet veren bir kurum için sinema reklamları hazırlıyoruz. Eğitimciler de sinemada yapılan reklamın hedefe tam isabet olduğu görüşündeler" dedi. İzleyici sayısı 1 milyonun üstünde olan üç-dört filmde bile reklam verenin istediği hedefe ulaştığını vurgulayan Çağatay, son yıllarda eğitim alanında hizmet veren firmaların da sinema salonlarını tercih ettiğinin altını çizdi. Çağatay bunun nedenini sinemasever genç nüfusa bağladı.