cdoganc
New member
- Katılım
- 20 Şub 2006
- Mesajlar
- 36
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
ACCOUNT Reklam ajansının bir müşterisi (kişi veya kuruluş)
ACCOUNT CONFLICT Doğrudan rekabet eden iki ürüne aynı reklam ajansı tarafından hizmet verilmesi durumu; Müşteri Çatışması. Ajans birleşmesi, şirket satın almalar veya çokuluslu şirketlerin aldığı global kararlar sonucu karşılaşılan bir durumdur. Her ne kadar ajanslar iki rakip ürüne hizmet verebilecek kadar profesyonel olduklarını savunsalar da düğüm genelde ajansın küçük müşteriden vazgeçmesiyle çözülür. Çok sık bu durumla karşılaşan büyük ajansların bir kardeş ajans kurmaları yadırganmaz.
ACCOUNT EXECUTIVE Ajans (veya herhangi bir hizmet kuruluşunda) müşteri ile ilişki ve iletişimden sorumlu Müşteri Temsilcisi. Bir üst kademe, ACCOUNT DIRECTOR.
ACTIVITY GRID Markanin medya plani, promosyon plani, yeni ürünler ve diger önemli projelerini bir sayfada gösteren özet yillik plan.
ADCEPT BOARD Konsept testlerinde kullanılan, üzerinde TV reklamını temsil eden bir resim ve markanın temel mesajının yer aldığı basılı malzeme. Genelde bu tür testlerde kullanılan basit “concept board”dan farkı, reklamı hatırlatan görsel unsurlarla süslenmiş olmasıdır.
ADDRESS HYGIENE Adres listesindeki bilgilerin dogruluğu. Adreslerin toplanma yöntemine ve güncelleştirilme sıklığına bağlı olarak degişir. Tüketicilerin kendi iradeleriyle ve postayla katıldıkları kampanyalarda en yüksek doğruluk oranına erişilir.
ADVERTISING CONTRACT Reklamveren ile medya kuruluşu arasında yapılan reklam sözleşmesi. Bazı durumlarda reklamveren adına reklam ajansı tarafından yapılır. İdeali reklamveren ve ajansın birlikte çalışarak sözleşme yapmasıdır.
ADVERTORIAL Advertisement ve editorial kelimelerinden türetilmiştir. Reklamın sanki o yayın organının normal sayfalarından biri gibi sunulmasıdır. Bazı ülkelerde yasalar, çoğu zaman da ilgili basın kuruluşu o yayının reklam olduğunu bir şekilde belirtmeyi zorunlu kılar. Çünkü haber şeklinde verilen reklam o yayın kuruluşunun itibarını paylaşmayı hedeflemektedir.
AIDA Attention-Interest-Desire-Action kelimelerinin baş harflerinden oluşan ve basarili bir iletişimin aşamalarını anlatan eski bir terim. Pazarlamanın 4P’si gibi, yeni nesil iletişimcilerin pek rağbet etmediği bir ifade olmakla birlikte, bilmemek de ayıp sayılır.
AIDED RECALL Yardımla hatırlama. Araştırmada deneklerin bir marka adını veya reklamı kendiliğinden değil, ancak “duyduklarında” hatırlamaları.
ALLOWANCE Üretici firmanın brüt satış fiyatından aracı veya perakendecilere yaptığı indirimler. Genellikle belli bir performans karşılığı (miktar, peşin ödeme, teşhir) yapılan indirimlere denir.
ANIMATIC Fotoğraf veya çizimlerle hazırlanan, basit bir dublaj ile bitmiş haline yaklaştırılmaya çalısılan reklam filmi benzetimi, sesli storyboard. Nispeten pahalı bir sunum şekli olduğundan genelde test amaçlı kullanılırlar.
ANIMATION Canlandırma, animasyon. Statik objelere hareket verilerek canlıymış gibi bir izlenimin yaratıldığı film çekim yöntemi.
APPEAL Çekicilik. Reklamın tüketicinin ilgisini çekmek için kullandığı satış mesajı.
ART DIRECTOR Sanat yönetmeni. Reklamın görsel açıdan nasıl olacağına karar veren kişi.
ARTWORK Reklam veya ambalaj baskısı için gerekli tüm malzemelerin (çizim, ilüstrasyon, resim vb) toplamı; orijinal. Basımdan bir önceki aşama. Ya da ART. CD çıktı, tarih oldu.
ASP Average Selling Price. Bir döneme ait (ay, yıl) birim başına net satış hasılatı.
ATTITUDES Tavır, tutum. Tüketicilerin değerlendirilen “şey” hakkındaki düşünceleri, duyguları ve aldıkları pozisyon. Bu şey; ürünler, hizmetler, kurumlar veya fikirler olabilir. Ancak en yaygın kullanım şekli, bir kategoriye karşı olan tavırlardır.
ATTRIBUTE Bir ürünün-kategorinin tüketici için önemli olan özellikleri, karakteristikleri. Örneğin; besleyicilik, lezzet, hijyen, pratik ambalaj, fiyat…sıralaması bir gıda ürününün muhtemel özellikleridir. Bunları önem sırasına göre dizdiğimizde “ideal ürün profili”ne ulaşırız.
AUDIENCE (GROSS) Her türlü medya aracılığıyla bir reklamı izlemiş olabilecek toplam kişi sayısı. Bu rakam gerçekten izleyip izlemediğinin cevabını vermez, yani televizyonun o kanalda açık olması yeterlidir. Bu rakamın % ifadesi GRP, kişi sayı olarak ifadesi IMPRESSION.
AUDIO Radyo veya TV reklamının “duyulan” bölümü. Yani konuşmalar, müzik, ses efektleri…
AWARENESS Tüketicinin bir marka veya reklamı bilme durumu veya oranı. Doğru bilme veya detaylarını hatırlayabilme önemli değildir. Haberdar, farkında olmak.
ABOVE THE LINE Pazarlama bütçesinin medyada yayinlanan reklamlara ait kismidir. Buradan anlasilacagi üzere, satis promosyonu, dogrudan pazarlama, POP malzemeleri gibi harcamalar “below-the-line” olarak adlandirilir. Entegre pazarlama iletisimiyle birlikte “crossing the line” terimi de giderek yayginlasmakta, çizginin alti ile üstünü ayirmak zorlasmakta ve aslina bakarsaniz anlamsizlasmaktadir.
BACKGROUND Bir öneri veya planın üzerine oturduğu geçmiş olaylar, rakamlar ve deneyimlerin derlemesi.
BALANCE SHEET Bilanço.
BANNER Eski anlamıyla; bez veya plastikten yapılan ve biryerlere asılarak kullanılan tanıtım malzemesi. Pankart. Yeni anlamı ise; internet sayfalarında rastladığımız küçük, diktörtgen çoğunlukla hareketli ve tıklanarak bir başka sayfaya ulaştıran reklamcıklar.
BARTER Takas. Reklam bedelinin reklamverenin ürettiği mal veya hizmet ile ödenmesi.
BELOW THE LINE Pazarlama bütçesinin ABOVE THE LINE olmayan tüm harcamaları, promosyon, basılı malzeme vb. Dikkat; direkt satış giderleri, pazarlama masrafları (maaş, kırtasiye,demirbaş) normalde pazarlama bütçesi içinde değerlendirilmez. Yani çizginin ne altı, ne de üstü.
BENCHMARK Ajansa üretecekleri yeni işi değerlendirmeleri amacıyla verilen standart. Mevcut kampanyalar veya başka hazır örnekler standart olarak verilebilir, yeni öneriler bu standartları aşamadığı sürece onaylanmaz veya “benchmark” yayına girer.
BENEFIT Tüketicinin bir ürün veya hizmetten sağladığı veya bizim sağlayacağını iddia ettiğimiz fayda.
BILLBOARD Büyük boy açıkhava reklam panosu.
BLIND PRODUCT TEST Kör ürün testi. Tüketici test ettiği ürünün markasını bilmez.
BLUE PRINT Ozalit. Özel mavi kağıdın üzerine şekillerin beyaz renkte çizildiği bir baskı türü. Teknolojik gelişmeler, teksir gibi ozaliti de emekliliğe sevkediyor
BODY COPY Basın ilanı metni. Reklamda başlık, resim, broşür, kupon vs.. dışında kalan metin.
BODY TYPE Basın ilanlarında ana metinde kullanılan yazı karakteri
BOGO Buy One, Get One Free cümlesinin kısaltılmışı. Yani meşhur “bir alana bir de bedava” promosyonunun kısa ifadesi. B1G1F
BONUS PACK Aynı paraya daha fazla ürün verilen promosyon türü. Extra ürün ambalajlı olarak verilebildiği gibi, esas ambalajın boyutları büyütülerek daha fazla ürün de konulabilir.
BOTTOM LINE Gelir Tablosunda vergiden önceki net kazanç satırı. Tabloda vergi ve vergi sonrası net kazanç satırları olsa da “bottom line” deyince vergi öncesi geliri anlayacağız.
BOUTIQUE AGENCY Yurtdışında; reklamın sadece yaratıcı yönüyle ilgilenen ajans. Creative boutique. Bizde; Ambalaj, katalog, POP gibi sadece grafik tasarım yapan ajanslar.
BRAND Bir firmanın sunduğu ürün veya hizmetleri diğerlerinden ayırt eden söz, sembol, işaret veya hepsinin birleşimi. Marka (tescil edilen marka)
BRAND ARCHITECTURE Marka mimarisi. Bir markanın ürün/ pazar bağlamında alt, üst ve ortak markalarla oluşturduğu hiyerarşik yapı. Bu yapı içindeki ilişki ve rol dağılımlarının yıllık bazda profesyonelce değerlendirilmesi.
BRAND BUILDING Marka inşa etme. Bir markayı sıfırdan şirketin önemli bir aktifi haline getirme süreci
BRAND CHAMPION Çok markalı organizasyonlarda bir markanın sorumluluğunu global düzeyde yüklenmiş tepe yöneticisi. CEO, VP…
BRAND DEVELOPMENT INDEX (BDI) Bir markanın bir bölgede veya bir dönemde gösterdiği performansın yüzde ifadesidir. Markanın o bölge veya dönemdeki satışlarının ortalamaya bölünmesi yoluyla hesaplanır
BRAND EQUITY Marka Denkliği. Tüketici tarafından satın alınan, fiziksel özeliklerinin yanısıra duygusal bağlantısı, şahsiyeti olan ve tatmin sağlayan bir karışım. Marka (inşa edilen marka)
BRAND IDENTITY Marka Kimliği. Bir markanın ürün, kişi, kurum ve sembol olarak tanımlandığı süreç ve sürecin sonunda ortaya çıkan kapsamlı döküman.
BRAND LEADERSHIP Yönetimi’nin yerini alması niyetiyle ünlü marka gurusu David Aaker tarafından ortaya atılan kavram
BRAND MANAGER Marka Yöneticisi, Marka Müdürü, Marka Sorumlusu gibi farklı ünvanlarla adlandırılan Pazarlama profesyoneli. Ürün bazında ayırımın yapıldığı firmalarda “PRODUCT MANAGER” olarak adlandırırlar. Yaptıkları iş aynıdır.
BRAND POSITIONING DOCUMENT Marka konumlandırma dokümanı. Markanın sık değişmeyen temel unsurlarını içeren, tüm yönetim kademelerince imzalanan tek sayfalık doküman. Marka Anayasası.
BREAK EVEN Başabaş noktası. Payout. Bir yatırımdan sağlanan kazancın (reel anlamda), yapılan harcamaların üzerine çıktığı durum veya an. Kara geçmeye başladığımız yer.
BRIEF Pazarlama’dan ajanslara, hizmet firmalarına veya diğer departmanlara çıkan iş talepleri. Genellikle işin öncesini, ne istendiğini ve zamanlamasını içeren formatlı doküman. Brif.
BUNDLE Bir ürünü pazara verebilmemize yeterli olan tüm bilgilerin toplamı. Formülü, ambalajı, tasarımı, konsepti, konumlandırmayı, satış planı ve muhtemelen reklam filmini içerir. Çokuluslu firmalarda birlikteliği sağlamak için merkezde hazırlanıp ülkelere dağıtılan dosya.
BURKE TEST (Bkz) DAY AFTER RECALL
BURST Medya planında bir dönem çok yoğunlaşarak normalin üzerinde bir erişim (reach) ve frekans elde edilmesi.
BUYOUT TV reklamında oynayan oyuncunun tüm haklarını bir kerede satın alma.
brief
CONSUMER GOODS Tüketim ürünleri. Nihai tüketici tarafından, kişisel ihtiyacı için kullanılan ürünler. Dayanıklı-dayanıksız tüketim ürünleri olarak alt gruplara ayrılır. Tüketim ürünleri olmayan ürünler “endüstriyel ürünler” olarak adlandırılır.
CONSUMER INSIGHT Tüketici öngörüsü. Tüketici araştırmalarından sağlanan verilere ek olarak gözlem, bilgi ve deneyimlerin birleştirilerek tüketici, dış çevre, trendler hakkında sahip olunan daha kapsamlı bilgi
CONTINGENCY PLAN Mevcut planın bir nedenle iptali halinde devreye girecek, onaylanmış alternatif plan.
CONTINUITY Reklamın verilen süre içerisinde sürekli olarak medyada yer almasını öngören medya stratejisi.
CONTINUITY PROGRAMS Nispeten uzun bir zaman içinde birkaç kez ürün satın almayı ödüllendiren promosyon türü. Örneğin havayollarında “frequent flier” programları veya gazetelerin kupon biriktirme kampanyaları.
CONVENIENCE GOODS Kolayda mallar. Tüketicilerin ilk görüşte satın aldıkları, karşılaştırma ve satınalma için pek fazla çaba harcamadıkları tüketim malları.
COST EFFICIENCY Bir medya planı için ulaşım ve frekans hedeflerini dengede tutarak en uygun fiyata en etkili seçimi yapmak.
COST PER GRP Yada CPP (Cost per point). 1 saniyelik reklamı yayınlamak için ödenen miktarın, o reklamın izlenme oranına bölümü
COST PER THOUSAND Bin kisiye ulasma maliyeti
CREATIVE BRIEF Yaratıcı brief. Yaratıcı stratejinin oluşturulması yönünde ilk adım. Müşterinin reklam ajansına geçtiği ilk doküman. Brief üzerine yapılan çalışmalar, araştırmalar ve tartışmalar sonucu müşteri ve ajansın üzerinde hemfikir olduğu yaratıcı strateji ortaya çıkar.
CREATIVE STRATEGY Yaratıcı strateji. Yaratıcı çalışmanın yönünü belirleyen temel doküman. Basit, açık ve ayrıştırıcı olmalı. Markanın temel konumlandırmasını, çevreyi ve tanıtım amaçlarını içerir.
CUSHION Bütçe hazırlanırken, muhtemel olumsuzluklara karşı pazarlama bütçesine konulan ek hayali harcamalar veya reklam bütçesindeki şişirmeler. Satış hedeflerine ulaşılamadığında bu harcamalar kesilmiş gibi gösterilerek BOTTOM LINE tutturulur.
CALL BACK Anketörün daha önce bulamadığı deneğe veya aynı deneğe araştırmanın devamını yapmak amacıyla, tekrar uğraması
CANNIBALIZE Bir ürünümüzün satış artışının, aynı grupta yer alan başka bir ürünümüzün satışında azalmaya neden olması.
CASE Karton koli
CAST Bir reklam filminde oynayan oyuncular
CATEGORY Aynı tüketici gereksinimini karşılayan ürünler grubu. Kategori.
CATEGORY DEVELOPMENT INDEX (CDI) Bir kategori için, bölgesel pazarların ulusal pazar ortalamasına oranlarının yüzde ifadesi olup BDI ile birlikte incelendiğinde marka için o pazarlardaki potansiyeli gösterir.
CATEGORY FUNDAMENTALS Pazarlamada bir kategoriyi yönetebilmek için gerekli temel bilgiler toplamı
CATEGORY MANAGER Group Brand Manager. Pazarlama organizasyonunda Grup Yöneticisi.
CATI Computer Assisted Telephone Interviewing. Anketör soruları bilgisayar ekranından okur ve telefonda aldığı yanıtı yine bilgisayarda ilgili pencerlere tıklar. Mülakatı bilgisayar yönlendirir.
CHAIN STORE Zincir mağaza. Bir zincire dahil olan ve perakende satış yapan mağaza. Örneğin; Migros mağazaları, Gima mağazaları.
CHEESE CAKE Içerdigi makul “seksi” unsurlarla dikkat çeken fotoğraflar.
CIRCULATION Tiraj. Süreli yayınların net satış rakamı
CLEARING HOUSE İndirim kuponlarını perakende noktalardan toplayıp tasnif eden ve bunları üretici firmalara teslim edip perakendeciler adına tahsilatı yapan hizmet kuruluşu. Türkiye’de bu hizmeti veren şirketlerin olmaması kupon türü kampanyaların yaygınlaşamamasının tek nedenidir.
CLIENT Reklam ajansının müşterisi. Her müşteri ajans için bir “ACCOUNT” dur. Ancak doğrudan hitap ederken veya cümle içinde “CLIENT” kullanılır.
CLUTTER TV veya radyoda kısa bir sürede üst üste yayınlanan reklam, program tanıtımı, duyuruların toplamı, kirlilik. Bizim reklamımızın etkinliğini azaltıcı etkisi nedeniyle olumsuz anlamda kullanılır.
COLOR SEPARATION Renk ayrımı. Renkli orijinal, filtreler aracılığıyla üç ana renge (sarı-mavi-kırmızı) ayrılır ve üç renk için klişe hazırlanır. Buna gölgeleri veren siyah klişe eklenir. Dört renk ile yapılan baskı orijinal renklere en yakın sonucu verir.
COMBO PACK Banded pack. İki veya daha fazla ürün birbirine (genellikle bantla) birleştirilir ve cazip bir fiyattan satılır.
CONCENTRATION STRATEGY Yoğunluk Stratejisi. Reklamverenin, medyalardan birine reklam fonlarını yoğunlaştırması.
CONCEPT Bir markanın tüketiciye sunduğu fiziksel ve duygusal faydaların ve bunları destekleyen kanıtlarının özet ifadesi. Markanın özü, varoluş sebebi
CONFIDENCE LEVEL İstatistikte güvenilirlik düzeyi. Araştırma sonuçlarına bakıp bir karar almadan önce mutlaka sorulması gerekir.
CONSUMER GOODS Tüketim ürünleri. Nihai tüketici tarafından, kişisel ihtiyacı için kullanılan ürünler. Dayanıklı-dayanıksız tüketim ürünleri olarak alt gruplara ayrılır. Tüketim ürünleri olmayan ürünler “endüstriyel ürünler” olarak adlandırılır.
CONSUMER INSIGHT Tüketici öngörüsü. Tüketici araştırmalarından sağlanan verilere ek olarak gözlem, bilgi ve deneyimlerin birleştirilerek tüketici, dış çevre, trendler hakkında sahip olunan daha kapsamlı bilgi
CONTINGENCY PLAN Mevcut planin bir nedenle iptali halinde devreye girecek, onaylanmis alternatif plan.
CONTINUITY Reklamın verilen süre içerisinde sürekli olarak medyada yer almasını öngören medya stratejisi.
CONTINUITY PROGRAMS Nispeten uzun bir zaman içinde birkaç kez ürün satın almayı ödüllendiren promosyon türü. Örneğin havayollarında “frequent flier” programları veya gazetelerin kupon biriktirme kampanyaları.
CONVENIENCE GOODS Kolayda mallar. Tüketicilerin ilk görüşte satın aldıkları, karşılaştırma ve satınalma için pek fazla çaba harcamadıkları tüketim malları.
CONVERSION Bedava verilen numuneyi kullanan tüketicinin kendi iradesiyle o ürünü satın alması. (%)
COOP AD Perakendecinin sattığı ürünler için yaptığı reklam. Reklam maliyeti üretici firma ile paylaşılır. Bizdeki uygulama biraz daha farklıdır. Örneğin Migroskop, Metropost türü uygulamalar.
COPY Bir reklamın metni.
COPY TESTING Bir reklamın etkililiğini ölçmek için tüketici tepkilerine dayanarak yapılan araştırma.
CORPORATE ADVERTISING Kurumsal Reklam. Reklamveren kuruluşun, belirli bir ürününü ya da hizmetini tanıtmaktan çok, gücünü, olanaklarını, yeteneklerini tanıtmayı amaçlayan, imaj yaratmaya yönelik reklam faaliyeti.
COMMUNICATION MIX communication mix
DAGMAR Defining Advertising Goals for Measured Advertising Results. Reklam hedeflerini ölçülmüş reklam sonuçlarına göre belirlemek.
DAY AFTER RECALL Ertesi günkü hatırlanma oranı. Bir reklam yayınlanmaya başladıktan 15-24 saat sonra yapılan testte çıkan hatırlanma oranı. BURKE TEST.
DAYPART Bir televizyon veya radyo istasyonunun günlük yayınlarının bölündüğü zaman dilimleri.
DEAD NET PRICE Bir ürünün tüm iskonto ve primleri düştükten sonra müşteriye net maliyeti. Piyasalarda “NET NET” diye kullanılır.
DEMOGRAPHICS Hedef kitlenin yaş, cinsiyet, din, ırk, gelir gibi somut istatistiklerle ifadesi. Demografi öldü, yaşasın psikografi diyenlere aldırmayın. Sağlam demografik bilgi olmadan her şey havada kalır.
DIRECT MAIL Doğrudan Postalama. Potansiyel tüketiciye doğrudan postalama yolu ile gönderilen (broşür, örnek ürün, ürün/hizmet/firma bilgisi vs..) pazarlama iletişim faaliyetleri.
DIRECT MARKETING Doğrudan pazarlama. Bir ürün veya hizmetin tüketici tarafından satın alınmasını sağlamak amacıyla potansiyel tüketici grubuna yönlendirilen ve bu kesimle çift yönlü bir iletişim kurarak onlardan cevap almayı amaçlayan aktivitelerin tümü.
DIRECT RESPONSE Tüketicilere telefon, elektronik posta, mektup gibi iletişim yollarıyla anında tepki verebilme imkanı sunan satış tutundurma faaliyetleri. Bazı pazarlamacılar bu terimi doğrudan pazarlama ile eş anlamlı görürler
DISPLAY Tanzim-teşhir. Perakendeci ile anlaşarak ürünlerin her zamanki yerlerinin dışında ve dikkat çekici biçimde sergilenmesi.
DISTRIBUTION Dağılım. Bir ürünün satıldığı noktaların toplam nokta sayısına bölünmesine Nümerik, o ürünü bulunduran noktaların toplam kategori satışından aldığı paya ise Ağırlıklı Dağılım denir.
DISTRIBUTOR Bir sektörden sadece bir firmanın ürünlerini, o bölgenin tek yetkili satıcısı olarak satan ve genelde son perakende noktaya direkt ulaşan toptancı.
DOOR TO DOOR SAMPLING Kapıdan kapıya numune dağıtımı. Ülkemizde dağıtım maliyetlerinin düşüklüğü ve hedef kitleyi oturduğu semte göre ayırabilmenin göreceli kolaylığı nedeniyle tercih edilir.
DOWNSCALE Alt sosyo-ekonomik sınıfları tanımlamak için kullanılır.
DRY RUN Prova. Genellikle eğitim programlarını hazırlarken, eksiklikleri baştan görebilmek için özel bir grupla yapılan (bedava) ilk tur.
DUMMY Ürün veya reklam kahramanının canlı veya cansız, büyük boy maketi.
E-BRAND Internet patlaması sırasında sanal alemde yaratılan markalara verilen ad. Sonradan normal alandaki markalardan özünde bir farkı olmadığı anlaşıldı. Yani eee brand?
EDITORIAL Herhangi bir mecrada, editör, yönetici veya patronların halkı ilgilendiren bir konuda görüş bildirdiği yazı veya program.
EMOTIONAL BENEFIT Duygusal fayda. Ürünümüzü kullanan tüketicinin neler hissedeceği.
END BENEFIT Son fayda. Nihai duygusal fayda. Tüketicinin ürünümüzü kullandıktan sonra içinde bulunacağı durum, ruh hali. Self- Expressive benefit.
ENDORSEMENT Kabul görmüş bir otoritenin bir ürünün kullanımını onaylaması veya önermesi. Otoritenin kabul görmüşlüğünün somut bir ölçüsü yoktur. Ürünü kullanmış sıradan bir tüketici de öneride bulunabilir. Teorik olarak öneren kişinin konudaki uzmanlığı inandırıcılığı artırır.
EVENT MARKETING Etkinlik pazarlaması. Genellikle sponsorluk şeklinde, bir promosyonu bir etkinliğe (yarışma, turnuva, konser) bağlantılandırma.
EVERYDAY LOW PRICE Bir ürün için, tüketici promosyonlarından vazgeçip aradaki farkı fiyata yansıtma ve ürünün fiyatını kalıcı olarak düşürme. Düşük fiyat politikasına geçiş.
EVOKED SET Satın alma söz konusu olduğunda tüketicinin markaya dair bildiği ve farkında olduğu tüm olumlu düşünceler, duygular seti.
EXECUTION Uygulama. Reklam mesajının hangi yöntem, gereç ve tekniklerle iletileceğinin ifadesi.
EXPOSURE Maruz kalma. Bir kişinin reklam veya promosyona muhatap olması. TV izlerken veya gazete okurken karşılaşması. İzleyip algılaması mühim değildir.
EYE TRACKING Tüketicilerin göz hareketlerini izleyerek reklamın hangi bölümünün dikkat çektiğini belirlemeye yönelik araştırma metodu.
FACING Yüz sayısı. Perakendeci rafının ön cephesinde yer alan ürün sıra sayısı. Bir sırada üst üste üç ürün dizilse de “bir yüz” sayılır. Yaa!
FEATURE Perakendeci tarafından bir ürün için yapılan promosyonlar. Örneğin, teşhir, fiyat indirimi.
FEE (BASIS) Reklamverenin ajans komisyonunu, yayınlanan reklam miktarından bağımsız olarak dönemsel sabit miktarda ödemesi.
FEEDBACK Prova. Genellikle eğitim programlarını hazırlarken, eksiklikleri baştan görebilmek için özel bir grupla yapılan (bedava) ilk tur.
FLIGHTING Medya stratejisi.Belirli sezonlarda reklamın yoğunluğu arttırılır sezonun dışında kalan zamanlarda ise reklam yoğunluğu azaltılır. Ancak reklam (Pulsing’den farklı olarak) hiç bir zaman kesilmez.
FLOOR STAND Kendi kendine ayakta duran, perakende noktalarda ürün sergilemekte kullanılan standlar.
FLOP Başarısızlığa uğramış bir girişim. Ürün, reklam, promosyon vs.
FLOWCHART Yıllık medya planının şematik gösterimi.
FMCG Fast Moving Consumer Goods. Dayanıksız tüketim ürünleri.
FOCUS GROUP Grup tartışması. 6-12 kişinin, bir moderatör yönetiminde ve yarı esnek bir soru formu çerçevesinde ürünleri, fikirleri, reklamları tartıştıkları araştırma biçimi.
FOLLOW-UP Yeni bir ürünün piyasaya verilmesinden veya yeni bir reklam kampanyasının yayına girmesinden sonra bunu takiben gerçekleştirilen aktiviteler.
FOOTAGE Bir reklam filminin kullanılabilir nitelikteki tüm çekimleri. Reklam filminin en uzun hali.
FRAGMENTATION Reklam bütçesinin çok çeşitli medya arasında dağılması. Bütçenin gereğinden fazla dağıldığı durumlarda, olumsuz anlamda kullanılır.
FREE GOODS Mal fazlası. Üreticinin perakendeciye promosyon amaçlı verdiği (satılabilir) mallar. Örneğin; 4 koli alana 1 bedava, 4+1
FREQUENCY Bir reklamı en az bir kez izlemiş olan kişilerin bu reklamı ortalama kaç kez gördüğü. OTS (opportunity to see)
FULL – SERVICE AGENCY Reklam sürecindeki tüm işleri yapan reklam ajansları. Stratejik planlama, yaratım, tasarım, prodüksiyon, medya planlaması. Günümüzde ajanslar bu hizmetlerin yanında halkla ilişkiler, satış tutundurma ve doğrudan pazarlama hizmetleri de vermektedirler. O zaman da haliyle tencere taşmakta, ortalık batmaktadır. Extra Full Ajans Supra.
FACING Yüz sayısı. Perakendeci rafının ön cephesinde yer alan ürün sıra sayısı. Bir sırada üst üste üç ürün dizilse de “bir yüz” sayılır. Yaa!
GENERIC NAME Bir kategori veya sınıfı tanımlamakta kullanılan, aslında bir marka olan isim. Selpak, Jilet. Sektör dışından birine “Marka Uzmanıyım” dediğimde mutlaka bunun geyiğini yapar.
GONDOLA Marketlerde bir raf grubu, adası.
GONDOLA END Gondol basi. Bir raf grubunun basinda yer alan,üç tarafi açik, özel teshir amaçli tasarlanan raf.
GREEN MARKETING Çevreye daha az zararlı ürünlerin geliştirilmesi ve bunun direkt ya da dolaylı bir tüketici yararı olarak sunulması. Ülkemizde henüz marka tercih sebebi olamayan bir “attribute”
GROSS MARGIN Brüt kar. Net satış geliriyle satılan malın maliyeti arasında kalan fark.
GRP Gross Rating Point. Toplam izlenme oranı. Belirli bir zaman diliminde herhangi bir reklamın elde ettiği izleme oranlarının (rating) toplamı. Yüzdelerin toplamı ama yüzde değil.
HALO EFFECT Araştırmada tüketiciler sevdikleri bir markayı değerlendirirken objektif davranmayıp tüm özelliklerine hakettiğinden fazla puan verirler.
HARD COPY Bir sunumda asetat, slide veya bilgisayar aracılığıyla aktarılan bilgilerin kağıda basılmış kopyaları. Ya da bilgisayar ortamındaki bilgilerin kağıda basılmış hali.
HEADLINE Basılı reklamlarda tüketicinin ilgisini çekmek amacıyla iri punto ile yazılmış başlık cümlesi.
HEAVY USER Bir markayı veya ürünü ortalamanın çok üzerinde kullanan tüketiciler.
HIATUS Medya planlamada iki FLIGHT arasındaki boşluk. Reklamsız dönem.
HIERARCHY OF EFFECTS THEORY Tüketicilerin satın alma kararı verme sürecinde bilgiyi işleme ve kullanmalarının zihinsel aşamalarının modeli.
HOOK Reklam metninde izleyicinin ilgisini çekmeyi hedefleyen bölüm. Çekiliş kampanyalarında büyük hediye
HOUSEWIFE Ev kadını, evin hanımı. Bir evin (HH) 16 yaşından büyük kadın reisi.
IMC Bütünleşik(Entegre) Pazarlama İletişimi. Pazarlama İletişiminin tüm öğelerini (reklam, satış tutundurma, PR, doğrudan pazarlama) ayrı ayrı kullanmak yerine sinerji oluşturacak şekilde, tuttarlı olarak bir arada kullanılmasını öngören yönetim konseptidir.
IMPRESSION Herhangi bir zaman diliminde, herhangi bir programı veya reklamı izleyenlerin sayısı. GRP x (TV sahibi ev sayısı)
INCENTIVE Bizim veya müşterilerimizin satış personeline performans hedeflerini aştıklarında verilen maddi veya ayni teşvikler. Sales incentive.
INFOMERCIAL Information ve Commercial sözcüklerinden türetilmiştir. Normal TV programı görüntüsünde, birkaç dakikaya kadar uzayabilen reklamlara denir. Yeni ürün tanıtımında “haber” formatı yaygın ve yararlı bir uygulamadır.
IN PACK Ürün ambalajının içine yerleştirilen ve ancak tüketicinin ürünü satın alıp açmasıyla sahip olabileceği hediye ve bu tür hediyeli promosyonlara verilen ad.
INSERT Bir süreli yayının içine katılmak üzere ayrı basılmış, yayınla birlikte ciltlenen veya araya sıkıştırılan reklamlar. Genellikle yayından daha kaliteli bir kağıda basılırlar.
INTERVIEW STUDY Pazarlama araştırmalarında birincil veriyi toplamakta kullanılan en yaygın araştırma yöntemi. Görüşülecek kişileden telefonla, postayla ya da yüz yüze görüşme ile iletilen soru formunun doldurulması istenir.
IPCT Identified Product Concept Test. Ürünün markalı olarak ve konseptiyle birlikte test edilmesi
INDEPT INTERVIEW Derinlemesine görüsme. Uzman görüsmecinin tüketicilerle yüzyüze, birebir görüserek onlarin gerçek tutum, duygu, düsünce, tavir ve davranislarini anlamaya yönelik bir arastirma metotudur. Kalitatif bir teknik olan derinlemesine görüsme, diger arastirma tekniklerinin gözden kaçirabilecegi noktalari saptamak için kullanilir.
JINGLE Reklamda çeşitli ses, söz ve efektlerin uyaklı biçimde dizelenmesiyle oluşturulan basit müzikal yapı. Cingıl.
KICK BACK Reklam ajansının, müşteriyi koruyabilmek için müşteri çalışanlarından (herhalde yetkili yönetici) bir kişiye yaptığı illegal ve ahlak dışı ödeme, komisyon.
KISS Bir işin kısa sürmesi dileğini ifade eden argo kısaltma. KISS sözcüğünün “Keep It Short-Simple” cümlesinin kısaltması olduğunu öne sürerek meşruiyet kazandırmaya çalışanlar aslında bunun “Keep It Simple Stupid” anlamına geldiğini bilip bundan garip bir zevk alırlar.
LAYOUT Basılacak herhangi bir işin taslak çizimi. Layout sayfa düzenini gösteren basit bir karalamadır. Başlık dışındaki unsurlar net değildir. Ara onay aşamasıdır. Layout üzerinde anlaşmadan tüm işi bitirmek ajans açısından risk taşır, müşteriyi de beğenmediği bir işi sırf çok emek harcandığı için kabul etme baskısına sokar.
LIFESTYLE Kişilerin fikirleri, tavırları, ilgi alanları ve harcama biçimleriyle ifadesini bulan bireysel yaşam biçimleri.
LIFESTYLE SEGMENTATION Tüketicileri hobilerine, ilgi alanlarına, meslekelerine ve yaşam tarzlarının diğer öğelerine göre gruplara ayırma, bölümleme.
LINE EXTENSION Tür çeşitlendirmesi. Mevcut bir marka adı altında piyasaya verilen yeni türler, varyantlar. Aynı ürünün farklı bir boyda piyasaya verilmesi ise SIZE EXTENSION olarak adlandırılır.
LOSS LEADER Perakendeci tarafından maliyetinin altında satılan ürün. Burada amaç tüketiciyi mağazaya çekmek ve bunun yanısıra kar marjı yüksek diğer ürünleri satmaktır.
LOTTERY Piyango. Şansa bağlı promosyonlar.
MARGIN (Bkz) GROSS MARGIN ve NET MARGIN
MARKET DEVELOPMENT Pazar geliştirme. Üreticinin mevcut ürünleri için yeni pazarlar veya tüketici grupları bulma yoluyla, rakibe bulaşmadan satışlarını artırma çabala
MARKET NICHE Pazarın özel bir tüketici grubuna hitap eden küçük ve iyi tanımlanabilen bir kesimi. Niş pazarlar genelde birden fazla markanın varlığını kaldıramayacak kadar küçüktür.
MARKET SEGMENTATION Pazar Bölümleme. Heterojen bir pazarı benzer ihtiyaçlar ve isteklere göre homojen kısımlara ayırmak, bölümlemek.
MARKETING MIX Pazarlama Karması. Ürün, fiyat, tutundurma ve dağıtımdan oluşan ve pazarda istenilen tepkiyi yaratmak için kullanılan kontrol edilebilir temel pazarlama değişkenleridir. Yani bildiğimiz 4P
MARKETING PLAN Bir markanın yönünü belirleyen, hedeflerinin ve tüm faaliyet detaylarının, bütçeleriyle birlikte yer aldığı yıllık plan. ACTION PROGRAM.
MARKUP Aşağıdan yukarı kar marjı. Bir malın maliyetinin üzerine ekleyerek satış fiyatına ulaştığımız brüt kar. (Maliyet + Markup = Satış fiyatı) (Satış fiyatı - Maliyet = Kar marjı)
MASS MEDIA Medya. Daha çok geniş kitlelere yayın yapan, TV, radyo, basın, outdoor gibi yaygın iletişim araçlarını tanımlamakta kullanılır.
MASS MERCHANDISE Beyaz eşya, giyim gibi çok değişik kategorilerden ürünler satan büyük mağaza.
MASTER Filmin asıl kopyası. Çok iyi korunur, yayın kopyaları ondan çıkartılır, kaybolması halinde yeniden çıkartılması pahalıya malolur.
MEDIA PLAN Reklam mesajının doğru hedef kitleye doğru medya ile iletilmesi için tasarlanan plan.
MEDIA STRATEGY Uygun medya aracılığıyla reklam mesajını tüketiciye etkili şekilde ulaştırmak için geliştirilen strateji.
MERCHANDISING Ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü.
METHODOLOGY Yapılan pazar araştırmasının yöntemi ve buna ilişkin detaylar.
ME TOO Genellikle pazar liderinin başarıyla uyguladığı bir şeyi taklit etme. Aynı iddialarda bulunma, benzer tanıtım unsurları kullanma, aynı promosyonu yapma…
MILKING Bir üründen kısa sürede maksimum kazancı sağlamayı hedefleyen, ürünün uzun dönem hedeflerini gözardı eden, kısa vadeli pazarlama stratejisi.
MONADIC TEST Bir ürün testi yöntemi. Tüketici tek ürün kullanır ve sadece onu değerlendirir.
MOOD Bir reklam filminin atmosferi, canlandırılan karakterlerin ruh hali.
MARKETING pazarlama
NECKHANGER Doğrudan şişeye asılarak tüketiciye ulaştırılan promosyon malzemesi. NECKER.
NET MARGIN Net kar marjı. Brüt kar marjından sabit giderleri çıkardığımızda kalan.
NET SALES Net satış geliri = Brüt satış geliri - Tüm indirimler
NON-COMERCIAL ADVERTISING Ticari olmayan reklamlar. Toplumu veya bazı kesimleri belirli bir konu hakkında bilinçlendirmek üzere bir takım fikirleri kazandırma ya da toplumsal bir davranışı değiştirme amaçlı yapılan reklamlar.
NON-FOOD Yiyecek dışı hızlı tüketim ürünleri. Büyük mağazalarda bu konuyla ilgili bölüm.
NON-TRIERS Bir marka ile hiç direkt deneyimi olmamış tüketiciler.
NOT AVAILABLE N.A. kısaltması bir tablodaki eksik verilerin sağlanamadığını, bulunamadığını belirtir. Bazı durumlarda N.A.=Not Applicable, yani “buraya uymaz” anlamında da kullanılır.
NVO Non Variable Overhead. Şirketin sabit giderleri
OFF INVOICE Fatura üzerinde yapılan direkt indirimler.
ON AIR ON AIR Reklam yayında. Reklamın yayında olduğu anları değil, yayında bulunduğumuz dönemi anlatır, durum bildirir. Yayında mıyız, değil miyiz?
ON THE JOB TRAINING Şirketin bir eğitim bütçesi veya olanakları yoksa yeni alınan personele “sizi iş üzerinde! eğiteceğiz” denir. Bunun anlamı doğrudan çalışmaya başlayacaklarıdır
OPEN END QUESTION Açık uçlu soru. Cevapların önceden verilmediği, deneğin istediği gibi serbestçe cevaplayabileceği anket sorusu.
OPINION LEADER Görüşleri ve davranışları diğer insanlar için model teşkil eden kişiler.
OUT OF STOCK Stoksuz kalma. Bir ürünün normalde dağılımda bulunduğu perakende noktalarda geçici olarak bulunmaması hali (%).
OUTDOOR (ADVERTISING) Billboard, duvar, pano, afiş, hareketli araçların yüzeyine yapılan açık hava reklamları.
OVERSTOCK Genellikle bir kampanya nedeniyle satıcının gerek duyduğundan fazla yüklendiği mal.
OTS Oppurtunity To See. (Bkz) FREQUENCY
PACKAGE DESIGN Ürün ambalajının, şekil, boyut, kullanım, istifleme gibi tüm unsurlarıyla ele alınarak tasarlanması. Üç boyutlu tasarım. Örneğin şişe modeli,kapağı,malzemesi,rengi,koli yerleşimi..
PACKAGE LABEL DESIGN Sadece ambalaj üzerindeki etiketin tasarımı. Etiket tasarımı yapıldığı halde, ambalaj tasarımı olarak kesilen ajans faturalarına dikkat!
PAIRED COMPARISON Bir ürün testi yöntemi. Tüketicilere iki ürün birlikte verilir. Bir süre birincisini, daha sonra ikincisini kullanması istenir. Tüketici ürünleri birlikte ve karşılaştırmalı olarak değerlendirir.
PANEL TEST Reklam ve yeni ürünlerin ön testini yapmak için kullanılan bir teknik. Hedef pazardan bir grup birey seçilir ve alternatifleri değerlendirmeleri istenir.
PANTRY LOADING Genellikle mevcut tüketicilerimizin, fiyat indirimleri veya promosyonlar nedeniyle her zaman aldıklarından daha fazla miktarda ürün almaları.
PASS - ALONG READERS Okuyucuların yayınları satın almadan elden ele dolaşarak okumaları.Bu tür okuyucular yayının toplam okuyucuları içerisinde sayılırlar. En zevklisi otobüste, vapurda yanındakinin gazetesini okumaktır ama o grup toplam okuyucu içinde sayılmaz.
PAYOUT (Bkz) BREAK EVEN
PAY TV Sözlüklerde PAY TV ile CABLE TV aynı anlamda kullanılmakla birlikte, pratikte farklı anlamlarda yüklenirler; PAY TV-Cine5 gibi ek ücret ödeyerek ulaşılabilen şifreli kanallara denirken, CABLE TV tüm kanalları eve ulaştıran kablo servisine denir.
PENETRATION Bir coğrafi bölgede bir ürünün veya promosyonun kişilere ulaşım yüzdesi. .
PEOPLE METER (Türkiye’de AGB tarafından yapılan) TV izleme oranları araştırması için evlerdeki TV cihazlarına yerleştirilen ve o anda kimin hangi kanalı izlediğini belirleyip sinyalleri merkez bilgisayara gönderen cihaz.
PERCENT OF SALES METHOD Geçmiş satış analizlerine bakarak reklam bütçesini belirleme ve gelecekteki satışları tahmin etme yöntemi.
PERSUASION PROCESS İkna süreci. İzleyicinin olası tutumlarını, özellikle de satın alma arzusunu ve ürün algısını etkilemek üzere duygusal ya da duyusal çekiciliklerin kullanıldığı reklam süreci. Bildiğimiz reklam yani.
PILOT (STUDY/SURVEY) Pazar araştırmada soru formuna son şeklini vermek amacıyla yapılan ön deneme anketi.
PIPELINE Lansman döneminde kanalların dolması için yapılan normalin üzerindeki sevkiyat. Kanallar normal stok seviyelerine ulaştıktan sonra sevkiyatlar ile tüketici çekişi daha paralel gider. Yeni bir boru şebekesine su verdiğimizde, boş boruları doldurmak için gerekli su miktarı gibi.
P&L Profit and Loss statement. Kar-zarar tablosu veya bizim kullanacağımız şekliyle, gelir tablosu.
POINT OF PURCHASE Tüketicinin ürünümüzle karşı karşıya geldiği perakende nokta. POINT OF SALE. Bu noktalarda tüketicinin ilgisini çekme amaçlı kullanılan tanıtım malzemelerine de POP denir ama doğru bir ifade değildir
POOL-OUT Bir reklam için yapılan çekimlerden, aynı marka için üretilen diğer reklamlar.
PORTFOLIO ANALYSIS Bir şirketin markalarının sistematik değerlendirilmesi, önceliklerin belirlenmesi ve portföydeki her ürünün, markanın toplam hedefe ulaşmadaki rolünün belirlenmesi.
POSITIONING Konumlandırma. Markanın hedef tüketici tarafından nasıl algılanması gerektiğinin pazarlamacı tarafından belirlenmesi ve bu yönde gösterilen çabaların tümü.
POSITION MAPPING Konum Haritası ya da Algısal Harita. Hedef pazardaki bireylerin farklı şirketleri, ürünleri ve markaları algılama biçimlerinin resmini çekmek için kullanılan bir pazarlama araştırması aracı.
POST – TEST Reklam medyada yayınlandıktan sonra etkilerini ölçen test. Son test.
PREEMPT Yeni bir rakip ürüne karşı veya mevcut rakibin beklenen bir hareketine karşı önceden tedbir alarak boş alan bırakmama veya önünü kesme çabası. Çoğu zaman aynı tüketici vaadini sunan benzer bir ürün çıkarma şeklinde olur.
PREMIUM PACK Ambalaj içinde veya üzerinde bedava hediye taşıyan ürün ve bu tür promosyonlara verilen ad.
PREMIUM PRICING Pazar ortalamasının üzerinde fiyatlandırma. Daha da yüksek bir fiyat seviyesi mevcutsa SUPER PREMIUM olarak adlandırılabilir.
PRE – TEST Reklam medyada yayınlanmadan önce yapılan ön test
PRIMARY DEMAND Birincil talep. Belli bir ürün türüne olan talep
PRIME TIME TV veya radyo yayınında izleme veya dinleme oranının günün diğer bölümlerine göre en yüksek seviyeye çıktığı zaman dilimi. Televizyonda genelikle 20-23 arası olmakla birlikte, radyoda sabah (morning drive), öğleden sonra (afternoon drive) gibi gündüz saatleridir. Prime Time, Türk halkının en iyi bildiği İngilizce sözcüklerin başında gelir!
PRIVATE LABEL (PRIVATE BRAND) Üretici firmanın kendi markaları dışında zincir mağazalar, toptancılar veya başka kuruluşlar için ürettikleri ürünler. Öz marka
PROBE Pazarlama profesyonellerinin tüketici ile bizzat görüşerek yaptıkları esnek mülakat.
PRODUCT DIFFERENTATION Ürün farklılaştırma. Talebi arttırmak için eşsiz ürün özellikleri geliştirme ve ürüne diğerlerinden farklı olduğu imajı yaratma.
PRODUCT LIFE-CYCLE Ürünlerin ya da markaların ard arda giriş, gelişme, olgunluk ve satışların azalması devrelerinden geçtiğini ileri süren pazarlama teorisi. Okulda kompozisyon yazarken öğrendiğimiz “giriş-gelişme-sonuç” gibi bir model. Bir çok şeyi açıklamaktan uzak, basit bir şey ama bazen de çok işe yarar.
PRODUCT MANAGER Ürün Yöneticisi. Pazarlama bölümünü idealde marka bazında ayırmak daha doğru olmakla birlikte, bazı şirketlerin portföyü ürün grubu bazında ayırmaya uygundur.
PROMOTION Satış promosyonu. Bir ürünün satın alınmasını teşvik etme veya perakende noktalarda bulunurluğunu/görünürlüğünü sağlamak amacıyla yapılan süreli ve taktik özellikli tüm pazarlama aktiviteleri. Tutundurma da denir ama o laf da pek tutmadı.
PROMOTIONAL MIX Satış tutundurma karması. Pazarlama hedeflerine ulaşmada kullanılan çeşitli iletişim faaliyetleri. Reklam, kişisel satış, duyurum, satış tutundurma.
PROMOTIONAL PARTNERSHIP Üretici firmanın başka bir firmayla promosyon amacıyla birleşmesi. Örneğin Coca Cola’nın 20th Century Fox Film ile bir sonraki filmde Coca Cola’nın göze çarpar bir şekilde gösterilmesi için anlaşması. Dünya nereye gidiyor?
PROOF OF PURCHASE Satın alma kanıtı. Tüketicinin bir malı veya hizmeti satın aldığını kanıtlayan ve genellikle bir promosyona katılım için gereken şey. Ambalajın tamamı veya parçası, barkod, kasa fişi olabilir. POP (Point of Purchase) ile karıştırmamak için uzun yazım tercih edilmeli.
PROSPECT Potansiyel müşteri
PROTOMONADIC Bir ürün testi yöntemi. Tüketici bir ürünü kullanır ve deneyimleri değerlendirilir. Daha sonra tüketiciye bir ürün daha verilir ve bunu ilk kullandığıyla karşılaştırması istenir.
PSYCHOGRAPHICS Demografik verilerin alternatifi olarak, hedef kitleyi yaşam tarzı, kafa yapısı veya davranış biçimleri bazında tanımlama. Psikografi.
PUBLICITY PUBLICITY Bir hizmet, kurum ya da ürün hakkında hazırlanan, kitle iletişim araçlarında parasız olarak yayınlanan mesaj.
PULL Çekme. Hedef tüketicide istek yaratarak ürün talebi oluşturmaya yönelik pazarlama aktivitelerinin genel adı.
PUSH İtme. Dağıtım kanallarını yükleyerek malın aşağı doğru akmasını zorlamaya yönelik pazarlama aktiviteleri. Kanal kampanyaları.
PACKSHOT Ürün gösterimi
RASP Retail Average Selling Price. Ortalama perakende satış fiyatı (KDV dahil)
RATE CARD Bir iletişim aracının reklam tarifesi, brüt liste fiyatı. Türkiye’de birkaç kamu kuruluşu dışında kimsenin kullanmadığı bir doküman.
RATING İzlenme oranı (%). Bir programı veya reklamı izleyenlerin kabul edilen evrene oranı.
REACH Erişim. Bir reklamı en az bir kez izleyenlerin evrene oranı (%).
REASON WHY Tüketiciye yaptığımız vaadi destekleyen kanıtlar.
REDEEM Tüketiciye verilen sözü yerine getirme. Dağıtılan kuponların bedelini ödeme, başka biçimlerde promosyona katılanlara hak ettiklerini verme.
REDEMPTION Geri dönen kuponların veya yapılan başvuruların toplam dağıtılan miktara oranı (%)
REFUND Promosyonda vaadedilen paranın tüketicinin ürünü satın aldıktan sonra posta ile gönderilmesi ve bu tür promosyonların genel adı. Yüksek enflasyon ve posta dağıtım sistemimizin durumu nedeniyle bizde uygulaması olmayan bir tür.
REMINDER Yoğun bir reklam kampanyasından sonra veya çok yerleşmiş bir marka için yapılan, hatırlatmaya yönelik, detaya girmeyen kısa-öz kampanyalar.
REPEAT PURCHASE Tüketicinin aynı ürünü iki kez üst üste satın alması. Marka bağlılığına giden yol.
REPOSITIONING Yeniden konumlandırma. Bir marka ya da ürün için hedef tüketicilerin zihninde var olandan farklı, net ve ayırt edici yeni bir konum oluşturmak
ROI Return On Investment. Bir kampanyanın mali başarısının ölçüsü. Kampanyanın sağladığı gelirin kampanya için yapılan harcamalara oranı.
ROLE PLAY Genellikle satış teşkilatı eğitimlerinde kullanılan bir teknik. Katılımcılar yeni bir ürünü veya kampanyayı gerçek yaşamda olduğu gibi bir müşteri veya tüketiciye anlatırlar.
SYNDICATED Abone türü araştırma. Örneğin Nielsen perakendeci paneli veya AGB araştırması sonuçları düzenli olarak abone olan kuruluşlara ulaştırılır. TALENT COST Bir reklam filminde oynayan sanatçılara ödenen ücret.
SWOT Strengths-Weaknesses-Opportun ities-Threats Bir marka veya şirket için yukarıdaki unsurların irdelendiği analiz türü.
STORYBOARD Resimli taslak. Reklam filmi senaryosunun çizimler ve özet sahne bilgileriyle desteklendiği sunum biçimi.
STORE CHECK Esas anlamı satış noktalarında stok kontrolü. Ancak yaygın kullanımı direkt satıştan sorumlu olmayan şirket çalışanlarının (Genel Müdür’den, Marka Asistanı’na) yaptığı perakendeci ziyaretleridir.
STOCK FOOTAGE (SHOT) Hazır çekim. Bu hizmeti sağlayan kuruluşlardan alınarak filme monte edilen belgeseller veya çok sık kullanılan bazı görüntüler.
STAND BY Yedek reklam yeri. Kesin rezervasyon yapılmayıp, ancak yer olduğunda yayınlanması koşuluyla satılan reklam yeri ve bu esastaki anlaşmalar. Biraz daha ucuz doğal olarak.
SLOW MOTION Yavaş çekim. Filmlerde bazı detayların daha iyi görünmesi için veya özel bir etki yaratmak amacıyla sık kullanılan bir yöntem.
SLOGAN Bir markaya ait reklamlarda sürekli olarak tekrarlanan cümle veya sözler.
SKU Stock Keeping Unit. Farklı ürün kodu taşıyan ve tek bir satış birimi olarak değerlendirilen her ürün veya ürün grubu ayrı bir SKU’dur.
SINGLE MINDED Reklam mesajının tek, basit ve anlaşılabilir bir satış fikri üzerine kurulmuş olması.
SHARE OF MARKET (SOM) Bir markanın pazar payı (%). Birim veya ciro payı olarak ifade edilebilir. Hiçbir şey belirtilmemişse ciro payı anlaşılmalıdır.
SHARE OF SEGMENT Pazar payının segment bazında ifadesi. Sadece belli bir segmentte başarılıysak yönetim kurulunun gözünü boyamak için kullanılır. Aksi halde tek başına fazla anlamlı değildir.
SHARE OF SPENDING (SOS) Reklam harcamalarının ciro payı olarak ifadesi (%).
SHARE OF VOICE (SOV)SHARE OF VOICE (SOV) Reklam harcamalarının GRP payı olarak ifadesi (%).
SHELF TALKER Rafın kenarından asağı sarkan, promosyon veya ürün mesajı taşıyan POP malzemesi.
SHRINK (WRAP) Ürünlerin birbirine veya promosyon malzemelerinin ürünlere ısı ile gerdirilmiş şeffaf plastik malzemeyle bağlanması.
SACRIFICE Net bir hedef kitle tanımı yapabilmek için nüfusun önemli bir kesimini gözden çıkarmak. İletişimde bir gruptan vazgeçmek, o gruba satış yapmayacağımız anlamına gelmiyor.
SALES INCENTIVE (Bkz) INCENTIVE
SALES PROMOTION (Bkz) PROMOTION
SAMPLE Örnek. Araştırmada anket için seçilen ve hedeflenen evreni temsil ettiğine inanılan bir grup insan.
SAMPLING Tüketiciye az veya sıfır maliyetle küçük bir miktar ürün ulaştırma.
SEASONALITY INDEX Mevsimsellik endeksi. Bir marka veya kategori satışlarının mevsimlere veya aylara dağılımının % ifadesi. O döneme ait satış / Yıllık ortalama satış
SECONDARY DATA İkincil veri. Daha önceki araştırmalardan, gazetelerden, kitaplardan, dergilerden, devlet nüfus sayım yayınlarından, literatür taramasından vs.. elde edilen ikincil kaynaklı bilgiler.
SEGMENTATION Bölümleme. Kesimleme. Pazarı daha küçük kesimlere ayırma. Bu sayede pazarı, hedef tüketiciyi daha iyi tanımlar, o gruplara yönelik ürünler geliştirir ve pazarlama programları hazırlarız.
SELECTIVE DEMAND Seçici talep. Belirli bir ürün sınıfında özel bir markaya yapılan talep
SEQUENTIAL MONADIC Bir ürün testi yöntemi. Tüketiciye bir ürün verilir, kullandıktan sonra değerlendirmesi alınır. Daha sonra bir ürün daha verilir. İkinci ürünü kullandıktan sonra sadece bunun için değerlendirme alınır. Uzun süren bir yöntem olduğu için, karşılaştırma sadece çok temel ürün özellikleri için yaptırılır.
TRIAL SIZE Dağıtılan bedava veya düşük fiyatlı ve çoğu zaman küçük boy numune.
TRIAL Tüketicinin bir ürünü satın alma veya numune dağıtımı neticesi ilk kez kullanması.
TRADE MARKETING Pazarlama karmasının PUSH ile ilgili kısmı ve bazı firmalarda bu faaliyetleri yürüten bölüm. Yeterince büyük organizasyonlarda pazarlama bölümü işin tüketici yönüne konsantre olur, dağıtım kanallarına yönelik pazarlama faaliyetlerini TM yönlendirir.
TRADEMARK Ticari marka. Kaynağını veya üreticisini belli etmek için bir malın üzerinde veya ambalajında yer alan kelime, yazı veya sembol.
TRACKING Genelde aylık periyodlarla tekrarlanan, markanın genel gücünün ve değişimlerin ölçüldüğü, esnek olmayan araştırma türlerinin genel adı.
TOP OF MIND Akla ilk gelen. Araştırmada hatırlatmasız sorulduğunda deneğin aklına ilk gelen marka adı veya reklam kampanyası.
TIE-IN Birleştirme, bağlama. Bir pazarlama aktivitesinin birden fazla marka için yapılması veya bir marka için yapılacak kampanyanın sürmekte olan diğer kampanyalarla birleştirilme çabası.
THEME Tema. Reklamcılıkta bir ürünün temel mesajını, konumlandırmasını içeren ana reklam kampanyası. Tema kampanyası dışında, bir markanın promosyon, reminder, pool-out türü filmleri de olabilir.
TEST MARKET Yeni ürünü ülkenin tamamında değil bir bölümünde pazara vererek pazarlama planını test etmek, riski azaltmak. Ülkemiz coğrafyası ve medya yapısı uygun olmadığından ve ulusal lansman hala nispeten ucuz olduğundan test market çok geçerli bir yöntem değildir.
TARGET MARKET Satış hedefi. Mesaj hedefinden daha geniş bir grup. Promosyon ve dağılım stratejileri satış hedef kitlesine göre biçimlendirilir.
TARGET AUDIENCE Mesaj hedefi. Bir markanın iletişim stratejisini odakladığı çekirdek hedef kitle.
TANGIBLE PRODUCT ATTRIBUTES Ürünlerin fiziksel, dokunulabilir özellikleri
USP Unique Selling Proposition. Biricik Satış Önerisi. Bir ürünün sahiplendiği, tüm çabalarını üzerine kurduğu ve başka hiçbir üründe olmayan tipik özelliği. Yeni kuşak iletişimciler, gerçek bir USP’ye sahip olmaktan ziyade tüketicinin olayı nasıl algılamakta olduğu üzerine yoğunlaşmaktalar.
URBAN Kent. Merkez nüfusu 50,000’den fazla olan yerler kent, aşağısı kır olarak tanımlanabilir.
UPSCALE Üst sosyo-ekonomik sınıfları tanımlamak için kullanılır.
UPGRADE Bir ürünün kalitesini yükseltmek, daha üst sosyo-ekonomik gruplara yönelik olarak yeniden konumlandırmak.
UPFRONT Planlama döneminin hemen başında medya yeri satın alma.
UPC Universal Product Code. Barkod, çizgi kod.
UNAIDED RECALL Yardımsız hatırlama. Araştırmada deneklerin bir marka adını veya reklamı kendiliğinden hatırlama durumu.
U&A Usage and Attitudes Survey. 2-3 yılda bir yapılıp kategorinin temel dinamiklerinin derinlemesine ölçüldüğü kapsamlı araştırma türü.
VOICE OVER Dış ses. Reklamda görünmeyen kişinin, sunucunun sesi.
VALS RESEARCH (VALUES AND ) Tüketicileri değerleri, yaşam tarzları gibi psikolojik ve yaş, cinsiyet gibi demografik özelliklerine göre gruplayan araştırma yöntemi.
VEHICLE Belirli bir hedef kitleye reklam mesajını taşıyan kanal ya da yayın
WORLD WIDE WEB (WWW) Dünya çapında ağ. İsviçre parçacık araştırma merkezi tarafından yaratılmış olan hipertext tabanlı, dağıtılmış bilgi sistemi.
WEAR OUT Yıpranma. Bir reklamın veya promosyonun etkinliğini kaybetmeye başladığı nokta.
ACCOUNT CONFLICT Doğrudan rekabet eden iki ürüne aynı reklam ajansı tarafından hizmet verilmesi durumu; Müşteri Çatışması. Ajans birleşmesi, şirket satın almalar veya çokuluslu şirketlerin aldığı global kararlar sonucu karşılaşılan bir durumdur. Her ne kadar ajanslar iki rakip ürüne hizmet verebilecek kadar profesyonel olduklarını savunsalar da düğüm genelde ajansın küçük müşteriden vazgeçmesiyle çözülür. Çok sık bu durumla karşılaşan büyük ajansların bir kardeş ajans kurmaları yadırganmaz.
ACCOUNT EXECUTIVE Ajans (veya herhangi bir hizmet kuruluşunda) müşteri ile ilişki ve iletişimden sorumlu Müşteri Temsilcisi. Bir üst kademe, ACCOUNT DIRECTOR.
ACTIVITY GRID Markanin medya plani, promosyon plani, yeni ürünler ve diger önemli projelerini bir sayfada gösteren özet yillik plan.
ADCEPT BOARD Konsept testlerinde kullanılan, üzerinde TV reklamını temsil eden bir resim ve markanın temel mesajının yer aldığı basılı malzeme. Genelde bu tür testlerde kullanılan basit “concept board”dan farkı, reklamı hatırlatan görsel unsurlarla süslenmiş olmasıdır.
ADDRESS HYGIENE Adres listesindeki bilgilerin dogruluğu. Adreslerin toplanma yöntemine ve güncelleştirilme sıklığına bağlı olarak degişir. Tüketicilerin kendi iradeleriyle ve postayla katıldıkları kampanyalarda en yüksek doğruluk oranına erişilir.
ADVERTISING CONTRACT Reklamveren ile medya kuruluşu arasında yapılan reklam sözleşmesi. Bazı durumlarda reklamveren adına reklam ajansı tarafından yapılır. İdeali reklamveren ve ajansın birlikte çalışarak sözleşme yapmasıdır.
ADVERTORIAL Advertisement ve editorial kelimelerinden türetilmiştir. Reklamın sanki o yayın organının normal sayfalarından biri gibi sunulmasıdır. Bazı ülkelerde yasalar, çoğu zaman da ilgili basın kuruluşu o yayının reklam olduğunu bir şekilde belirtmeyi zorunlu kılar. Çünkü haber şeklinde verilen reklam o yayın kuruluşunun itibarını paylaşmayı hedeflemektedir.
AIDA Attention-Interest-Desire-Action kelimelerinin baş harflerinden oluşan ve basarili bir iletişimin aşamalarını anlatan eski bir terim. Pazarlamanın 4P’si gibi, yeni nesil iletişimcilerin pek rağbet etmediği bir ifade olmakla birlikte, bilmemek de ayıp sayılır.
AIDED RECALL Yardımla hatırlama. Araştırmada deneklerin bir marka adını veya reklamı kendiliğinden değil, ancak “duyduklarında” hatırlamaları.
ALLOWANCE Üretici firmanın brüt satış fiyatından aracı veya perakendecilere yaptığı indirimler. Genellikle belli bir performans karşılığı (miktar, peşin ödeme, teşhir) yapılan indirimlere denir.
ANIMATIC Fotoğraf veya çizimlerle hazırlanan, basit bir dublaj ile bitmiş haline yaklaştırılmaya çalısılan reklam filmi benzetimi, sesli storyboard. Nispeten pahalı bir sunum şekli olduğundan genelde test amaçlı kullanılırlar.
ANIMATION Canlandırma, animasyon. Statik objelere hareket verilerek canlıymış gibi bir izlenimin yaratıldığı film çekim yöntemi.
APPEAL Çekicilik. Reklamın tüketicinin ilgisini çekmek için kullandığı satış mesajı.
ART DIRECTOR Sanat yönetmeni. Reklamın görsel açıdan nasıl olacağına karar veren kişi.
ARTWORK Reklam veya ambalaj baskısı için gerekli tüm malzemelerin (çizim, ilüstrasyon, resim vb) toplamı; orijinal. Basımdan bir önceki aşama. Ya da ART. CD çıktı, tarih oldu.
ASP Average Selling Price. Bir döneme ait (ay, yıl) birim başına net satış hasılatı.
ATTITUDES Tavır, tutum. Tüketicilerin değerlendirilen “şey” hakkındaki düşünceleri, duyguları ve aldıkları pozisyon. Bu şey; ürünler, hizmetler, kurumlar veya fikirler olabilir. Ancak en yaygın kullanım şekli, bir kategoriye karşı olan tavırlardır.
ATTRIBUTE Bir ürünün-kategorinin tüketici için önemli olan özellikleri, karakteristikleri. Örneğin; besleyicilik, lezzet, hijyen, pratik ambalaj, fiyat…sıralaması bir gıda ürününün muhtemel özellikleridir. Bunları önem sırasına göre dizdiğimizde “ideal ürün profili”ne ulaşırız.
AUDIENCE (GROSS) Her türlü medya aracılığıyla bir reklamı izlemiş olabilecek toplam kişi sayısı. Bu rakam gerçekten izleyip izlemediğinin cevabını vermez, yani televizyonun o kanalda açık olması yeterlidir. Bu rakamın % ifadesi GRP, kişi sayı olarak ifadesi IMPRESSION.
AUDIO Radyo veya TV reklamının “duyulan” bölümü. Yani konuşmalar, müzik, ses efektleri…
AWARENESS Tüketicinin bir marka veya reklamı bilme durumu veya oranı. Doğru bilme veya detaylarını hatırlayabilme önemli değildir. Haberdar, farkında olmak.
ABOVE THE LINE Pazarlama bütçesinin medyada yayinlanan reklamlara ait kismidir. Buradan anlasilacagi üzere, satis promosyonu, dogrudan pazarlama, POP malzemeleri gibi harcamalar “below-the-line” olarak adlandirilir. Entegre pazarlama iletisimiyle birlikte “crossing the line” terimi de giderek yayginlasmakta, çizginin alti ile üstünü ayirmak zorlasmakta ve aslina bakarsaniz anlamsizlasmaktadir.
BACKGROUND Bir öneri veya planın üzerine oturduğu geçmiş olaylar, rakamlar ve deneyimlerin derlemesi.
BALANCE SHEET Bilanço.
BANNER Eski anlamıyla; bez veya plastikten yapılan ve biryerlere asılarak kullanılan tanıtım malzemesi. Pankart. Yeni anlamı ise; internet sayfalarında rastladığımız küçük, diktörtgen çoğunlukla hareketli ve tıklanarak bir başka sayfaya ulaştıran reklamcıklar.
BARTER Takas. Reklam bedelinin reklamverenin ürettiği mal veya hizmet ile ödenmesi.
BELOW THE LINE Pazarlama bütçesinin ABOVE THE LINE olmayan tüm harcamaları, promosyon, basılı malzeme vb. Dikkat; direkt satış giderleri, pazarlama masrafları (maaş, kırtasiye,demirbaş) normalde pazarlama bütçesi içinde değerlendirilmez. Yani çizginin ne altı, ne de üstü.
BENCHMARK Ajansa üretecekleri yeni işi değerlendirmeleri amacıyla verilen standart. Mevcut kampanyalar veya başka hazır örnekler standart olarak verilebilir, yeni öneriler bu standartları aşamadığı sürece onaylanmaz veya “benchmark” yayına girer.
BENEFIT Tüketicinin bir ürün veya hizmetten sağladığı veya bizim sağlayacağını iddia ettiğimiz fayda.
BILLBOARD Büyük boy açıkhava reklam panosu.
BLIND PRODUCT TEST Kör ürün testi. Tüketici test ettiği ürünün markasını bilmez.
BLUE PRINT Ozalit. Özel mavi kağıdın üzerine şekillerin beyaz renkte çizildiği bir baskı türü. Teknolojik gelişmeler, teksir gibi ozaliti de emekliliğe sevkediyor
BODY COPY Basın ilanı metni. Reklamda başlık, resim, broşür, kupon vs.. dışında kalan metin.
BODY TYPE Basın ilanlarında ana metinde kullanılan yazı karakteri
BOGO Buy One, Get One Free cümlesinin kısaltılmışı. Yani meşhur “bir alana bir de bedava” promosyonunun kısa ifadesi. B1G1F
BONUS PACK Aynı paraya daha fazla ürün verilen promosyon türü. Extra ürün ambalajlı olarak verilebildiği gibi, esas ambalajın boyutları büyütülerek daha fazla ürün de konulabilir.
BOTTOM LINE Gelir Tablosunda vergiden önceki net kazanç satırı. Tabloda vergi ve vergi sonrası net kazanç satırları olsa da “bottom line” deyince vergi öncesi geliri anlayacağız.
BOUTIQUE AGENCY Yurtdışında; reklamın sadece yaratıcı yönüyle ilgilenen ajans. Creative boutique. Bizde; Ambalaj, katalog, POP gibi sadece grafik tasarım yapan ajanslar.
BRAND Bir firmanın sunduğu ürün veya hizmetleri diğerlerinden ayırt eden söz, sembol, işaret veya hepsinin birleşimi. Marka (tescil edilen marka)
BRAND ARCHITECTURE Marka mimarisi. Bir markanın ürün/ pazar bağlamında alt, üst ve ortak markalarla oluşturduğu hiyerarşik yapı. Bu yapı içindeki ilişki ve rol dağılımlarının yıllık bazda profesyonelce değerlendirilmesi.
BRAND BUILDING Marka inşa etme. Bir markayı sıfırdan şirketin önemli bir aktifi haline getirme süreci
BRAND CHAMPION Çok markalı organizasyonlarda bir markanın sorumluluğunu global düzeyde yüklenmiş tepe yöneticisi. CEO, VP…
BRAND DEVELOPMENT INDEX (BDI) Bir markanın bir bölgede veya bir dönemde gösterdiği performansın yüzde ifadesidir. Markanın o bölge veya dönemdeki satışlarının ortalamaya bölünmesi yoluyla hesaplanır
BRAND EQUITY Marka Denkliği. Tüketici tarafından satın alınan, fiziksel özeliklerinin yanısıra duygusal bağlantısı, şahsiyeti olan ve tatmin sağlayan bir karışım. Marka (inşa edilen marka)
BRAND IDENTITY Marka Kimliği. Bir markanın ürün, kişi, kurum ve sembol olarak tanımlandığı süreç ve sürecin sonunda ortaya çıkan kapsamlı döküman.
BRAND LEADERSHIP Yönetimi’nin yerini alması niyetiyle ünlü marka gurusu David Aaker tarafından ortaya atılan kavram
BRAND MANAGER Marka Yöneticisi, Marka Müdürü, Marka Sorumlusu gibi farklı ünvanlarla adlandırılan Pazarlama profesyoneli. Ürün bazında ayırımın yapıldığı firmalarda “PRODUCT MANAGER” olarak adlandırırlar. Yaptıkları iş aynıdır.
BRAND POSITIONING DOCUMENT Marka konumlandırma dokümanı. Markanın sık değişmeyen temel unsurlarını içeren, tüm yönetim kademelerince imzalanan tek sayfalık doküman. Marka Anayasası.
BREAK EVEN Başabaş noktası. Payout. Bir yatırımdan sağlanan kazancın (reel anlamda), yapılan harcamaların üzerine çıktığı durum veya an. Kara geçmeye başladığımız yer.
BRIEF Pazarlama’dan ajanslara, hizmet firmalarına veya diğer departmanlara çıkan iş talepleri. Genellikle işin öncesini, ne istendiğini ve zamanlamasını içeren formatlı doküman. Brif.
BUNDLE Bir ürünü pazara verebilmemize yeterli olan tüm bilgilerin toplamı. Formülü, ambalajı, tasarımı, konsepti, konumlandırmayı, satış planı ve muhtemelen reklam filmini içerir. Çokuluslu firmalarda birlikteliği sağlamak için merkezde hazırlanıp ülkelere dağıtılan dosya.
BURKE TEST (Bkz) DAY AFTER RECALL
BURST Medya planında bir dönem çok yoğunlaşarak normalin üzerinde bir erişim (reach) ve frekans elde edilmesi.
BUYOUT TV reklamında oynayan oyuncunun tüm haklarını bir kerede satın alma.
brief
CONSUMER GOODS Tüketim ürünleri. Nihai tüketici tarafından, kişisel ihtiyacı için kullanılan ürünler. Dayanıklı-dayanıksız tüketim ürünleri olarak alt gruplara ayrılır. Tüketim ürünleri olmayan ürünler “endüstriyel ürünler” olarak adlandırılır.
CONSUMER INSIGHT Tüketici öngörüsü. Tüketici araştırmalarından sağlanan verilere ek olarak gözlem, bilgi ve deneyimlerin birleştirilerek tüketici, dış çevre, trendler hakkında sahip olunan daha kapsamlı bilgi
CONTINGENCY PLAN Mevcut planın bir nedenle iptali halinde devreye girecek, onaylanmış alternatif plan.
CONTINUITY Reklamın verilen süre içerisinde sürekli olarak medyada yer almasını öngören medya stratejisi.
CONTINUITY PROGRAMS Nispeten uzun bir zaman içinde birkaç kez ürün satın almayı ödüllendiren promosyon türü. Örneğin havayollarında “frequent flier” programları veya gazetelerin kupon biriktirme kampanyaları.
CONVENIENCE GOODS Kolayda mallar. Tüketicilerin ilk görüşte satın aldıkları, karşılaştırma ve satınalma için pek fazla çaba harcamadıkları tüketim malları.
COST EFFICIENCY Bir medya planı için ulaşım ve frekans hedeflerini dengede tutarak en uygun fiyata en etkili seçimi yapmak.
COST PER GRP Yada CPP (Cost per point). 1 saniyelik reklamı yayınlamak için ödenen miktarın, o reklamın izlenme oranına bölümü
COST PER THOUSAND Bin kisiye ulasma maliyeti
CREATIVE BRIEF Yaratıcı brief. Yaratıcı stratejinin oluşturulması yönünde ilk adım. Müşterinin reklam ajansına geçtiği ilk doküman. Brief üzerine yapılan çalışmalar, araştırmalar ve tartışmalar sonucu müşteri ve ajansın üzerinde hemfikir olduğu yaratıcı strateji ortaya çıkar.
CREATIVE STRATEGY Yaratıcı strateji. Yaratıcı çalışmanın yönünü belirleyen temel doküman. Basit, açık ve ayrıştırıcı olmalı. Markanın temel konumlandırmasını, çevreyi ve tanıtım amaçlarını içerir.
CUSHION Bütçe hazırlanırken, muhtemel olumsuzluklara karşı pazarlama bütçesine konulan ek hayali harcamalar veya reklam bütçesindeki şişirmeler. Satış hedeflerine ulaşılamadığında bu harcamalar kesilmiş gibi gösterilerek BOTTOM LINE tutturulur.
CALL BACK Anketörün daha önce bulamadığı deneğe veya aynı deneğe araştırmanın devamını yapmak amacıyla, tekrar uğraması
CANNIBALIZE Bir ürünümüzün satış artışının, aynı grupta yer alan başka bir ürünümüzün satışında azalmaya neden olması.
CASE Karton koli
CAST Bir reklam filminde oynayan oyuncular
CATEGORY Aynı tüketici gereksinimini karşılayan ürünler grubu. Kategori.
CATEGORY DEVELOPMENT INDEX (CDI) Bir kategori için, bölgesel pazarların ulusal pazar ortalamasına oranlarının yüzde ifadesi olup BDI ile birlikte incelendiğinde marka için o pazarlardaki potansiyeli gösterir.
CATEGORY FUNDAMENTALS Pazarlamada bir kategoriyi yönetebilmek için gerekli temel bilgiler toplamı
CATEGORY MANAGER Group Brand Manager. Pazarlama organizasyonunda Grup Yöneticisi.
CATI Computer Assisted Telephone Interviewing. Anketör soruları bilgisayar ekranından okur ve telefonda aldığı yanıtı yine bilgisayarda ilgili pencerlere tıklar. Mülakatı bilgisayar yönlendirir.
CHAIN STORE Zincir mağaza. Bir zincire dahil olan ve perakende satış yapan mağaza. Örneğin; Migros mağazaları, Gima mağazaları.
CHEESE CAKE Içerdigi makul “seksi” unsurlarla dikkat çeken fotoğraflar.
CIRCULATION Tiraj. Süreli yayınların net satış rakamı
CLEARING HOUSE İndirim kuponlarını perakende noktalardan toplayıp tasnif eden ve bunları üretici firmalara teslim edip perakendeciler adına tahsilatı yapan hizmet kuruluşu. Türkiye’de bu hizmeti veren şirketlerin olmaması kupon türü kampanyaların yaygınlaşamamasının tek nedenidir.
CLIENT Reklam ajansının müşterisi. Her müşteri ajans için bir “ACCOUNT” dur. Ancak doğrudan hitap ederken veya cümle içinde “CLIENT” kullanılır.
CLUTTER TV veya radyoda kısa bir sürede üst üste yayınlanan reklam, program tanıtımı, duyuruların toplamı, kirlilik. Bizim reklamımızın etkinliğini azaltıcı etkisi nedeniyle olumsuz anlamda kullanılır.
COLOR SEPARATION Renk ayrımı. Renkli orijinal, filtreler aracılığıyla üç ana renge (sarı-mavi-kırmızı) ayrılır ve üç renk için klişe hazırlanır. Buna gölgeleri veren siyah klişe eklenir. Dört renk ile yapılan baskı orijinal renklere en yakın sonucu verir.
COMBO PACK Banded pack. İki veya daha fazla ürün birbirine (genellikle bantla) birleştirilir ve cazip bir fiyattan satılır.
CONCENTRATION STRATEGY Yoğunluk Stratejisi. Reklamverenin, medyalardan birine reklam fonlarını yoğunlaştırması.
CONCEPT Bir markanın tüketiciye sunduğu fiziksel ve duygusal faydaların ve bunları destekleyen kanıtlarının özet ifadesi. Markanın özü, varoluş sebebi
CONFIDENCE LEVEL İstatistikte güvenilirlik düzeyi. Araştırma sonuçlarına bakıp bir karar almadan önce mutlaka sorulması gerekir.
CONSUMER GOODS Tüketim ürünleri. Nihai tüketici tarafından, kişisel ihtiyacı için kullanılan ürünler. Dayanıklı-dayanıksız tüketim ürünleri olarak alt gruplara ayrılır. Tüketim ürünleri olmayan ürünler “endüstriyel ürünler” olarak adlandırılır.
CONSUMER INSIGHT Tüketici öngörüsü. Tüketici araştırmalarından sağlanan verilere ek olarak gözlem, bilgi ve deneyimlerin birleştirilerek tüketici, dış çevre, trendler hakkında sahip olunan daha kapsamlı bilgi
CONTINGENCY PLAN Mevcut planin bir nedenle iptali halinde devreye girecek, onaylanmis alternatif plan.
CONTINUITY Reklamın verilen süre içerisinde sürekli olarak medyada yer almasını öngören medya stratejisi.
CONTINUITY PROGRAMS Nispeten uzun bir zaman içinde birkaç kez ürün satın almayı ödüllendiren promosyon türü. Örneğin havayollarında “frequent flier” programları veya gazetelerin kupon biriktirme kampanyaları.
CONVENIENCE GOODS Kolayda mallar. Tüketicilerin ilk görüşte satın aldıkları, karşılaştırma ve satınalma için pek fazla çaba harcamadıkları tüketim malları.
CONVERSION Bedava verilen numuneyi kullanan tüketicinin kendi iradesiyle o ürünü satın alması. (%)
COOP AD Perakendecinin sattığı ürünler için yaptığı reklam. Reklam maliyeti üretici firma ile paylaşılır. Bizdeki uygulama biraz daha farklıdır. Örneğin Migroskop, Metropost türü uygulamalar.
COPY Bir reklamın metni.
COPY TESTING Bir reklamın etkililiğini ölçmek için tüketici tepkilerine dayanarak yapılan araştırma.
CORPORATE ADVERTISING Kurumsal Reklam. Reklamveren kuruluşun, belirli bir ürününü ya da hizmetini tanıtmaktan çok, gücünü, olanaklarını, yeteneklerini tanıtmayı amaçlayan, imaj yaratmaya yönelik reklam faaliyeti.
COMMUNICATION MIX communication mix
DAGMAR Defining Advertising Goals for Measured Advertising Results. Reklam hedeflerini ölçülmüş reklam sonuçlarına göre belirlemek.
DAY AFTER RECALL Ertesi günkü hatırlanma oranı. Bir reklam yayınlanmaya başladıktan 15-24 saat sonra yapılan testte çıkan hatırlanma oranı. BURKE TEST.
DAYPART Bir televizyon veya radyo istasyonunun günlük yayınlarının bölündüğü zaman dilimleri.
DEAD NET PRICE Bir ürünün tüm iskonto ve primleri düştükten sonra müşteriye net maliyeti. Piyasalarda “NET NET” diye kullanılır.
DEMOGRAPHICS Hedef kitlenin yaş, cinsiyet, din, ırk, gelir gibi somut istatistiklerle ifadesi. Demografi öldü, yaşasın psikografi diyenlere aldırmayın. Sağlam demografik bilgi olmadan her şey havada kalır.
DIRECT MAIL Doğrudan Postalama. Potansiyel tüketiciye doğrudan postalama yolu ile gönderilen (broşür, örnek ürün, ürün/hizmet/firma bilgisi vs..) pazarlama iletişim faaliyetleri.
DIRECT MARKETING Doğrudan pazarlama. Bir ürün veya hizmetin tüketici tarafından satın alınmasını sağlamak amacıyla potansiyel tüketici grubuna yönlendirilen ve bu kesimle çift yönlü bir iletişim kurarak onlardan cevap almayı amaçlayan aktivitelerin tümü.
DIRECT RESPONSE Tüketicilere telefon, elektronik posta, mektup gibi iletişim yollarıyla anında tepki verebilme imkanı sunan satış tutundurma faaliyetleri. Bazı pazarlamacılar bu terimi doğrudan pazarlama ile eş anlamlı görürler
DISPLAY Tanzim-teşhir. Perakendeci ile anlaşarak ürünlerin her zamanki yerlerinin dışında ve dikkat çekici biçimde sergilenmesi.
DISTRIBUTION Dağılım. Bir ürünün satıldığı noktaların toplam nokta sayısına bölünmesine Nümerik, o ürünü bulunduran noktaların toplam kategori satışından aldığı paya ise Ağırlıklı Dağılım denir.
DISTRIBUTOR Bir sektörden sadece bir firmanın ürünlerini, o bölgenin tek yetkili satıcısı olarak satan ve genelde son perakende noktaya direkt ulaşan toptancı.
DOOR TO DOOR SAMPLING Kapıdan kapıya numune dağıtımı. Ülkemizde dağıtım maliyetlerinin düşüklüğü ve hedef kitleyi oturduğu semte göre ayırabilmenin göreceli kolaylığı nedeniyle tercih edilir.
DOWNSCALE Alt sosyo-ekonomik sınıfları tanımlamak için kullanılır.
DRY RUN Prova. Genellikle eğitim programlarını hazırlarken, eksiklikleri baştan görebilmek için özel bir grupla yapılan (bedava) ilk tur.
DUMMY Ürün veya reklam kahramanının canlı veya cansız, büyük boy maketi.
E-BRAND Internet patlaması sırasında sanal alemde yaratılan markalara verilen ad. Sonradan normal alandaki markalardan özünde bir farkı olmadığı anlaşıldı. Yani eee brand?
EDITORIAL Herhangi bir mecrada, editör, yönetici veya patronların halkı ilgilendiren bir konuda görüş bildirdiği yazı veya program.
EMOTIONAL BENEFIT Duygusal fayda. Ürünümüzü kullanan tüketicinin neler hissedeceği.
END BENEFIT Son fayda. Nihai duygusal fayda. Tüketicinin ürünümüzü kullandıktan sonra içinde bulunacağı durum, ruh hali. Self- Expressive benefit.
ENDORSEMENT Kabul görmüş bir otoritenin bir ürünün kullanımını onaylaması veya önermesi. Otoritenin kabul görmüşlüğünün somut bir ölçüsü yoktur. Ürünü kullanmış sıradan bir tüketici de öneride bulunabilir. Teorik olarak öneren kişinin konudaki uzmanlığı inandırıcılığı artırır.
EVENT MARKETING Etkinlik pazarlaması. Genellikle sponsorluk şeklinde, bir promosyonu bir etkinliğe (yarışma, turnuva, konser) bağlantılandırma.
EVERYDAY LOW PRICE Bir ürün için, tüketici promosyonlarından vazgeçip aradaki farkı fiyata yansıtma ve ürünün fiyatını kalıcı olarak düşürme. Düşük fiyat politikasına geçiş.
EVOKED SET Satın alma söz konusu olduğunda tüketicinin markaya dair bildiği ve farkında olduğu tüm olumlu düşünceler, duygular seti.
EXECUTION Uygulama. Reklam mesajının hangi yöntem, gereç ve tekniklerle iletileceğinin ifadesi.
EXPOSURE Maruz kalma. Bir kişinin reklam veya promosyona muhatap olması. TV izlerken veya gazete okurken karşılaşması. İzleyip algılaması mühim değildir.
EYE TRACKING Tüketicilerin göz hareketlerini izleyerek reklamın hangi bölümünün dikkat çektiğini belirlemeye yönelik araştırma metodu.
FACING Yüz sayısı. Perakendeci rafının ön cephesinde yer alan ürün sıra sayısı. Bir sırada üst üste üç ürün dizilse de “bir yüz” sayılır. Yaa!
FEATURE Perakendeci tarafından bir ürün için yapılan promosyonlar. Örneğin, teşhir, fiyat indirimi.
FEE (BASIS) Reklamverenin ajans komisyonunu, yayınlanan reklam miktarından bağımsız olarak dönemsel sabit miktarda ödemesi.
FEEDBACK Prova. Genellikle eğitim programlarını hazırlarken, eksiklikleri baştan görebilmek için özel bir grupla yapılan (bedava) ilk tur.
FLIGHTING Medya stratejisi.Belirli sezonlarda reklamın yoğunluğu arttırılır sezonun dışında kalan zamanlarda ise reklam yoğunluğu azaltılır. Ancak reklam (Pulsing’den farklı olarak) hiç bir zaman kesilmez.
FLOOR STAND Kendi kendine ayakta duran, perakende noktalarda ürün sergilemekte kullanılan standlar.
FLOP Başarısızlığa uğramış bir girişim. Ürün, reklam, promosyon vs.
FLOWCHART Yıllık medya planının şematik gösterimi.
FMCG Fast Moving Consumer Goods. Dayanıksız tüketim ürünleri.
FOCUS GROUP Grup tartışması. 6-12 kişinin, bir moderatör yönetiminde ve yarı esnek bir soru formu çerçevesinde ürünleri, fikirleri, reklamları tartıştıkları araştırma biçimi.
FOLLOW-UP Yeni bir ürünün piyasaya verilmesinden veya yeni bir reklam kampanyasının yayına girmesinden sonra bunu takiben gerçekleştirilen aktiviteler.
FOOTAGE Bir reklam filminin kullanılabilir nitelikteki tüm çekimleri. Reklam filminin en uzun hali.
FRAGMENTATION Reklam bütçesinin çok çeşitli medya arasında dağılması. Bütçenin gereğinden fazla dağıldığı durumlarda, olumsuz anlamda kullanılır.
FREE GOODS Mal fazlası. Üreticinin perakendeciye promosyon amaçlı verdiği (satılabilir) mallar. Örneğin; 4 koli alana 1 bedava, 4+1
FREQUENCY Bir reklamı en az bir kez izlemiş olan kişilerin bu reklamı ortalama kaç kez gördüğü. OTS (opportunity to see)
FULL – SERVICE AGENCY Reklam sürecindeki tüm işleri yapan reklam ajansları. Stratejik planlama, yaratım, tasarım, prodüksiyon, medya planlaması. Günümüzde ajanslar bu hizmetlerin yanında halkla ilişkiler, satış tutundurma ve doğrudan pazarlama hizmetleri de vermektedirler. O zaman da haliyle tencere taşmakta, ortalık batmaktadır. Extra Full Ajans Supra.
FACING Yüz sayısı. Perakendeci rafının ön cephesinde yer alan ürün sıra sayısı. Bir sırada üst üste üç ürün dizilse de “bir yüz” sayılır. Yaa!
GENERIC NAME Bir kategori veya sınıfı tanımlamakta kullanılan, aslında bir marka olan isim. Selpak, Jilet. Sektör dışından birine “Marka Uzmanıyım” dediğimde mutlaka bunun geyiğini yapar.
GONDOLA Marketlerde bir raf grubu, adası.
GONDOLA END Gondol basi. Bir raf grubunun basinda yer alan,üç tarafi açik, özel teshir amaçli tasarlanan raf.
GREEN MARKETING Çevreye daha az zararlı ürünlerin geliştirilmesi ve bunun direkt ya da dolaylı bir tüketici yararı olarak sunulması. Ülkemizde henüz marka tercih sebebi olamayan bir “attribute”
GROSS MARGIN Brüt kar. Net satış geliriyle satılan malın maliyeti arasında kalan fark.
GRP Gross Rating Point. Toplam izlenme oranı. Belirli bir zaman diliminde herhangi bir reklamın elde ettiği izleme oranlarının (rating) toplamı. Yüzdelerin toplamı ama yüzde değil.
HALO EFFECT Araştırmada tüketiciler sevdikleri bir markayı değerlendirirken objektif davranmayıp tüm özelliklerine hakettiğinden fazla puan verirler.
HARD COPY Bir sunumda asetat, slide veya bilgisayar aracılığıyla aktarılan bilgilerin kağıda basılmış kopyaları. Ya da bilgisayar ortamındaki bilgilerin kağıda basılmış hali.
HEADLINE Basılı reklamlarda tüketicinin ilgisini çekmek amacıyla iri punto ile yazılmış başlık cümlesi.
HEAVY USER Bir markayı veya ürünü ortalamanın çok üzerinde kullanan tüketiciler.
HIATUS Medya planlamada iki FLIGHT arasındaki boşluk. Reklamsız dönem.
HIERARCHY OF EFFECTS THEORY Tüketicilerin satın alma kararı verme sürecinde bilgiyi işleme ve kullanmalarının zihinsel aşamalarının modeli.
HOOK Reklam metninde izleyicinin ilgisini çekmeyi hedefleyen bölüm. Çekiliş kampanyalarında büyük hediye
HOUSEWIFE Ev kadını, evin hanımı. Bir evin (HH) 16 yaşından büyük kadın reisi.
IMC Bütünleşik(Entegre) Pazarlama İletişimi. Pazarlama İletişiminin tüm öğelerini (reklam, satış tutundurma, PR, doğrudan pazarlama) ayrı ayrı kullanmak yerine sinerji oluşturacak şekilde, tuttarlı olarak bir arada kullanılmasını öngören yönetim konseptidir.
IMPRESSION Herhangi bir zaman diliminde, herhangi bir programı veya reklamı izleyenlerin sayısı. GRP x (TV sahibi ev sayısı)
INCENTIVE Bizim veya müşterilerimizin satış personeline performans hedeflerini aştıklarında verilen maddi veya ayni teşvikler. Sales incentive.
INFOMERCIAL Information ve Commercial sözcüklerinden türetilmiştir. Normal TV programı görüntüsünde, birkaç dakikaya kadar uzayabilen reklamlara denir. Yeni ürün tanıtımında “haber” formatı yaygın ve yararlı bir uygulamadır.
IN PACK Ürün ambalajının içine yerleştirilen ve ancak tüketicinin ürünü satın alıp açmasıyla sahip olabileceği hediye ve bu tür hediyeli promosyonlara verilen ad.
INSERT Bir süreli yayının içine katılmak üzere ayrı basılmış, yayınla birlikte ciltlenen veya araya sıkıştırılan reklamlar. Genellikle yayından daha kaliteli bir kağıda basılırlar.
INTERVIEW STUDY Pazarlama araştırmalarında birincil veriyi toplamakta kullanılan en yaygın araştırma yöntemi. Görüşülecek kişileden telefonla, postayla ya da yüz yüze görüşme ile iletilen soru formunun doldurulması istenir.
IPCT Identified Product Concept Test. Ürünün markalı olarak ve konseptiyle birlikte test edilmesi
INDEPT INTERVIEW Derinlemesine görüsme. Uzman görüsmecinin tüketicilerle yüzyüze, birebir görüserek onlarin gerçek tutum, duygu, düsünce, tavir ve davranislarini anlamaya yönelik bir arastirma metotudur. Kalitatif bir teknik olan derinlemesine görüsme, diger arastirma tekniklerinin gözden kaçirabilecegi noktalari saptamak için kullanilir.
JINGLE Reklamda çeşitli ses, söz ve efektlerin uyaklı biçimde dizelenmesiyle oluşturulan basit müzikal yapı. Cingıl.
KICK BACK Reklam ajansının, müşteriyi koruyabilmek için müşteri çalışanlarından (herhalde yetkili yönetici) bir kişiye yaptığı illegal ve ahlak dışı ödeme, komisyon.
KISS Bir işin kısa sürmesi dileğini ifade eden argo kısaltma. KISS sözcüğünün “Keep It Short-Simple” cümlesinin kısaltması olduğunu öne sürerek meşruiyet kazandırmaya çalışanlar aslında bunun “Keep It Simple Stupid” anlamına geldiğini bilip bundan garip bir zevk alırlar.
LAYOUT Basılacak herhangi bir işin taslak çizimi. Layout sayfa düzenini gösteren basit bir karalamadır. Başlık dışındaki unsurlar net değildir. Ara onay aşamasıdır. Layout üzerinde anlaşmadan tüm işi bitirmek ajans açısından risk taşır, müşteriyi de beğenmediği bir işi sırf çok emek harcandığı için kabul etme baskısına sokar.
LIFESTYLE Kişilerin fikirleri, tavırları, ilgi alanları ve harcama biçimleriyle ifadesini bulan bireysel yaşam biçimleri.
LIFESTYLE SEGMENTATION Tüketicileri hobilerine, ilgi alanlarına, meslekelerine ve yaşam tarzlarının diğer öğelerine göre gruplara ayırma, bölümleme.
LINE EXTENSION Tür çeşitlendirmesi. Mevcut bir marka adı altında piyasaya verilen yeni türler, varyantlar. Aynı ürünün farklı bir boyda piyasaya verilmesi ise SIZE EXTENSION olarak adlandırılır.
LOSS LEADER Perakendeci tarafından maliyetinin altında satılan ürün. Burada amaç tüketiciyi mağazaya çekmek ve bunun yanısıra kar marjı yüksek diğer ürünleri satmaktır.
LOTTERY Piyango. Şansa bağlı promosyonlar.
MARGIN (Bkz) GROSS MARGIN ve NET MARGIN
MARKET DEVELOPMENT Pazar geliştirme. Üreticinin mevcut ürünleri için yeni pazarlar veya tüketici grupları bulma yoluyla, rakibe bulaşmadan satışlarını artırma çabala
MARKET NICHE Pazarın özel bir tüketici grubuna hitap eden küçük ve iyi tanımlanabilen bir kesimi. Niş pazarlar genelde birden fazla markanın varlığını kaldıramayacak kadar küçüktür.
MARKET SEGMENTATION Pazar Bölümleme. Heterojen bir pazarı benzer ihtiyaçlar ve isteklere göre homojen kısımlara ayırmak, bölümlemek.
MARKETING MIX Pazarlama Karması. Ürün, fiyat, tutundurma ve dağıtımdan oluşan ve pazarda istenilen tepkiyi yaratmak için kullanılan kontrol edilebilir temel pazarlama değişkenleridir. Yani bildiğimiz 4P
MARKETING PLAN Bir markanın yönünü belirleyen, hedeflerinin ve tüm faaliyet detaylarının, bütçeleriyle birlikte yer aldığı yıllık plan. ACTION PROGRAM.
MARKUP Aşağıdan yukarı kar marjı. Bir malın maliyetinin üzerine ekleyerek satış fiyatına ulaştığımız brüt kar. (Maliyet + Markup = Satış fiyatı) (Satış fiyatı - Maliyet = Kar marjı)
MASS MEDIA Medya. Daha çok geniş kitlelere yayın yapan, TV, radyo, basın, outdoor gibi yaygın iletişim araçlarını tanımlamakta kullanılır.
MASS MERCHANDISE Beyaz eşya, giyim gibi çok değişik kategorilerden ürünler satan büyük mağaza.
MASTER Filmin asıl kopyası. Çok iyi korunur, yayın kopyaları ondan çıkartılır, kaybolması halinde yeniden çıkartılması pahalıya malolur.
MEDIA PLAN Reklam mesajının doğru hedef kitleye doğru medya ile iletilmesi için tasarlanan plan.
MEDIA STRATEGY Uygun medya aracılığıyla reklam mesajını tüketiciye etkili şekilde ulaştırmak için geliştirilen strateji.
MERCHANDISING Ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü.
METHODOLOGY Yapılan pazar araştırmasının yöntemi ve buna ilişkin detaylar.
ME TOO Genellikle pazar liderinin başarıyla uyguladığı bir şeyi taklit etme. Aynı iddialarda bulunma, benzer tanıtım unsurları kullanma, aynı promosyonu yapma…
MILKING Bir üründen kısa sürede maksimum kazancı sağlamayı hedefleyen, ürünün uzun dönem hedeflerini gözardı eden, kısa vadeli pazarlama stratejisi.
MONADIC TEST Bir ürün testi yöntemi. Tüketici tek ürün kullanır ve sadece onu değerlendirir.
MOOD Bir reklam filminin atmosferi, canlandırılan karakterlerin ruh hali.
MARKETING pazarlama
NECKHANGER Doğrudan şişeye asılarak tüketiciye ulaştırılan promosyon malzemesi. NECKER.
NET MARGIN Net kar marjı. Brüt kar marjından sabit giderleri çıkardığımızda kalan.
NET SALES Net satış geliri = Brüt satış geliri - Tüm indirimler
NON-COMERCIAL ADVERTISING Ticari olmayan reklamlar. Toplumu veya bazı kesimleri belirli bir konu hakkında bilinçlendirmek üzere bir takım fikirleri kazandırma ya da toplumsal bir davranışı değiştirme amaçlı yapılan reklamlar.
NON-FOOD Yiyecek dışı hızlı tüketim ürünleri. Büyük mağazalarda bu konuyla ilgili bölüm.
NON-TRIERS Bir marka ile hiç direkt deneyimi olmamış tüketiciler.
NOT AVAILABLE N.A. kısaltması bir tablodaki eksik verilerin sağlanamadığını, bulunamadığını belirtir. Bazı durumlarda N.A.=Not Applicable, yani “buraya uymaz” anlamında da kullanılır.
NVO Non Variable Overhead. Şirketin sabit giderleri
OFF INVOICE Fatura üzerinde yapılan direkt indirimler.
ON AIR ON AIR Reklam yayında. Reklamın yayında olduğu anları değil, yayında bulunduğumuz dönemi anlatır, durum bildirir. Yayında mıyız, değil miyiz?
ON THE JOB TRAINING Şirketin bir eğitim bütçesi veya olanakları yoksa yeni alınan personele “sizi iş üzerinde! eğiteceğiz” denir. Bunun anlamı doğrudan çalışmaya başlayacaklarıdır
OPEN END QUESTION Açık uçlu soru. Cevapların önceden verilmediği, deneğin istediği gibi serbestçe cevaplayabileceği anket sorusu.
OPINION LEADER Görüşleri ve davranışları diğer insanlar için model teşkil eden kişiler.
OUT OF STOCK Stoksuz kalma. Bir ürünün normalde dağılımda bulunduğu perakende noktalarda geçici olarak bulunmaması hali (%).
OUTDOOR (ADVERTISING) Billboard, duvar, pano, afiş, hareketli araçların yüzeyine yapılan açık hava reklamları.
OVERSTOCK Genellikle bir kampanya nedeniyle satıcının gerek duyduğundan fazla yüklendiği mal.
OTS Oppurtunity To See. (Bkz) FREQUENCY
PACKAGE DESIGN Ürün ambalajının, şekil, boyut, kullanım, istifleme gibi tüm unsurlarıyla ele alınarak tasarlanması. Üç boyutlu tasarım. Örneğin şişe modeli,kapağı,malzemesi,rengi,koli yerleşimi..
PACKAGE LABEL DESIGN Sadece ambalaj üzerindeki etiketin tasarımı. Etiket tasarımı yapıldığı halde, ambalaj tasarımı olarak kesilen ajans faturalarına dikkat!
PAIRED COMPARISON Bir ürün testi yöntemi. Tüketicilere iki ürün birlikte verilir. Bir süre birincisini, daha sonra ikincisini kullanması istenir. Tüketici ürünleri birlikte ve karşılaştırmalı olarak değerlendirir.
PANEL TEST Reklam ve yeni ürünlerin ön testini yapmak için kullanılan bir teknik. Hedef pazardan bir grup birey seçilir ve alternatifleri değerlendirmeleri istenir.
PANTRY LOADING Genellikle mevcut tüketicilerimizin, fiyat indirimleri veya promosyonlar nedeniyle her zaman aldıklarından daha fazla miktarda ürün almaları.
PASS - ALONG READERS Okuyucuların yayınları satın almadan elden ele dolaşarak okumaları.Bu tür okuyucular yayının toplam okuyucuları içerisinde sayılırlar. En zevklisi otobüste, vapurda yanındakinin gazetesini okumaktır ama o grup toplam okuyucu içinde sayılmaz.
PAYOUT (Bkz) BREAK EVEN
PAY TV Sözlüklerde PAY TV ile CABLE TV aynı anlamda kullanılmakla birlikte, pratikte farklı anlamlarda yüklenirler; PAY TV-Cine5 gibi ek ücret ödeyerek ulaşılabilen şifreli kanallara denirken, CABLE TV tüm kanalları eve ulaştıran kablo servisine denir.
PENETRATION Bir coğrafi bölgede bir ürünün veya promosyonun kişilere ulaşım yüzdesi. .
PEOPLE METER (Türkiye’de AGB tarafından yapılan) TV izleme oranları araştırması için evlerdeki TV cihazlarına yerleştirilen ve o anda kimin hangi kanalı izlediğini belirleyip sinyalleri merkez bilgisayara gönderen cihaz.
PERCENT OF SALES METHOD Geçmiş satış analizlerine bakarak reklam bütçesini belirleme ve gelecekteki satışları tahmin etme yöntemi.
PERSUASION PROCESS İkna süreci. İzleyicinin olası tutumlarını, özellikle de satın alma arzusunu ve ürün algısını etkilemek üzere duygusal ya da duyusal çekiciliklerin kullanıldığı reklam süreci. Bildiğimiz reklam yani.
PILOT (STUDY/SURVEY) Pazar araştırmada soru formuna son şeklini vermek amacıyla yapılan ön deneme anketi.
PIPELINE Lansman döneminde kanalların dolması için yapılan normalin üzerindeki sevkiyat. Kanallar normal stok seviyelerine ulaştıktan sonra sevkiyatlar ile tüketici çekişi daha paralel gider. Yeni bir boru şebekesine su verdiğimizde, boş boruları doldurmak için gerekli su miktarı gibi.
P&L Profit and Loss statement. Kar-zarar tablosu veya bizim kullanacağımız şekliyle, gelir tablosu.
POINT OF PURCHASE Tüketicinin ürünümüzle karşı karşıya geldiği perakende nokta. POINT OF SALE. Bu noktalarda tüketicinin ilgisini çekme amaçlı kullanılan tanıtım malzemelerine de POP denir ama doğru bir ifade değildir
POOL-OUT Bir reklam için yapılan çekimlerden, aynı marka için üretilen diğer reklamlar.
PORTFOLIO ANALYSIS Bir şirketin markalarının sistematik değerlendirilmesi, önceliklerin belirlenmesi ve portföydeki her ürünün, markanın toplam hedefe ulaşmadaki rolünün belirlenmesi.
POSITIONING Konumlandırma. Markanın hedef tüketici tarafından nasıl algılanması gerektiğinin pazarlamacı tarafından belirlenmesi ve bu yönde gösterilen çabaların tümü.
POSITION MAPPING Konum Haritası ya da Algısal Harita. Hedef pazardaki bireylerin farklı şirketleri, ürünleri ve markaları algılama biçimlerinin resmini çekmek için kullanılan bir pazarlama araştırması aracı.
POST – TEST Reklam medyada yayınlandıktan sonra etkilerini ölçen test. Son test.
PREEMPT Yeni bir rakip ürüne karşı veya mevcut rakibin beklenen bir hareketine karşı önceden tedbir alarak boş alan bırakmama veya önünü kesme çabası. Çoğu zaman aynı tüketici vaadini sunan benzer bir ürün çıkarma şeklinde olur.
PREMIUM PACK Ambalaj içinde veya üzerinde bedava hediye taşıyan ürün ve bu tür promosyonlara verilen ad.
PREMIUM PRICING Pazar ortalamasının üzerinde fiyatlandırma. Daha da yüksek bir fiyat seviyesi mevcutsa SUPER PREMIUM olarak adlandırılabilir.
PRE – TEST Reklam medyada yayınlanmadan önce yapılan ön test
PRIMARY DEMAND Birincil talep. Belli bir ürün türüne olan talep
PRIME TIME TV veya radyo yayınında izleme veya dinleme oranının günün diğer bölümlerine göre en yüksek seviyeye çıktığı zaman dilimi. Televizyonda genelikle 20-23 arası olmakla birlikte, radyoda sabah (morning drive), öğleden sonra (afternoon drive) gibi gündüz saatleridir. Prime Time, Türk halkının en iyi bildiği İngilizce sözcüklerin başında gelir!
PRIVATE LABEL (PRIVATE BRAND) Üretici firmanın kendi markaları dışında zincir mağazalar, toptancılar veya başka kuruluşlar için ürettikleri ürünler. Öz marka
PROBE Pazarlama profesyonellerinin tüketici ile bizzat görüşerek yaptıkları esnek mülakat.
PRODUCT DIFFERENTATION Ürün farklılaştırma. Talebi arttırmak için eşsiz ürün özellikleri geliştirme ve ürüne diğerlerinden farklı olduğu imajı yaratma.
PRODUCT LIFE-CYCLE Ürünlerin ya da markaların ard arda giriş, gelişme, olgunluk ve satışların azalması devrelerinden geçtiğini ileri süren pazarlama teorisi. Okulda kompozisyon yazarken öğrendiğimiz “giriş-gelişme-sonuç” gibi bir model. Bir çok şeyi açıklamaktan uzak, basit bir şey ama bazen de çok işe yarar.
PRODUCT MANAGER Ürün Yöneticisi. Pazarlama bölümünü idealde marka bazında ayırmak daha doğru olmakla birlikte, bazı şirketlerin portföyü ürün grubu bazında ayırmaya uygundur.
PROMOTION Satış promosyonu. Bir ürünün satın alınmasını teşvik etme veya perakende noktalarda bulunurluğunu/görünürlüğünü sağlamak amacıyla yapılan süreli ve taktik özellikli tüm pazarlama aktiviteleri. Tutundurma da denir ama o laf da pek tutmadı.
PROMOTIONAL MIX Satış tutundurma karması. Pazarlama hedeflerine ulaşmada kullanılan çeşitli iletişim faaliyetleri. Reklam, kişisel satış, duyurum, satış tutundurma.
PROMOTIONAL PARTNERSHIP Üretici firmanın başka bir firmayla promosyon amacıyla birleşmesi. Örneğin Coca Cola’nın 20th Century Fox Film ile bir sonraki filmde Coca Cola’nın göze çarpar bir şekilde gösterilmesi için anlaşması. Dünya nereye gidiyor?
PROOF OF PURCHASE Satın alma kanıtı. Tüketicinin bir malı veya hizmeti satın aldığını kanıtlayan ve genellikle bir promosyona katılım için gereken şey. Ambalajın tamamı veya parçası, barkod, kasa fişi olabilir. POP (Point of Purchase) ile karıştırmamak için uzun yazım tercih edilmeli.
PROSPECT Potansiyel müşteri
PROTOMONADIC Bir ürün testi yöntemi. Tüketici bir ürünü kullanır ve deneyimleri değerlendirilir. Daha sonra tüketiciye bir ürün daha verilir ve bunu ilk kullandığıyla karşılaştırması istenir.
PSYCHOGRAPHICS Demografik verilerin alternatifi olarak, hedef kitleyi yaşam tarzı, kafa yapısı veya davranış biçimleri bazında tanımlama. Psikografi.
PUBLICITY PUBLICITY Bir hizmet, kurum ya da ürün hakkında hazırlanan, kitle iletişim araçlarında parasız olarak yayınlanan mesaj.
PULL Çekme. Hedef tüketicide istek yaratarak ürün talebi oluşturmaya yönelik pazarlama aktivitelerinin genel adı.
PUSH İtme. Dağıtım kanallarını yükleyerek malın aşağı doğru akmasını zorlamaya yönelik pazarlama aktiviteleri. Kanal kampanyaları.
PACKSHOT Ürün gösterimi
RASP Retail Average Selling Price. Ortalama perakende satış fiyatı (KDV dahil)
RATE CARD Bir iletişim aracının reklam tarifesi, brüt liste fiyatı. Türkiye’de birkaç kamu kuruluşu dışında kimsenin kullanmadığı bir doküman.
RATING İzlenme oranı (%). Bir programı veya reklamı izleyenlerin kabul edilen evrene oranı.
REACH Erişim. Bir reklamı en az bir kez izleyenlerin evrene oranı (%).
REASON WHY Tüketiciye yaptığımız vaadi destekleyen kanıtlar.
REDEEM Tüketiciye verilen sözü yerine getirme. Dağıtılan kuponların bedelini ödeme, başka biçimlerde promosyona katılanlara hak ettiklerini verme.
REDEMPTION Geri dönen kuponların veya yapılan başvuruların toplam dağıtılan miktara oranı (%)
REFUND Promosyonda vaadedilen paranın tüketicinin ürünü satın aldıktan sonra posta ile gönderilmesi ve bu tür promosyonların genel adı. Yüksek enflasyon ve posta dağıtım sistemimizin durumu nedeniyle bizde uygulaması olmayan bir tür.
REMINDER Yoğun bir reklam kampanyasından sonra veya çok yerleşmiş bir marka için yapılan, hatırlatmaya yönelik, detaya girmeyen kısa-öz kampanyalar.
REPEAT PURCHASE Tüketicinin aynı ürünü iki kez üst üste satın alması. Marka bağlılığına giden yol.
REPOSITIONING Yeniden konumlandırma. Bir marka ya da ürün için hedef tüketicilerin zihninde var olandan farklı, net ve ayırt edici yeni bir konum oluşturmak
ROI Return On Investment. Bir kampanyanın mali başarısının ölçüsü. Kampanyanın sağladığı gelirin kampanya için yapılan harcamalara oranı.
ROLE PLAY Genellikle satış teşkilatı eğitimlerinde kullanılan bir teknik. Katılımcılar yeni bir ürünü veya kampanyayı gerçek yaşamda olduğu gibi bir müşteri veya tüketiciye anlatırlar.
SYNDICATED Abone türü araştırma. Örneğin Nielsen perakendeci paneli veya AGB araştırması sonuçları düzenli olarak abone olan kuruluşlara ulaştırılır. TALENT COST Bir reklam filminde oynayan sanatçılara ödenen ücret.
SWOT Strengths-Weaknesses-Opportun ities-Threats Bir marka veya şirket için yukarıdaki unsurların irdelendiği analiz türü.
STORYBOARD Resimli taslak. Reklam filmi senaryosunun çizimler ve özet sahne bilgileriyle desteklendiği sunum biçimi.
STORE CHECK Esas anlamı satış noktalarında stok kontrolü. Ancak yaygın kullanımı direkt satıştan sorumlu olmayan şirket çalışanlarının (Genel Müdür’den, Marka Asistanı’na) yaptığı perakendeci ziyaretleridir.
STOCK FOOTAGE (SHOT) Hazır çekim. Bu hizmeti sağlayan kuruluşlardan alınarak filme monte edilen belgeseller veya çok sık kullanılan bazı görüntüler.
STAND BY Yedek reklam yeri. Kesin rezervasyon yapılmayıp, ancak yer olduğunda yayınlanması koşuluyla satılan reklam yeri ve bu esastaki anlaşmalar. Biraz daha ucuz doğal olarak.
SLOW MOTION Yavaş çekim. Filmlerde bazı detayların daha iyi görünmesi için veya özel bir etki yaratmak amacıyla sık kullanılan bir yöntem.
SLOGAN Bir markaya ait reklamlarda sürekli olarak tekrarlanan cümle veya sözler.
SKU Stock Keeping Unit. Farklı ürün kodu taşıyan ve tek bir satış birimi olarak değerlendirilen her ürün veya ürün grubu ayrı bir SKU’dur.
SINGLE MINDED Reklam mesajının tek, basit ve anlaşılabilir bir satış fikri üzerine kurulmuş olması.
SHARE OF MARKET (SOM) Bir markanın pazar payı (%). Birim veya ciro payı olarak ifade edilebilir. Hiçbir şey belirtilmemişse ciro payı anlaşılmalıdır.
SHARE OF SEGMENT Pazar payının segment bazında ifadesi. Sadece belli bir segmentte başarılıysak yönetim kurulunun gözünü boyamak için kullanılır. Aksi halde tek başına fazla anlamlı değildir.
SHARE OF SPENDING (SOS) Reklam harcamalarının ciro payı olarak ifadesi (%).
SHARE OF VOICE (SOV)SHARE OF VOICE (SOV) Reklam harcamalarının GRP payı olarak ifadesi (%).
SHELF TALKER Rafın kenarından asağı sarkan, promosyon veya ürün mesajı taşıyan POP malzemesi.
SHRINK (WRAP) Ürünlerin birbirine veya promosyon malzemelerinin ürünlere ısı ile gerdirilmiş şeffaf plastik malzemeyle bağlanması.
SACRIFICE Net bir hedef kitle tanımı yapabilmek için nüfusun önemli bir kesimini gözden çıkarmak. İletişimde bir gruptan vazgeçmek, o gruba satış yapmayacağımız anlamına gelmiyor.
SALES INCENTIVE (Bkz) INCENTIVE
SALES PROMOTION (Bkz) PROMOTION
SAMPLE Örnek. Araştırmada anket için seçilen ve hedeflenen evreni temsil ettiğine inanılan bir grup insan.
SAMPLING Tüketiciye az veya sıfır maliyetle küçük bir miktar ürün ulaştırma.
SEASONALITY INDEX Mevsimsellik endeksi. Bir marka veya kategori satışlarının mevsimlere veya aylara dağılımının % ifadesi. O döneme ait satış / Yıllık ortalama satış
SECONDARY DATA İkincil veri. Daha önceki araştırmalardan, gazetelerden, kitaplardan, dergilerden, devlet nüfus sayım yayınlarından, literatür taramasından vs.. elde edilen ikincil kaynaklı bilgiler.
SEGMENTATION Bölümleme. Kesimleme. Pazarı daha küçük kesimlere ayırma. Bu sayede pazarı, hedef tüketiciyi daha iyi tanımlar, o gruplara yönelik ürünler geliştirir ve pazarlama programları hazırlarız.
SELECTIVE DEMAND Seçici talep. Belirli bir ürün sınıfında özel bir markaya yapılan talep
SEQUENTIAL MONADIC Bir ürün testi yöntemi. Tüketiciye bir ürün verilir, kullandıktan sonra değerlendirmesi alınır. Daha sonra bir ürün daha verilir. İkinci ürünü kullandıktan sonra sadece bunun için değerlendirme alınır. Uzun süren bir yöntem olduğu için, karşılaştırma sadece çok temel ürün özellikleri için yaptırılır.
TRIAL SIZE Dağıtılan bedava veya düşük fiyatlı ve çoğu zaman küçük boy numune.
TRIAL Tüketicinin bir ürünü satın alma veya numune dağıtımı neticesi ilk kez kullanması.
TRADE MARKETING Pazarlama karmasının PUSH ile ilgili kısmı ve bazı firmalarda bu faaliyetleri yürüten bölüm. Yeterince büyük organizasyonlarda pazarlama bölümü işin tüketici yönüne konsantre olur, dağıtım kanallarına yönelik pazarlama faaliyetlerini TM yönlendirir.
TRADEMARK Ticari marka. Kaynağını veya üreticisini belli etmek için bir malın üzerinde veya ambalajında yer alan kelime, yazı veya sembol.
TRACKING Genelde aylık periyodlarla tekrarlanan, markanın genel gücünün ve değişimlerin ölçüldüğü, esnek olmayan araştırma türlerinin genel adı.
TOP OF MIND Akla ilk gelen. Araştırmada hatırlatmasız sorulduğunda deneğin aklına ilk gelen marka adı veya reklam kampanyası.
TIE-IN Birleştirme, bağlama. Bir pazarlama aktivitesinin birden fazla marka için yapılması veya bir marka için yapılacak kampanyanın sürmekte olan diğer kampanyalarla birleştirilme çabası.
THEME Tema. Reklamcılıkta bir ürünün temel mesajını, konumlandırmasını içeren ana reklam kampanyası. Tema kampanyası dışında, bir markanın promosyon, reminder, pool-out türü filmleri de olabilir.
TEST MARKET Yeni ürünü ülkenin tamamında değil bir bölümünde pazara vererek pazarlama planını test etmek, riski azaltmak. Ülkemiz coğrafyası ve medya yapısı uygun olmadığından ve ulusal lansman hala nispeten ucuz olduğundan test market çok geçerli bir yöntem değildir.
TARGET MARKET Satış hedefi. Mesaj hedefinden daha geniş bir grup. Promosyon ve dağılım stratejileri satış hedef kitlesine göre biçimlendirilir.
TARGET AUDIENCE Mesaj hedefi. Bir markanın iletişim stratejisini odakladığı çekirdek hedef kitle.
TANGIBLE PRODUCT ATTRIBUTES Ürünlerin fiziksel, dokunulabilir özellikleri
USP Unique Selling Proposition. Biricik Satış Önerisi. Bir ürünün sahiplendiği, tüm çabalarını üzerine kurduğu ve başka hiçbir üründe olmayan tipik özelliği. Yeni kuşak iletişimciler, gerçek bir USP’ye sahip olmaktan ziyade tüketicinin olayı nasıl algılamakta olduğu üzerine yoğunlaşmaktalar.
URBAN Kent. Merkez nüfusu 50,000’den fazla olan yerler kent, aşağısı kır olarak tanımlanabilir.
UPSCALE Üst sosyo-ekonomik sınıfları tanımlamak için kullanılır.
UPGRADE Bir ürünün kalitesini yükseltmek, daha üst sosyo-ekonomik gruplara yönelik olarak yeniden konumlandırmak.
UPFRONT Planlama döneminin hemen başında medya yeri satın alma.
UPC Universal Product Code. Barkod, çizgi kod.
UNAIDED RECALL Yardımsız hatırlama. Araştırmada deneklerin bir marka adını veya reklamı kendiliğinden hatırlama durumu.
U&A Usage and Attitudes Survey. 2-3 yılda bir yapılıp kategorinin temel dinamiklerinin derinlemesine ölçüldüğü kapsamlı araştırma türü.
VOICE OVER Dış ses. Reklamda görünmeyen kişinin, sunucunun sesi.
VALS RESEARCH (VALUES AND ) Tüketicileri değerleri, yaşam tarzları gibi psikolojik ve yaş, cinsiyet gibi demografik özelliklerine göre gruplayan araştırma yöntemi.
VEHICLE Belirli bir hedef kitleye reklam mesajını taşıyan kanal ya da yayın
WORLD WIDE WEB (WWW) Dünya çapında ağ. İsviçre parçacık araştırma merkezi tarafından yaratılmış olan hipertext tabanlı, dağıtılmış bilgi sistemi.
WEAR OUT Yıpranma. Bir reklamın veya promosyonun etkinliğini kaybetmeye başladığı nokta.