Tunyukuk
New member
- Katılım
- 9 May 2007
- Mesajlar
- 17,591
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Rarindra Prakarsa Ropörtajı;
İlk ne zaman fotoğrafçı olmayı düşündünüz?
1995’te ilk SLR’ımı alınca fotoğrafın her anından keyif aldım. 90’larda Endonezya’ da birçok büyük siyasal hareketler oldu. Grafik tasarımcısıyken (şu ana kadar) “fotoğrafçı” olmaktan niçin keyif aldığımı bilmiyorum. Fotoğraf gazeteciliğini de seviyorum ancak bir medya şirketine bağlı olmadan, gazeteci olamayacağımı anladım.
İlk kameranız neydi?
İlk kameram bir Nikon FM2. İlk FM2 1996’da Megawati Sukarnoputri Suharto rejimi sırasında popüler olduğunda onun fotoğrafını çekerken bir polis tarafından kırıldı. Bu dönemde polis ve asker Suharto rejiminin kontrolündeydi.
Açtığınız ve katıldığınız sergiler hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Ülkemde bazı sergiler açtım, sonuncusu Hollanda’da Naarden Festivali’ndeydi. Tek başıma sergi açmadım bugüne kadar.
Sanat eğitiminiz nedir?
İlk eğitimimi Endonezya’da Politechnic Üniversite’sinde aldım. Genellikle seminerlere ve workshoplara katılıyorum.
Uzmanlaşmak neden önemli?
Çok önemli. Pazarlama pozisyonunda olmak gibi birsey. Ancak kalbinizde ve ilgi alanınızda olması gerekiyor. Kaçınılmaz olarak doğa fotoğrafı çekiyorsunuz, moda olduğu için değil. Böylece insanlar sizi, siyah ve beyaz manzara fotoğrafçısı Ansel Adams’ı ya da fotoğrafçı gazeteci Salgado’yu bildikleri gibi biliyor.
Yaptığınız en iyi iş neydi?
Kalimantan (Bprneo) ’da ücra bir köşeyi fotoğraflamakla görevlendirilmiştim. Burası bir kömür madeniydi. Burada eşsiz şeyler yakaladım ama burdaki bazı insanlar çok fakirdi. Bazı çocukların okula ayakkabısız gitmesine rağmen mutlu olduklarını ve fotograf çektirirken eğlenmelerini unutamıyorum.
Tekniğiniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Birçok insan bunu soruyor ancak yanıtlamak bazen beni endişelendiriyor. Çünkü çok karmaşık ve her fotoğrafta farklı olabilir. Ancak olayın sizin hayaliniz ve fikrinizle başladığını söylemem lazım. Ben sabah erken saate arkadan ve yandan gelen ışıkla çekmeyi seviyorum. Ve fotoğrafın ruhuna göre tonları düzenlerim.
Film mi? Dijital mi? Neden?
Filmle başladım. Ve 2004 yılında dijitale döndüm. Ancak dijitalle daha çok eğleniyorum. Çünkü ucuz, basit ve daha iyi
Fotoğraflarınıza bakan insanlara kendiniz ve duygularınız hakkında neler aktarmak istiyorsunuz? Fotoğraf çekerken amacınız nedir?
Eğlenmelerini ve huzuru hissetmelerini istiyorum. Hollanda dergisi “Happinez” bazı fotoğraflarımı Kasım 2007 sayısında kullandı. Happinez psikolojik ve zihinsel iyileşme ile ilgili bir dergi. Dünyanın heryerinden birçok e-mail alıyorum; Fotoğraflarımdan çok keyif aldıklarını ve tekrar tekrar baktıklarını söylüyorlar.
Sizin için fotoğrafın anlamı nedir?
Bir obje ya da ana ilişkin gördüğümü ve duygularımı görüntülemek.
Fotoğraf çalışmalarınızdan bir anı/hikaye anlatır mısınız?
Fotoğrafın bir hikayesi olmalı. “Falcı” diye bir fotoğrafım vardı. Jakarta’daki falcı Mr. Prawiro’nun yüzü. 90’ların ortalarında film kullanırken fotoğrafını yaşamını ve yüzünü çekmeyi çok istedim. Ancak bir türlü başaramadım ve kızmasından çok korktum. Yüzü gizemliydi ve gözleri…
10 yıl sonra geldiğimde hala oradaydı. Bir müşterisiyle iken dijital kamerayla çektim onları. Yüzünü çekmek konusunda daha cesurdum ve evet ... Sonunda oldu.
Fotoğrafını web sitesinde paylaştım. Birçok insan çok sevdi. Birçok fotoğrafçı fotoğrafını çekti. Fotoğrafçılar arasında popüler oldu. Ancak hiçkimse sağlığının kötü olduğunu fotoğraftan bir yıl sonra, ölene kadar bilmiyordu.
Fotoğraf yaşamınızda idealleriniz nedir?
Çok özel ideallerim yok, ancak tüm dünyayla hep daha iyi fotoğraflar paylaşmak istiyorum.
Röportaj (interview by) : Levent YILDIZ
Çeviri (translated by) : Berna AKCAN
Rarindra Prakarsa Hakkında
Fotoğrafçılığa ilgim ilkokul yıllarında başladı. Kardeşlerim fotoğraflarının çekilmesinden hoşlanırken ben çekmeyi severdim. Görsel sanatlara olan merakım nedeniyle fotoğrafçılık tekniğini ve SLR kullanmayı öğrendiğim Grafik Sanatlar Fakültesine girdim. İlk SLR’ımı 1995’de (İki Nikon body ve 5 lens) aldım. 1998’de Endonezya’da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle fotoğraf çalışmalarıma ara verdim. 2001’de tekrar çalışmalara başlayarak 2004’de analog ekipman yerine dijitale geçiş yaptım.
Bir gazetede grafik tasarımcı olarak çalışmamdan dolayı yatkın olduğum haber fotoğrafçılığı ile başladığım fotoğraf çalışmalarım iki konuya, insan ve doğaya doğru yöneldi. Kimi zaman yalnızca insan, ya da doğa fotoğrafı çeksem de genellikle bu ikisini bir arada görüntülemeyi tercih ediyorum. Bu ikisini biraraya getirirken, basit ama pek çok insanın katıldığına inandığım “İnsanlar tabloya benzeyen fotoğrafları ve fotoğrafa benzeyen tabloları severler” düşüncesinden yola çıkıyorum. Bunu hem fotoğrafçılık tekniğimi hem de 1992’den bu yana kullandığım dijital fotoğraf işleme tekniğini kullanarak gerçekleştiriyorum.
Şu an fotoğraflarım Endonezya ve diğer bazı ülkelerde ticari amaçlı olarak kullanılıyor. Benim için en büyük mutluluk dünyanın her yerinden daha fazla insanla fotoğraflarımı, güzel ülkemi ve güzel insanlarımı paylaşabilmek.

İlk ne zaman fotoğrafçı olmayı düşündünüz?

1995’te ilk SLR’ımı alınca fotoğrafın her anından keyif aldım. 90’larda Endonezya’ da birçok büyük siyasal hareketler oldu. Grafik tasarımcısıyken (şu ana kadar) “fotoğrafçı” olmaktan niçin keyif aldığımı bilmiyorum. Fotoğraf gazeteciliğini de seviyorum ancak bir medya şirketine bağlı olmadan, gazeteci olamayacağımı anladım.
İlk kameranız neydi?

İlk kameram bir Nikon FM2. İlk FM2 1996’da Megawati Sukarnoputri Suharto rejimi sırasında popüler olduğunda onun fotoğrafını çekerken bir polis tarafından kırıldı. Bu dönemde polis ve asker Suharto rejiminin kontrolündeydi.
Açtığınız ve katıldığınız sergiler hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?

Ülkemde bazı sergiler açtım, sonuncusu Hollanda’da Naarden Festivali’ndeydi. Tek başıma sergi açmadım bugüne kadar.
Sanat eğitiminiz nedir?

İlk eğitimimi Endonezya’da Politechnic Üniversite’sinde aldım. Genellikle seminerlere ve workshoplara katılıyorum.
Uzmanlaşmak neden önemli?

Çok önemli. Pazarlama pozisyonunda olmak gibi birsey. Ancak kalbinizde ve ilgi alanınızda olması gerekiyor. Kaçınılmaz olarak doğa fotoğrafı çekiyorsunuz, moda olduğu için değil. Böylece insanlar sizi, siyah ve beyaz manzara fotoğrafçısı Ansel Adams’ı ya da fotoğrafçı gazeteci Salgado’yu bildikleri gibi biliyor.
Yaptığınız en iyi iş neydi?

Kalimantan (Bprneo) ’da ücra bir köşeyi fotoğraflamakla görevlendirilmiştim. Burası bir kömür madeniydi. Burada eşsiz şeyler yakaladım ama burdaki bazı insanlar çok fakirdi. Bazı çocukların okula ayakkabısız gitmesine rağmen mutlu olduklarını ve fotograf çektirirken eğlenmelerini unutamıyorum.
Tekniğiniz hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?

Birçok insan bunu soruyor ancak yanıtlamak bazen beni endişelendiriyor. Çünkü çok karmaşık ve her fotoğrafta farklı olabilir. Ancak olayın sizin hayaliniz ve fikrinizle başladığını söylemem lazım. Ben sabah erken saate arkadan ve yandan gelen ışıkla çekmeyi seviyorum. Ve fotoğrafın ruhuna göre tonları düzenlerim.
Film mi? Dijital mi? Neden?

Filmle başladım. Ve 2004 yılında dijitale döndüm. Ancak dijitalle daha çok eğleniyorum. Çünkü ucuz, basit ve daha iyi
Fotoğraflarınıza bakan insanlara kendiniz ve duygularınız hakkında neler aktarmak istiyorsunuz? Fotoğraf çekerken amacınız nedir?

Eğlenmelerini ve huzuru hissetmelerini istiyorum. Hollanda dergisi “Happinez” bazı fotoğraflarımı Kasım 2007 sayısında kullandı. Happinez psikolojik ve zihinsel iyileşme ile ilgili bir dergi. Dünyanın heryerinden birçok e-mail alıyorum; Fotoğraflarımdan çok keyif aldıklarını ve tekrar tekrar baktıklarını söylüyorlar.
Sizin için fotoğrafın anlamı nedir?

Bir obje ya da ana ilişkin gördüğümü ve duygularımı görüntülemek.
Fotoğraf çalışmalarınızdan bir anı/hikaye anlatır mısınız?

Fotoğrafın bir hikayesi olmalı. “Falcı” diye bir fotoğrafım vardı. Jakarta’daki falcı Mr. Prawiro’nun yüzü. 90’ların ortalarında film kullanırken fotoğrafını yaşamını ve yüzünü çekmeyi çok istedim. Ancak bir türlü başaramadım ve kızmasından çok korktum. Yüzü gizemliydi ve gözleri…

10 yıl sonra geldiğimde hala oradaydı. Bir müşterisiyle iken dijital kamerayla çektim onları. Yüzünü çekmek konusunda daha cesurdum ve evet ... Sonunda oldu.
Fotoğrafını web sitesinde paylaştım. Birçok insan çok sevdi. Birçok fotoğrafçı fotoğrafını çekti. Fotoğrafçılar arasında popüler oldu. Ancak hiçkimse sağlığının kötü olduğunu fotoğraftan bir yıl sonra, ölene kadar bilmiyordu.
Fotoğraf yaşamınızda idealleriniz nedir?

Çok özel ideallerim yok, ancak tüm dünyayla hep daha iyi fotoğraflar paylaşmak istiyorum.
Röportaj (interview by) : Levent YILDIZ
Çeviri (translated by) : Berna AKCAN




Rarindra Prakarsa Hakkında
Fotoğrafçılığa ilgim ilkokul yıllarında başladı. Kardeşlerim fotoğraflarının çekilmesinden hoşlanırken ben çekmeyi severdim. Görsel sanatlara olan merakım nedeniyle fotoğrafçılık tekniğini ve SLR kullanmayı öğrendiğim Grafik Sanatlar Fakültesine girdim. İlk SLR’ımı 1995’de (İki Nikon body ve 5 lens) aldım. 1998’de Endonezya’da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle fotoğraf çalışmalarıma ara verdim. 2001’de tekrar çalışmalara başlayarak 2004’de analog ekipman yerine dijitale geçiş yaptım.
Bir gazetede grafik tasarımcı olarak çalışmamdan dolayı yatkın olduğum haber fotoğrafçılığı ile başladığım fotoğraf çalışmalarım iki konuya, insan ve doğaya doğru yöneldi. Kimi zaman yalnızca insan, ya da doğa fotoğrafı çeksem de genellikle bu ikisini bir arada görüntülemeyi tercih ediyorum. Bu ikisini biraraya getirirken, basit ama pek çok insanın katıldığına inandığım “İnsanlar tabloya benzeyen fotoğrafları ve fotoğrafa benzeyen tabloları severler” düşüncesinden yola çıkıyorum. Bunu hem fotoğrafçılık tekniğimi hem de 1992’den bu yana kullandığım dijital fotoğraf işleme tekniğini kullanarak gerçekleştiriyorum.
Şu an fotoğraflarım Endonezya ve diğer bazı ülkelerde ticari amaçlı olarak kullanılıyor. Benim için en büyük mutluluk dünyanın her yerinden daha fazla insanla fotoğraflarımı, güzel ülkemi ve güzel insanlarımı paylaşabilmek.