Bir taraftan ekonomik , diğer taraftan psikolojik kriz...
Üstüne bir de İsrail-Hamas çatışması...
İnsanlık dramı...Bir de göz bebeğimize nakşedilen kırmızı fotoğraflar...
Hangi cephede savaşacağımızı şaşırdık. Neyi protesto edeceğimizi de...
Ortalık yangın yeri...
‘Hepimiz itfayeciyiz!!!’
Çevremizdeki yangını söndürmek için dört bir yana koşturup duruyoruz.
Cebimiz, yüreğimiz, aklımız, insanlığımız, ülkemiz ve dünyamız yanıyor...
Ancak ateş beslendikçe, ‘su’, ihanet arttıkça ‘antidepresanlar’ yetersiz kalıyor.
Cayır cayır, canlı canlı yanıyoruz...
Cumhurbaşkanı’na soruluyor; ‘Eşinizle dans eder misiniz?’
Eşin sırası mı şimdi?
Doğru soru; ‘Ateş dansını bilir misiniz?’ olmalıydı...
***
‘İhtiras rüzgarları’, ateşi körükledi...
Duman, beyinleri felç etti...
Halk dilenci haline geldi, haklarını unutup, ‘sadaka’ dilenmeye başladı...
Elinde belgeleriyle muhalif bir zat-ı muhterem çıktı, yalancı muamelesi gördü!
Yine de hasta beyinlere elli kere, yüz kere açıkladı...
Gazdan etkilen gözler sadece bakmakla kaldı...
Kendini koruyanlar ise bağırdı...
“İmdaaaatttt, yangın var.”
Cevap; “yok, teğet geçti”...
***
Ortama sis basınca kurtlar, çakallar köyle inermiş...
Dumanın etkisi sisten ağır bastı ve bizim köye ‘sürüler’ indi...
Bu sürüde kimler vardı, kimler...
Yedi gencin ölümünü içki ve sekse bağlayıp, kendi sorumluluğunu ‘Cuma’ da geçiştirenler...
Sırıtkan suratları ve bitmeyen susuzlukları ile cebinden çıkmayan iki kuruşluk ‘sadaka’larının
karşılığını ‘ön ödemeli’ ve ‘güvenceli’ olarak alanlar...
İktidar ve ihtiras duygularının esaretinde, aklı ve yürekleri kör olanlar...
Dini istismar edip, şehvet duygularını gidermek için çocukları seçenler...
Gömülerine bir kuruş daha fazla koymak için ihanetten kaçınmayanlar, doymak bilmeyenler...
Liberal düşünce adı altında memleketini satanlar... Özür dileyenler...
Olanlara seyirci kalıp, karanlığa bir mum bile yakmaktan imtina edenler...
Vs...vs...
***
Ancak biliyoruz ki, bu yangın bir gün bitecek ve rüzgar tersten esmeye başlayacak...
İşte o gün, O’nlar şeytanlarının peşinden, kirli hayaller bataklığına bizzat gömülmeye mahkum olacaklar...
Nietzsche, böyle buyurdu Zerdüşt isimli eserinde düşmanlarına, tüm tükürenlere ve kusanlara der ki;
“Hakikat sert bir rüzgardır. Sakının rüzgara doğru kusmaktan!”
http://www.gercekgundem.com/?c=57817
Üstüne bir de İsrail-Hamas çatışması...
İnsanlık dramı...Bir de göz bebeğimize nakşedilen kırmızı fotoğraflar...
Hangi cephede savaşacağımızı şaşırdık. Neyi protesto edeceğimizi de...
Ortalık yangın yeri...
‘Hepimiz itfayeciyiz!!!’
Çevremizdeki yangını söndürmek için dört bir yana koşturup duruyoruz.
Cebimiz, yüreğimiz, aklımız, insanlığımız, ülkemiz ve dünyamız yanıyor...
Ancak ateş beslendikçe, ‘su’, ihanet arttıkça ‘antidepresanlar’ yetersiz kalıyor.
Cayır cayır, canlı canlı yanıyoruz...
Cumhurbaşkanı’na soruluyor; ‘Eşinizle dans eder misiniz?’
Eşin sırası mı şimdi?
Doğru soru; ‘Ateş dansını bilir misiniz?’ olmalıydı...
***
‘İhtiras rüzgarları’, ateşi körükledi...
Duman, beyinleri felç etti...
Halk dilenci haline geldi, haklarını unutup, ‘sadaka’ dilenmeye başladı...
Elinde belgeleriyle muhalif bir zat-ı muhterem çıktı, yalancı muamelesi gördü!
Yine de hasta beyinlere elli kere, yüz kere açıkladı...
Gazdan etkilen gözler sadece bakmakla kaldı...
Kendini koruyanlar ise bağırdı...
“İmdaaaatttt, yangın var.”
Cevap; “yok, teğet geçti”...
***
Ortama sis basınca kurtlar, çakallar köyle inermiş...
Dumanın etkisi sisten ağır bastı ve bizim köye ‘sürüler’ indi...
Bu sürüde kimler vardı, kimler...
Yedi gencin ölümünü içki ve sekse bağlayıp, kendi sorumluluğunu ‘Cuma’ da geçiştirenler...
Sırıtkan suratları ve bitmeyen susuzlukları ile cebinden çıkmayan iki kuruşluk ‘sadaka’larının
karşılığını ‘ön ödemeli’ ve ‘güvenceli’ olarak alanlar...
İktidar ve ihtiras duygularının esaretinde, aklı ve yürekleri kör olanlar...
Dini istismar edip, şehvet duygularını gidermek için çocukları seçenler...
Gömülerine bir kuruş daha fazla koymak için ihanetten kaçınmayanlar, doymak bilmeyenler...
Liberal düşünce adı altında memleketini satanlar... Özür dileyenler...
Olanlara seyirci kalıp, karanlığa bir mum bile yakmaktan imtina edenler...
Vs...vs...
***
Ancak biliyoruz ki, bu yangın bir gün bitecek ve rüzgar tersten esmeye başlayacak...
İşte o gün, O’nlar şeytanlarının peşinden, kirli hayaller bataklığına bizzat gömülmeye mahkum olacaklar...
Nietzsche, böyle buyurdu Zerdüşt isimli eserinde düşmanlarına, tüm tükürenlere ve kusanlara der ki;
“Hakikat sert bir rüzgardır. Sakının rüzgara doğru kusmaktan!”
http://www.gercekgundem.com/?c=57817
