Rüşvet Bir Meslektir!

AntidepresaN

New member
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
1,584
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
AtaTürkçü Düşünce Sistemi..
Rüşvet Bir Meslektir!

İkibin beş yüz yıl önce Sokrat, "Ya ahlaklılar devleti yönetmeli ya da devleti yönetenler ahlaklı olmalıdır" anlamına gelen sözler söylemiştir.

Buna karşılık Sokrat'a "Bizim en ahlaklı ve en iyi sanarak iş başına getirdiğimiz insanlar; ahlaksız ve kötü çıkarlarsa toplumu onların kötülüklerinden nasıl koruruz?" diye bir soru sormuşlardır. Sokrat ise "Öyle bir yapı kurulmalı ki, kurumları yönetecekler topluma hizmet ve yararlı olmaktan başka bir şey yapamasınlar" anlamına gelen bir cevap vermiştir.

Görüldüğü gibi ahlaki çürümüşlüğü, kokuşmuşluğu ve yabancılaşmayı önlemenin iki yolu vardır. Birincisi yapısal olarak güçlü kurumların başına ahlaki bakımından düzgün adamları koymaktır. İkincisi de, yapısal olarak kurumları, yanlışa imkân tanımayan bir bünyeye kavuşturmaktır. Bunların ikisi de yoksa halkı rüşvet ve soygundan kurtaracak başka bir çare de yok demektir.

IMF, Dünya Bankası ve AB karşısında Türkiye'yi bu rüşvetçiler, banka hortumcuları, yolsuzluk yapanlar diz çöktürmüştür. Osmanlı'yı çökerten de, Türkiye'yi krizden krize düşüren de bu rüşvet, yolsuzluk ve bu kapkaç düzenidir.

Bu ülkede rüşvetsiz selamın dahi alınmadığı dönemlerden söz edilir. Türkiye, savurganlık ve rüşvete karşı duran Tarhuncu Ahmet Paşa gibi sadrazamların sırf bu yüzden idam edildiği bir mirasın üzerine kurulmuştur.

Osmanlı'dan bugüne kırılamayan rüşvet-bürokrat-siyaset-ihale-mafya döngüsünde gelinen aşamayı "Memurum işini bilir" , "Anayasayı bir kez delsek ne olur?" ya da "Ben adamın zenginini severim!" , "Rüşvetin belgesi mi olur?" gibi sözleri özetlemektedir.

Hâlâ bugün Türkiye Cumhuriyetinde koca koca bürokratlar rüşvet yüzünden derdest edilmektedir. Bu durum sistemin ne denli yabancılaştığının ve çürüdüğünün göstergesidir. Bu ülkede bazı makamların, hatta yaşların şeref makamı olduğunu ve oralara fiyat biçilemeyeceğini bir takım insanlar bir türlü öğrenememiştir. Kuşkusuz makamlar da al/sat konusu olabilir. Ama köklü gelenekleri olan büyük kültürler buna izin vermezler.

İnsanların bazı makamlara getirilirken "liyakat, ehliyet, uzmanlık" yanında bir de kişilik testinden geçirilmesi gerekir. Zayıf, aciz, gevşek, açgözlü, düşük ve kalitesiz bir kişiliğe sahip olanların hiç atanmaması gereken görevler olmalı. Paraya, cinselliğe ve iktidara aç insanların, yetenekli diye paranın ya da istismarı mümkün olan yerlerin başına getirilmesinden daha tehlikeli bir şey düşünülebilir mi? Hırsızdan hazine bekçisi olur mu?

Ecdat yıllar önce bunun ölçüsünü de koymuştur: Kişi önce "eline, beline, diline" sağlam olacaktır.

Adam üç dört yıl önce "Vurgun Operasyonu" nda gözaltına alınıyor. Ardından "Kolon Operasyonu" yapılıyor onda da gözaltına alınıyor. Birinci operasyondan muhakemesi süren bir adam ikincisinde de hâkim karşısına çıkarılıyor. Usulsüzlükten hakkında dava açılmış olan bir şirketin ikinci operasyonla yeniden hakkında işlem başlatılıyor. Çünkü Türkiye'de bugün rüşvet bir meslek haline gelmiştir. Bunu görmek gerekir. Kişiler cezalandırılarak da bu iş önlenemez. Sorun yapısaldır.

Bir düşünelim bu ne iştir? Şaibeye bulaşmış adam ya da şirketlerin her defasında bir yolunu bularak kamuyu soymaları mümkün oluyor. Hadi diyelim ki, "alışmış kudurmuştan beterdir". Tamam da bu adamlar ve şirketleri nasıl olup da hâlâ ihalelere şu veya bu yöntemi kullanarak sokuluyor? Ya da sokulabiliyor?

Bazı olaylar vardır ki, "şuyuu, vukuundan beterdir" yani söylentisi olmasından da kötüdür. Rüşvet de bu tür yüz kızartıcı bir olaydır. Eğer bazı insanlar utanma duygusunu yitirmişlerse, kamuyu bu adamların şerrinden koruyacak yapısal düzenlemelere ihtiyaç olduğu açıktır. İktidar benim Ali Dibom, senin rüşvetçin demeden, halkın kanını emen bu sülüklerin işini bitirmelidir.


Özcan Yeniçeri
 
rüşvet bizde bir zevk unsuru adamlar zevk alıyor bizi hortumlarken
 
artık her yerde vatandaştan resmi yollarla da para çekiliyor. eline bir kağıt parçası tutuşturuluyor. üzerinde bağış makbuzu yazıyor. ben bağış yapmak istemiyorum diyemiyorsun çünkü söylediği söz şu: bu parayı vermezsen bu işin olamaz. vermek zorundasın. bağışlar da artık zorunlu, isteğe bağlı değil.
 
"Memurum işini bilir"

tüm memurları zan altında bırakan adeta rüşvet almaya zorlayan bu gibi sözler olduktan sonra rüşvetin sonu gelmez
 
Geri
Üst