Röportaj: İzmir'li Death Metal Grubu: In Spite

thecrown

New member


- Merhaba Ant. In Spite'ın son günlerdeki sessizliği bir şeylerin müjdecisi galiba. Aslında benim haberim var fakat okuyucularımız senin ağzından duysun istiyorum. Ne gibi yeni gelişmeler var grupta?

Ant: Selam. Bu günlerde yeni albümün kayıtlarını bitirmekle meşgulüz. Grupta büyük bir değişiklik oldu aslında. Davulcumuz Özgür Gonca gruptan ayrıldı. Onun yerini Leviathan’dan da tanıdığınız Serhan Tombul aldı. Ocak ayı sonu gibi tüm kayıtlar tamamlanmış olur umarım. .

- Şimdi biraz geriye dönelim istersen. İlk albümün satışları nasıl gidiyor, beklediğiniz ilgiyi bulabildiniz mi? Promosyonla ilgili sorunlar yaşadınız mı yoksa memnun musunuz durumdan? Ve tabi en önemlisi albümle ilgili dinleyicilerden gelen tepkiler nasıl? (benim gözlemlerime göre olumlu diyeceğine eminim ama)

Ant: Olumluydu. İyi eleştiriler aldık. Gösterilen ilgi In Spite'ın hak ettiğinden fazlamı diye düşündüğüm bile oldu. Fakat yeni albümümüzle bu ilgi ve beğeniye layık olduğumuzu göstermek istiyoruz. Promosyon dersen, ben promosyonn adını bir süpermarketlerde bir de böyle röportajlarda duyuyorum. Hammer'ın yaptığı promosyon çalışması konusuna değinmek istemiyorum. Albümün (Anticlockwise) ve In Spite'ın ç enerjisi tüm promosyonunu kendi kendine bir yere kadar yapmaya çalıştı.

- Madem albümlerden gidiyoruz, In Spite için olmaz olmaz diye düşündüğüm konuya gelelim. Şarkı sözleri. Grubun Negative Approach ismiyle yola çıktığı günden beri toplumsal konulardaki hassasiyetinizi şarkı sözlerine yansıttığınızı biliyorum. İlk albümde de bir çok parçada bunlara rastlamıştık. Yeni albümde de bu çizginizi koruyor musunuz? Hangi konulara değindiniz yeni parçalarda?

Ant: Yeni albümde sözler yine aynı çizgide ileriliyor. Genel takıntımız kapitalizm ve modern hayat adı altında yedirilmeye çalışılan zoraki yaşam şekli. Aynı zamanda tamamen kişisel bazı hesaplaşmaların konu edildiği biri iki şarkı da var. Genel olarak hem sound hem sözler açısından ilk albüme göre daha sertleştik ya da muhalifleştik diyebilirim.

- Peki albüm sonrası konserler gözüküyor mu yolda? Yeni parçaları canlı olarak izleme imkanımızne zaman olacak? Hele bir çıksın da bakarız mı diyorsunuz yoksa?

Ant: Aslında her şey yolunda gitseydi ve yaptığımız programa sadık kalabilseydik ekim ayında albümün tanıtım konserini vermiş olabilirdik. Fakat Özgür’ün gruptan ayrılmak zorunda kalması ve buna benze başka sorunlar yüzünden (tembellik gibi) hala kaydı tamamlamaya çalışıyoruz. Sanırım ocak sonu gibi bir konser düzenlenebilir. Yani evet dediğine geldik. Bir bakarız :)

- İstersen biraz kişisel sorulara geçelim. Türkiye'de metal müziğin yerini nasıl görüyorsun? Yeni çıkan grupları yakından inceliyorsan bir gelişme var mı? Sanki dünyayı biraz geriden takip ediyor gibiyiz yanılıyor muyum? Kayıt kalitesi ve müzik çeşitliliği açısından avrupayı yakaladık mı, yaklaştık mı, geçtik mi?

Ant: Bu sıkça sorulan bir soru. Bu soruya bir iki yıl önce son derece olumlu cevaplar verebilirdim. Gerçekçi konuşmak gerekirse Türkiye'de metal müzik piyasası nerdeyse yok. Yani kötü bile değil. Bir kaç çocuğun elinde hoşça vakit geçirmek için bir oyuncak. Ne yazık ki gerçek bu. Kimse bu müziği 22 yaşının üzerine taşıyamıyor. Biz eskiden metal dinlerdik demek marifet sayıldığından ve artık büyüyenlerin caz ve blues ile uğraşmak zorunda hissetmesi yüzünden (!) tam olgunlaşma çağında bir çok grup dağılıyor. Satanist black metalcilikten eşofman ceketi giyen kısa saçlı clubberlığa terfi eden grupları da sen de gayet iyi biliyorsun. Konser organizasyonları hala en az masraf ile en çok cep harçlığını çıkartabilme çabasından öteye gidemiyor. Kimsenin ses düzeni, soundcheck gibi kavramlardan haberi yok. Bu müziği yürütebilen bir avuç grup ve onları destekleyen fanları var sadece. Grupların isimlerini vermeye bile gerek yok. Herkesin bildiği iyi gruplar bunlar. Hatta o kadar ki avrupalı bir çok gruptan daha adam gibi müzik yapıyorlar. Sadece yanlış ülkede doğmuş olma suçunu paylaşıyorlar. Fakat bir piyasa olduğunu söyleyebilmek için tüm bunlar çok çok az. Yani son derece umutsuzum. Amma konuştum.

- Grubun kuruluş tarihini 1999 olarak biliyorum. Yani yaklaşık 5-6 yıl olmuş. O günlerden bu günlere sanırım çok değişiklik oldu. O zamanlar siyah giyenlere şeytan diye takılırlarken artık marjinal olmanın ötesinde neredeyse sıradan bir görüntü haline geldi rock ve metal dinleyen insanlar. Sence bu olumlu bir gelişme mi? Yani önüne gelen bu müziği dinliyor diye rahatsız mısın yoksa ne kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar iyi diye mi düşünüyorsun? Metal müziğin popülerleşmesinin getiri ve götürüleri neler sana göre?

Ant: Aslında çok değişen bir şey yok. Hala siyah giyinen insanlar çok az. 4-5 yıl önce Türkiye satanizmin ne olduğunu haberlerden öğrendiği için bir dönem gerçekten zor oldu her şey. Uzun saçlı ve siyah giyinenler yoldaki başı boş zontalara hedef olarak gösterildi. Ama her şey gibi bu da unutuldu. Sadece yeni bir sansasyona bakıyor her şey. Şu da bir gerçek, metal dinleyicisi eskisi kadar yoğun değil. Fakat metal de eski metal değil. Bu iyi ya da kötü bir şey değil. Sadece değiişim.

- In Spite'ın geleceğini nasıl görüyorsun? Kendini Wembley'de sahneye çıkmış kafa sallarken hayal ediyor musun hiç? Kısacası geleceğe dair grup adına planlarınız ve hayalleriniz neler? Dur bakalım daha çok erken her şey için deme :) Biraz içini dök okuyucularımıza, rüyalarını anlat istiyorum. O yüzden sordum bu soruyu.

Ant: Çok net söylüyorum. Wembley’de falan kafa sallama ihtimali yok. Belki seyirci olarak olabilir. Çok uzak bir ihtimal. Şu işi sürdürebilmek o kadar zor ki. Her şey fedakarlık üzerine kurulu. Kendi adıma ölene kadar bu müzikle uğraşmak istediğimi söyleyebilirim. Fakat etrafındaki insanlardan aynı duyarlılığı ve fedakarlığı beklemek imkansız ve insanlardan işlerini güçlerini bırakmalarını ve bu yolda bir hayat kurmalarını beklemek haksızlık olur. Mesele bu müziğin hayat tarzı haline gelememesi. Bunun sebebi de bu müziğin insanlara para kazandıramaması. En azından In Spite biz ölene dek sürecektir. Fakat büyük ihtimalle en fazla yılda bir albüm çıkarmak ve bir kaç bar konserinde dinleyicilerle buluşmak şeklinde olacaktır bu süreklilik. Bundan öteye gitmesini benden daha çok isteyecek birini düşünemiyorum ama gerçekler acı.

- Bir de şahsi merakım olan bir soru sormak istiyorum. Türkiye'deki insanların gruplara olan desteğinin ne yönde olmasını bekliyorsun? Yani her grubun fan kulübü mü kurulsun, bütün konserlere gelip çıkan tüm albümleri alsınlar mı? Yoksa sadece iyi güzel olanı seçip onları mı desteklesinler? Mesela In Spite fan kulübü kurulsa hoşuna mı giderdi, gereksiz görüp rahatsız mı olurdun "biz daha neyiz ki" diye?

Ant: Destek her şekilde olabilir ama yeter ki fanlar gerçekten inandıkları şeylere destek versinler. Beş para etmez bi grubun fanı gibi takılmak artık son derece demode bir şey. Ve çok da sıkıcı olmalı. İyi olmayanı destekliyor gibi görünmek kimseye bir şey kazandırmayacaktır. Bu açıdan Türkiye'deki fanların gruplardan daha hevesli olduğunu söyleyebilirim. Grupların ortaya çıkardığı işlere göre fanların gösterdiği ilgi son derece fazla ama çoğu gerçekten beş para etmez. In Spite fan kulübü kurulsa ne yalan söyleyeyim ''vay be'' derim kendi kendime. Ama şu durumda böyle bir oluşumu tuhaf karşılarım. Belki ikinci albüm dinlendikten ve bir kaç konser verdikten sonra bunu hak ettiğimize kanaat getirebilirim.

- Sizi bundan sonraki organizasyonlarda tekrar görmeyi yürekten isteriz. Adettendir diye söylemek istediğin bir şeyler var mı diye sorayım. Bitiriş için rock ve metal dinleyicileri için artistik gaz bir slogan yazar mısın?

Ant: Mutlaka birlikte olacağız. İkinci albümle ilgili yapılan bu İLK röportaj için çok teşekkürler. BE A ROCK AND NEVER ROLL!

Röportaj: Aralık 2004
 

SEPTAGH

New member
Ayıptır söylemesi kankayız hepsiyle:;
 

paranoiac

New member
ben de çok izledim bu elemanları...
ii lerdir...
selam söle ;)
 

Silentiarius

New member
Enfes bi röportaj olmuş. Coğrafyamızın sağlam gruplarından biri gercekten.Anticlockwise çok başarılı ve ciddi bi altyapıya sahipti.Son albümlerini dinlemedim fakat bahse girerim, man, noise, killin a friend gibi saalam parçalar vardır yine.
 

HTML

Üst