Polis aleyhtarı haberler niçin artıyor?

VolkaN

Altın Üye
Katılım
28 Haz 2007
Mesajlar
8,232
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
Gönlüm uçmak dilerken semavi ülkelere;ayağım takıl
1 Mayıs arifesinden başlamak üzere bir ucunda bazı sendikaların, diğerinde hükümet ve İstanbul Valiliği'nin yer aldığı bir çekişmeye şahit olduk: "Biz Taksim'e çıkar 1 Mayıs'ı kutlarız", "Zor kutlarsınız, Taksim yasak, istiyorsan Kazlıçeşme meydanı müsait" gibi sözlerin teati edildiği münakaşa, 1 Mayıs'ın "kazasız-belâsız" atlatılmasından sonra bazı basın organlarında polise yönelik sert tepkilerin görünür derecede artmasıyla sonuçlandı; bir hafta süreyle özellikle İstanbul polisi, orantısız hatta keyfî güç kullandığı ithamıyla şiddetli bir hücuma maruz kaldı.
Sonra bir başka gelişme daha oldu: Sağ cenahın eski tüfeklerinden bir gençlik örgütü başkanı, katıldığı bir TV tartışmasında hükümetin, 1 Mayıs günü İstanbul'da polisi kullanarak bir güç gösterisi yaptığını ileri sürdü.

"Nasıl yani" diye sorulduğunda ise özetle şöyle konuşmuş bu eski gençlik lideri": "1 Mayıs'ta olan işte polis, işçinin karşı karşıya gelmesi söz olunca yani polisin davranışlarını söz konusu edince, ben polisin daha bir farklı bir organizasyon içinde olduğunu algılayabildiğimi söyledim, algıladığımı söyledim. (...) dedim, acaba ileride polis bir düzene karşı, yönetime karşı herhangi bir askerden yahut organizesi gruplardan gelecek bir ayaklanma şeklinde bir kitle tepkisi şeklinde ortaya bu iş çıkarsa, acaba polisi ona göre mi hazırlıyorlar? Gelişen siyasi olaylar karşısında bunu algıladığımı, yanlış da olabilir doğru da olabilir ama benim algılayış şeklimi ifade ettim; yani algıladım, acaba biz bölünüyor muyuz? Yani yarın öbürsü gün polisle orduyu karşı karşıya mı getirecekler veya muhalefet sesi çıkaran muhalif davranışlarla kitlelerin sokağa dökülmesi, meydanlara dökülmesinde acaba polisle karşı karşıya mı gelecek diye bir şey algılıyorum."

*

Bu haberlere de "mim" koyuyoruz; ufak-tefek gibi görünüyor ama mühim; belki daha geniş çaplı bir psikolojik harekâtın temeline konulan ufak tefek taşlar.

Adı, sanı herkesin mâlumu olan bazı basın organları, artık "plan ürünü" olduğu gizlenemez derece açık bir yayın diliyle polisi hükümetin silahlı gücü gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu gibi haberleri, bir de "Emniyet teşkilatı içinde cemaatçi yapılanma, gizli liste ele geçirildi" gibi haberlerle yan yana koyarak değerlendirmek gerek.

28 Şubat sürecinde de aynı terâne gündeme getirilmişti, hatırlayacaksınız; o günlerde ordu, muhtemelen Emniyet'e güvenmediği için, iç güvenlik alanının tümünü kontrol etmek istemiş, bu maksatla özel timlerin envanterindeki ağır silahların orduya teslimini şart koşmuştu. Devletin güvenlik güçleri arasında gerginlik varmış izlenimi yaratarak siyâsi kazanç sağlamak peşinde koşanlar anlaşılan yine hareket halindeler. Sair zamanlarda kimsenin dikkatini çekmeyecek "polis, vatandaşa kaba davrandı" şeklindeki haberlerin son günlerde bu kadar sık servise sokulması çok mânidardır.

*

İktidar mücadelesi (hükümetin kullandığı türden meşrû iktidar değil; en geniş kapsamıyla iktidar!) gitgide sertleşiyor; bu mücadelede pozisyon kaybettiğini düşünenler, artık kurallara boş vererek en çıplak görünüşüyle ellerindeki kozu açığa koyuyorlar. Bu tip haberler, orduya yönelik, "daha ne duruyorsunuz, haydi harekete geçsenize" türünden bir niyeti izhar ediyor. Geçen senenin 27 Nisanı'nda umdukları randımanı alamayıp hayal kırıklığına uğrayan çevreler canhıraş bir gayretle kendi limitlerini zorluyorlar. Karşılıklı elenseler giderek sertleşmekte; tokat, yumruk, sille, hatta tekmeler uçuşuyor havada. "Teori yoksa olgu da yoktur" diyen adam doğru söylemiş; belli oldu ki bu Ergenekon meselesi, bazı çevreleri, tahmin edilenden daha fazla ürkütmüş gibi görünüyor. Hayr olur inşallah!

kaynak
 
evet orantısız güç kullandilar.. bunlarda fotoğraflı şekilde belgelendi.. orada görüntü almaya çalışan türkiyeye haber yapmaya calisan habercilerimize bile saldırdılar.. ayrıca polis dediğin eskidendi.. şimdi hepsi halk için değil siyasetçi için çalışıyorlar.. hepsi yanar döner yani.. yazıklar olsun polis teşkilatlarımıza.. emekçi insanları ne hale getirdiklerini hepimiz gördük.. tayyip resmen ezin dedi ve ezdiler insanlarımızı.. işte AKP nin siyaseti bu.. hakkını arayanı ez bana karsı cikani ez.. böle bir siyaset böle bir hayasızlık olmaz..
 
Normal polis gariptir, üç kuruş maaş ile yarın yapacağı kahvaltının masrafını düşünmektedir. 1 mayıs olaylarının celladı, polis yeleği giymiş tarikat üyeleridir. Akp kendi ordusunu 1 mayısta denedi. Onları kamufle edebilmek için civar illerden polis çağrıldı ki, tarikat üyeleri arada kaynasın, gitsin. Şiddet uygulayan, hastane bahçesine bile gaz bombası atan beyni yıkanmış ve gözü dönmüş azgınların içinde normal üniformalı var mı? Yok! Hepsi polis yeleği giymiş, azgın boğa gibi gideceği yeri bilmeyen serseriler ordusu. Dikkat ederseniz, normal polis güzargahından da saldırı yapmıyorlar. Ayrı bir güzargah ayrı bir taktik ile saldırıyorlar. Bunları görmemesi için insanın aptal olması lazım.
Uyu ey güzel halkım iyi uyu! Din, iman masalı ile daha 50 yıl uyursun.Sen de uyan artık Yaşar Büyükanıt! Birşeylere müdahil olman için daha bu ülkede ne olması lazım? Yoksa Amerika'dan emir gelmedi mi?
 
polis aleytarı haberlerin artması bence hükümet aleyhtarı haberlerin artması sonucu oluşan bir durum. asıl hedef polis değil hükümet bence. benim takip ettiğim gazete hürriyet, ve hürriyette hükümete karşı haberler artmaya başladı. artık aydın doğanın neresine kim dokunduysa..
 
birlerine gün doğdu daha ellerine fırsat geçti kullanıyor onlarda...polsin yaptığını tabiki eleştirmek lazım gereknleri demek lazım ancak bu olayı bunlar daha çok uzatır....
 
polisi tarikatların gölgesinde bırakırsanız ve cumhuriyete değil şu bu tarikatına bağlı insanlardan seçerseniz, ayrıca her gelen kendi siyasi anlayışı doğrultusunda polisi kullanmaya kalkarsa hedef olması gerekenler değilde, onların yasalarla emri altında bulunan polisler hedef olur. birde polis içinde belli grupların oluştuğu gerçeği göz önüne alındığında polis daha çok hedef haline getirtilir. yani asıl suçlu siyasiler gözden ırak tutulup polis boy hedefi konumuna düşer. polisin ilk görevi cumhuriyetin temel ilkelerine bağlılıktır. eğer cemaat veya siyasilere bağlılık başlarsa gidiş bence kargaşadır.saygılarımla..
 
Emniyetteki Fethullahçılar

060520081405106389336.jpg


“Emniyet’te Fethullahçı liste”yi hazırlayan 2 şube müdürü hakkında şikayette bulunuldu

Hürriyet Gazetesi'nden Saygı Öztürk'ün haberine göre Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Personel Dairesi Başkanı, iki şube müdürü “Emniyet’te Fethullahçı liste” hazırlayıp değişik makamlara gönderdiği gerekçesiyle haklarında Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunuldu. İki emniyet mensubu, değişik makamlara gönderilen listedeki imza, paraf, liste üzerinde isimle yapılan düzeltmelerin kimleri ait olduğunu bilirkişi aracılığıyla belirledi.

Emniyet Genel Müdür Yardımcısı, Personel Dairesi Başkanı ve iki şube müdürü tarafından hazırlandığı ve değişik makamlara gönderilen listede “Fethullahçı oldukları” belirtilen Emniyet mensuplarından ikisi, listeye haksız yere yazıldıklarını öne sürüp, listeyi hazırladıkları iddia edilen 4 kişi hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundular.

İşçi Partisi’nin de, aynı liste ile ilgili olarak Ankara cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusunu işleme koymadı. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu tarafından İçişleri Bakanlığı’na gönderilen yazıda, idari yönden gereğinin yapılabilmesi için dilekçeyi, ekindeki listeyi de gönderdi.

BU LİSTE KONUŞULUYOR

Aralarında 4 daire başkanı, 11 daire başkan yardımcısı, 32 şube müdürü, 3 başkomiser, 3 öğretim üyesinin de bulunduğu 57 kişinin “Fethullahçı” olduğu öne sürüldü. Listenin bir örneği de üst yazının okunduktan sonra imha edilmesi notu düşüldükten sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na da gönderildi. Hazırlanan listede kalemle bazı düzeltmeler de yapıldı.
Emniyet’in liste ile ilgili İşçi Partisi’nin şikayetini işleme almamasından sonra, listede adı bulunan 57 Emniyet mensubu durumdan haberdar oldu. Bunlardan ikisi, listede kalemle yapılan düzeltmeler, imza ve paragrafların kendilerini şikayet eden kişilere ait olup olmadığını bilirkişiye incelettirdi. İnceleme sonucu, listedeki imza, paraf ve elle yapılan düzeltmeler genel müdür yardımcısı, personel daire başkanı, ile iki şube müdürüne ait olduğu ortaya çıkarıldı.

AMİRLERİNDEN ŞİKAYET

Listede ismi bulunan iki emniyet mensubu “Birlikte hareket etmek suretiyle; sahte belge tanzim etmek, suç tasniinde bulunmak, görevi kötüye kullanmak, iftira ve hakaret etmek, kamu kurum ve görevlilerini kamuyu nezdinde küçük düşürmek ve kamu görevlisine güveni sarsmak” suçlamasıyla amirleri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulurdular.

“YASADIŞI ÖRGÜTLENME” İDDİASI

Ergenekon Soruşturması kapsamında tutuklanan İşçi Partisi İşçi Partisi Genel Sekreteri Avukat Nusret Senem, Savcılığa yaptığı suç duyurusunda “ Emniyet’te Fethullahçı Örgütlenmenin Etkin Elemanları ” başlıklı 4 sayfalık liste sunmuş, Emniyet içinde yasadışı örgütlenme olduğuna dikkat çekmişti. Suçlamaya dayanak olarak sunulan 4 sayfalık listede Emniyet Genel Müdürlüğünde çeşitli kademelerde göreve yapan 57 personelin bu örgütün üyesi olduğu öne sürülmüştü.

BİLİRKİŞİYE İNCELETTİRİLDİ

Listeye haksız yere alındığını iddia eden iki emniyet mensubu, savcılık dosyasında bulunan 4 sayfalık isim listesi ve bu kişilerle ilgili bilgiler ve belgeler üzerindeki imza, paraf, kalemle yapılan düzeltmelerle ilgili bilirkişi incelemesi istedi. Yazı, imza ve sahtecilik uzmanı Mustafa Kariptaş tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen “Özel Bilirkişi Raporu” 4 sayfalık listede, isimler üzerindeki düzeltmelerin M.D ve İ.S tarafından yapıldığı, “bilgi notu” başlıklı yazıda yer alan imzanın Genel Müdür Yardımcısı N.A., prafların da İ.S ve M.A.’ya ait olduğu sonucuna varıldı.

Bunun üzerine şikayetçi Emniyet mensupları, söz konusu listenin ve üst yazısının “organize bir şekilde hazırlandığı”nı öne sürdü ve ve 4 emniyet mensubundan şikayetçi oldu.

Vatan
 
Geri
Üst