ςคﻮคtคא_кђคภร khans
New member
[Yorum - Ahmet Kurucan] Poligami ve Warren Jeffs
FBI'ın 'most wanted' listesinin ilk sıralarında olan Jeffs, ağustos sonlarında Nevada eyaletinde trafik suçu ihlali ile yakalandı ve mahkemeye çıkarıldı. Aranma sebebi eşcinsellik eksenli aleyhinde açılan davalar. Ama hadisenin başka yönleri var. Nitekim yakalanma hadisesinden sonra haber gündemlerini kilitleyen, gazetelere manşet haber, dergilere kapak konusu Jeffs'in hep bu yönü oldu; poligami.
Sema gösterileri dolayısıyla davetlimiz olan Hıristiyan dininin ana mezheplerinden birisinin üst düzey temsilcisi beni bir kenara çekti ve "Eğer bir daha bizi aktivitelerinize davet edecek olursanız, şu mezhebi davet etmeyin. Eğer onları tercih ederseniz, bizi çağırmayın. Biz onlarla aynı karede görünmek istemiyoruz. Çünkü Hıristiyan değiller, liderlerine peygamber diyen sapık görüşlü, inançlı kişiler onlar." dedi.
Hıristiyan mezhepleri arasında liderlerine peygamber diyen sadece onlar değil. O kadar çok lider, o kadar çok peygamber var ki! İşte bunlardan bir tanesi de Warren Jeffs. Kısa adı FLDS olan Fundamentalist Church of Jesus Christ of Latter Day Saints grubunun lideri ve aynı zamanda peygamberi. FBI'ın 'most wanted' listesinin ilk sıralarında olan Jeffs, ağustos sonlarında Nevada eyaletinde trafik suçu ihlali ile yakalandı ve mahkemeye çıkarıldı. Aranma sebebi eşcinsellik eksenli aleyhinde açılan davalar. Ama hadisenin başka yönleri var. Nitekim yakalanma hadisesinden sonra haber gündemlerini kilitleyen, gazetelere manşet haber, dergilere kapak konusu Jeffs'in hep bu yönü oldu; poligami.
1955 San Francisco doğumlu olan Jeffs, babasının 2002 yılındaki ölümüne kadar tam 15 yıldır liderliğini ve peygamberliğini üstlendiği grubun başına geçti. 1890'larda Mormonlar tarafından ilan edilen çok eşli evliliği ana ilke olarak benimseyen bu grubun peygamberi baba Rulon Jeffs, 92 yaşında olduğu zaman 75 tane karısı vardı. Yanlış duymadınız; isterseniz yazı ile ifade edeyim; yetmiş beş tane.
Babasının cenaze töreninin hemen akabinde yeni peygamber Warren Jeffs'in yaptığı çok kısa bir konuşma, bu grubu daha iyi tanıma adına bir fikir verebilir bizlere. 'Çok uzun konuşmayacağım. Babamın geride bıraktığı dul kadınlardan elinizi çekiniz. Siz dul kadınlar (üvey anneleri oluyor A.K.); babam sanki hayatta imiş gibi, benim odamın yanındaki odalarınızda yaşayacaksınız.' Konuşmanın hepsi bu kadar ve ilk hafta içinde iki üvey annenin itirazı hariç hiçbir mani ile karşılaşmıyor Jeffs ve hepsi ile evleniyor. 'İtiraz olmayışının sebebi nedir?' diyorsanız; FLDS'nin inancına göre peygamberin yanlış konuşması, yanlış yapması düşünülemez; çünkü onlar Allah'ın vahyettiği kişilerdir. Bu arada unutmayalım; bu hadiseden önce ve sonra başka kadınlarla yaptığı evlilikler bu sayıya dahil değil. Bir aralar 80 karısı olup, hakkında "80 karılı adam" belgeseli çekilen Jeffs'in, şu sıralar 70 karısı olduğu biliniyor.
Batı'da yükselişe geçen marjinal eğilimler...
Arizona, Utah, Colorado ve çevresinde 10 bin, Amerika genelinde ise 50 bine yakın üyesi olduğu söylenen bu grubun taşınabilir ve taşınmaz mal varlıkları iştahları kabartacak cinsten. Sadece Colorado eyaletinde 100 milyon doların üzerinde gayrimenkulü olduğu söyleniyor resmi ağızlar tarafından. İki eşiyle yakalandığı zaman Jeffs'in arabasından çıkan nakit para miktarı elli dört bin dolardı.
Jeffs, 3 eşli olan insanların cennete yakın, daha fazla eşi olanların ise daha yakın olduğunu, öğretileri arasına almış. Dul kalanlar hemen evlenmek zorunda. Kadınların cennete girmesi ancak kocalarını razı etmesi ile mümkün. Kadınlar ebediyen kocalarına ait. Cemaat kurallarına uymayanlar dışlanıyor. Peygamberin; kocaları, karılarını, çocuklarını ve evlerini ellerinden alıp başka erkeklere verme suretiyle cezalandırma hakkı var. İnsan bu aşamada; dile kolay -çokları itibarıyla sosyal statü ve ekonomik problemleri olmayan- 50 bin kişi, dünyanın hemen hemen en zengin ülkesinde, aklın kabullenmekte zorlandığı bu türlü inançlara neden gönül veriyor diye düşünmeden edemiyor.
Batı'daki dinî cemaatler üzerinde araştırma yapan hemen herkesin bildiği gibi; hızlı sosyal değişmenin yaşandığı toplumlarda görülür bu tür yapılaşmalar. Geleneksel değerlerin uygulama zeminini kaybetmeye hatta manasını yitirmeye başladığı ve buna bağlı olarak ikili, ailevi, toplumsal ilişkilerin bambaşka bir mahiyet kazanıp kendini kalabalıklar içinde yalnız bulan insanların ağırlıklı olduğu dönemler, bu hareketlerin başlangıç noktasını teşkil eder. Göçlerle farklı bir mahiyet kazanan toplum yapısının değişmesi, sadece aynı etnik kökene bağlı insanların yaşadığı toprak parçası ve idari sistem anlamında "ulus-devlet" formunun kısmen işlerliğini yitirmesi, tarım, sanayi ve bilgi çağı sıralamasındaki yarışta geri kalan veya hakim unsurların baskısıyla geri planda bırakılan devletlerde yaşanan ve genelde fakirlik, işsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik şeklinde kendini gösteren problemler ve tabii ki moral değerlerdeki çöküşleri sözü edilen sebeplere ilave etmek lazım. Ayrıca, maddi hırs, makam ve mansıp arzusu, had ve sınır tanımaz cinsel isteklerin tatmini gibi nedenler de, sözü edilen dinî grupların varlığı ile alakalı araştırmacıların ilgi alanına girmiş durumda.
Önceleri marjinal ve reaksiyoner hareketler olarak ortaya çıkan ve toplumun geneli ile entegrasyon problemi yaşayan bu gruplar, siyasi iradelerin destek vermesi ve öğretilerini hayata geçirmek için yasal zemin bulmasına paralel olarak gelişmiş ve büyümüşlerdir. Zamanla farklı ve özellikle maddi çıkarların öncelikli olarak gözetildiği ekonomik alanlarda menfaat ve çıkar eksenli hale gelen bu gruplaşmalar, her zaman için bir meşruiyet arayışı içinde bulunmuştur. İşte din bu safhada devreye sokulmaktadır genelde. Liderleri gruplaşma özelinde hangi sebebi ileri sürerse sürsün, ona dinî bir veçhe kazandırması, dinî bir söylem dahilinde fikirlerini ifade etmesi, mevcuttan memnun olmayıp, arayış içinde bulunan kişileri etrafına toplamasına yetmektedir. Hıristiyanlık için konuşulacak olduğunda, alabildiğine sofistike ve karmaşık anlatım tarzları ile ancak ifade edilebilen akidevi esaslar yerine, yeni esasların veya yorumların basit, sade ve herkesin anlayabileceği bir dille beyanı, taraftar kitlesinin oluşmasına ve tatminine yol açmaktadır. Manevi doyumsuzluk içinde bulunan kişiler, bunlarla doyuma ulaşmakta ve kimliklerini bulmaya çalışmaktadırlar.
Warren Jeffs'in hareketi de kısaca izaha çalıştığımız bu sebeplerden birine veya birkaçına dayanıyor. Bu sebeplerin bütünüyle izale olduğu bir zemin olmadığı müddetçe de, nice 50 bin insanı arkasından sürükleyen Warren Jeffs'ler çıkar. Onun için buzdağının görünen yüzü olan ne Jeffs'e, ne de onun gibilerinin önderlik ettiği cemaatlerin sürekli ortaya çıkışına şaşırmalı.
Ama şuna şaşırabilirsiniz; gerek Batı toplumlarında varlığını sürdüren dinin/dinlerin yapısı, o dinlerin insanlığa sunduğu öğretilerin müntesipleri tarafından kabulü, gerekse toplumsal arka plan şartlarının tabii ürünü olan bu cemaatler hakkında ortaya konan değerlendirmelerin, bizdeki bazı araştırmacılar tarafından aynen kabullenilmesi. Din ve toplum özelindeki farkların hiç nazara alınmadığı bu yaklaşım, elbette ve tek kelime ile yanlış. Keşke yanlış bununla kalsa! Bir de idari makamların bu tür değerlendirmelere kulak kesilip, vatandaşına tavır takınması, bu yanlışlığı katmerlemesine artırıyor. Olan da bu millete, bu milletin bugünü ve yarınına oluyor.
Alıntı...
FBI'ın 'most wanted' listesinin ilk sıralarında olan Jeffs, ağustos sonlarında Nevada eyaletinde trafik suçu ihlali ile yakalandı ve mahkemeye çıkarıldı. Aranma sebebi eşcinsellik eksenli aleyhinde açılan davalar. Ama hadisenin başka yönleri var. Nitekim yakalanma hadisesinden sonra haber gündemlerini kilitleyen, gazetelere manşet haber, dergilere kapak konusu Jeffs'in hep bu yönü oldu; poligami.
Sema gösterileri dolayısıyla davetlimiz olan Hıristiyan dininin ana mezheplerinden birisinin üst düzey temsilcisi beni bir kenara çekti ve "Eğer bir daha bizi aktivitelerinize davet edecek olursanız, şu mezhebi davet etmeyin. Eğer onları tercih ederseniz, bizi çağırmayın. Biz onlarla aynı karede görünmek istemiyoruz. Çünkü Hıristiyan değiller, liderlerine peygamber diyen sapık görüşlü, inançlı kişiler onlar." dedi.
Hıristiyan mezhepleri arasında liderlerine peygamber diyen sadece onlar değil. O kadar çok lider, o kadar çok peygamber var ki! İşte bunlardan bir tanesi de Warren Jeffs. Kısa adı FLDS olan Fundamentalist Church of Jesus Christ of Latter Day Saints grubunun lideri ve aynı zamanda peygamberi. FBI'ın 'most wanted' listesinin ilk sıralarında olan Jeffs, ağustos sonlarında Nevada eyaletinde trafik suçu ihlali ile yakalandı ve mahkemeye çıkarıldı. Aranma sebebi eşcinsellik eksenli aleyhinde açılan davalar. Ama hadisenin başka yönleri var. Nitekim yakalanma hadisesinden sonra haber gündemlerini kilitleyen, gazetelere manşet haber, dergilere kapak konusu Jeffs'in hep bu yönü oldu; poligami.
1955 San Francisco doğumlu olan Jeffs, babasının 2002 yılındaki ölümüne kadar tam 15 yıldır liderliğini ve peygamberliğini üstlendiği grubun başına geçti. 1890'larda Mormonlar tarafından ilan edilen çok eşli evliliği ana ilke olarak benimseyen bu grubun peygamberi baba Rulon Jeffs, 92 yaşında olduğu zaman 75 tane karısı vardı. Yanlış duymadınız; isterseniz yazı ile ifade edeyim; yetmiş beş tane.
Babasının cenaze töreninin hemen akabinde yeni peygamber Warren Jeffs'in yaptığı çok kısa bir konuşma, bu grubu daha iyi tanıma adına bir fikir verebilir bizlere. 'Çok uzun konuşmayacağım. Babamın geride bıraktığı dul kadınlardan elinizi çekiniz. Siz dul kadınlar (üvey anneleri oluyor A.K.); babam sanki hayatta imiş gibi, benim odamın yanındaki odalarınızda yaşayacaksınız.' Konuşmanın hepsi bu kadar ve ilk hafta içinde iki üvey annenin itirazı hariç hiçbir mani ile karşılaşmıyor Jeffs ve hepsi ile evleniyor. 'İtiraz olmayışının sebebi nedir?' diyorsanız; FLDS'nin inancına göre peygamberin yanlış konuşması, yanlış yapması düşünülemez; çünkü onlar Allah'ın vahyettiği kişilerdir. Bu arada unutmayalım; bu hadiseden önce ve sonra başka kadınlarla yaptığı evlilikler bu sayıya dahil değil. Bir aralar 80 karısı olup, hakkında "80 karılı adam" belgeseli çekilen Jeffs'in, şu sıralar 70 karısı olduğu biliniyor.
Batı'da yükselişe geçen marjinal eğilimler...
Arizona, Utah, Colorado ve çevresinde 10 bin, Amerika genelinde ise 50 bine yakın üyesi olduğu söylenen bu grubun taşınabilir ve taşınmaz mal varlıkları iştahları kabartacak cinsten. Sadece Colorado eyaletinde 100 milyon doların üzerinde gayrimenkulü olduğu söyleniyor resmi ağızlar tarafından. İki eşiyle yakalandığı zaman Jeffs'in arabasından çıkan nakit para miktarı elli dört bin dolardı.
Jeffs, 3 eşli olan insanların cennete yakın, daha fazla eşi olanların ise daha yakın olduğunu, öğretileri arasına almış. Dul kalanlar hemen evlenmek zorunda. Kadınların cennete girmesi ancak kocalarını razı etmesi ile mümkün. Kadınlar ebediyen kocalarına ait. Cemaat kurallarına uymayanlar dışlanıyor. Peygamberin; kocaları, karılarını, çocuklarını ve evlerini ellerinden alıp başka erkeklere verme suretiyle cezalandırma hakkı var. İnsan bu aşamada; dile kolay -çokları itibarıyla sosyal statü ve ekonomik problemleri olmayan- 50 bin kişi, dünyanın hemen hemen en zengin ülkesinde, aklın kabullenmekte zorlandığı bu türlü inançlara neden gönül veriyor diye düşünmeden edemiyor.
Batı'daki dinî cemaatler üzerinde araştırma yapan hemen herkesin bildiği gibi; hızlı sosyal değişmenin yaşandığı toplumlarda görülür bu tür yapılaşmalar. Geleneksel değerlerin uygulama zeminini kaybetmeye hatta manasını yitirmeye başladığı ve buna bağlı olarak ikili, ailevi, toplumsal ilişkilerin bambaşka bir mahiyet kazanıp kendini kalabalıklar içinde yalnız bulan insanların ağırlıklı olduğu dönemler, bu hareketlerin başlangıç noktasını teşkil eder. Göçlerle farklı bir mahiyet kazanan toplum yapısının değişmesi, sadece aynı etnik kökene bağlı insanların yaşadığı toprak parçası ve idari sistem anlamında "ulus-devlet" formunun kısmen işlerliğini yitirmesi, tarım, sanayi ve bilgi çağı sıralamasındaki yarışta geri kalan veya hakim unsurların baskısıyla geri planda bırakılan devletlerde yaşanan ve genelde fakirlik, işsizlik, gelir dağılımındaki dengesizlik şeklinde kendini gösteren problemler ve tabii ki moral değerlerdeki çöküşleri sözü edilen sebeplere ilave etmek lazım. Ayrıca, maddi hırs, makam ve mansıp arzusu, had ve sınır tanımaz cinsel isteklerin tatmini gibi nedenler de, sözü edilen dinî grupların varlığı ile alakalı araştırmacıların ilgi alanına girmiş durumda.
Önceleri marjinal ve reaksiyoner hareketler olarak ortaya çıkan ve toplumun geneli ile entegrasyon problemi yaşayan bu gruplar, siyasi iradelerin destek vermesi ve öğretilerini hayata geçirmek için yasal zemin bulmasına paralel olarak gelişmiş ve büyümüşlerdir. Zamanla farklı ve özellikle maddi çıkarların öncelikli olarak gözetildiği ekonomik alanlarda menfaat ve çıkar eksenli hale gelen bu gruplaşmalar, her zaman için bir meşruiyet arayışı içinde bulunmuştur. İşte din bu safhada devreye sokulmaktadır genelde. Liderleri gruplaşma özelinde hangi sebebi ileri sürerse sürsün, ona dinî bir veçhe kazandırması, dinî bir söylem dahilinde fikirlerini ifade etmesi, mevcuttan memnun olmayıp, arayış içinde bulunan kişileri etrafına toplamasına yetmektedir. Hıristiyanlık için konuşulacak olduğunda, alabildiğine sofistike ve karmaşık anlatım tarzları ile ancak ifade edilebilen akidevi esaslar yerine, yeni esasların veya yorumların basit, sade ve herkesin anlayabileceği bir dille beyanı, taraftar kitlesinin oluşmasına ve tatminine yol açmaktadır. Manevi doyumsuzluk içinde bulunan kişiler, bunlarla doyuma ulaşmakta ve kimliklerini bulmaya çalışmaktadırlar.
Warren Jeffs'in hareketi de kısaca izaha çalıştığımız bu sebeplerden birine veya birkaçına dayanıyor. Bu sebeplerin bütünüyle izale olduğu bir zemin olmadığı müddetçe de, nice 50 bin insanı arkasından sürükleyen Warren Jeffs'ler çıkar. Onun için buzdağının görünen yüzü olan ne Jeffs'e, ne de onun gibilerinin önderlik ettiği cemaatlerin sürekli ortaya çıkışına şaşırmalı.
Ama şuna şaşırabilirsiniz; gerek Batı toplumlarında varlığını sürdüren dinin/dinlerin yapısı, o dinlerin insanlığa sunduğu öğretilerin müntesipleri tarafından kabulü, gerekse toplumsal arka plan şartlarının tabii ürünü olan bu cemaatler hakkında ortaya konan değerlendirmelerin, bizdeki bazı araştırmacılar tarafından aynen kabullenilmesi. Din ve toplum özelindeki farkların hiç nazara alınmadığı bu yaklaşım, elbette ve tek kelime ile yanlış. Keşke yanlış bununla kalsa! Bir de idari makamların bu tür değerlendirmelere kulak kesilip, vatandaşına tavır takınması, bu yanlışlığı katmerlemesine artırıyor. Olan da bu millete, bu milletin bugünü ve yarınına oluyor.
Alıntı...
