PKK Ağzıyla Konuşanlar

Albayrak

Can Feda
Altın Üye
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
4,439
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Aydınlığın karanlıkla savaşından...
1999 sonundan 2004 başına kadar PKK ölü haldeydi.

AKP hükümetleri döneminde bu örgüte rahatça çalışacağı bir ortam yaratıldı.

Avrupa Birliği'ne giriş adına, demokrasiyi yaymak adına PKK'nın önü açıldı.
ABD Irak'a girdi; PKK buradan silah sağlamaya başladı.
Irak'ın kuzeyindeki Kürt aşiret reisleri; devlet adamı konumuna sokuldu.
2004 yılına kadar eli kolu bağlı kalan ve çöküşe geçen PKK iç destek ve dış destekle yeniden şahlandı.
Karakollarımız basılmaya başlandı.
Meydanlarda on binler yürüyüp PKK'yı lanetleyen sloganlar attı.
Ama PKK bunlardan güç kazanan taraf oldu.
Çünkü; hükümet; PKK'nın işine yarayan düzenlemeleri demokrasiyi geliştirme kılıfında sürdürüyordu. Türkiye'ye diz çöktürmek isteyen AB; PKK'nın karşısındaki tek güç olan Türk ordusunu etkisizleştirmek için elinden geleni yapıyordu.
Gazetelerde köşelere yerleştirilen ABD/AB beslemesi sözde yazarlar; 'Terörü önlemek için PKK'nın isteklerini kabul edin!' anlamına gelen yazılar yazıyorlardı.
Yani; psikolojik üstünlük, ideolojik üstünlük PKK'ya verilmişti.
Yoksulların çocukları ölüyor; ülkeyi yöneten zengin tabakası ise ithalatçılık yaparak hızla para kazanıyordu.

NE OLDU GÜNEŞ OPERASYONU?
Sonunda 21 Şubat 2008'de terörün üssü haline gelen Kuzey Irak'a 'Güneş' adı verilen bir askeri operasyon düzenlendi.
ABD Dışişleri Bakaını Rice, 'Operasyonu en kısa sürede bitirin!' dedi.
CHP Lideri Baykal ise, 'Türk ordusunun elini kolunu bağlamayın; Kuzey Irak, teröristlerden temizlensin!' diye harekata destek verdi.
Peşinden ABD Başkanı Bush, 'Kürdistan'dan hemen çıkın!' diye emir verdi.
Hatırlayınız: Başbakan Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasını hazırlayıp basına dağıtmıştı. Bush'un çıkışından sonra konuşmasını değiştirmek zorunda kaldı.
Ve harekat 28 Şubat'ta durduruldu.
TSK operasyonunun erken bitirildiğini dile getiren CHP Lideri Deniz Baykal'ı, dönemien genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt 'Vatan haini' ilan etmeye kalkıştı.
Fakat, 4 Mart 2008 tarihinde Pentagon'da bir basın toplantısı düzenleyen Irak'taki ABD Kuvvetleri'nin Komutanı Korgeneral Odierno, Güneş harekatına ABD tarafından izin verildiğini; bundaki amaçlarının da PKK'yı baskı altında tutmak ve Türkiye ile görüşme yapmaya zorlamak olduğunu söyledi.
Ondan bir gün sonra da Oramiral Fallen, 'Türkiye ile PKK'yı siyasi anlaşma yapmaya kuvvetle teşvik ediyoruz!' dedi.
Aktütün Karakolu'nu bombalayacak kadar büyük topun, o yalçın dağ tepesine kadar çıkartılmasını da ABD gözlem uçaklarının görmemesini işte bu anlamda yorumlarsanız; gerçek ortaya çıkar.
Türk ordusu bugün PKK ile savaşmıyor. Asıl, onun arkasında duran ABD ordusu ile çatışıyor. Bu çatışmada Avrupa da ABD'nin yanında siyasi ve ekonomik gücü ile duruyor.

AKP BASINI NE YAPIYOR?
Peki hükümet ne yapıyor?
Kendi ordusunu Ergenekon iddiaları ile geriletmek derdinde. Ordu hakkında millette kuşku uyandırmak için AKP medyası bütün gücü ile uğraşıyor.
Türk ordusu, terörle mücadele için terör bölgesinde Olağanüstü Hal yetkileri gibi yetki istiyor. Bakın; Uzan'lardan alınıp Fethullahçılara aktarılan Star Gazetesi dün TSK'nın bu isteğini nasıl haber yapmış: 'Jandarma Devleti Planı'
Jandarmanın, teröristlerle sadece silahlı biçimde değil, istihbarat, psikolojik, ideolojik boyutlarda da mücadele etmesini, bu hükümeti destekleyen gazeteler çok kötü bir iş olacakmış gibi gösteriyorlar.
Yobaz Vakit Gazetesi de ' PKK da OHAL istiyor!' diyerek Türk ordusunu açıkça karalıyor.
Amerika'da beslenen Fethullah Gülen'in Zaman Gazetesi ise 'Karanlık Güçler OHAL için devrede' biçiminde manşet atarak ordu düşmanlığını ve PKK dostluğunu ortaya koyuyor.
***
Bunların köşe yazarları ise her fırsatta TSK'yı yöneten komutanlara saldırıyorlar. Ellerine bir Hava Kuvvetleri Komutanı geçti, onunla golf oynuyorlar. Güya Aktütün Karakolu'na baskın yapıldığı gün, Aydoğan THK Komutanı Babaoğlu Antalya'da golf oynuyormuş.
Golf oynamak kötü bir şey değil ama böyle bir ortamda olunca sıradan insanın kafası kolay kolay almıyor.
Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı'nın yaptığı açıklama ise gerçekten kötü.
Bir kuvvet komutanının böyle bir olaydan anında haberdar edilmesi gerekirdi.
Umarız ki bu olay onlar için de bir ders olmuştur.
Bütün gericilerin; Amerikan ve Avrupa işbirlikçilerinin el birliği ile saldırdıkları bir dönemde kuvvet komutanlarının daha dikkatli olmaları gerekiyor.
Millete düşen görev ise ordusunu bu ortamda gözü gibi korumaktır.

Rıza ZELYUT

Kaynak
 
Geri
Üst