Peygamber Efendimiz'in Vefat Yıldönümü

.aybuke.

New member
Peygamberimiz (s.a.v.) in Vefatı 8 Haziran 632

Peygamberimizin (s.a.v.) vefatı
8 Haziran 632...

Dünya hayatı bir geçiş yeri.Peygamber de olsa "her canlı ölümü tadacaktır."
Veda Haccı.... Medine'ye dönülür. Bir müddet sonra Resulullah hastalanır. Maide Sûresinin 3.'ncü ayeti nazil olur.

".... Bugün kâfirler, sizin dininizden (onu yok etmekten) ümit kesmişlerdir. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı beğendim .... "

Bugünden sonra Hz.Peygamber (s.a.v.) nihayet sekseniki gün kadar yaşadı ve bundan sonra dini hükümlerde ne bir fazla, ne bir eksitme ne de bir değiştirme vaki olmadı. Bununla Hz.Peygamber'e (s.a.v) peygamberlik görevinin sonu ve böylece vefatının yaklaştığı haber verilmiş oluyordu.

Resulullah (s.a.v.) bu âyeti okuduğu zaman ashab-ı kiram gerçekten sevinmiş ve pek büyük sevinçler göstermişlerdi. Fakat Hz. Ebu Bekir (r.a.)ağlamıştı.

Sorulduğunda: "Bu âyet Resûlullah'ın vefatının yaklaştığını gösteriyor" demiş ve bundan tebliğ vazifesinin sona erdiğini anlamıştı.

Aynı mânâyı Hz. Ömer de anlamıştı...

"Bir günden korkunuz ki, o gün hepiniz Allah'a döndürüleceksiniz" (Bakara,281) âyeti de bundan sonra ertesi gün Kurban Bayramının birinci günü inmiş ve seksenbir gün sonra Peygamberimizin vefatı vuku bulmuştu.

Resululullah (s.a.v.) ... Hicretin 11'nci yılı... Sefer ayının 19'uncu gecesi...
Bak'i mezarlığı...
"Yakında biz de aranızda olacağız..." Mezarlıktan dönüşünden sonra hastalığı artar. Ancak Mescid'e çıkıp namazlarda İmamlığa devam eder. Bir gün dermansız kalır. Hz.Ebubekir'in (r.a.) cemaate imam olmasını emreder.

Hz.Fatıma (r.a.) her gün gelerek, Hz.Aişe'nin (r.a.) odasında yatan babasını ziyaret ederdi. Bir defasında Hz.Fatıma (r.a.):
- Kimbilir ne acılar çekiyor babacığım, deyince;
- Babacığının sevgili kuzusu, bu günden sonra babacığın hiç acı çekmeyecek, cevabını verdi.

Bu söz, göçeceğine işaretti. 8 Haziran'a rastlayan Rebiul-Evvel ayının Pazartesi sabahı, hastalığı biraz hafifler. Sabah namazını Mescid'de Hz.Ebu Bekir'in (r.a.) arkasında kılar. Odasına dönünce dermansızlaşır. Kuşluk vakti olmuştu... Mübarek başı, Hz.Aişe validemizin göğsüne yaslanmış olarak...

"Ya Rab! Ölüm şiddetine karşı bana kolaylık ver, canımı tatlılıkla al", diye dua ediyordu. Bir an mübarek parmağıyla yukarı doğru işaret ederek:
- Refik-i alaya - Yüce Dosta", diyerek gözlerini semaya çevirdi ve ruhunu teslim etti.

Selam ve Sâlat O'nu üzerine olsun.

Varsın dünyanın doğu ve batısında bulunanlar
Senin vefâtını işitince ağlasınlar; neye yarar
Ben senin ayrılığının verdiği üzüntüyle
Yüzüme gözyaşlarından resim yaparak geliyorum
Gündüzlerim ise gecemden farksız
Gönlümde kocaman yaralar hâkim
Canım yanıyor, ruhum sızlıyor

Salat ve Selam O'na olsun !
 

ŤêΧâŠ

Altın Üye
Hazret-i Cebrail son defa geldi ve Azrail'in de gelmekte olduğunu haber verdi.
Az sonra ölüm meleği Azrail geldi. "Yâ Resûlallah, dünyada kalmak istersen, ziyaret edip döneceğim. Mevlâ'ya kavuşmak istersen, ruhunu alıp gideceğim" dedi.
Sevgili Peygamberimiz Cebrail'e baktı. Hazret-i Cebrail; "Yâ Resûlallah mele-i âlâ'daki melekler seni bekliyor" deyince, Sevgili Peygamberimiz Azrail'e "Görevini yap" dedi.
Ölüm meleği Hazret-i Azrail, hayatının en güç görevini yaptı. Sevgili Peygamberimizin kutsal ruhunu alıp göklere yükseldi.
Sevgili Peygamberimizin evinden gelen acı feryatlardan ve ağlamalardan, dışarıdaki sahabeler durumu anladılar ve onlar da ağlamaya başladılar.
Sevgili Peygamberimizin ölüm haberi bir anda Medine'ye yayıldı. Kadın, erkek, yaşlı, hasta, çoluk, çocuk yollara döküldü, hepsi ağlıyordu.
Mahşer günü gibi nefsî nefsî olmuştu. Anne kızını, baba oğlunu tanımıyordu. İçleri yanıyor, kalpleri yanıyor, gözleri ağlıyordu.
Hazret-i Osman'ın dili tutulmuş, konuşamıyordu. Hazret-i Ali bir duvarın dibine çökmüş ve başını iki elinin arasına almış ağlıyordu. Şuurunu kaybeden Hazret-i Ömer kılıcını çekmiş, sağa sola koşuyor ve "Hazret-i Muhammed öldü diyenin başını keserim" diyordu.
Dışarıda tam bir kaos ve kargaşa vardı ve kimse ne yapacağını bilemiyordu.
Evine kadar girmiş olan Hazret-i Ebû Bekir, acı haberi almış, ağlayarak geliyordu. Doğruca Peygamberimizin evine gitti.
Sevgili Peygamberimizin üzerindeki örtüyü kaldırıp mübarek yüzüne baktı, alnından öptü ve "Anam, babam, canım sana feda olsun" diye ağlamaya başladı.
Hür erkeklerden ilk iman eden kendisi idi. Sevgili Peygamberimizin yanından hiç ayrılmamıştı ama, doyamamıştı. Şimdi de ağlamaya doyamıyordu ve içi yanıyordu.
Ancak bir şeyler yapması lâzımdı. Ümmet yetim kalmıştı ve dışarıda korkunç bir kaos ve kargaşa vardı.
Güçlükle ayağa kalkıp, Mescid'e gitti ve etrafına toplananlara; "İyi bilin ki, Hazret-i Muhammed ölmüştür. Ama O'nun Rabbi olan Allah Hayyün Layemut'tur" dedi ve sonra, "Muhammed ancak resuldür." (Âl-i İmrân, 144)âyetini okudu.
Hazret-i Ömer, bu âyeti ilk defa duyuyormuş gibi kendine geldi, sevgili Peygamberimizin ölümüne inandı ve bulunduğu yere yığılıp kaldı.
Sahabeler için hayat, artık anlamsız ve hatta gereksizdi. Peygambersiz bir dünya, onlar için renksiz ve tatsızdı. Ancak, din onlara emanet edilmişti ve onlar olmadan, Kur'ân'ın, Sünnet'in gerçeği ve uygulaması gelecek kuşaklara aktarılamazdı. Bu nedenle din için yaşamaları ve din için çalışmaları zorunlu idi. Öncelikle bu kaos ve kargaşa ortamında İslâm, devletsiz ve müslümanlar halifesiz olamazdı.
Hazret-i Ebû Bekir halife seçilip, biat edildi ve sonra göz yaşları ile sevgili Peygamberimiz toprağa teslim edildi.
 

innuendo

HANZALA
Moderatör
Allah razı olsun.
İnşaallah ona layık bir ümmet oluruz.
 

Kopuk Dadı

Moderatör
Moderatör
ίииuεи∂σ;3017279' Alıntı:
Allah razı olsun.
İnşaallah ona layık bir ümmet oluruz.
amin..
Allah razı olsun aybüke
 

nurullah

New member
teşekürler Bize yol gösteren O güzel insan o Peygambere Selam Olsun (S.A.V.)
Allah onu görmek nasip eyler herkese inşallah...
 

3mr

£ м ρ α χ
Allah'umme salli ala seyidina Muhammed in ve ala ali seyidina Muhammed
Allah'umme salli ala seyidina Muhammed in ve ala ali seyidina Muhammed
Allah'umme salli ala seyidina Muhammed in ve ala ali seyidina Muhammed

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin
 

HTML

Üst